|  | Kütahya Tarihi Ve Turistik Yerleri |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Kütahya Tarihi Ve Turistik YerleriKütahya tarihi eserleri ve tabiî güzellikleri, kaplıcaları bakımından zengindir  Selçuklular veOsmanlılar zamanında çok sayıda tarihi eserlerin bulunduğu Kütahya’da önemli sayıda cami, mescit, türbe, medrese ve çeşitli tarihi eserler günümüze kadar gelebilmiştir   Balıklı Câmii: 1236-1237 senesinde yapılmış olup, Selçuklu eseridir  Kütahya’da Türklere ait en eski eserdir  Selçuklu Sultânı Alâeddin Keykubat’ın oğlu İkinci Gıyâsüddin Keyhüsrev zamanında Serasker ve ümerâdan İmâmüddin Hezâr Dinârî tarafından 1236’da yaptırılmıştır  Germiyanoğulları ve Osmanlılar tarafından tâmir edilmiştir  Hezâr Dinârî Savunma Bakanı (Emir Sipehsâlât) idi   Hıdırlık Mescidi: Bir mesire yeri olan Hıdırlık Tepesindedir  İmâmüddîn Hezâr Dinâr 1243’te yaptırmıştır  Kare plânlıdır  Kubbesi tuğladandır  Kitabesi vardır  1980’de tâmir edilmiştir   (Meydan) Aslanbey Câmii: İl merkezindedir  1413 yılında Aslan Bey tarafından yaptırılmıştır  Kare plânlı tek kubbelidir  1954’te tâmir edilmiştir  Aslında kiremit olan üst kısmı kurşunla kaplanmıştır  Aslan Bey, Sultan İkinci Murâd Han ümerâsından, Kütahya ve Tavşanlı Muhafızı Bicâroğlu Aslan Beydir   Ali Paşa Câmii: Şehreküstü Mahallesinde bulunan câmi ile on iki hücreli medrese, sıbyân mektebi, sebiller ve şadırvândan meydana gelen külliyeyi, Anadolueyalet Vâlisi, Seyyid Süleymân Ağanın oğlu Seyyid Ali Paşa yaptırmıştır  Hâlen, yalnızca câmi ayaktadır  Hiçbir ilmî izahı olmadığı ve kitâbelerde Seyyid Ali Paşa geçtiği hâlde, caminin adı, çok farklı ve mânâsız bir şekilde Alopaşa telaffuz edilmektedir  Bu telaffuz hatâsının giderilmesi yolunda, câminin adının aslına uygun olarak düzeltilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir  1797’de tâmir görmüştür   Câmi-i Kebir (Ulu Câmi): Şehir merkezinde, Vâcidiyye Medresesi ile İkinci Yâkub Çelebi İmâret Külliyesi arasındadır  Ortalama 45x25 m’lik bir sahayı kaplamaktadır  Kütahya’nın en geniş iç hacmine sâhip câmidir  Kuzeydoğu dış köşesinde bir minaresi vardır  Bugünkü şekli, iki kubbe ve yarım kubbeden müteşekkil olup, dikdörtgen mekânı bu kubbeler örtmektedir  Kuzeyinde beş bölümlü son cemaat yeri vardır  Sultan Yıldırım Bâyezid Han (1381-1389) bu câmiyi yaptırmaya başlamıştır  Ankara Muharebesi ile, yarıda kalan câminin yapımını 1410’da oğlu Mehmed Çelebi tamamlamış, Fâtih Sultan Mehmed Han zamanında tâmir edilmiş, Rodos Seferine çıkan Kânûnî Sultan Süleyman Han Kütahya’da konaklamış ve câminin tâmirini Mîmar Sinan’a emretmiştir  IrakSeferinde (1534) Kütahya’da dört gün kalan Kânûnî Sultan Süleyman Han, namazlarını bu câmide kılmıştır  Kubbe kapısına yakın orta yerde, dört mermer sütun üzerinde müezzin mahfili ve altında şadırvanı bulunmaktadır  Tamâmen kesme taş olan yapının kubbe saçakları altında tuğlalar görülmektedir  Minarenin de kaidesi kesme taş, gövdesi tuğladandır  Çeşitli zamanlarda tamir edilmiştir  Câmi Sultan Abdulmecid Han ve Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın tâmir ettirdiği kitâbede ifâde edilmektedir  İlk yapıldığında ahşaptı   Kurşunlu Câmi (Kasımpaşa Câmii): Germiyanoğulları zamanında 1377’de yapılmıştır  Mihrâbı bezemeli ve minaresi orijinaldir  Kurşunlu mahallesindedir  Şeyh Mehmed tamir ettirmiştir  Son tamiri 1975’te olup, üzeri kurşunla kaplanmıştır   Dönenler Câmii (Mevlevîhâne Dergâhı): Şehrin merkezinde Câmi-i Kebir civârındadır  Özel bir mîmârî tarzı vardır  Hâlen câmi olarak kullanılmakta olup, içi daire şeklindedir  Kubbeyi çeviren bir balkonu vardır   İshak Fakih Külliyesi: 1433’te Germiyanoğulları ulemasından Cemâleddin İshak Fakih yaptırmıştır  Külliye câmi, zâviye, türbe ve medreseden meydana gelmiştir  Aynı ismi taşıyan mahallededir   Süleymanşah, Kal’a-i Bâlâ (Yukarı Kale) Câmii: Hisarda bulunan câminin Germiyan Beyi Süleyman Şah tarafından tamir ettirildiği bilinmekte, kimin tarafından ve hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir   Takkeciler (Demirtaş Paşa) Câmii: Kavaflar çarşısında bulunan câmi mîmârî bakımından dikkati çekmektedir  Fil ayakları ve silindir kubbeler altında bir takım hücreler ve ortada bulunan büyükçe kubbesi orijinaldir  Anadolu Eyâleti Vâlisi ve Kütahya Muhâfızı Demirtaş Paşa yaptırmıştır   Hisar Bey Câmii: Saray Mahallesindeki eski hükümet konağı arkasındadır  Hisar Bey oğlu Mustafa Bey 1749’da yaptırmıştır   Karagöz Ahmed Paşa Câmii: Küçük Çarşıda, ahşap dükkanların arasında iken bu dükkanlar yıktırılmış, câmi ortaya çıkmış ve restore edilmiştir  Câmi, medrese, sıbyân okulu ve imâretten meydana gelen bu külliyenin yapımına, Anadolu Eyalet Vâlisi Karagöz Ahmed Paşa tarafından 1509 yılında başlattırılmış, hanımı tarafından inşaatı bitirilmiştir  Mîmar Sinan’dan öncekiOsmanlı mîmârî tarzının tipik örneklerinden biri ve en güzelidir  On iki köşeli üç kasnak üzerine oturtulmuş şahane ve orijinal kubbesi vardır   Lala Hüseyin Paşa Câmii: Aynı isimle anılan mahallede, Sultan İkinci Selim Hanın Lalası Hüseyin Paşa tarafından (1566-1568) yıllarında yaptırılmıştır   Hâtûniye Câmii: Hâtûniye Mahallesinde olup, hangi târihte, kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir  Ancak, Râbi’a Hâtûn isimli hayırsever bir hanım tarafından minâresinin yaptırıldığı ve esaslı bir şekilde tâmir ettirildiği bilinmektedir   Özbek Câmii: Tahminen 1699’da ormanlık ve otlak hâlinde bulunan Müderris Yaylası sırtlarında çadır kuran Özbek Aşiretinden İbrahim Ağa tarafından câmi ve çeşme yaptırılmıştır   Kadîdler Câmii: Samanpazarı (Hasır Pazarı) mevkiinde bulunan câmi, Halil Kâmil Ağa tarafından başlatılmış, Hafız Mehmed Paşa tarafından bitirilmiştir   Molla Bey Câmii ve Külliyesi: Balıklı Mahallesindedir  Bu külliye, İbrâhim Edhem tarafından 1845 yılında yaptırılmıştır  Câmi, kütüphâne, medrese, sıbyan mektebi, şadırvan ve sebillerden meydana gelen külliyenin her birini, bir akrabası adına inşâ ettirmiştir   Seâdeddîn Câmii: Câmi, Selçuklu Devletinin serasker ve ümerâsından İmâdüddîn Hezâr Dinâr tarafından ahşap olarak yaptırılmış, Anadolu VâlisiÖmer Paşa, 1238 yılında da yine Anadolu Vâlisi Derviş Mehmed Paşa tarafından tekrar ele alınarak bugünkü hâle getirilmiştir   Yeşil Câmi: Hükümet Caddesinde bulunan câmi, Kütahya Mutasarrıfı Ahmed Fuad Paşa tarafından yaptırılmıştır  Mîmârisi Arap tarzıdır  Nakışları ve çinileri ile meşhurdur  Dört mermer direk üzerine oturtulmuş tek kubbeden meydana gelmiştir   Çinili Câmi: Kütahya’nın en yüksek semtlerinden Maltepe’de yapılan bu câminin dışı tamâmen çinilerle kaplıdır  30 bin çini plaka kullanılmış olup, 500 kişiliktir  Son senelerin en güzel câmilerindendir  Dünyâda dışı tamâmen çini ile kaplı ilk câmidir   Paşam Sultan Türbesi (Seyyid Nûreddin Zâviyesi): Ulu Câmi Caddesinden İshak Fakih Câmii yönüne giderken, duvarı cadde üzerinde görülebilen, girişi Kurşunlu Câmi sokağından sağlanan türbe, çeşitli değişiklik ve tâmirler görmüştür   Karagöz Ahmed Paşa Türbesi: Ahırardı Mezarlığındadır  6 yuvarlak sütun üzerinde, kademeli ve taşkın başlıklara oturtulmuş yuvarlak tuğladan kubbe bindirilmiştir  6 kenarlı açık bir türbe şeklindedir   Şeyhî (Hakim Sinan) Türbesi: Germiyanoğulları zamanında yaşayan devrin tıbbî imkanları ile 182 adet katarakt (göz perdesi) ameliyatı yapacak kadar mâhir bir cerrah olan “Şeyhî” mahlâsı ile şiirler yazan meşhur “Harnâme” şiirinin sâhibi, âlim, fâzıl Hakim Sinan, Kütahya-Tavşanlı yolu üzerindeki Dumlupınar Köyü’nde medfundur   Hayme Hâtûn Türbesi: Osman Gazinin annesi Hayme Hâtûn Türbesi, Domaniç ilçesinin Çarşamba köyündedir  Domaniç 1281’de Ertuğrul Beye yayla olarak verilmiştir   Vâcidiye Medresesi: 1314’te yaptırılan Vâcidiye Medresesi, kültür yuvalarının başında gelmektedir  Kapalı avlulu, tek katlı, iki eyvânlı ve kesme taştan mâmûl bir medresedir  Restore edilmiş ve hâlen Kütahya Müzesi olarak kullanılmaktadır   Hamamlar: Kütahya’da tarihî kıymeti haiz 9 hamam vardır  Başlıcaları: Saray Hamamı (14  yüzyıl), Küçük Hamam (14  yüzyıl başı), Eydemir (Elvan Bey) Hamamı(15  yüzyıl), Balıklı (Rüstem Paşa) Hamamı (15  yüzyıl), Lala Hüseyin Paşa Hamamı (16  yüzyıl), Kemer Hamamı(16  yüzyıl), Şengül Hamamı (16  yüzyıl), Yenimahalle Hamamı (19  yüzyıl)  Küçük Hamam: Eski Hükümet Konağı Caddesi başlangıcı ile, Cumhuriyet Caddesi köşesindedir  Bu tarihî hamamda, Ankara Savaşından sonra, Timur Hanın yıkandığı rivayet edilmektedir  Hamam hâlen faal bir vaziyettedir  Balıklı Hamamı: Vezir-i âzam Damad Rüstem Paşa 1550’de yaptırmıştır   Müzeler: Müzelik eserler önceleri Vâhid Paşa Kütüphanesinde ve bahçesinde toplanmaya başlanmıştır  Böylelikle müzenin ilk nüvesi teşkil edilmiştir   Kütahya Müzesi: Hâlen, Germiyanoğullarından kalma Vâcadiyye Medresesindedir  Müzede tarih öncesi devirlere âit bakır, bronz ve demir çağları eselerinden, seramik eşyalar, taş âletler, kolye parçaları bulunmaktadır  Hellenistik, Bizans ve Roma eserleri yönünden zengin bir müzedir  Osmanlı devrine ait pekçok eserler de müzede korunmaktadır  Medrese, astronomide gök gözlemevi olarak kullanılmıştır  Bu medresede müderrislik yapan Molla Vâcid’in çinili sandukası vardır   Çavdarhisar Açık Hava Müzesi: Kütahya’ya 60 km uzaklıktaki Çavdarhisar kasabasında bulunan açık bir müzedir  Burada Frigyalılara âit eski eserler sergilenmektedir  Bu müzede bir de açık hava tiyatrosu mevcuttur  Takriben 20  000 kişilik olan tiyatronun oturma sıralarının bir kısmı yerinde durur vaziyettedir  Bunun önünde güney tarafında tiyatroya bitişik olan stadyum ise oldukça haraptır  Burada şeref locasının kalıntılarını görmek mümkündür   Macar (Lajos Kossuth) Evi: (1848-1849) Macar İstiklâl Savaşını yöneten Macar Cumhurbaşkanı Lajos Kossuth’un Kütahya’ya sığınması adına yapılan “Macar Evi” hâlen müze olarak kullanılmaktadır   Dumlupınar Anıtı: 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan savaşının kazanıldığı Dumlupınar’da bulunur  Çalköy’ün Zafertepe adı verilen sırtındadır  1924 yılında “Meçhul Asker Âbidesi” adı altında yapılmış, daha sonra görünüşü değiştirilmiştir  Önceki figür Adatepe mevkiine yakın bir yere yerleştirilmiştir  Ayrıca Gediz ilçesinde, ilçenin kurtuluşunun sembolü olan bir âbide vardır   Hükümet Konağı: 1907’de Kütahya Mutasarrıfı Ahmed Paşa yaptırmıştır  Çinilerle süslü güzel bir binâdır   Büyük ve Küçük Bedesten: Osmanlı devrinden kalma binalardır   Eski eserler: Tarihî devirlerin beşiği olan Kütahya, kuruluş tarihinin çok eski çağlara dayanması sebebiyle, antik eserler bakımından da oldukça zengin sayılır   Kütahya Kalesi: Antik devirden başlamak üzere yerleşmenin yer aldığı sanılan tepe üzerinde, bir iç kale, hisar ve Osmanlı devrinde, aşağıdaki suyu da içine almak üzere eklenen, üçüncü bir kısımdan meydana gelmektedir  Evliya Çelebi’ye göre 70 burca sahip olup, şehrin su ihtiyâcı buradan karşılanmakta idi  Kalenin çevresi 3500 m’dir  Selçuklular ve Osmanlılar tâmir etmiştir   Aizani (Çavdarhisar) Harâbeleri: Kütahya’ya 60 km’lik asfalt bir yol ile bağlı olan Aizani ören yeri, eski Anadolu’da, Frigya bölgesinde (Rhydakos) Bedir Deresinin üst kıyısında Pankalos denilen yerde bir şehirdi  Dikkate değer tarihi bir âbidedir  Frigya Aizani şehrinin M  S  ikinci yüzyılda, Anadolu’daki birçok şehirler gibi zenginleştiğini gösteren Zeus Tapınağı, Stadion, tiyatro ve Agora, Romalılar tarafından Bedir Deresi kıyısında yapılmış olan iki rıhtım döküntüsü dikkati çekmektedir  Anadolu’daki en sağlam Roma tapınağı Çavdarhisar’daki Zeus Tapınağıdır  İçinde 124 sütun vardır   Aesami (Aizani) kentinde kralların yıkandığı “Kral Hamamı”nı Alman Prof  Rudolf Navman ortaya çıkarmıştır  Çavdarhisar, Çandarlı Türk Boyları bu bölgeye yerleşmiştir  Çavdarhisar kazılarında Çandarlılara ait eserler de ortaya çıkmıştır  Bedir Deresi üstünde Karabulut Değirmeni arkasındaki mağara Anadolu’nun ilk mabedlerindendir   Taş Köprü: Kütahya-Uşak karayolu üzerinde ve Bedir Çayı (o zamanki ismi Rinadakos Çayı) üstünde Romaİmparatoru Hadrianus zamanında (2 bin yıl önce) yapılmıştır  Kemerli olan bu köprü üstünden halen en ağır tonajlı araçlar geçmekte ve köprü hizmet görmektedir  Köprü Romalıların önemli yerleşim ve ticaret merkezi olan “Aizani” kenti (Çavdarhisar) yanındadır  Domaniç Elmalı köyünde Frigyalılara ait eserler, Bayat köyünde 8 milyon sene önceye ait hayvan fosilleri bulunmuştur   Ansir ve Sieaus: Eski Simav şehrinin kalıntıları arasında tepede bir kale vardır  Simav, Frigyalılara ait Ansir ve Sieaus şehir kalıntılarının üzerine kurulmuştur   Mesîre yerleri: Kütahya ormanları, yayları, mesire yerleri ve kaplıcaları ile meşhurdur   Murat Dağı: Anadolu’nun en güzel çam ormanları buradadır  Soğuk suları yanında sıcak sular fışkıran bir yerdir  Gediz ilçesine 23 km mesâfededir  1400 m’yi aşan yükseltisiyle bir yayla özelliği taşır  Şifâlı sıcak suların fışkırdığı yerde Koca Hamam, Hacettepe Hamamı ile üç yüzme havuzu, yeterli ve modern tesisleri vardır   Çamlıca: Merkez ilçeye 5 km uzaklıkta asırlık sık ağaçları, bol ve tatlı suları, geniş çimenlik sahası, temiz havası ile güzel bir piknik yeridir  Turistik tesisleri de vardır  Yolu iyidir   Hisarlıktepe: Emet ilçesine 3 km mesafede 1000 (bin) kişinin istifade ettiği bir dinlenme yeridir   Porsuk kıyıları: Kütahya’nın 6-7 km uzağında Porsuk Çayı kıyıları güzel dinlenme ve piknik yeridir   Nafia Pınarı: Simav ilçesine 35 km uzaklıkta orman içi dinlenme yeridir  Soğuk suları çok güzeldir   Gölcük Yaylası: Simav ilçesine 19 km uzaklıkta orman içi dinlenme yeridir  Serin su kaynakları ve güzel manzaraları ile meşhurdur   Döner Gazino: Belediye tarafından Hisar’da yaptırılmış olan, Türkiye’nin ilk döner gazinosu 1972’de açılmıştır  Gazinodan YeşilKütahya Ovası seyredilir   Kaplıcaları: Kütahya şifalı içme suları ve kaplıcaları ile çok zengindir  Başlıcaları şunlardır: Ilıca: Kütahya-Eskişehir asfalt yolunun 23  km’de, turistik motel ve benzin istasyonundan ayrılan 4 km’lik bir asfalt yolla gidilir  Husulsas, ılıcada bulunan açık yüzme havuzu olup, suyu sıcaktır  İçme suyu olarak karaciğer, safra yolları ve böbrek rahatsızlıklarına faydalıdır  Banyo kürleri ise ağrı dindirici özelliklere sahiptir   Erkekler Hamamı: Kayaların içine oyulmuş tabiî bir hamamdır  43°C sıcaklıktaki tabiî su arslan ağzındaki bir oluktan hamamın içine dökülür   Yoncalı: Kaplıcanın efsanesi şöyledir: Selçuklu Sultânı Alâeddin Keykûbâd’ın perdedârı Ramazan Beyin kızı Gülümser Hâtûn bir cild hastalığına yakalanır  Devrin hekimleri bütün gayretlerine rağmen çare bulamazlar  Gülümser Hâtûn’u maiyyeti ile birlikte, Yoncalı’nın bulunduğu yere çadır kurarak bırakırlar  Cildindeki yaralardan büyük üzüntü duyan Gülümser Hâtûn ve çevresindekiler, birgün oralarda dolaşan tüyleri dökük, etleri yara içinde bir tilki görürler  İlgilenirler ve hasta tilkinin hergün o çevrede bulunan bir batağa girdiğini müşahade ederler  Gün geçtikçe tilkinin yaralarının kapandığını, tüylerinin yeniden çıktığını gören Gülümser Hâtûnun mâiyeti, Hâtûn’un çamur banyosu yapmasını teklif ederler  Neticede çamur banyosu yapan Gülümser Hâtûn, eski sağlığına ve güzelliğine kavuşarak oradan ayrılır  Şükrânının bir ifâdesi olarak da hamamları ve câmiyi yaptırır (1233)   Yoncalı’da erkekler hamamı, kadınlar hamamı, kükürt banyosu, radyoaktiviteli çamur banyoları, çelik banyosu, dübecik havuzu ve banyosu mevcuttur  Erkekler hamamı ile hemen yanındaki câmi, Selçuklu eserlerindendir   Emet Kaplıcaları: Kütahya’ya 102 km uzaklıktadır  Emet, başlıbaşına bir kaplıca bölgesidir  İlçenin içinde asırlık ağaçlar arasında “Yeni Hamam, Kaynarca ve Dâvûdlar Hamamı” gibi kaplıcalar meşhurdur   Yeni Hamam, geniş yüzme havuzu, hususî banyoları ve oteli ile dışarıdan gelen turistlerin her türlü ihtiyaçlarına cevap verebilir  Şifâlı suları, sükûneti ile herkese elverişli bir dinlenme yeridir  Radyoaktivite nisbeti 21,8 eman’dır   Kaynarca Kaplıcası: 40°C-50°C sıcaklıkta olup, radyoaktivitesi 26° sıcaklıktadır  Zelzeleden büyük zarar görmüştür  Yeniden tanzim edilmiştir  Bunlara ilaveten, Dâvûdlar ve Yeniceköy Hamamı ile, Emet-Tavşanlı arasında yer alan Dereli Kaplıcaları, romatizma, cilt hastalıkları ve her türlü ağrı ve sızılara şifâ olan kaplıcalardır   Gediz Kaplıcaları: Gediz’in 30 km güneydoğusunda bulunan Murad Dağının kuzey yamaçlarında 2000 m yükseklikte kaplıcalar bulunmaktadır  Temmuz-eylül ayları arasında halka açık bulunan kaplıcalar şifâlı sıcak suları ve hemen yanında, insana zindelik veren soğuk su kaynakları, tabiat güzellikleri ile dünyada nâdir bulunan özelliklere sâhiptir  Arapoğlu yaylasındaki soğuk mâden suyu, böbrek ve idrar yollarındaki kumları temizler   Gediz Ilıcası: Gediz-Simav yolu üzerinde, Gediz’e 25 km mesâfededir  Çamlıklar arasında, bir vâdi içindedir  Buğuldak, Kara Hasan ve Traverten adı verilen menbalarından çıkan suyun sıcaklığı 60°C’dir  Her türlü adale ve spazm ağrılarına iyi geldiği müşâhade edilmiştir  Kaplıca mevsiminde, çevre illerden pekçok ziyâretçi gelmektedir   Simav-Eynal Kaplıcası: Yeşil Simav’ın 5 km kuzeyindedir  Gölcük Dağının eteklerinde kurulmuştur  Simav-Eynal Kaplıcası büyük hamam, okul, motel, yirmi adet müstakil banyo, dört kademeli yüzme havuzu, çamaşırlık ve câmiden müteşekkildir  Suyun sıcaklığı 90°C olup, radyoaktivite, kükürt ve çelik ihtivâ etmektedir  Kaplıcada romatizma, siyatik ve böbrek hastalıklarının tedavisinde müsbet neticeler alınmaktadır  | 
|   | 
|  | 
|  |