08-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Düzyayla, Gölköy Tarihi
Tarihi
a) Adını nereden aldığı: Anlatıldığına göre Mahmudiye(Düzyayla) ,Haruniye,Cihadiye ve Süleymaniye beldeleri Karahasnda yaşayan bir aileye ait olup Mahmut ismindeki oğluna şu anda bulunduğumuz Düzyayla (Mahmudiye) toprakları düşmüştür
Başka rivayete göre o zamanlar Hapsamana(Gölköy)de Arap harfleri kullanılırken devlet köylere isim vermek için yasa çıkarmış ve muhtarlar birer harf çekmişler Belde muhtarı "mim" harfini çekmiş ve beldenin adı MAHMUDİYE olmuştur 1974 yılında belde beldiyelik olunca yeni bir ad belirlenmesi istenmiş ve o zaman belediye encümen azası olan Salim BİNGÖL "Düzyayla" olsun demiş ve beldenin adı Düzyayla olarak değişmiştir 2003 ylında belediye başkanı Mustafa SERDAR bu ismi "Göksu" olarak değiştirmek istemişse de bu karar Ordu ilinde kabul edilmiş fakat Ankara'da reddedilmiştir
b) Tarih boyunca kimlerin elinde kaldığı ve üzerinde kurulan beylikler :Beldenin tarih boyunca kimlerin elinde kaldığı ve üzerinde hangi beyliklerin kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir Büyüklerin anlattıklarına göre yaylaların kurulduğu yerlerde Cumhuriyetten önce Ermenilerin yaşadığı ve daha sonra buralardan göç ederek batıya (Çanakkale, İstanbul vb) gittikleri belirtilmektedir Beldede tarihi kalıntı yok denecek kadar azdır Kozalan mahallesinde şu anda toprak altında kalmış bir mağara olup ne amaçla kullanıldığı bilinmemektedir Ayrıca Ermenilerin göç ettiği yaylalarda onlardan kalma ev,ağıl ve değirmen kalıntıları bulunmaktadır
c) Beldenin ilk sakinleri :Belde kuruluşu çok eski olup ilk yerleşenlerinin Fatsa,Perşembe ve Ordu çevresinden geldiği söylenmektedir Bu insanların sivrisinekten kaçarak buralara yerleştiği söylenmektedir O zamanlar ormanlarla kaplı olan beldede ormanlar kesilerek halk yerleşmiştir
Başka bir rivayete göre belde halkı farklı yerlerden gelmektedir Gökbudaklar Van'dan,Şahinler sülalesi Rize'den,Öztürkler sülalesi Sivas'tan,Sadıklar sülalesi Hatay'dan ve Karadenizler sülalesi Ordu ili Perşembe ilçesinden geldiği söylenmektedir
d) Geçim durumu :Beldenin en önemli iki geçim kaynağı fındık ve hayvancılıktır Havanlardan elde edilen süt,yoğurt,peynir,tereyağı ve çökelek Aybastı ve Gölköy ilçelerinde cumartesi pazarlarında satılmaktadır Ayrıca canlı hayvan ticareti de yapılmaktadır Halkın büyük bir kısmı geçimini fındıktan sağlamaktadır Ancak fındık olmadığı zamanlarda sıkıntı çekilmektedir 2004 yılında fındık olmaması nedeniyle İzmit-Gebze,Amasya-Suluova beldelerine halkımızdan göçler olmuştur
Beldemizde iş olanağı olmadığı için erkeklerin 0 / 0 80'i il dışına çalışmaya gitmektedir Bunların tamamı inşaat sektöründe çalışmaktadır Ayrıca beldemizden sanayi beldesi olan İzmit ili Alikahya beldesi ve Gebze ilçesine büyük oranlarda göçler olmaktadır Amasya ili Suluova ilçesine de hayvancılık için göçler olmaktadır Halkın yıllık geliri hayvancılık ve fındık üretiminin durumuna göre değişmektedir Bu nedenle halkın çoğu fakirlik sınırındadır Beldede nüfusun hızla artması ailelere düşen toprak miktarının bölünmeler nedeniyle azalmasına sebep olup ailelerin toprakları10-55 ve 70 dönüm arasında değişmektedir
e) Okulun tarihçesi :Ören ilkokulu ilk defa 1973-74 öğretim yılında açılmıştır Okul 5 yıllıktı 1992-93 yıllarında belediye ,milli eğitim ve halkın destekleriyle 8 yıllık 3 katlı bir okul binası yapılmış ve 1994 yılında öğretime başlamıştır Halen 9 öğretmenle 260 öğrencisiyle eğitim-öğretime devam etmektedir
Okulumuzun orta kısmı açılıncaya kadar eğitime fazla önem verilmiyordu Açıldıktan sonra ise halk çocuklarını okula göndermeye başlamış ayrıca beldede okuma oranı artmıştır Halkımız çocuklarını liseye göndermeye başlamıştır
f) Beldenin yol ve sağlık durumu :Beldemizde asfalt yol bulunmayıp tamamı stabilize yoldur Yol önemli bir problemdir Hava şartlarının etkisi(aşırı yağmur gibi) bu durumu daha zora sokmaktadır
Düzyaylada bir sağlık ocağı bulunmakta olup imkanları sınırlıdır Burada 3 personel yer alır (1 hemşire,1 ebe,1 sağlık memuru) Halkın aşı ihtiyacı buradan sağlanmaktadır Sağlık sorunları ise ilçelerde ve ilde çözümlenmektedir
g) Atasözleri ve deyimleri :Kullanılanlardan bazıları şunlardır
Öküz büyük olsunda çekmezse çekmesin
Yavuz itin yarası eksik olmaz
Kapıyı korumayan köpeğe yal verilmez
İyiliğe iyilik olsaydı koca öküzü bıçak kesmezdi
Deyimlerden bazıları
Kabak tadı vermek
Gazel okumak
Yılan bile sıcağa akar vs
h)Mahalli oyunlar ve türküler :Beldemizde karışık oyunlar oynanıp ayrıca halay,karşılama ve pıtık oyunları da oynanır Sevilen türküler ise Ordu'nun dereleri,Hatipoğlu,Hekimoğlu ve sevdiğime varamadım vb
ı) Dış dünya ile bağlantıları :Bağlantıyı sağlayan önemli iki araç telefon ve televizyondur Ulaşım alanında ise stabilize yollarla Aybastı,Gölköy ve Reşadiye ilçelerine bağlanmaktadır Gazete,dergi,kitap vb ihtiyaçlarını ilçelerden sağlanmaktadır Yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarının büyük bir kısmı ilçelerden sağlanmaktadır
Beldede sosyal faaliyetlerin yok denecek kadar az olması nedeniyle halk zamanının çoğunu tarla ,bahçe ve ormanlarda çalışarak,bayanlar tarla işi ve el işleri ile uğraşarak geçirmektedir Erkeklerin bir kısmı kış aylarında zamanlarını kahvelerde geçirmektedir
Kaynak : Wikipedia
|
|
|