Hacegan |
08-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
HaceganHacegan Osmanlılar zamanında devlet dairelerindeki yazı işlerinin başında veya defterdarlık, nişancılık gibi vazifelerde bulunanlara verilen sivil bir rütbe Hacegan yerine, "Hacegan-ı Divan-ı Hümayun" da denilirdi Haceganlığın Osmanlı Devletinde ne zaman kurulduğuna dair kesin bir bilgi olmamakla beraber, Fatih Kanunnamesinde haceganların rütbesinin belirtilmesi bu memuriyetin önceleri de varlığına işaret etmektedir Önceleri sayıları az olmakla beraber, zamanla duyulan ihtiyaç üzerine artmış, Sultan Üçüncü Ahmed devrinde yirmiyi bulmuştur İlk zamanlar yalnızca divandaki daire şeflerine bu ünvan verilirken sonradan bu ünvanın daha geniş şekilde kullanıldığı görülür Gerçekten 18 yüzyıldan itibaren devlet merkezi dışındaki bazı hizmet sahiplerine ve vezirlerin maiyetindeki "Divan Efendisi" denilen memurlara da hacegan ünvanı verilmiştir On sekizinci yüzyılda hacegan rütbesini haiz memurlar şunlardı: Şıkk-ı Evvel, Şıkk-ı Sani, Şıkk-ı Salis Defterdarları; Nişancı, Defter Emini, Reisül Küttab, Büyük ve Küçük Tezkireci, Ruznameci-i Evvel, Beylikçi, Baş Muhasebeci, Mektubcu, Şehremini, Tersane, Darbhane, Matbah ve Arpa Eminleri; Teşrifatçı, Anadolu Muhasebecisi, Atlı Muhasebecisi, Yeniçeri Katibi, Sipahi Katibi, *****dar Katibi, Cizye Muhasebecisi, Maliye Tarihçisi, Maliye Tezkirecisi, Büyük ve Küçük Ruznameciler, Piyade Muhasebecisi, Divan Çavuşları, Cebeciler Katibi, Küçük Evkaf, Kalyonlar Katibi, Garibler Katibi, Tophane Nazırı, Baş Muhasebe Kesedarı, İstanbul ve Selanik Baruthaneleri Nazırı, Sergi Nazırı, Sadrazam Kethüdası ve Çavuşbaşı On dokuzuncu yüzyılın başında maliyeden bazı Mukataa Memurları ile Enderun ve Birun Katibi Eminleri ve Asakir-i Mansure Ordusu Nazırı da hacegan sınıfına dahil edilmiştir Bir senelik müddetle tayin edilen haceganların tayinleri Şevval ayı içinde yapılırdı Vazifede kalanlara derecelerine göre hediyeler verilirdi Haceganlığa tayin şu sıra ile olurdu: Sadrazam tevcihat listesini padişaha arz eder ve Hatt-ı hümayun ile tasdik alındıktan sonra tayini yapılan şahıslara özel merasimle memuriyet beratları verilirdi Sadrazam, ordunun başında serdar-ı ekremlikle İstanbul dışına çıktığında kendisine mensup haceganlarla, diğer hacegan da mühim defterlerle sefere katılırlardı Bunların yerine İstanbulda birer vekil kalır ve işleri yürütürlerdi Asılları dönünce bunların vazifeleri son bulurdu On sekizinci yüzyılda haceganlık ünvanı dört sınıf olarak mütalaa olunurdu Birinci sınıf: Üç defterdar ile Nişancı, Reisül Küttab ve Defter Emini; ikinci sınıf: Maliyeden Büyük Ruznameci, Baş Muhasebeci ve Anadolu Muhasebecisi; üçüncü sınıf: Tersane Emini, Şehremini, Darbhane Emini, Arpa Emini ve Masraf-ı Şehriyari Emini; dördüncü sınıf ise: Maliye Dairesinin Kalem amirleri, dört piyade ve dört mukabelecileri, Kalyonlar Katibi, Tersane Ambarı Emini, Tersane Ambarı Nazırı, Tersane Reisi, Tophane Nazırı, Sergi Nazırı, Enderun Kağıt Emini, Birun Kağıt Emini Haceganlıktan vezirliğe terfi edilebildiği için haceganlık mühim bir rütbeydi Sultan İkinci Mahmud Han devrinde yapılan yenilikler esnasında, önceleri bir ünvan olan haceganlık rütbe olarak telakki edilmiş ve bunlara mahsus nişanla, resmi günlerde giyecekleri elbise tayin olunmuş ve Hacegan-ı Divan-ı Hümayun tabiri böylelikle tarihe karışmıştır Hacegan, tasavvuf ilminde de kullanılan bir tabirdir Farsça bir kelime olan "Hace"; hoca, efendi, mürşid, rehber manalarına kullanılır "Hacegan" da, hacenin çoğuludur Özellikle Maveraünnehr ve Hindistan bölgesinde, Farsça konuşulan mahallerde bu kelimenin kullanılması yaygındr Hace ünvanı, Orta Asyada ilim ve irfan büyüklerine, makam ve mevkii yüksek olan kimselere verilmiştir Bu ünvan ile ilk olarak yad edilen, büyük alim, Hace Yusuf-ı Hemedanidir Tasavvufta Nakşibendiyye yolunun mürşidi kamil olan büyükleri, bu vasıfla anılagelmişlerdir Hacegan hanedana mensup bu büyük alimler, Harezmşahlar, Cengiz Han (Moğollar), Emir Timur Gürgan ve Timur Hanın sülalesi saltanatına rastlayan devirlerde yaşamışlardır Tasavvufta bir tarikata mensup talebeler, kendi mürşidlerini "Hace" sıfatı ile zikrederlerdi "Hatm-i Hacegan", tarikata mensup kimselerin bir araya gelip, belli kelimeleri ve duaları okuyarak yaptıkları zikre denirdi |
|