Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
şiirçile

Şiir-Çile

Eski 08-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şiir-Çile




Çile

Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,

Gezdirsin boşluğu ense kökünde

Ve uçtu tepemden birdenbire dam;

Gök devrildi, künde üstüne künde


Pencereye koştum: Kızıl kıyamet

Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı

Sonsuzluk, elinde bir mavi tulbent,

Ok çekti yukardan, üstüme avcı


Ateşten zehrini tattım bu okun,

Bir anda kül etti can elmasımı

Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,

Kustum, öz ağzımdan kafatasımı


Bir bardak su gibi çalkandı dünya;

Söndü istikamet, yıkıldı boşluk

Al sana hakikat, al san rüya

İşte akıllılık, işte sarhoşluk


Ensemin örsünde bir demir balyoz,

Kapandım yatağa son çare diye

Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,

Yepyeni bir dünya etti hediye


Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor;

Makânı bir satih, zamanı vehim

Bütün bir kahinat muşamba dekor,

Bütün bir insanlık yalana teslim


Nesin sen, hakikat olsan da çekil

Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam

Otursun yerine bende her şekil;

Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam




Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,

Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,

Deliler köyünden bir menzil aşkın,

Her fikir içimde bir çift kelepçe


Niçin küçülüyor eşya uzakta?

Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?

Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?

Sonum varmış, onu öğrensem asıl?


Bir fikir ki sıcak yarad kezzap,

Bir fikir ki, beyin zarında sülük

Selam sana haşmetli azap;

Yandıkça gelişen tılsımlı kütük


Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol

Ey yedinci gök, esrarını aç

Annemin duası, düş de perde ol

Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç


Uyku, katillerin bile çeşmesi;

Yorgan, Allahsıza kadar sığınak

Teselli pınarı, sabır memesi;

Size şerbet, bana kum dolu çanak


Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,

Sırrını ararken patlayan gülle?

Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;

Karınca sarayı, kupkuru kelle


Akrep nokta nokta ruhumu sokmuş,

Mevsimden mevsime girdim böylece

Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,

Fikir çilesinden büyük işkence


Evet, her şey bende bir gizli düğüm;

Ne ölüm terleri döktüm, nelerden

Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,

Yetişir çektiğim mesafelerden


Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;

Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık

Her gece rüyamı yazan sihirbaz,

Tutuyor önümde bir mavi ışık


Büyücü, büyücü ne bana hıncın?

Bu kükürtlü duman, nedir inimde?

Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,

Bir zehir kıymak gibi, beynimde


Lugat, bir isim ver bana halimden;

Herkesin bildiği dilden bir isim

Eski esvaplarım, tutun elimden;

Aynalar söyleyin bana, ben kimim?


Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,

Arzı boynuzunda taşıyan öküz?

Belâ mimarının seçtiği arsa;

Hayattan muhacir; eşyadan öksüz?


Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,

Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,

Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,

Dev sancılarımın budur kaynağı


Ne yalanlarda var, ne hakikatta,

Gözümü yumdukça gördüğüm nakış

Boşuna gezmişim, yok tabiatta,

İçimdeki kadar iniş ve çıkış




Gece bir hendeğe düşercesine,

Birden kucağına düştüm gerçeğin

Sanki erdim çetin bilmecesine,

Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin


Açıl susam, açıl Açıldı kapı;

Atlas sedirinde mavera dede

Yandı sırça saray, ilahi yapı,

Binbir avizeyle uçsuz maddede


Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;

Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur

İçiçe mimari, içiçe benlik;

Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur


Nizam köpürüyor, med vakti deniz;

Nizam köpürüyor, ta çenemde su

Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;

Suda ezel fikri, ebed duygusu


Kaçır beni ahenk, al beni birlik;

Artık barınamam gölge varlıkta

Ver cüceye, onun olsun şairlik,

Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta


Öteler öteler, gayemin malı;

Mesafe ekinim, zaman madenim

Gökte saman yolu benim olmalı;

Dipsizlik gölünde, inciler benim


Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök

Heybem hayat dolu, deste ve yumak

Sen, bütün dalların birleştiği kök;

Biricik meselem, Sonsuza varmak

Necip Fazıl Kısakürek26 Mayıs 1905'da doğdu Maraş'lı bir soydan gelen Necip Fazıl'ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'ta ki konağında geçti İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladı Lisedeki hocaları arasında dönemin ünlülerinden Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi (Akseki), İbrahim Aşkı gibi isimler vardı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.