08-22-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Fetva
Fetva herhangi bir şeyin (hadisenin) dine (İslamiyete) uygun olup olmadığını bildiren cevap Fetva veren alime "müfti", sorana "müstefti" denir
Fetva ile, herhangi bir şeyin İslamiyete uygun olup olmadığı, bilmeyenlere öğretilmektedir Kuran-ı kerimde; "Bir işte anlaşamazsanız, bu işin hükmünü Allahtan ve Resûlullahtan anlayınız!" (Nisa sûresi:59) mealindeki ayet-i kerimeyi tefsir alimleri, "Bir işte anlaşamazsanız, bu işin nasıl yapılacağını, alim olanlarınız Allahın kitabından ve Resûlullahın sünnetinden anlasınlar!Âlim olmayanlarınız ise, alimlerin anlattıklarına uyarak yapsınlar " diye açıklamışlardır Bu ayet-i kerime, bir Müslümanın, hükmünü bilemediği herhangi bir meselede alim olan müftiye sormasını ve onun bildirdiğine uymasını emretmektedir
Müftinin müctehid fil mezheb, yani mezhepte müctehid olması lazımdır Böyle olmayana müfti denmez; nakıl, fetvayı iletici denir Nakıller fetvayı meşhur fıkıh kitaplarından alırlar, müctehidlerin sözlerini bildirirler
Müctehid olmayan din adamı bir hadis-i şerif işitince, bu hadisten kendi anladığına uyarak amel edemez Müctehidlerin ayet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden anlayarak, öğrenerek verdikleri fetva ile amel etmesi lazımdır Bu bakımdan fetvaların fıkıh kitaplarına dayanması lazımdır Böyle olmayan fetvalar mûteber değildir Böyle yapmazsa vacibi terk etmiş olur İslam bilgilerini öğrenmeden, bilmeden ayet-i kerime veya hadis-i şerifleri okuyup da bunları kafasına, kendi görüşününe göre manalandırıp, dini mevzûlarda gelişi güzel fetva verenlere müfti veya İslam alimi denmez
Kendisinden fetva istenen müftide; iyi niyetlilik (sözüne güvenilirlik), hilm (yumuşaklık), vakar ve sekinet (samimi ve ağırbaşlı davranış), bilgisinde kuvvetlilik, sual sorana maddeten muhtac olmamak ve hak ile batılı, doğru ile yanlışı ayırdedebilecek ilmi bir kudret bulunması gibi şartlar da gerekmektedir
Her müfti, kendi mezhebine göre fetva verir Hanefi mezhebindeki bir müfti, İmam-ı Azam Ebû Hanifenin sözüne uygun şekilde fetva verir Aradığını onun sözlerinde açıkça bulamazsa, İmam-ı Ebû Yûsufun sözünü alır Onun sözlerinde bulamazsa, İmam-ı Muhammed Şeybaninin sözünü alır Ondan sonra İmam-ı Züferin, daha sonra Hasan binZiyadın sözünü alır
İfta, yani fetva vermek usûlü, İslamiyetin başlangıcından beri vardır Peygamberimiz zamanında, Müslümanların bizzat kendisinden aldıkları fetvalar mûteber eserlerde toplanmıştır Peygamberimizin ahirete irtihalinden sonra Eshab-ı kiramın Kuran-ı kerime ve hadis-i şeriflere müracaat ederek verdikleri fetvalar ile, bu saha daha da genişlemiştir Dört halife ve diğer bütün sahabenin ve "fukaha-ı seba" adıyla meşhur olan Tabiinden yedi büyük alimin fetvaları her zaman için en kıymetli kaynaklardır
Emeviler, Abbasiler ve Osmanlılar zamanında devletin kazai işleri fetva ile hallolunurdu Halk arasındaki çeşitli münasebetleri düzenleyen tertip edilmiş kaideler, bazı kanunlara münhasır (sınırlı) kalmıştır Zaten fetva da, meselenin kesin hükmünü, dini kaynaklardan istinbat edip (çıkarıp) müdevven (düzenlenmiş) hale getirmek demektir
|
|
|