Prof. Dr. Sinsi
|
Tasavvuf Edebiyatı
, Halk edebiyatının tasavvufi halk edebiyatı ya da tekke edebiyatı denilen türü 12`nci yüzyılda Türklerin XI yy'dan başlayarak yurt edindikleri Anadolu'da sözlü geleneğin bir devamı olarak günümüze kadar sürdürülen sözlü edebiyata, "halk edebiyatı" adı verilir Halk edebiyatı, kendi içinde üç bölümde incelenir:Anonim halk edebiyatı: Anonim halk edebiyatı, yazanı ya da söyleyeni bilinmeyen bütün sözlü ve yazılı ürünleri kapsar Halk öyküleri (destansı öyküler, destanlar, tarihler, menkıbeler, âşık Öyküleri, masallar, efsaneler, fıkralar), türküler, maniler, atasözleri, bilmeceler,
Ahmed Yesevi ile başladı Ama Anadolu`nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Ahmet Yesevi (1093 - 1156) Osmanlı topraklarında doğmasa da, Osmanlı döneminde yaşamasa da Ahmet Yesevi'nin Osmanlı İmparatorluğu üzerinde önemli etkileri olmuştur Etkileri günümüze kadar ulaşan Ahmet Yesevi, 11 Yüzyılın ikinci yarısında bugünkü Kazakistan'ın Çimkent şehrinin doğusundaki Sayram kasabasında doğmuştur Sayram, o dönemde önemli bir kültür ve ticaret merkezidir
Babasının ölümünden sonra, ablası ile birlikte Sayram yakınlarındaki Yesi'ye yerleşen Yesevi,
Yunus Emre`dir Anadolu`da 19`uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı
Tekke edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar Tekke şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi Nazım birimi dörtlüktü Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, Türk ozanı (Sarıköy, Sakarya yöresi, 1240?-Sarıköy, 1320)
Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk'ün [[İslam]]'a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi [[felsefe]] haline getirmiş örnek bir insandır
efsaneler, Alm Mythe (f), Fr Mythe (f), légende (f), İng Myth Bir tabiat olayını, bir varlığın meydana gelişini, tabiat elemanlarından birinde olan bir değişikliği, olağanüstü hakikat ve akıldışı açıklamalarla anlatan hikâye Efsânenin temeli olan olay, halkın hayâlinde şekil değiştirerek ağızdan ağıza, nesilden nesile geçer Her milletin kendi dilinde birçok efsânesi vardır Bunlardan bâzıları birçok millet tarafından benimsenmiş ve aynı efsâne başka isimlerle birçok dilde yerleşmiştir
masallar, Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilmiştir
Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür Yer ve zaman belli değildir Kahramanlar insan üstü özellikler gösterir İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır Masallarda eğiticilik esastır Çoğu kez evrensel konular işlenir Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanı
fıkralar ve Yazarın gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla, hiç kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa günübirlik yazılardır Bu tür yazıları nükteli hikâyecikler biçimindeki Nasrettin Hoca fıkralarıyla karıştırmayalım Fıkra, bir gazete yazı türüdür Gazetenin belli bir köşesinde genel bir başlıkla yazılan fıkralarda mesele kısaca incelenir ve mutlaka bir sonuca varılır Daha çok alaylı bir dille, bazen eleştiri bazen sohbet tarzında yazılır
tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur
edebiyat-taslak
genellikle eserler dörtlük birimiyle yazımıstır genellikle yarım uyak kullanılır en büyük sairleri yunus emre,hacı bektasi veli,pir sultan apdal,abdal musa gibi öenmli sairleri vardır konusu allaha ulasmanın yolları,ahlak ve nefsin terbiyesidir
Bu makale, online kullanıcı topluluğu tarafından oluşturulan ve düzenlenen özgür ansiklopedi projesi Wikipedia'nın Türkçe versiyonu Vikipedi'deki Tasavvuf edebiyatı maddesinden kopyalanmıştır Bu makale, GNU Özgür Belgeleme Lisansı ilkeleri kapsamında özgürce kullanılabilir Tarîkat, lügatte "yol" mânâsına gelir Tarîkatların esâsını tasavvuf bilgileri teşkil eder Bu bilgilerin, insanlara farklı şekillerde sunulmasından tarîkatlar meydana gelmiştir Tasavvuf bilgilerinin hepsi Peygamber efendimizden gelmektedir Bütün Eshâb-ı kirâm radıyallahü anhüm, bu bilgileri silsile yoluyla kendilerinden sonrakilere ulaştırdı
|