08-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ege Uygarlığı Miken
Miken
Ana madde: Miken UygarlığıYakın döneme kadar arkeologlar, Thera'daki yerleşme merkezlerinin İ Ö yaklaşık 1500 yıllarındaki bir yanardağ püskürmesi sonucunda lavlar altında kaldıklarını düşünüyorlardı Ama gelişmiş tarih belirleme teknikleri sayesinde, söz konusu püskürmenin İ Ö 1628'e doğru gerçekleştiği anlaşılmıştır Bu durumda, söz konusu yerleşme merkezlerinde yaşamın sona ermesinin nedenleri karanlıkta kalmayı sürdürmektedir Daha sonra, İ Ö 1450'ye doğruysa Girit'i Yunanistan yarımadasından gelen istilacılar ele geçirmiş, Kyklades adalarını da işgal ederek, Melos adasındaki Phylakopi'deeski bir sarayın yerinde yeni bir saray yapmışlar ve kentin çevresini savunma duvarlarıyla çevirmişlerdir
Phylakopi'deki gibi, Yunanistan yarımadasında yapılmış saraylar da, Minosluların saraylarından farklıdır Bu sarayların ortasında, orta Tunç Devri'nde yarımadada yapılan uzun ev modeline uygun, büyük bir merkezi ocağı ve sütunlu bir girişi bulunan geniş bir galeri yera-lır Homeros'un Odysseiasında bu tür saraylar betimlenmiş ve söz konusu galeri tipine "megaron" adı verilmiştir Megaronun sütunlu girişinin önünde, çeşitli odaların ve büroların açıldığı bir avlu bulunur Minosluların saraylarıysa dikdörtgen biçiminde geniş bir avlunun çevresinde kurulmuşlardır; bu avlu, belki de dinsel nedenlerle, kuzey-güney yönündedir Girit'i ele geçiren Mykenaililer Phaistos, Maliia ve Zakros saraylarını yıkmışlar, buna karşılık Knossos'taki sarayı yıkmayıp, kendilerine uyarlamışlardır Phaistos yakınındaki Haghia Triada'daysa, küçük bir Minos sarayının kalıntıları üstüne, yarımada tipi bir saray kurdukları sanılmaktadır
Yeni gömme gelenekleri ve çömlekçilikteki değişiklikler de, İ Ö yaklaşık 1450'den sonra Knossos gibi yerleşme merkezlerinin Yunanistan yarımadasından gelme toplulukların eline geçmiş olduklarını göstermektedir Üstünde yazılar bulunan çok sayıda levhanın ortaya çıkarıldığı Knossos'ta, Girit'in Mykenaililer tarafından ele geçirilmesinden önce kullanılan çizgisel A'dan ayırt etmek için çizgisel B diye adlandırılan bir yazı kullanılmıştır 1952'de, bu levhalardaki yazılar Mikhail Ventris tarafından çözülmüş ve Yunanca oldukları anlaşılmıştır Bu sonuç kabul edilirse, Girit'i ele geçiren Mykenaililerin Yunanca konuştukları ve Dor olmayan Yunanlılardan oldukları sonucuna varmak gerekir
M Ö 1450 yılından başlayarak ve sonraki yıllarda Mykenai egemenliğinde olan Ege bölgesinde, tekbi-çimli bir uygarlık oluşmuşsa da, yerel farklılıklar (özellikle çömlek süsleme üsluplarında) sürmüştür Yunanistan yarımadasında, Mykenai, Tirgos, Pylos ve Thebai gibi yerleşme merkezlerindeki ve Girit'teki Knossos'taki saraylar, çok sayıda bağımsız devletin birarada yaşamış olduklarını ortaya koymaktadır Büyük bir olasılıkla, bu devletlerin bir bölümü, Tunç Devri'nin sona ermesinden önce ötekiler tarafından yutulmuştur Özellikle Knossos'taki sarayın, son olarak İ Ö XIV yy'da yıkılmış olduğu düşünülmektedir
Kral cenazelerinin gömüldüğü daire biçiminde ve tonozlu "tholos"ların en büyüklerinin (bunların arasında Atreus hazinesi de vardır) bulunduğu Mykenai'nin, İ Ö 18 yüzyıl'da Ege bölgesinin büyük bölümünü denetimi altında tutan minyatür bir imparatorluğun başkenti olduğu sanılmaktadır Günümüzde Anadolu'da bulunmuş Hitit metinlerinde geçen "Ahhiyava" ile Homeros'un Truva'yı kuşatan Yunanlılara verdiği ad olan "Akhaioi"nin aynı sözcük olduğu sanılmaktadır; bu doğruysa, söz konusu Mykenai İmparatorluğu'nun ya da daha küçük bir devletin varlığı da doğrudur O tarihlerde Mykenaililer, Anadolu'nun batı kıyısındaki, Mi-nosluların kendilerinden önce kolonileştirdikleri Mile-tos gibi merkezleri de egemenlikleri altına almışlardır
Kaynak : Wikipedia
|
|
|