|  | James Watt |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   James WattJames Watt modern buhar makinasının kaşifi  Buhar makinesi 19 Ocak 19 Ocak Gregorian takvimine göre yılın 19  günüdür  Sonraki sene için 346 gün var (Artık yıllarda 347)  1736'da Greenock'ta doğdu, 1736 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler 19 Ağustos 19 Ağustos Gregorian Takvimine göre yılın 231  günüdür  Sonraki sene için 134 (Artık yıllarda 135) gün var 1819 Heathfield'te öldü  İskoçyalı mucit ve fizikçi   19 yaşındayken bir cihaz imalatçısının yanında çalışmaya başladı  Daha sonra kendi başına işyeri açarak çalışmaya devam etti  Fakat izinsiz olduğu için işyeri kapatıldı  Üniversite Watt'a sahip çıkarak onu laboratuarlarında cihaz yapması için işe aldı  Üniversite profesörleri Watt'ın kabiliyetini fark ederek onu yetiştirmeye çalıştılar   Watt ilk olarak 1705 senesinde Thomas Newcomen'in yaptığı buhar yoğunlaştırıcı silindir üzerinde çalışmalarına başladı  Bu çalışmalarında buharın,  basıncın ve  sıcaklığın tesirlerini deneylerle tespit etti  Deneylerde bulduğu önemli husus silindire giren buharın sıcaklığı kadar silindirin de sıcaklığının yüksek tutulması olmuştu  Daha önce yapılan buhar makinalarında silindir soğuk olduğu için buhar yoğunlaşıyor ve makina verimi düşüyordu  Bu prensiplerle ve hareketle Watt, dik hareketli buhar makinaları yapmaya başladı  1781 senesinde ise dik hareketi döner hareket haline çeviren buharlı makinayı yaptı  Bu buluşunu silindir içindeki pistonun hem alt hem üst kısmına buhar basıncı tatbik ederek iki yönlü kullanma imkanı tanıyan çift hareketli buhar makinası takip etti  Böylece makina güç kapasitesi iki kat artmış oluyordu  Buhar basıncını gösteren ilk buhar göstergesi de Watt tarafından yapılmıştır   Watt yüksek basınçlı buhar sistemlerine geçişin hazırlayıcısı, termodinamik prensiplerin birçoğunun bulucusudur  Modern buhar türbinlerindeki devir kontrol regülatörü de Watt'ın ortaya çıkardığı kontrol prensibine göre çalışır  Beygir gücü ve  Watt kavramlarının güç ifadesi olarak kullanılması da Watt tarafından başlatılmıştır  Buhar makinesiJames Watt 18  yüzyılda, Büyük Britanya'da görülen olağanüstü teknolojik gelişmeler, özellikle dokumacılık alanında odaklaştı  Watt'ın ilk patentini aldığı 1769'dan sonra ise, teknolojik ilerleme, fabrikaların yeni dokuma makinelerini çalıştırabilecek güçte buhar makinelerinin geliştirilmesi alanında toplandı   Gerçekten, kömür madeni işletmecilerinin böylesine masraflı bir makineyi kullanmaları için birer "Krezüs" olmaları ya da başlarının çok sıkışması gerekiyordu  Bu makine aslında üretilen malın yüksek bir oranını yutmaktaydı  Şikâyetler çoktu ama, yapımcılarının elinden bir şey gelmiyordu  O günün teknik imkânlarına göre makine 'azami' derecede geliştirilmişti ve artık olduğu gibi kabullenmekten başka çıkar yol yoktu   Buhar makinesinde teknik kendine düşeni yapıp bitirmişti  Bundan sonra gelişme ancak bilimin başarabileceği bir işti  Çünkü şu ya da bu parçanın geliştirilmesi değil, makinenin bütünüyle bilimsel yönden ele alınıp gözden geçirilmesi gerekmekteydi   Bilimin bu tür bir icada karışması, şimdiye kadar anlattıklarımızdan da anlaşılacağı gibi, sık görülen bir olay değildi  Çünkü rasyonel yöntem, bilimin bir dalından ötekine ağrr ağır geçiyordu  Eski Yunanda geometri bilimi, etkisini mimaride hemen göstermişti  Akropol bunun en açık örneğidir  Kepler, Galile ve Newton zamanında astronomi bilimi etkilerini büyük coğrafi keşiflerde ve bunların getireceği siyasal, ekonomik ve toplumsal değişimlere yol açan gemicilikte gösterdi, işte şimdi bilim üçüncü defa etkisini göstermek üzereydi: Galile, Toricelli, Pascal, Otto von Gerioke, Boyle ve Mariotte ile 'gazların dinamiği' bilimi doğuyordu   Bilimsel düşüncenin bu üçüncü icadı, uygarlık alanında ötekilerden de büyük bir devrim yaratacaktır  Çünkü birincisinin sanatı ve Hellen düşüncesini geliştirmesine, ikincisinin okyanuslararası geniş çapta ticareti ve İngiltere'nin üstünlüğünü sağlamasına karşılık, üçüncüsü, sanayi ve mekanik uygarlık çağını açacak, kapitalist burjuvaziye ve bilimsel düşünceye yepyeni bir hız verecektir   1756'dan beri Glasgow Üniversitesinde bir kimya ve tıp dersleri vermekte olan Joseph Black (1728-1799), o tarihte tanınmış bir bilim adamıydı  Doktora tezi, ilk keşfinin "karbonik gaz"ın tanıtımı olmuştu  Konferansında o gün, başka bir keşfinden, "ısı ve gaz"dan söz ediyordu   Toricelli'den Mariotte'a kadar birçok fizikçiler sayesinde "gaz teorisi"nin geliştiği o günlerde "ısı" üzerine henüz pek az şey bilinmekteydi  Buz neden erir? Su ısındıkça neden buharlaşır? Maddeler katı, sıvı ya da gazken neden durum değiştirirler? O güne kadar rasgele cevaplar verilen sorulardı bunlar   İlk akla yakın düşünceyi ileri' süren Fransız fizikçisi Guillaume Amontons (1668-1705) oldu  Amontons'a göre bütün maddelerde "kalorik" denilen ve ölçülemeyen bir akışkan madde bulunmaktaydı Maddelerin değişmeleri, bu 'kalorik'in az ya da çok miktarda bir araya gelmesinden oluşuyordu  Bu ölçülemeyen esrarlı akışkanlığa bugün rahatça 'saçma' diyebiliriz; ama bunun verimli deneylere yol açan bir varsayım olduğunu da unutmamalıyız  Gerçekten de, Amontons'un "kalorik" hakkındaki bu varsayımı, altmış yıl sonra Black'in deneylerine temel olacak ve Watt makinesini icat eder etmez de uygulama alanına girecektir   Black'in ilk gözlemi şu oldu: Belli miktardaki bir kısım maddelerin sıcaklığını bir derece yükseltmek için değişmeyen bir miktarda ısı vermek gerekmektedir  Bu, o maddenin "özgül ısı"sıdır  Black bundan sonra "o" derecede buz ve sıvı suyun 'özgül ısı'sını oranladı  Buzu eritmek için verilecek ısının, sıvı suyun ısısını bir derece yükseltecek sıcaklıktan 79  5 kat fazla olduğunu gördü  Bu da, buzun sıvı sudan çok daha fazla ısı depo ettiğini, katı hale gelirken bu ısıyı salıverdiğini kanıtlıyordu   Bilgin, daha sonra su buharında da buna benzer bir oluşumun varlığını gözlemledi  99 derece suyu, 100 dereceye yükseltmekle buharlaştırmak aynı şey değildi  Birincisi için 1 derece ısı yeterliyken, ikincisi için, 537 derece ısı gerekmekteydi  Başka bir deyimle, bir gram suyu 1 dereceden 100 dereceye getirmek için 100 kalori yeterken, 100 dereceden, buhar haline getirmek için 537 kalori vermek gerekiyordu  Bu da, buhar elde etmenin ısıtmaktan kat kat pahalı olduğunu göstermekteydi   Prof  Black, bunları Glasgow Üniversitesinde anlatırken, sıralardan birinde oturan James Watt adlı bir  işçi de;, harıl harıl not alıyordu   James Watt, Üniversitenin ve doğrudan Prof  Black'ir koruması altındaydı  Durumu, aynı zamanda ortaçağ loncalarının ayrıcalıklarını XVII  yüzyılda bile hâlâ nasıl savunduklarına tipik bir örnektir  James Watt, 19 Ocak 1736'da İskoçya'da, Glasgow'dan 30 km uzakta, Greenock'da doğmuştu  Çocukluktan babasının atölyelerindeki gemicilikle ilgili kronometre, pusula, oktan ve ****tan gibi araçlara ilgi duymaya başladı Bu hevesi, büyüdükçe arttığından ailesi' onu ayarlı araçlar yapımcılığını öğrenmesi için Londra'ya' göndermeye karar verdi   Loncalardan 'protesto' sesleri ta o zamandan yükselmeye başladı  Watt'ın bağlı olduğu lonca, çıraklarını üyeleri arasından alır ve yedi yıllık bir çıraklık dönemini gerekli sayardı  Bu, Wattın işine gelemezdi, çünkü ailesinin mali" durumu, bir an önce hayata atılıp para kazanmasını gerektiriyordu  Bir yıllık bir çalışmadan sonra Glasgow'a döndü; ve ayarlı araçlar satan bir dükkân açmaya karar verdi   Loncalar ikinci defa karşısına dikildiler; mesleğin bütün aşamalarından geçmemiş bir kimsenin dükkân açmaya hakkı yoktu  Üniversite ona yardım elini uzatmasaydı genç adam açlıktan ölmeye mahkûmdu  Üniversite onu "matematik araçlar yapımcılığına atadı   Şimdi Watt'ın hayatı yepyeni bir düzene girmişti  Bir yandan fizik laboratuvarındaki araçların onarılmasıyla uğraşıyor, öte yandan da, büyük ilgi duyduğu Prof  Black'in konferanslarını izliyordu  Böylece 1763'te ilk olarak Newcomen'in makinesiyle karşılaştı  Makineyi onardıktan sonra fizik laboratuvarına geri vermeden önce işleyişini bir süre şaşkın seyretti  Makine kesik kesik çalışıyor  Birkaç hareketten sonra bütün buharı harcadığından duruyor, kazan yeniden buhar yapıncaya kadar çalışmadan kalıyordu  Üstelik çok buhar harcıyordu   Genç İskoçyalı, böylesine obur bir makinenin ne kadar masraflı olduğunu görünce bunun "nedeni"ni bulmayı aklına koydu Prof  Black'in derslerinin ve kendi kişisel deneylerinin ışığı altında araştırmalara girişti  İşe, belirli miktarda kömürün ne hacimde buhar sağladığını bulmakla başladı  Böylece Black'in dediği gibi, masrafın büyük kısmı, suyun 100 dereceye yükseltilmesinden değil, buharlaşması için gereken 537 kat fazla kaloriden ileri geliyordu  Önce kömür gibi pahalı bir maddenin israf edilmesinin önüne geçmek, sonra da ısının kaybolmasını önlemek gerekiyordu   Watt işe, kazan, silindir ve boruları da içine almak üzere bütün makinenin ısısını saklayıcı tedbirler almakla başladı  Ancak, bu tedbirlerin beklediği sonucu vermediğini hemen gördü  Her piston hareketinde silindirin içine soğuk su fışkırıyor ve bunun sebep olduğu ısı düşüşü yetmiyormuş gibi, sıvılaşma da tam olmuyordu  Sıvılaşmadan sonra su 75 derece dolayında duruyor, silindirde pistonun düşmesini engellemeye yetecek kadar, yarım atmosferlik bir buhar basıncı kalıyordu  Dolayısıyla kaybedilen güç yüzde elliyi buluyordu   Bunun tek çaresi, buharı mümkün olduğu kadar sıcak ve sıvılaştırıcı suyu da mümkün olduğu kadar soğuk tutmaktı  Watt, bu işlemler için iki ayrı kabın kullanılması gerektiğini düşündü  Silindiri "kalorifüj" (ısıyı koruyan) tedbirlerle sıcak tutmaya, sıvılaşacak buharı da "kondansör" (soğutucu) adını verdiği özel bir kaba göndermeye ve orada rahatça soğutmaya karar verdi   Silindirin bir tarafının açık olmasının da soğumayı hızlandırdığını gördü  Bunu önlemek için, pistonun iki tarafının da kapatılarak yalnız piston kollarının geçmesine yarayacak kadar delikler bırakmak gerekiyordu  Ancak, bu yeniliğin de bir sakıncası vardı; pistonun iki yanının da kapatılması sonucu içeri hava girmediğine göre, pistonun itilmesi konusunda hava basıncına güvenilemezdi  Genç mucit, bu sakıncayı, hava basıncı yerine pistonun her iki yanma da buhar alarak giderdi  Basınç, böylece ortadan kaldırılıyor, piston denge düzenleyicisinin öteki koluna asılı tulumba kollarının ağırlığı tarafından itilerek harekete geçiyordu   Watt'ın getirdiği başlıca değişiklik, icadının bir "hava makinesi" değil, bir "buharlı makine" olmasaydı  Hava burada hiçbir rol oynamıyordu  İtici güç buhardı ve Newcomen'in makinesindeki yarım atmosfere karşılık, bir buçuk atmosferlik bir güç yaratmaktaydı   Watt, maden ocaklarından su boşaltmaya yarayan makinesinin ilk 'prototip'ini 1769'da meydana getirdi  Gerekli sermayeyi Birminghamlı bir sanayici olan Doktor Roebuck vermişti  İlk makineye "tek etkili" dendi; çünkü iki piston hareketinden yalnız biri itici güce sahipti  Bununla birlikte makine, yıllar süren çabaların ürünüydü, Watt bu uğurda bütün varını yoğunu tüketmiş, üstelik Black ve başkalarına da 300  000 frank borçlanmıştı  Uzun, acılı ve umutsuz bir dönemden sonra Birminghamlı sanayici, Matthew Boulton'la (1728-1809) tanışması Watt'ın hayatının bütün gidişini değiştirdi  Bu adam dinamik ve açıkgözdü, üstelik iyi hesaplanmış ve kâr getirmesi beklenen bir iş oldu mu tehlikeyi göze almaktan çekinmezdi  Wattın "ateşli tulumba"sının Newcomen'inkinden daha güçlü ve ekonomik olması nedeniyle ona üstün gelmesi gerektiğini hesaplayarak Watt'la ortak olup bunların yapımına girişti  Böylece, 1775 Mayısında Sanayi Devrimi'nin de kaderi belirlenmiş oldu   Önsezisi Boulton'u aldatmadı  Maden ocakları işletmeleri yeni makinenin satışındaki uygun şartların da yardımıyla, art arda ısmarlamaya başladılar  Watt böylece borçlarını ödeyebildi ve üç-beş kuruş para sahibi oldu  Ortağı onu yeni bir tasarıyla etkilememiş olsaydı hayatından memnun, eseriyle yetinip kalacaktı   Watt'ın "ateşli tulumba"sı madenlerden su çekmek için meydana getirilmiş makinelerin, kuşkusuz, en mükemmeliydi ama, başka alanlara da uygulanmaz mıydı? Denge düzenleyicisinin hareketleri tulumba kolundan başka bir şeyi de harekete getirebilir miydi? Wilkinson makinesini dökümhane körüğüne uygulamıştı  Onlar da bir mekanik testere, bir hadde makinesi, dokuma tezgâhı ya da bir değirmene bağlayamaz mıydı? Kısacası "ateşli tulumba" hayvan gücü, hidrolik çark ya da yel değirmeni gibi, hatta onlardan daha geniş alanlarda uygulanan bir "motor" sistemi haline getirilemez miydi? Bunun için, önce bu tulumbanın belli başlı bir kusurunu gidermek gerekiyordu  Makine, ancak piston indiği zaman itici güç meydana getirmekteydi  Bu durumuyla düzensiz işleyen bir araçtı  Madenlerden su çıkartma işinde büyük bir sakınca olmamakla birlikte, bir araç-makinede büyük bir kusurdu bu  Yani Boulton'un önerdiği alanlarda kullanılabilmesi için pistonun her iki hareketinin de itici güç doğurması gerekmekteydi   Watt, 1780'de yeniden işe koyuldu  Çözüm ilke olarak kolaydı: Buharın, pistonun her iki yanına da etki yapmasını sağlamak gerekiyordu  Watt, pistonun iki yanına da buhar göndermeye ve kullanılmış buharı kondansöre itmeye yarayacak bir aygıt düşündü  Hareketlerin düzenli ve sürekli olması için demirden ağır bir düzenteker ekledi  Buharın her iki yana eşit dağılımını sağlayacak bir bilyalı regülatör koydu  Bu regülatör günümüze kadar 'ters tepkili' makinelerde kullanılmaktadır  Kaynaklar Rehber Ansiklopedisi | 
|   | 
|  | 
|  |