|  | Hıristiyan |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   HıristiyanAlm  Christentum (n), Fr  Christianisme (m), İng  Christianity  Îsâ aleyhisselâma gönderilen hak din Îsevîliğin bozulmuş hâline verilen ad  Aslı bozulmuş semâvî dinlerdendir  Semâvî din, değeri üstün ve yüce olan, ilâhî bir kaynağa dayanan ve tek Allah'a inanmayı kabul eden "hak din" demektir  Hıristiyanlığın aslı, ilâhî vahye dayanır  Bizzat Allahü teâlâ tarafından hazret-i Îsâ'ya gönderilmiştir   Hıristiyan sözü, Yunancadaki Khristianos kökünden gelir  Îsâ aleyhisselâmın adı "Khristos" olarak da geçtiği için, hazret-i Îsâ'ya (Khristos'a) bağlanan, onun yolundan gidenler mânâsında "Khristianos" veya "Khristiyan" kelimeleri kullanılmıştır  Günümüzde ise Hıristiyan sözü yaygın olarak kullanılmaktadır  Hıristiyan kelimesi M  S  birinci yüzyıl ortalarına doğru Yunanca konuşan topluluklar aracılığıyla yayılmış ve bir dînî terim olarak ortaya çıkmıştır   Hazret-i Îsâ otuz yaşında iken, Benî isrâil'e peygamber olarak gönderildi  Bozulan Yahûdîliğin hükümlerini neshedip yürürlükten kaldırdı  Kendisine İncîl kitabı verildi  İncîl'de, Allahü teâlânın birliği, Îsâ aleyhisselâmın Allah'ın kulu ve peygamberi olduğu ve bundan sonra âhir zamanda Ahmed (diğer adı Muhammed) isminde bir peygamber geleceği yazılıydı   Başlangıç ve yayılışı: Îsâ aleyhisselâm Kudüs şehri yakınlarında bulunan Nasırâ kasabasında yerleşmişti  Peygamber olarak görevlendirilince, önce bu şehir halkına dîni tebliğ etmeye başladı  Bu şehirden dolayı hazret-i Îsâ'nın dînine "Nasrânîlik" veya "Nasrâniyyet" adı verildi  Bugün Hıristiyanlık denilmektedir  Îsevîlik, Îsâ aleyhisselâmın dîninin bozulmamış şekline denir  Mûsâ aleyhisselâmın gösterdiği doğru yoldan ayrılan Yahûdîler, bundan sonra çok sıkıntı çektiler  Zulüm ve işkence gördüler  Çeşitli devletlerin esâreti altında yaşadılar  Kendilerini bu esâretten ve zulümlerden kurtaracak bir peygamber bekliyorlardı  Kendilerine yeni bir peygamber olarak gönderilen hazret-i Îsâ'yı beğenmediler  Çünkü bekledikleri kurtarıcının çok şiddetli, sert, kavgacı, tuttuğunu koparan, Yahûdîleri diğer milletlerin esâretinden kurtaracak bir şahsiyet olmasını umuyorlardı  Hazret-i Îsâ'yı çok yumuşak bulup inanmadılar  Kendisine çok az kimse inandı  Bu dîni, kendisinden sonra insanlara öğretmek ve yaymak için eshâbı arasından on iki havârî (yardımcı) seçti  ( Havârîler) Kurtarıcı olarak dünyâya gelen Îsâ aleyhisselâm, dünyâda sulh ve selâmet hisleri yerleştirmeye, insanları birbirleriyle barıştırmaya çalıştı  Yahûdîlere dalâlette, sapık yolda olduklarını, yaptıkları ibâdetin doğru olmadığını, ahlâklarının bozulduğunu, doğru yolun kendisinin gösterdiği yol olduğunu bildirmeye çalıştı  Hazret-i Îsâ'ya inanmayan Yahûdîler, onu Romalılara şikâyet ettiler  O devirde Romalılar kendilerinden olmayan suçluları çarmıha gererek öldürüp cezâlandırıyorlardı  Kudüs'teki Romalıların Yahûdî asıllı vâlisi Pilatus, hazret-i Îsâ'nın yakanalıp çarmıha gerilmesini emretti  Havârîlerden biri olan Yehûda (Judas), onu az bir para, menfaat karşılığı Romalılara ihbâr etti  Askerlerle berâber yerini göstermeye gidince, Allahü teâlâ Yehûda'yı hazret-i Îsâ'nın şekline çevirdi  Askerler aradıkları hazret-i Îsâ'nın bu olduğunu sanarak, Yehûda'yı çarmıha gerdiler  O anda Allahü teâlâ hazret-i Îsâ'yı göğe çıkardı  Böyle olduğunu Kur'ân-ı kerîm meâlen şöyle bildirmektedir: Bu (onları lânetlememiz), bir de, inkârlarından, Meryem'e büyük iftirâda bulunmalarından, Allah'ın resûlü Meryem oğlu Îsâ'yı "öldürdük" demelerinden ötürüdür  Yoksa onu öldürmediler ve haça germediler  Fakat onlara öyle göründü (onlardan biri Îsâ aleyhisselâm şeklinde kendilerine gösterildi ve bu adam öldürüldü)  Bu husustaki bilgileri, ancak zannetmekten ibârettir  Onu asmadılar, onu öldürmediler  Bilakis, Allah onu kendi katına yükseltti  Allah her şeye kâdirdir, hakîmdir  (Nisâ sûresi: 156-157) Hazret-i Îsâ göğe çıkarıldıktan 40 sene sonra Romalılar, Kudüs'e hücum ettiler  Yahûdîlerin kimini öldürdüler, kimini esir aldılar  Kudüs'ü yağma ettiler, yakıp yıktılar  Tevrât nüshalarını ve başka din kitaplarının hepsini yaktılar  Kudüs şehri çöl hâline geldi  Yahûdîler bundan sonra derlenip toparlanamadılar  Bir hükûmet kuramadılar  Dağıldıkları yerlerde hor, hakir, aşağılanarak yaşadılar  Hazret-i Îsâ'ya inanan 12 havârîden birisi olan Yehûda mürted olunca yerine Matthias'ı havârî seçtiler ve etrâfa dağılıp Îsevîlik dînini yaymaya başladılar  Bunlardan Barnabas, havârîlerin en eskilerindendir  Kıbrıslıdır  Anadolu'yu ve Yunanistan'ı dolaşmıştır  63 senesinde Kıbrıs'ta şehid edildi ( Barnabas)  Îsevîlik yayılmaya başlayınca, Yahûdîler ile putperest Yunanlılar ve Romalılar onun karşısına çıktılar   Hazret-i Îsâ'nın dînine inananlar tutulup öldürüldü  Arenalarda vahşî hayvanlara yedirildi  Fakat hak olan bu din kendini tanıtmakta ve sevdirmekte gecikmedi  Îsevîler dinlerini gizli gizli sürdürmeye başladılar, gizli yerlerde kurdukları mâbetlerde ibâdet ettiler   Îsevîliğin bozulması: Hazret-i Îsâ'nın hak olan dîni, az zaman sonra Yahûdîler tarafından sinsice değiştirildi  Bolüs (Pavlos) adındaki bir Yahûdî; Îsâ'ya inandığını söyleyerek ve Îsevîliği yaymaya çalışıyor görünerek, asıl İncîl'i yok etti  Dört kişi ortaya çıkıp on iki havârîden işittiklerini yazdılar  Böylece İncîl adında dört kitap meydana geldi ise de Bolüs'ün yalanları, bunlara da karıştı   Bir Yahûdî olan Bolüs, Yunan felsefesi ile meşgûl oluyordu  Havârîlerden Barnabas ile senelerce arkadaşlık yaptı  Yıkıcılık taşıyan bozuk fikirlerini ona aşılamak istedi, muvaffak olamayınca, açıkça düşmanlık yapmaya başladı  Îsâ aleyhisselâma îmân etmeyen Bolüs, Îsevî (yâni hakîkî Hıristiyan) görünüp kendisini din âlimi tanıtarak; "Îsâ, Allah'ın oğludur  " dedi  Daha başka şeyler de uydurup, söyledi  Şarabın ve domuzun helâl olduğunu bildirdi  "Allah'ın zâtı birdir, sıfatları üç türlüdür  " dedi  Bu sıfatlara "Uknûm" adı verildi  Bolüs'ün sapık fikirleri, Yunan filozofu Eflâtun'un felsefesine dayanıyordu  Münâfık olan Bolüs'ün "Îsâ'nın haça gerilmesi, hikmet ve kurtuluştur  " diyerek ortaya attığı mânâsız bir iddiâ; bugünkü Hıristiyanlığın esas felsefesini ve bu dinde insanlara verilen yeri tâyin etti   Barnabas (Barnabe) adındaki havârî, hazret-i Îsâ'dan işittiklerini ve gördüklerini doğru olarak yazdı ise de, bu Barnabas İncîli de yok edildi  Günümüze kadar ancak bir nüshası gelmiştir ( Barnabas)  Uydurma İncîller zamanla çoğalarak, her yerde başka bir İncîl okunur oldu  Büyük Konstantin putperestken mîlâdın 313  senesinde Hıristiyanlığı kabul etmiş, İstanbul şehrini büyütüp îmâr etmiş ve Konstantiniyye ismini vermişti  Konstantin 325 senesinde bir konsil toplayarak mevcud İncilleri dörde indirtmişti  Ayrıca Noel gecesinin yılbaşı olmasını da kabul etmiş, böylece yeni bir Hıristiyanlık dîni kurulmuştu  Îsâ aleyhisselâmın bildirdiği İncîl'de ve Barnabas'ın yazdığı İncîl'de Allah'ın bir olduğu bildirilmişti  Fakat bu İncîl elde bulunmadığı için, filozof diyerek kıymet verdikleri Eflâtun'un ortaya attığı teslis (üçlü tanrı) fikri ilk yazılan dört bozuk İncîl'de yer almıştı  Aryûs ismindeki bir papaz bunun yanlış olduğunu, Allah'ın bir olup, Îsâ aleyhisselâmın O'nun oğlu değil, kulu olduğunu söyledi ise de, bunu dinlemediler  Hattâ afaroz ettiler  Aryûs, Mısır'a kaçtı ve orada tevhîdi (tek Allah inancını) neşretti ise de öldürüldü   Konstantin'den sonra gelen krallar, Aryûs'un mezhebi ile, yeni Hıristiyanlık arasında şaşkına döndüler  İstanbul'da ikinci ve sonra üçüncü, daha sonra, İzmir ile Aydın arasında bulunan Efes (Ephesus)de dördüncü, Kadıköy'de beşinci ve İstanbul'da altıncı meclisler kurulup,yeni yeni İncîller meydana çıktı  Böylece, Hıristiyanlık ismiyle, akıl ve hakîkat dışında, bir din meydana geldi  Bu sebeplerden Avrupa'da Hıristiyanlığa karşı, yerinde olarak yapılmış olan hücumlar, hâlâ devâm etmektedir   Bu dînin kitabı olan İncîl, önce İbrânice neşredildi  Sonra Lâtince ve Yunancaya çevrildi  İbrânice nüshası, Yunancaya çevrilirken birçok yanlışlıklar yapılmış, çeşitli putlara tapan Yunanlıların, Tek Allah inancına ısınamayışından ve İncîl'i de, Eflâtun'un felsefesine uydrumak isteyişlerinden dolayı "üçlü tanrı" fikri meydana çıkmıştır  Eflâtun felsefesine göre birçok puta tapmak, her tanrı için ayrı bir put yapmak doğru değildir  İlâhlar hakîkatte üçtür: 1) Bunlardan en büyüğü, görünmez yaratıcı ilâh (Ekkinom), 2) Görünen veya hissedilen ve birincisinin vezîri, yardımcısı olan logos (mantık), 3) Görünen ve bilinen kâinât (tabiât)tır  İşte Yunanlılar ve Romalılar da, Hıristiyanlığı buna benzetmek istemişlerdir  Hazret-i Îsâ; "Ben ancak sizin gibi bir insanım  " dediği hâlde, onu "Allah'ın oğlu" olarak kabul etmişler, buna bir de "Rûhulkudüs" ekleyerek "Baba-Oğul-Kutsal Ruh" adı altında üçlü tanrı manzumesi meydana getirmişlerdir   Halbuki, İbrânice İncîl'de "Baba" kelimesi cenâb-ı Hakk'ın büyük kudret sâhibi olduğunu, hazret-i Îsâ hakkında kullanılan "oğul" kelimesi ise, Allahü teâlânın vücutça oğlu değil, sevgili kulu olduğu anlamına geliyordu  "Rûhulkudüs" ise, cenâb-ı Hakk'ın hazret-i Îsâ'ya verdiği peygamberlik kudretiydi  Kur'ân-ı kerîm'de bu husus meâlen şöyle açıklanmaktadır: "Îmân edenlere misâl olanlardan biri de, İmrân kızı Meryem, nâmusunu muhâfaza etti  Ona (yarattığımız) ruhtan üfledik  Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etmiştir  " (Tahrim sûresi: 12) Hıristiyanların, bu mantığa uymayan üçlü tanrı inancını ortaya koyması ve böylece Îsevîlik dîninin esâsını değiştirmesi, din adamları olan papayı günahsız kabul etmesi, insanların günahkâr olarak doğduklarını iddiâ etmesi, hak dînini doğru yoldan çıkartmış, hele İncîl'de yazılı olduğu hâlde son peygamber Muhammed aleyhisselâmı kabûl etmemeleri, bugün bile İncîl'de mütemâdiyen değişiklikler yapmaları, cenâb-ı Hakk'ın gazâbına mûcib olmuştur  Nitekim Kur'ân-ı kerîm'in birkaç yerinde bu hususta meâlen şöyle buyrulmuştur: "Ey kitap ehli! Dîninizde haddi aşmayın ve taşkınlık etmeyin  Allahü teâlâyı hak üzere bilin (şirk koşmayın)  O'nu tenzih edin  Allahü teâlâya karşı ancak hak olanı söyleyin  Muhakkak ki Meryem oğlu Îsâ, Allah'ın ancak peygamberidir  O'nun Meryem'e ilkâ edip bıraktığı kelimesidir  Allahü teâlâdan bir rûhtur  Allah'a ve peygamberlerine inanın! İlâh üçtür demeyin  Böyle söylemekten çok sakının ki, bu sakınmanız sizin için pek hayırlıdır  Muhakkak ki Allah bir tek ilâhtır  Çocuğu olmaktan münezzehtir (uzaktır)  Göklerde ve yerlerde olanları O yarattı  " (Nisâ sûresi: 171) "De ki, Allah birdir  Her şeyden müstağnî (hiç bir şeye muhtaç değildir) ve her şey O'na muhtâc olandır  Doğurmamış ve doğurulmamıştır  O'na benzeyen (O'nun dengi olan) kimse yoktur  " (İhlâs sûresi: 1-4) Bütün bunlara rağmen Bolüs (Pavlüs)ün sapık fikirleri zamanla yayıldı  Birçok kilise papazları tarafından tasvip gördü  Böyle inanan Hıristiyanlar, Avrupa krallarını elde edip kuvvetlendiler  Zamanla Hıristiyanlık büyük devletlerin resmî dîni hâline gelince, ortaçağda karanlık bir devir başladı  Hazret-i Îsâ'nın telkin ettiği; "İnsanlık, merhamet, şefkat, sağ yanağına tokat atana sol yanağını da uzat!" esasları tamâmen unutuldu   Bunun yerine Hıristiyanlar, kin ve nefreti, düşmanlığı ve zulmü ele aldılar  Hıristiyanlık adı altında akla sığmaz zulümler, haksızlıklar yaptılar  İnsanın tüylerini ürperten Engizisyon Mahkemeleri kurarak yüzbinlerce insanı haksız yere ve çok kereler sırf servetlerini ele geçirmek için "dinsiz" adı altında türlü türlü işkenceler yaparak öldürdüler  Galileo gibi dünyânın döndüğünü bildiren bir bilgini, dinsizlikle itham ederek, sözünü geri almazsa, öldüreceklerini söyleyip tehdid ettiler  Allah'a mahsus olan "günâh affetmek" kudretini papazlara verdiler  Bunlar da, para karşılığı günahları affettiler  Hattâ Cennet'ten yerler sattılar  Papalar, türlü bahânelerle kralları bile aforoz ettiler  Hıristiyanlık dînine papazların evlenmemesi, evlenmiş kimselerin katiyyen boşanmaması, günâh çıkarmak mecbûriyeti gibi, mantık dışı kâideler konuldu  Dünyâda yaşamak âdetâ günâh sayıldı   Bugünkü Hıristiyanlığın Kabul Ettiği Başlıca Esaslar: 1  İnsanlar günahkâr olarak doğar  Çünkü ilk insan hazret-i Âdem, Allah'ın sözünü tutmamış ve onun için Cennet'ten koğulmuştur   2  Hazret-i Âdem'den sonra gelen bütün insanlar bu günâhı taşırlar   3  Hazret-i Îsâ, insanları bu günahtan kurtarmak için, dünyâya gelmiş olan Allah'ın oğludur   4  Cenâb-ı Hak, insanların günâhını affettirmek için, kendi oğlunu haça gerdirmiştir   5  Dünyâ, bir çile yeridir  Dünyâda zevk ve safâ yasaktır  İnsanlar çile çekmek ve ibâdet etmek için yaratılmıştır   6  İnsanlar, doğrudan doğruya, Allah ile temas edemezler  Allah'tan bir şey isteyemezler  Ancak râhipler, insanların yerine, Allah'a yalvarabilirler ve onların günâhını affedebilirler   7  Hıristiyanlığın başında Papa bulunur  Papa günahsızdır  Onun her yaptığı iş doğrudur   8  İnsanlarda ruh ve vücud ayrıdır  İnsanın rûhunu ancak papazlar temizler  Vücud ise, dâimâ günahkâr kalan bir çirkin et parçasından ibârettir   Bu akıl ve mantığa sığmayan iddiâlardan dolayıdır ki, Yahûdîliğin düzeltilmesi için uğraşan hazret-i Îsâ'nın ortaya koyduğu din, esasından uzaklaşmış, büsbütün çığrından çıkmıştır  Hıristiyanlığın tekrar doğru yola girmesi için, çok çalışmalar yapılmış, reformlar meydana gelmiştir  Luther isminde bir papaz, Protestanlığı kurarak bâzı düzeltmeler yapacağım derken, bu ilâhî dîni, büsbütün tahrib etmiş, bozmuştur  İşte İslâm dîni, hazret-i Îsâ'dan sonra, bütün bu hatâları düzeltmek, yolundan çıkmış olan ve gittikçe daha da bozulan, "Tek Allah" inancını tekrar ilâhî ve mantıkî bir şekle koymak için Allahü teâlâ tarafından gönderilmiştir   Hıristiyanlıkta Büyük Mezhepler Bugün herbiri ayrı bir dînin ortaya çıkışı gibi görülen bu mezheplerin en mühimleri Katolik mezhebi, Ortodoks mezhebi ve Protestanlıktır  Bunlar, çok sayıda kollara ayrılmıştır   Katolik mezhebi: Bu mezhebi temsil eden Katolik Roma Kilisesinin zirvesinde papa bulunur  Papa, rûhânî bir devletin başkanıdır  Papadan sonra kardinaller, piskoposlar ve râhipler gelir  Bunlar ruhban sınıfını teşkil ederler  Râhiplerin özel görevleri arasında evlenmemek de vardır  Katolik inancında teslis (baba-oğul-kutsal ruh) esastır  Başlıca takdis âyinleri; vaftiz, tövbe, çile, evlenme, papazlığa tâyin ve ölülere yağ sürme gibi törenlerdir  Hıristiyanların, papazlara günâh çıkartma mecbûriyetleri vardır  Merkezi Vatikan olan Katolik Kilisesi, kendini Hıristiyanlığı dünyâya yayan tek evrensel kilise sayar  Katolik Kilisesine Batı ve Lâtin Kilisesi dendiği gibi, Petrus'un Kilisesi de denir   Ortodoks mezhebi: Bu mezhebi temsil eden kiliseye Ortodoks Kilisesi dendiği gibi Şark ve Yunan Kilisesi de denir  Merkezi İstanbul'dur  Doğu Kilisesi Katolik Kilisesinden kesin olarak 11  asırda (M  1054) ayrılmıştır  Katolik Kilisesine göre kutsal ruh, baba ile oğuldan çıkmıştır  Ortodoks Kilisesine göre ise, yalnız babadan çıkmıştır  Ortodoks Kilisesi, A'raf, Meryem'in bir erkekle münâsebette bulunmadan gebe kalışı ve papanın yanılmazlığı gibi görüşleri reddeder  Papazlar genellikle evlenir  Halk, ekmek ve şarapla kominyon âyini yapabilir   Protestanlık: Bu mezhebi temsil eden kiliseye, İncîl Kilisesi adı verilir  Bu isim, bu kiliseye mensup olanların İncîl'den başka bir şeye inanmadıklarına işâret eder  Protestanlarca, herkes İncîl'i okuyup anlayabilir   Luther ismindeki Alman papazı 1517 senesinde Roma'daki papaya isyân edince, kiliselerin bir kısmı buna uydu  Bunlara da Protestan Kiliseleri denildi  Luther'in başlattığı bu hareket, İngiltere'de Anglikanizm Kilisesini, Fransa ve İsviçre'de de Kalvinizm'i ortaya çıkarmıştır   Protestan kiliseler papa otoritesini reddederler  Tanrıya ulaşabilmek için hiçbir kilise adamının aracılığını kabul etmezler  Papaslar evlenirler  Günah çıkartmak umumiyetle kaldırılmıştır  En yüksek otorite kitaptır  Protestanlık, Almanya'da, Kuzey Avrupa memleketlerinde ve Kuzey Amerika'da yayılmış bulunmaktadır   Hıristiyanlık mezhepleri arasında târihte çok şiddetli mücâdele olmuştur  Meselâ Saint Bartelemy yortu günü olan 1572 yılı 24 Ağustosunda Dokuzuncu Şarl ve Kraliçe Katerin'in emri ile Paris ve civârında 60  000 protestan öldürüldü  Böyle nice işkencelerde dökülen Hıristiyan kanları, Müslümanların harp meydanlarında döktükleri Hıristiyan kanlarından kat kat fazladır   Hıristiyanların İbâdetleri Hıristiyanların ibâdet yerlerine kilise adı verilir   Hıristiyanlıkta kilise, toplumun rûhânî ve cismânî bütün hayâtına hâkim olmuştur  Bu hâkimiyet şunlardan ibârettir   1  Günahların îtirâfı: Kilisenin günahları îtirâf ettirmesi ve papazın günah çıkarması, en az hayatta bir defâ olarak kabul edilmiştir   2  Vaftiz: Hıristiyanlıkta baba, oğul ve kutsal ruh adına vaftiz olmak kilisenin emridir  Bu, yüze su serperek veya vücudu suya batırarak yapılır  Su ile yıkamak sûretiyle yapılan vaftiz, Îsâ'nın kanalıyla insanların kirlerinin temizlenmesini sembolize eder  Böyle vaftiz olan kimse kilise önünde îmânını îlân etmiş olur   3  Communion âyini: Bu, ekmeği kırıp üzerine şarap dökerek yemektir  Güyâ Îsâ'nın taraftarlarıyla birlikte son gece yediği yemeği sembolize eder   4  Nikâh kıymak: Nikâh kilisede kıyılır  Kilise dışında yapılan nikâhlar meşrû değildir  Böyle yapmayanlar nikâhsız kabul edilir   5  Ölüye mukaddes yağ sürmek: Ölüm döşeğindeki bir kişiye din adamının zeytinyağı sürmesi vazîfesidir   Hıristiyanlıkta kilisede yapılan günlük ve haftalık ibâdetlerden başka senelik bayramlar da vardır: a) Günlük ibâdet evvelce yedi defâyken, bugün hergün kilisede iki vakit ibâdet ve duâ vardır  Sabah ve akşam yapılan bu ibâdetler için tesbit edilmiş bir vakit yoktur  Günlük ibâdet bir saat sürer  Toplu ibâdet, ferdî ibâdetten daha makbuldür   b) En büyük ibâdet pazar günü yapılan ibâdetin topluca yerine getirilmesidir  Pazar âyininde vaaz ve nasîhatlara da yer verilir  Vaftiz ve diğer merâsimler hep pazar günleri yapılır  Düğün merâsimleri, dünyevî olduğu için ikindiden sonra yapılır   Hıristiyan Bayramları 1  Noel Bayramı: Hazret-i Îsâ'nın doğum yıl dönümü olarak kabul edilir  Her sene aralık ayının sonunda yapılır   2  Paskalya Yortusu: Hıristiyanlıkta hazret-i Îsâ'nın ölümünden üç gün sonra dirildiğine inanılır  Paskalya bunun hâtırasıdır  Nisanın 15'inden sonraki pazara tesâdüf eder   3  Transfiguration Günü: Paskalyadan yüz gün sonradır, şekil değiştirme günüdür   4  Meryem Ana Günü: 15 Ağustosa yakın pazar günü yapılır  Bu günde kadınlar ve kızlara Meryem Ananın iffeti, temsîlî olarak gösterilir   5  Haç Yortusu: Eylülün 15'inde olur  Kudüs'ten İran'a götürülen haçların alınmasıyla ilgilidir  Genelde Hıristiyan ibâdetleri bunlardır   Hıristiyanlıktaki Son Gelişmeler Hıristiyanlık âleminde son zamanlarda Allah inancı husûsunda önemli değişmeler ve gelişmeler olmaktadır  Katolik Kilisesinin ve Vatikan'ın papadan sonra en önde gelen rûhânî lider ve bilim adamlarından meydana gelen dört kişilik bir heyetin yedi yıllık bir araştırma neticesinde hazırladığı Evrensel Kateşizm (Tebliğ) adlı el kitabında Katoliklerin de İslâmiyetteki gibi "Tek Allah" inancında olmaları gerektiği belirtildi  Papalığın direktifi ile yedi yılda hazırlanan kitap 1992 yılında Fransa'da pisayasaya çıktı   Hıristiyanların yeni el kitabı denilebilecek eserin şimdiye kadar bu gâye ile hazırlanan diğer papalık yayınları arasındaki en önemli farkı, Allah inancının "Baba-oğul-Rûhu'l-Kudüs" şeklinde olmaması gerektiğinin açıkça belirtilmesidir  Kitapta; Allahü teâlâya yaratılmış varlıkların sıfat ve sûretlerinin hiçbirisinin yakıştırılamayacağı, çünkü Allahü teâlânın ne erkek, ne kadın ne de insan sûretiyle ilgisi bulunmayan tek yaratıcı olduğu ifâde ve kabul edilmektedir  Bu yeni inancın İslâmiyetteki Allah inancı gibi olması gerektiği açıkça belirtilmektedir   Asırlardır "Baba-oğul-Rûhu'l-Kudüs" şeklindeki teslis inancı taşıyan Katoliklerin bu inançlarının yanlış olduğu, Vatikan Rûhânî Meclis sorumluları Honore ve Konstant, eserin kontrolörü Kardinal Law, redaksiyon sekreteri Papaz Mgr Schönborn'un Papa'nın da tasdikiyle yayınladıkları Evrensel Kateşizm adlı eserde açıkça belirtildi  Bu kitapta, haklar, kilise ve Katoliklik, Protestanlık ve Ortodoksluk, Yahûdîlik, İslâmiyet ve diğer dinlerde Allah inancı olduğu gibi ele alınıyor ve yorumlanıyor  Netice olarak en doğru Allah inancının İslâmiyetteki gibi olması gerektiği kararlaştırılarak, Katoliklerin Tek Allah'a inanmaları gerektiği belirtiliyor   Âile çevre meseleleri, işsizlik, insan hakları, yaratılış esasları ile günümüz dünyâsında çok tartışılan cinsiyet konuları üzerinde durulan, Vatikan'ın bu yeni eserinde; "Huzurlu yaşamanın anahtarı Yaratan'ı benimsemek ve Tek Allah'ın varlığına inanmaktır  " denilmektedir   Hıristiyan dünyâsında bomba tesiri meydana getiren bu eserin yayınlanması ve dağıtımına başlanması bilim adamlarınca çok önemli bir gelişme olarak kabul edilmekte, doğacak netice merak ve ilgiyle beklenmektedir   Bundan 359 yıl önce Müslüman âlimlerin kitaplarından iktibas ederek dünyânın güneş etrâfında döndüğünü söyleyen ve Kopernik Teorisini açıkça müdâfaa eden Galileo, fikirlerinden vaz geçmesi ve dîne karşı gelmemesi için papalık tarafından uyarıldı  Hattâ geçmiş hatâlarından pişmanlık duyduğuna dâir bir yazıya imzâ koyması için Engizisyon'un baskısına mâruz bırakıldı  Ancak Galileo son nefesinde "Eppur si Mouve=Dünyâ hep dönüyor!" diye fısıldayarak ömrü boyunca fikrine sâdık kaldığını gösterdi  "Allah dünyâyı bir daha hareket etmemek üzere durağan bir temel üzerine oturtmuştur  " şeklindeki İncil'in tahrif edilmiş bir cümlesiyle çelişkili fikirler ihtivâ eden İki Kâinât Sistemi Üzerine Konuşmalar adlı kitabından dolayı Engizisyon'ca müebbed hapse mahkum edilen Galileo, gözleri kör olduktan sonra 1642'de öldü  Galileo'nin ölümünden 350 yıl geçtikten sonra Papalık Bilimler Akademisinin bir oturumunda onun dâhî bir fizikçi ve sâdık bir Hıristiyan olduğuna karar verildi  Papa John Paul'ün bir konuşmasıyla 1992 senesinde Galileo temize çıkarıldı  John Paul, Hıristiyan dünyâsındaki din-bilim çatışmasının dillere düşmüş bir örneği olan Galileo meselesinin tarafların birbirlerini yanlış anlamalarından kaynaklandığını iddiâ etti  Kaynak Rehber Ansiklopedisi | 
|   | 
|  | 
|  |