Prof. Dr. Sinsi
|
Karamanlılar
Karamanlılar atasözlerimize kadar yerleşmiş, fakat asıl nitelikleri hakkında çoğunlukla pek az şey bilinen bir topluluktur Türkçe konuşurlar, bu yüzden Türkofon sayılırlar Dinsel olarak ise Türkçe, diğer Türk dilleriyle birlikte Altay dil ailesinin bir kolunu oluşturur Bu ailenin diğer üyeleri Moğolca, Mançu-Tunguzca ve Korecedir Japoncanın Altay dil ailesinin bir üyesi olup olmadığı konusu tartışılmaktadır
Ortodoks Ortodoksluk Hristiyanlığın üç büyük mezhebinden biri Ortodoks (yunanca "orthos" doğru ve "doksa" inanç kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiş "doğru inanç" anlamını ifade eder "Doğu kilisesinin güttüğü mezhep, bu mezhebe uyan kişi" demektir Ortodoksluk dışındaki diğer iki mezhep, Katoliklik ve Protestanlık'tır Ortodoksluk 1054 yılında Roma'dan ayrılmıştır Herhangi bir alanda geleneklere sıkı sıkıya bağlı olan, vahye ve meşru kilisenin kararlarına uygun doktrin ve düşüncelerin tüm
Hıristiyan Alm Christentum (n), Fr Christianisme (m), İng Christianity Îsâ aleyhisselâma gönderilen hak din Îsevîliğin bozulmuş hâline verilen ad Aslı bozulmuş semâvî dinlerdendir Semâvî din, değeri üstün ve yüce olan, ilâhî bir kaynağa dayanan ve tek Allah'a inanmayı kabul eden "hak din" demektir Hıristiyanlığın aslı, ilâhî vahye dayanır Bizzat Allahü teâlâ tarafından hazret-i Îsâ'ya gönderilmiştir
Rum olarak toplumsal katmanlar arasında yer tutarlar Rum, Arapça, Osmanlıca ve Türkçede, Hıristiyan Ortodoks mezhebinden olan ve Yunanca konuşan kimselere denir Romeos (Romalı) sözcüğünden bozularak günümüze ulaşmış bir terimdir
Anadolu`da yüzlerce yıldır var oldukları bilinmektedir; komşularıyla çoğunlukla barış içinde yaşamışlardır Tarih kitaplarında ise, özellikle Selçuklu devrinden sonra, Beylikler ve Fetret devrinde kendilerinden bahsedilir
Karamanlı deyimi dar anlamıyla Karaman yöresinde yaşamış olanları kapsar Bugün Karaman ilinin bulunduğu bölge merkez olmak üzere, Niğde, Konya, Maraş çevresindeki bozkırlara yerleşik oldukları bilinmektedir Karamanlılar 1924`te Lozan Antlaşması çerçevesinde gerçekleştirilen mübadele sonucu Yunanistan`a göç etmişlerdir
Karamanlıların dilleri Osmanlıca, Antik Yunanca ve Rumcanın bir karışımıydı Yazıda ise Grek alfabesini kullanırlardı Halen anılan bölgedeki tarihi mezar taşlarında, Grekçe yazılmış, ama Türkçe okunan deyim ve dizelere rastlamak mümkündür
Karamanlılar yaşadıkları çevrede bir kültür dili de yaratmış olan topluluklardandır 15 ila 18 yüzyıllar arasında yazılan Karamanlıca elyazması eserler ve 1718`den sonra basılan Karamanlıca kitapların neredeyse tümü, diğer dinsel kültürlerde de raslandığı gibi, Ortodoks din kitaplarıdır 19 yüzyılda basılan ve sayısı beş yüzü aşan Karamanlıca kitapların arasında ise dini eserlerin yanı sıra, tarih, roman ve hikaye kitapları da yer alır
İstanbul`un fethinden sonra şehrin insan gücünü artırmak amacıyla uygulanan zorunlu iskan sonucu İstanbul`a getirilen Karamanlılar, öncelikle Yedikule`ye yerleştirildiler 1551 `de İstanbul`a gelen gezgin Nicolas de Nicolay, Karamanlıların Yedikule yakınlarında büyük bir mahallede oturduklarını, geçimlerini ticaret ve zanaatla sağladıklarını, özellikle kuyumculuk ve işlemecilikte çok yetenekli olduklarını belirtir Dükkanlarının Kapalıçarşı yakınında olduğu anlaşılmaktadır Nicolay`a göre Karamanlı kadınlar diğer Rum kadınları gibi, hamama gitme ve kilise ziyareti dışında, sokağa nadiren çıkarlar Evlerinde nakış işlemekte ustadırlar Bu işlemeleri Kapalıçarşı`da ve pazarlarda satılır Dar gelirli Karamanlı kadınlar geçimlerini sokaklarda yumurta, piliç, peynir ve sebze satarak kazanırlar
Karamanlılar, aynı dinden oldukları için Rum-Ortodoks patriğine tabidirler Eremya Çelebi Kömürcüyan da 17 yüzyılda Karamanlıların Yedikule`de suriçinde oturduklarını belirtir ``Bunlar Rum oldukları halde Rumca bilmezler ve Türkçe konuşurlar`` diye yazar
Süreç içinde Karamanlılar Yedikule`den Fener, Cibali, Tahtakale, Kumkapı semtlerine ve Rumların yaşadığı diğer mahallelere dağılıp yerleştiler Karamanlıların büyük çoğunluğu İstanbul`da ticaretle uğraşırlardı Niğde`nin Kurdonos Köyü`nden gelenler sabun tüccarı, Aravan`dan gelenler kuruyemişçi, Uluağaç`tan gelenler kabzımal, Niğde`den gelenler zahireci ve peynirci, Fertek`ten gelenler beratlı şarapçı idiler; Ürgüp`ün Sinasos Köyü`nden gelenler havyar ve tuzlu balık ticareti, Kayserililer pastırma ve sucuk ticaretiyle uğraşırlardı
Dükkanları Eminönü`nde ve Galata`daydı İstanbul`daki Karamanlılar, Tanzimat`tan sonra kurdukları yardımsever dernekler kanalıyla köylerinin kalkınması için kayda değer çabalar harcamışlardır
Bu makale, online kullanıcı topluluğu tarafından oluşturulan ve düzenlenen özgür ansiklopedi projesi Wikipedia'nın Türkçe versiyonu Vikipedi'deki Karamanlılar maddesinden kopyalanmıştır Bu makale, GNU Özgür Belgeleme Lisansı ilkeleri kapsamında özgürce kullanılabilir
|