Hellenistik Felsefe |
08-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hellenistik FelsefeKent devletinin sona erdiği MÖ 323 yılıyla Hellenistik çağın son büyük imparatorluğunun Romanın bir parçası olduğu MÖ 30 yılı arasındaki dönemin felsefesine verilen ad Bu dönemde yer alan dört büyük felsefe okulu sırasıyla, Akademi, Peripatetik okul, Epikürosçu ve Stoacı okuldur Bu dört okuldan, hazcı ahlâkı ve Tanrının evrene müdahalesini reddeden varlık görüşüyle Epiküros felsefesi, daha ağır basan ve döne*me çok büyük ölçüde damgasını vuran felsefe olmuştur Amaçlı bir evren anlayışıyla en yüksek insani iyi olarak, aklın doğru ve yerinde faaliyetine duyulan inanç ise, en güçlü ifadesini Stoacılarda bulmuştur Stoacıların görüşlerinde somutlaşan bu amaçlı evren görüşü, son çözümlemede Sokratesten miras alınan bir görüş olarak Epikürosun varlık görüşüyle karşıtlık içindedir Bu dönemde ortaya çıkan başka bir felse*fe okulu da, dogmatik oldukları gerekçesiyle tüm felsefelere ve özellikle de Stoacı felse*feye gösterilen tepkiyle seçkinleşen, kuşku*culuk olmuştur Nihayet dönemin sonlarına doğru, Poseidoinos Panaetios ve Antiokhos, Stoa felsefesini Platon ve Aristotelesçi öğretilerle birleştirmeye çalışmıştır Hellenistik felsefenin en önemli özelliği, bu felsefenin konularını mantık fizik ve etik şeklinde düzenlemesidir Mantık, Aris*totelesten miras alınan bir tavırla, bilgi teo*risini de kapsayacak şekilde, doğru bilgiye ulaşmanın yöntemi ve felsefenin vazgeçil*mez aracı olarak görülmüştür Nitekim, bu anlayışın bir sonucu olarak, özellikle Stoacı*lar mantık alanına çok önemli katkılar yap*mışlardır Aynı şekilde, fizik de arka planda kalıp, yalnızca etik için bir temel ve hazırlık olma fonksiyonunu yerine getirmiştir Bun*dan dolayı, bu dönemde filozoflar, fizik ya da varlık alanında yeni teoriler geliştirmek yerine, Sokrates öncesi doğa filozoflarının görüşlerini aynen benimsemişlerdir Bu bağlamda, Stoalıların Herakleitosun fiziği*ni Epikürosun ise Demokritosun atomcu görüşünü pek büyük bir değişiklik yapma*dan benimsediğini söylemekte yarar vardır Hellenistik felsefede ön plana çıkan çalış*ma alanı ya da disiplin, etik olmuştur Bunun nedeni, bireyin amacına ulaştığı, iyi bir yaşam sürdüğü, kendisini her bakımdan evinde gibi hissettiği kent devletinin yıkıl*ması, kent devletinin yerini alan imparator*lukla birlikte, bilinen dünyanın sınırlarının genişlemesi ve bireylerin kaçınılmaz bir bi*çimde dünyaya topluma ve kendilerine ya*bancılaşması, yalnız ve başıboş kalmasıdır Böylesi bir toplum düzeninde, felsefeden beklenebilecek tek şey, ilgisini birey üzerin*de yoğunlaştırması, bireyin felsefeden bek*lediği yol göstericilik görevini yerine getir*mesidir Bu dönemde, felsefenin herkesçe kabul görmüş amacı, insanı mutlu bir yaşa*ma ulaştırmak, bireye güven ve bilgelik ka*zandırarak, onun yaşadığı yabancılaşma ve yolunu kaybetmişlik duygusunu aşmasını sağlamaktır İşte bundan dolayı, Hellenistik dönemin en büyük ve en önemli iki sistemi olan Epikürosçulukla Stoacılık kişisel bir ahlâk üzerinde yoğunlaşmışlar, siyasi ya da toplumsal düzenle ilgili problemlere pek az önem vermişlerdir Bir tinsel bağımsızlık ve kendi kendine yetme idealini ön plana çı*kartan iki akımın da ahlâkı, fiziklerinin kat*kısız materyalizmini yansıtacak şekilde doğalcı ve ?bu dünyacı, yani içinde yaşadı*ğımız dünyayla, bu dünyadaki yaşam ve değeri temele alan bir ahlâk anlayışıdır |
|