|  08-21-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Yakın Dönem Tarihçesi 
 
            
 tarihçiler genelde, bir hadisenin üzeriden elli yıl-bu zaman, arşivlerin açılma süresi olan otuz yıla kadar da inebilir- gibi bir zaman geçmeden  tarihinin yazılamayacağına, yazılırsa bu  tarihin pek çok eksiklik ve yanlışlarla dolu olacağına inanırlar
  [Bu inancın altında yatan nedenlerden biri hadisenin henüz oluşum halinde olması, yani kısa, orta ve uzun vadedeki tüm sonuçlarının henüz ortaya çıkmamış olmasıdır (bu noktaya yukarıda kısaca değinilmiştir, aşağıda  yakın  dönem  tarihinin olayları kısmında ayrıntılarıyla ele alınacaktır)  tarihçilere göre daha önemli olan diğer neden ise, "olaya karışan şahısların halen hayatta bulunmalarıdır  Bu şahıslar hayatta ve iktidarda ise veya onların taraftarları iktidarda ise yalnızca onları övmeye yönelik  tarih yazılacaktır"  [] Bu arada da, muhaliflerin yergi dolu  tarihler yazmaları her zaman mümkündür  Yazılan bu övgü ve yergi dolu  tarihlerin ortak özelliği sübjektif, yanlı ve önyargılı olmalarıdır  Genelde  tarihi çalışmanın her  döneminde görülebilecek   olan bu yanlılığın  yakın  dönemde artması  ve  tarih yazımını etkilemesi,  yakın  dönem  tarihçisinin yazdığı olayları yaşıyor olmasındandır  yakın  dönem  tarihçisinin objektif olmasına en büyük engel olarak görülen, olayları yaşıyor olması durumu ve, objektif ve önyargılı düşüncelerin neler olduğu konusu aşağıda daha  yakından incelenerek, bunların  yakın  dönem  tarihçisini ne derece etkilediği ve sonuçta  yakın  dönemin  tarihini yazmasına engel teşkil edip etmediği  tartışılacaktır  ´Hakiki  tarihçi´ ile ´ yakın  dönem  tarihçisi´ arasındaki en önemli iki fark, hakiki  tarihçinin tasvir ettiği olaylardan  tecrit edilmiş ve bağımsız olması,  yakın  dönem  tarihçisinin ise halen olayların içinde yaşamakta olmasıdır  Burada  tecrit edilmişlik üzerinde durmak gerekiyor  tarihçi, hâkiki  tarihçiden bahsediyoruz, ´ tecrit edilmiş mükemmel bir insan´ değildir, yaşadığı zaman, yer, şartlar, ilgi, kültür vs  nin bir yaratığıdır  tarihçi çağının insanı olduğu için,  geçmişi ancak günümüz açısından inceleyebileceği ileri sürülmektedir  [] Bunu kabul etsek bile,  yakın  dönem  tarihçisinin paylaşmadığı bir  tecrit, hakiki  tarihçi için söz konusudur  tarihçi anlattığı olayların bir katılımcısı değildir ve nedenleri daha ileri götürmeyi düşünmek, çünkü bu olaylar ve nedenler  geçmişe aittir  Bunun tam aksine,  yakın  dönem  tarihçisi,  tecrit edilmiş seyirci değil, kaçınılmaz olarak olayların katılımcısıdır  []  körfez  savaşı´nı yaşamakta olan bir  yakın  dönem  tarihçisinin, örneğin, bu  savaşın yapılıp yapılmaması konusunda herhangi bir düşüncesi olmadan yazabileceğini düşünmek zordur  standart  tarih çalışmasının karakteristiği olan  tecrit edilmişlik  yakın  dönem  tarihçisi için mevcut değildir  Fakat  geçmiş  dönem  tarihçisine ait olan bu  avantaj ne kadar büyüktür ve tam anlamıyla ne ifade eder? Bu,  yakın  dönem hakkında yazarken, gerçek  tarihi düşüncenin gerçekleşmediği anlamına mı geliyor? Bunlar cevaplandırılması gereken sorulardır  
 | 
	|  |   |