Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
başladı, berlin’de, bitti, savaş, soğuk

Soğuk Savaş : Berlin’De Başladı Berlin’De Bitti

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Soğuk Savaş : Berlin’De Başladı Berlin’De Bitti



Avrupa’da ‘Soğuk Savaş’ daha İkinci Dünya Savaşı bitmeden önce başlamıştı İlk işaretler ‘İkinci Cephe’ tartışmalarıyla ortaya çıktı Bunun da iki yönü vardı: Birincisi, Stalin’in Müttefik Kuvvetleri, ABD ve İngiltere’yi, Atlantik’ten yapılacak bir çıkarma harekâtı için sıkıştırması idi
Alman ordusunun üçte ikisiyle savaşan Ruslar için, bu birliklerin bir kısmının batıya kaydırılması son derece önemliydi Üstelik bunlar ne kadar batıya kayarlarsa, o kadar iyi olacaktı! Çünkü Stalin, Doğu Avrupa’yı işgal ederken müttefiklerini buradan uzakta tutmak istiyordu
İkinci tartışma ise, İngilizlerle Amerikalılar arasındaydı İngilizler Akdeniz’de, mümkünse Balkanlar’da bir çıkarma yaparak Stalin’in Doğu Avrupa’da ilerlemesini engellemek niyetindeydiler
Amerikalılar da, Fransa’da yapılacak kesin sonuçlu bir savaş ile, Almanları yenip sonra geniş bir cephe üzerinden Almanya’ya ilerlemek istiyorlar ve Akdeniz’de açılacak bir cephenin esas gayreti zayıflatmaktan başka bir işe yaramayacağını söylüyorlardı
O dönemde henüz uluslararası politikalarda pişmemiş olan Amerikalılar, İngilizlerin üç yüz yıldır uygulamakta oldukları ‘periferiyal strateji’ olayını anlamaya yanaşmıyor; en kısa yoldan kesin sonuçlu muharebeden başka bir şey düşünmüyorlardı
Sonuçta, 1943’te İtalya’da bir ‘Akdeniz Cephesi’ açıldı; ama bu, Churchill’in istediği sonucu vermedi Çünkü Müttefikler savaşın sonuna kadar burada kaldılar ve İtalya’nın ‘çizmesinden’ yukarı doğru, ancak kaplumbağa hızıyla ilerlediler
Almanlar, burada ister istemez, Ruslar için çarpışmış oldular! Çünkü, Balkanlar ve Orta Avrupa’ya ilerleyebilecek olan Müttefik güçlerini, burada oyaladılar
1943 yılının sonuna doğru, Alman propaganda makinesi ‘doğunun fethedilmesi’ anlamına gelen Lebensraum (yaşama alanı) kavramını unutturmaya başlayarak, onun yerine ‘Festung Europa’ yani ‘Avrupa Kalesi’ kavramını ortaya atar
Bu, Atlantik kıyısında Müttefikler Kuvvetler’e, doğuda ise Sovyetler Birliği’ne geçit vermeyecek olan sözde ‘aşılmaz kale’dir
Bu kavram, Alman askerî yenilgilerini de hızlandıracaktır aslında; çünkü Hitler’in her türlü geri çekilmeyi kategorik olarak yasaklaması, Alman generallerini, Ruslara karşı en büyük avantajları olan hareketli savaşı yürütme olanağından mahkûm bıraktığı gibi, kuşatılan birçok birliğin de mahvına neden olacaktı
Hitler’in ‘barışı beklemek’ için kurduğu Avrupa kalesini koruyamayacağını çok iyi sezen Stalin, bu durumdan sonuna kadar yararlanmaya karar verdi ‘Erken Soğuk Savaş’ın ilk kurbanı da, 1939’daki gibi, yine Polonya oldu!
Sovyetler Birliği’nin 1944 ilkbahar taarruzları, çok hızlı gelişerek Kızılordu’yu Temmuz ayında Vistül kıyısına ulaştırdı
Bu sırada Polonyalılar da, Varşova’da bir ayaklanmaya girişerek ülkelerinin kurtulmasında kendi paylarını dünyaya göstermek ve barışta inisiyatif kullanabilecek duruma gelmek istediler
Ne var ki, Alman ordusu bütün işi gücü bırakıp, Varşova ayaklanmasını bastırırken, Ruslar parmaklarını bile kıpırdatmadan tam beş ay boyunca, Vistül’ün doğu kıyısında Almanların Polonyalıları imha etmesini izlediler!
Bu arada Ruslar, Müttefik Kuvvetler’in havadan yardım gönderme taleplerini de kabul etmediler ve uçaklarına iniş, hatta hava sahalarından geçiş izni bile vermediler
Stalin Polonya’yı yutmaya kesin kararlıydı Bu arada Rusların güneydeki orduları Balkanlar’da ilerliyor, Koniev ve Juvkov da Berlin’e girmek için hazırlık yapıyorlardı: Stalin, her iki komutanının birlikte ilerlemesine önem veriyor, zafer tacını tek bir mareşale mal etmemeye çalışıyordu!
1945 baharında Almanya’ya son hücum yapılırken Polonya’yı işgal etmiş olan Ruslar, Yalta Antlaşması’nın açık hükümlerini ihlal ederek bu ülkede geniş tabanlı bir yönetime yanaşmıyorlar ve sadece kuklalarından oluşan bir hükümet kuruyorlardı
Churchill de, Müttefik ordularının başkomutanı Eisenhower’a Ruslara ayrılan işgal bölgelerine girilmesini ve Ruslar antlaşmaya uyuncaya kadar çekilmemelerini önerdi
Amerikan 9 Ordusu bu sırada Berlin’i rahatlıkla alabilecek durumdaydı Ama Eisenhower, bu ordunun komutanı Simpson’a durmasını emretti
Bu durumda Churchill hem derinden sarsıldı, hem de başkomutanın Berlin’in siyasî öneminden bu kadar bihaber olmasına şaştı Ama Eisenhower da Berlin için yapılacak sokak savaşlarının kayıplarına razı değildi
Nitekim Kızılordu bu iş için yüz bin kayıp verdi Batılılar o günlerde, Prag’ı da kolaylıkla alabilirlerdi Churchill bunun için, adeta yalvarırcasına tekrar ısrar edince, Eisenhower da Patton’u Prag’a göndermeye karar verdi ve Rusları bundan haberdar etti Ancak Stalin bunu öylesine şiddetle protesto etti ki, Eisenhower da Patton’u derhal geri çağırdı
Ruslar 9 Mayıs günü Prag’ı işgal ettiler Sonuçta herkes kendi işgal bölgesinde kalırken, Berlin ‘ortak işgal bölgesi’ olarak ‘dörtlü’ bir yönetim altına girdi
Uzun süre Stalin’in dışişleri bakanlığını yapmış olan Molotov, “Berlin’e ne olursa Almanya’ya da o olur ve Almanya’ya ne olursa Avrupa’ya da o olur,” demişti Gerçekten de Berlin parçalanınca, Avrupa parçalandı ve yıllar sonra, Berlin birleşince de, Avrupa birleşti!
Savaş bitince, Berlin’deki Amerikan, İngiliz ve Fransız işgal bölgeleri, Sovyet işgal bölgesi olan ‘Doğu Almanya’ içerisinde birer ‘adacık’ olarak kaldılar Batı Almanya’nın sınırı 150 kilometre uzakta kalmıştı!
Ruslar, diğer işgal bölgelerinde olduğu gibi, Berlin’i de demir bir yumruk ile yönetmeye başladılar Berlin’de 18 bin, Doğu Almanya’da 100 bin askerleri vardı Bunlara karşı; 3 bin Amerikan, 2 bin İngiliz ve bin 500 Fransız askeri Berlin’de büyük ölçüde göstermelik bir güç olarak bulunuyordu
Ruslar önce Berlin’i tecrit ettiler; sonra da bütün yiyecek maddeleri kendi bölgelerinden geçtiği için, bunu bir silah olarak kullanmaya başladılar Nihayet 1 Temmuz 1948 günü, Müttefik İşgal Komutanlığı’ndan çekilerek bunun meşruiyetini reddettiler
Bu tarihe gelinceye kadar, ‘Soğuk Savaş’ çoktan resmîleşmiş, Amerika daha 1945 yılında land-lease yardımlarını kesmiş, Ruslar da Churchill’in sözleriyle Stettin’den Trieste’ye kadar demirperdeyi Avrupa’nın üzerine indirmişlerdi
‘Demirperde’ deyimi, kısa sürede ‘Soğuk Savaş’ kavramı ile özdeşleşen deyimlerden biri oldu
Berlin, ‘Soğuk Savaş’ boyunca Rus işgali altındaki Doğu Avrupa’da bir ada, Rus bakış açısından da bir ‘diken’ olarak kaldı 1958 yılında, Berlin’de tekrar bir kriz yaratıldı Kruşçev, Batı Berlin’in askerden arındırılmış bir serbest şehir haline getirilmesi için, altı ay tanıdıklarını, aksi halde Doğu Almanya ile ayrı bir barış antlaşması imzalayacaklarını söyleyerek yeni bir Berlin krizi başlattı
Ancak bu kez Sovyetler Birliği ambargoya gitmedi; çünkü Batılı müttefiklerin Batı Berlin’deki işgal haklarından vazgeçmeyeceklerini biliyordu Fakat Doğu Almanya’dan batıya büyük bir kaçış yaşandığı ve bu büyük ölçüde Berlin’den gerçekleştiği için, 1961 yazında Doğu ve Batı Berlin’i ayıran meşhur duvarı inşa etmeye başladılar
‘Berlin Duvarı’ işgal bölgeleri arasında serbest geçişi öngören dörtlü antlaşmanın köklü bir şekilde ihlali anlamına da gelmekteydi Bir yıl sonra, duvar tüm sınırı kaplamış ve yakındaki evlerin çoğu da yıkılmıştı 1966 yılına kadar, Berlin Duvarı üzerinde 210 gözetleme kulesi ve sayısız beton mevzi de devreye girdi Çünkü duvardan adam kaçırma, Berlin’de büyük bir sektör haline gelmişti
1963 yılında önce Kruşçev, sonra da Kennedy, Berlin’e gelerek duvar üzerinde propaganda yaptılar
1980’lerin sonlarına gelindiğinde, Soğuk Savaş’ın bitişi her alanda belirginleşmişti Askerî alanda silahlanmaya ve Afganistan’a harcadıkları devasa kaynaklar, ekonomi alanında verimliliği arttıramamaları, siyasî alanda da demokrasiyi geliştirememeleri nedeniyle, SSCB, Soğuk Savaş’ta yenildiğini kabul ederek ‘demirperde’yi kaldırmak zorunda kaldı Gorbaçov’un ‘presteroyka’ yani ‘açıklık’ politikası bunun ilanı oldu
Bunun hemen ardından, on binlerce kişi Berlin Duvarı’na koşarak, yıkmaya başladılar Duvarla birlikte, bir yıl içerisinde Doğu Avrupa’daki bütün rejimler yıkıldı ve SSCB tarih sahnesinden silindi Almanya’nın birleşmesi gerçekleşince de, Berlin kırk beş yıl sonra tekrar başkent oldu
Yalta Antlaşması’nın mimarları bunun yaklaşık elli yıllık bir barış sağlayabileceğini düşünmüşlerdi Bu öngörülerinin ufak bir farkla gerçekleştiği görüldü
Soğuk Savaş’ın ortadan kalkmasıyla birlikte, dünya yarım kalan işine döndü: 1918’in sorunlarıyla boğuşmaya başladı Avrupa’da 1918’de kurulmuş iki devlet olan Çekoslavakya ve Yugoslavya derhal parçalandı, gözler Ortadoğu’ya döndü Berlin ise, Avrupa’nın büyük metropolü olarak Doğu Avrupa’yı Avrupa Birliği içerisinde hazmetmeye başladı Avrupa’nın kaderinde tekrar önemli bir rol oynayacaktı artık Berlin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.