Prof. Dr. Sinsi
|
Hitit
Hititler'in Anadolu'ya göç tarihleri kesin olarak bilinmemektedir Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler'in, anlam ayrım
MÖ 3000'li yılların sonunda, 2000'li yılların başında küçük gruplar halinde Kafkaslar üzerinden Hazar denizi ve Karadeniz arasında bulunan dağlar
Anadoluya girdikleri en kabul gören tezlerdendir Tezlerden bir diğeri Çanakkale Boğazı'ndan, bir başkası ise, Karadeniz'den geldikleri varsayımıdır Yeni gelenler yerli Anadolu Hatti Beylikleri'ni egemenlikleri altına almışlar, kısmen politik ve askeri, bir dereceye kadar da ekonomik gücü ellerinde tutmuşlar ve yerli Anadolu kelimesi Yunanca güneşin doğduğu yer anlamına gelen "Anatoli"dan doğmuştur Romalılar, kendi topraklarına göre doğuda kaldığından buraya doğu toprağı anlamında Thema Anadolia demişlerdir Anadolu isminin bir bölge adı olması ise Selçukluların Anadoluya gelmesiyle başladı
Hatti nüfusu
ile karışmışlardır
Hititler, Asurluların Anadolu dan çıkma zorunda kalmasıyla devlet idaresini ellerine almışlardır Anadolunun yerli halkıyla kaynaşıp Hitit Devletini kurmuşlardır Bu devletin kurucusu Labarna?dır Başkenti ise Hattuşaş dır ( Boğazköy (Çorum))
Hitit tarihi M Ö 1650-1450 eski krallık ve ''M Ö 1450''-1200 Hitit İmparatorluğu Devri olmak üzere iki safhada incelenir Hitit Devleti'nin kuruluşundan itibaren, sanattaki Mezopotamyalı unsurlar kaybolarak, Anadolu'nun yerli sanatıyla birleşmiştir Sanatta, boyutları büyümüş anıtsal eserler ortaya çıkmıştır Mabetler, saraylar, sosyal yapılar, kaya kabartmaları ve orthostatlarla (bina cephelerinde alt sırada yer alan kabartmalı taşlar) önceki sanattan ayrılır
Aslında Hattiler'e ait olmasına rağmen Hitit Güneş Kursu olarak anılan törensel nesne, Hititlerin sembolü kabul edilir
Hititadı Eski Ahit'e göre uydurulmuş bir isimdir Bugün Hitit diye anılan bu halkın kendilerine "Nesi dili konuşan" anlamında ''Nesili'' dediklerini biliyoruz Hitit Siyasi Tarihi M Ö 1800 yılları, Anadolu tarihinin başlangıcı yerli aglutinant dil grubuna ait Hattiler ve Hint Avrupalı Hititler hakkında ilk bilgilerin edinildiği dönemdir Bu çağ, Hitit kültürünün başlangıç ve gelişme aşamalarının kaynağıdır M Ö 2500-2000 yılları arasında Kuzey Kapadokya ve Orta Karadeniz bölgesinde gelişmiş kültürün temsilcisi Hattiler di Şehir devletleri tarafından yönetilen bu bölgenin müstahkem şehirleri, kral mezarları, hazineleri, Hatti kültürünün simgeleridir M Ö 2000 yılları sonlarında büyük savaşlar sonucunda çıkan yangınlarla sona eren bu çağı, Asur Ticaret Kolonileri dönemi izler Yazılı kaynaklardan Hititlerin, Anadoluya M Ö 3 binin son yıllarında, 2 binin başında küçük gruplar halinde, girmeye başladıkları ihtimali çıkmaktadır Hititlerin Anadoluya kuzey Karadeniz üzerinden veya kuzeydoğudan, Kafkaslar üzerinden geldikleri ve Kızılırmak kavisinin kuzey kesimine yerleşmiş oldukları değerlendirilmektedir
Birbirini izleyen akınlarla Orta Anadolu içlerine yayılan Hititler, zamanla etki alanlarını genişletmişler, Hattili Prenslerin arazilerine hakim olmuşlardır
Asur Ticaret Kolonilerinin geç evresinde ( M Ö 1800-1730) Kuşşara Kralı Pithana ve oğlu Anitta tarih sahnesine çıktılar Onlar Hitit diline Naşili adını veren Kaniş/Neşayi zaptedip krallığın ilk merkezi yaptılar M Ö 1700lerde Kuşşara kralı Anitta, Hattuş Kralı Pijustiyi yenip şehrini tahrip ettiğini anlatmaktadır "Geceleyin yaptığım bir saldırı ile şehri aldım Yerine yaban otu ektim Benden sonra her kim kral olur ve Hattuşu yeniden iskan ederse gökyüzünün Fırtına Tanrısının laneti üzerinde olsun "
Hattuşa M Ö 17 yy ın ikinci yarısında, Hitit Kralı I Hattuşili tarafından başkent olarak seçilir Eski Hitit Devletinin kurucusu I Hattuşili Kızılırmak kavisi içindeki çekirdek ülkede birliği sağladıktan sonra, Kuzey Suriye ve Yukarı Fırat Bölgesinde Hurri Ülkesine karşı yönettiği akınlarla, kendisini izleyecek Hitit Krallarına bir Dünya devleti olma amacının işaretini veriyordu Murşili istilalara güneyde devam ederek ve Suriyedeki şehir devletlerini devreden çıkartarak, Mezopotamya ticaret yollarını kontrol altına aldı Halep ele geçirildi ve ordu Babile kadar ilerleyerek Hammurabi hanedanlığına son verdi
Ancak, Murşilinin Hantili tarafından öldürülmesi bir karışıklık dönemi getirir Hantili idareyi ele aldıysa da o da öldürüldü ''Hantili''den sonra tahta geçen Zidanta ve I Huzziyada Hantili ile aynı kaderi paylaşarak öldürüldüler
Bu dönemde Hitit devleti, Torosların güneyindeki ülkeleri, Güney ve Güneydoğu Anadoludaki diğer bölgeleri yeniden Mitanni Krallığına kaptırdı
Telipinu tahta geçince, saraydaki kan davalarını durdurmayı başardı Önceki kralların uzak bölgelere yaptıkları seferleri durdurarak, Anadoluyu kendi içinde tutarlı bir idari teşkilat altına almaya çalıştı Bu amaçla eyalet sistemini kurdu Telipinu fermanı olarak bilinen fermanı yayınlayarak, taht verasetini belli kurallara bağladı
Geleneksel Hitit tarihi çağ ayrımına göre, Telipinu devrini Orta Krallık adı verilen dönem izler
Aynı zamanda I Tuthaliya Hititlerin amansız düşmanı Kaşkalar la da başetmek zorunda kalmıştır Metinlerde Tuthaliya zamanında, Fıratın yukarı yatağında kalan bölgelere ve Kuzey Mezopotamyada Hurrilere karşı yapılan askeri harekatlardan söz edilmektedir Bu başarılarla I Tuthaliyanın Hatti ülkesinde krallığın gücünü yeniden sağladığı anlaşılmaktadır Ancak I Tuthaliyanın hükümdarlık alanı genelde Anadolu ile sınırlı kalmıştır
I Şuppiluliuma tahta geçince, öncelikle Anadolu daki hakimiyetini sağlamlaştırmıştır Daha sonra Suriye ve Kuzey Mezopotamya nin bazı bölgelerini Hitit Krallığı na katmıştır Kaşkalarla savaşmış, Ugarit Kralı II Nigmedu ile bir anlaşma yapmıştır Şuppiluliuma Mısır da Tutankhamon un ölümünden sonra çıkan çatışmaları fırsat bilmiş, Kargamış ı
alarak Mitanni Krallığı na son vermiştir
II Murşilinin, Anadolunun kuzeyindeki ve batısındaki seferleri, Hitit çekirdek ülkesinde vebanın hüküm sürdüğü ve giderek artan Asur etkisiyle Suriyede huzursuzlukların yaşandığı bir döneme rastlamıştır
Babası Murşilinin ardından fazla zorluk çekmeden tahta geçen 11 Muvattalli, yirmi yıldan fazla Büyük Kral olarak hüküm sürmüştür O nun küçük kardeşi Hattuşili, askeri birliklerin başı, saray memuru, kuzey sınırının sürekli huzursuz bölgelerinde ve Hattuşada Vali olarak Hükümdara birçok alanda hizmet vermiştir Bu dönemde Muvattalli sarayını, Tanrı ve atalarının heykelleri ile birlikte Hattuşadan Tarhuntaşşaya taşımıştır Muvattalli zamanında Orta Suriyedeki Amurru bölgesi nedeniyle, Hititlerin anlaşmazlığa düştüğü ülke Mısırdı Bu anlaşmazlık Kadeş Savaşı na yol açtı ( M Ö 1274)
Günümüzde Mısır daki Abydos, Luksor, Abu Simbelin duvarları ve Ramsesseumun pylonlarının üzerindeki kabartmalarda, Yakındoğunun geçmişindeki en ünlü savaşlardan biri olan Kadeş Savaşı nın tasviri görülmektedir Kabartmalara II Ramsesin Hitit Kralı II Muvattalliyi yenerek elde ettiği zaferin kutlandığı hiyeroglif metinler eşlik etmektedir Firavun çok iyi hazırlanarak savaş alanında bizzat bulunmasına rağmen, savaşın asıl galibi Hititler olmuştur Amurru yeniden Hitit yönetimi altına girmiş, ayrılıkçı yerel kral Benteşina ise Anadoluya sürülmüş, Kadeş Kalesi Hitit denetiminde kalmıştır
Büyük Kral II Muvattalli öldüğünde, eski bir kurala uyulmuş ve imparatorluğun en güçlü adamı olan kardeşi Hattuşili yerine, oğlu III Murşili/Urhi-Teşup tahta geçmiştir O, başkenti Tarhuntaşşadan, yeniden Hattuşaya taşımıştır
Bölgede II Muvattalli döneminden ve Kadeş Savaşı ndan bu yana II Ramses hüküm sürmekteydi Hattuşili Asur ve Babil Hükümdarları ile olduğu gibi, II Ramses ile de hükümdarlar arasındaki olağan ilişkilerini sürdürmüştür I Şuppiluliuma dan beri süregelen savaş durumunu sona erdirmiş ve Mısır ile barış antlaşmasını imzalamıştır Antlaşma Hattuşa da ortaya çıkarılan ve günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan kil tabletten anlaşılmaktadır Akadca yazılmıştır Ayrıca Mısır-Karnak Ramesseum da da Mısır hiyeroglifi ile kaleme alınmış kopyaları görülmektedir II Ramses ile yapılan barış antlaşması, Hattuşili nin hükümdarlık döneminde ulaştığı bir zirvedir Bu başarı kendisinin rakipleri Asur ve Babil ile Ege deki rakibi Ahhiyava karşısındaki konumunu güçlendirmiştir
Kurallara uygun olmaksızın tahta çıkmış olmasına rağmen, III Hattuşili önemli politik başarılar ve uluslararası takdir kazanmıştı; ancak Hattuşada tahtına çıkacak kişi ile ilgili düzenlemeyi yapmak da kendisi için önemliydi Önceden seçilen varisten vazgeçilmiş ve yerine Prens IV Tuthaliya seçilmişti Tuthaliya tahta çıktıktan sonra, Tarhuntaşşa Kralı Kurunta ile antlaşma yapmış ve Tarhuntaşşa ülkesinin sınırları yeniden çizilmiştir II Muvattalinin oğlu olarak hanedandan gelen Krala, imparatorluk hiyerarşisi içinde Karkamış Kralı ile aynı düzeyde yer verilmiştir
Hitit İmparatorluğunun bilinen son hükümdarı IV Tuthaliya nın oğlu II Şuppiluliuma, başgösteren yiyecek sıkıntısıyla daha da gerginleşen duruma rağmen bazı askeri başarılar elde etmiştir Hattuşada bugün Güneykale olarak adlandırılan kesimdeki bir yazıtta, II Şuppiluliuma nın askeri birliklerinin Orta ve Güneybatı Anadoluda başarıyla savaştığından, Tarhuntaşşa da da hükümdarın yeniden otorite kurduğundan söz edilir Çivi yazılı belgeler de, Kargamış Kralı ve doğrudan Büyük Kral tarafından denetlenen Alaşiya (Kıbrıs) ülkesiyle antlaşma yapıldığı belirtilir
Hitit İmparatorluğunun M Ö 1200den kısa bir süre sonra yıkılma nedeni halen tam olarak anlaşılamamıştır İmparatorluğun yıkılmasına çeşitli etkenlerin neden olduğu değerlendirilmektedir Son büyük kralın hüküm sürdüğü dönemde, halk içinde huzursuzluklar ve Hitit aristokrasisinde giderek artan çatışmalar başgöstermiştir Hitit Devletinin ayakta olduğu son yıllara tarihlenen yazılı kaynaklar, sefalet içinde olduğu belirtilen Anadoluya Suriye ve Mısırdan büyük miktarlarda tahıl sevk edildiğini kanıtlamaktadır Aynı zamanda Anadoludaki huzursuzluklar ve Suriye üzerindeki Hitit etkisinin azalması da Hitit İmparatorluğunun yıkılmasında neden ya da sonuç olarak değerlendirilmektedir Hitit DiliArkeolojik araştırmalarda Hitit yerleşimlerinde bulunan yazılı belgeler, Anadoluda aynı dönemde (M Ö 1800 lü yıllarda) Hint-Avrupa dillerinin en eskisi Hititçeden başka, yine aynı dil grubuna ait Luvi ve Pala dillerinin, ayrıca Hurrice, Hattice ve Akadca nın yazı dili olarak kullanıldığını göstermektedir Çivi yazısı ile yazılan bu dillerde her işaret bir heceyi simgeler Hititlerin kullandığı bir başka yazı türü de Luvi dilinde yazılan ve hiyeroglif denen resim yazısıdır Hititlerin kullandığı ve Mısır hiyeroglifinden tamamen farklı olan bu hiyeroglifte, heceler hatta kelimeler tek bir işaretle temsil edilebiliyordu Hiyeroglif daha çok mühürlerde ve kaya anıtları gibi büyük yazıtlarda tercih edilmekteydi Hititlerde okur yazarlık yalnızca çok küçük bir gruba ait bir beceri olarak kabul edilirdi Çivi yazısını kralların da (LUGAL GAL) okuyamadıkları, aldıkları mektupların sonunda yer alan ve yazıcıya hitap ettiği anlaşılan "sesli oku" ibaresinden anlaşılır
Hitit Dilinin Çözülmesi:
Hitit dilini ilk defa Hrozný çözmüştür Çıkış noktalarından birincisi özel adların saptanması, ikincisi de Hititçe metinlerde ideogram denilen ve kavram ifade eden işaretler oldu Bu dilin Hint-Avrupa olduğu "nu ninda-an ezzateni ụadar-ma ekutteni" (Şimdi sen ekmeği yiyeceksin ve sonra suyu içeceksin) cümlesi ile ilk defa tahmin edildi
Hrozný'nin çalışmalarında düzeltmeler yapıldı 1920'de Alman Ferdinand Sommer, Hozný'nin bütün tezlerini filolojik açıdan bir bir taramıştı
Sommer'in çalışmalarını Johannes Friedrich ve Albrecht Götze geliştirdi İlk gramer çalışmasını da 1919'da Fransız dilcisi L Delaporte yaptı 1933'te Amerikalı Sturtevant bu çalışmayı geliştirdi Johannes Friedrich de 1940'ta tamamladı Friedrich'in "Hititçe'nin İlkeleri"nin 2 bölümü 1946'da yayımlandı Burada çok sayıda okuma parçaları çevriyazıya geçirilmiş, bunların açıklamaları yapılmış ve ayrıca kelime cetvelleri eklenmişti 1952-54'te "Hitit Sözlüğü"nü yayınladı
Hitit hiyerogliflerini ilk defa Sayce çözmeye başladı Alman Leopold Messerschmidt, Peter Jensen gibi isimler bu yazıyı çözmek için çalışmalar yaptılar Aynı sonuçlara ilk varanlar Meriggi ile Bossert oldular Friedrich Hrozný de onları onayladı Bittel ile Güterbock 1936'da ilk kral adını okudular "?uppiluliuma" kesin bir biçimde okundu 1946'da Alman profesörü Helmuth Th Bossert'in bulduğu en uzun çiftdilli tabletti
Hitit Dilinin Gramer Özellikleri:
Adlar:
Hititçe adlarda iki cins tesbit edilmiştir 1-Müşterek Cins (Eril ve Dişil) 2-Cinssiz Hititçe ad çekiminde bu iki cins arasındaki fark sadece Yalın ve Belirtme hallerinde görülür Hangi ismin Müşterek Cins hangisinin Cinssiz olduğunu hatırda tutmak için ismin Yalın hal çekimini bilmek yeterlidir
Hititçe adların sekiz hali vardır: 1-Yalın Hali 2-Hitap Hali 3-Belirtme Hali 4-İlgi Hali 5-Yönelme Hali 6-Bulunma Hali 7-Çıkma Hali 8-Alet Hali Şimdi bu hallere örneklerle değinelim:
1-Yalın hali Türkçe'mizde adın eksiz halidir Yani Türkçe'de kelimenin sözlükte bulunan şekli yalın haldedir Oysa Hititçe'de Yalın hali dediğimiz zaman yabancı terminolojideki Nominativusa bulunan karşılık olan Yalın Hali terimi biraz eksik kalıyor Çünkü Türkçe'de yalından kasıt bu halin Türkçe'de eksiz olarak bulunması, yani kelimenin en sade, katkısız biçimi olmasındandır Oysa Hititçe'de bu halde bulunan müşterek cinste kelimeler teklik halinde -? , çokluk halinde ise -e? ,-u? ,-a? eklerini almış haldedir Ancak cinssiz kelimeler çoğu zaman bu halde eksiz bulunmakla birlikte, teklik halinde -n , çokluk halinde -a ve -i ekleri de görülür
Örnekler: anna- "anne-" anna? "anne" (müşterek cins teklik ve yalın hali); i?hiul- "suç-, günah-; problem-" i?hiul "suç, günah; problem" (cinssiz teklik ve yalın hali); peda- "yer-" pedan "yer" (cinssiz teklik ve yalın hali)
2-Hitap Hali Türkçe'de bu durum için özel bir çekim yoktur Onun için Hititçe bu halde bulunan kelimenin önüne bir "ey" edatı getirmek yada yazıda sadece bir "!" işareti ile çeviride yazılmak suretiyle belirtilebilir Mesela i?ha- "bey-" i?ha "ey bey!, bey!" Hititçe hitap hali eksizdir ya da bazen -e eki ile bulunur
3-Belirtme Hali Türkçe'mizde -ı, -i, -u, -ü, -yı, yi, -yu, -yü tamlamadan sonra -nı, -ni, -nu, -nü şekillerinde görülür Cümle analizi yapmakta acemi olanlar -ı, -i, -u, -ü, -sı, -si, -su, -sü (tamlama ya da üçüncü şahıs iyelik eki) ile belirtme hali ekini karıştırabilirler Hititçe'de Belirtme Hali eki müşterek cins için -n iken, cinssiz kelimede yalın hali ile belirtme hali aynıdır
Örnekler : halki- "tahıl" halkin "tahılı" (Müşterek Cins Teklik ve Belirtme Hali) peda- "yer" pedan "yeri" (Cinssiz teklik ve belirtme hali)
Not: Cinssiz kelimeler analiz edilirken iki halde de adın biçimi aynı olduğundan hep yalın-belirtme hali denir
4-İlgi Hali: Türkçe'mizde -ın, -in, -un, -ün, -nın, -nin, -nun, -nün şekillerinde görülür Hititçe İlgi Hali eki teklik ve çokluk hali için hem müşterek cinste hem de cinssizde -a? olarak görülür Fakat dilin eski evresinde çokluk halinde -an eki görülür
Örnekler: DUGi?panduzzi- "şarap kabı" DUGi?panduzziịa? "şarap kabının" (Teklik ve İlgi Hali) heu? "yağmur" heụa? "yağmurun" (Teklik ve İlgi Hali)
5-Yönelme Hali: Türkçe'mizde -a, -e, -ya, ye tamlamadan sonra -na, -ne şekillerinde görülür Hititçe'nin eski evresinde Teklik Halinde -a eki Yönelme Hali eki iken yeni evresinde Bulunma Hali eki -i her iki hali de karşılar olmuştur Çokluk Halinde ise Yönelme ve Bulunma durumu eki -a? olarak görülür
Örnekler: aruna- "deniz" aruna "denize" (Eski Yönelme Hali) aruni "denize, denizde" (Teklik ve Yönelme-Bulunma Hali)
6-Bulunma Hali: Türkçe'mizde -da, -de, -ta, -te tamlamadan sonra -nda, -nde şekillerinde görülür Hititçe Bulunma Hali eki Teklik Halinde -i Çokluk Halinde -a? olarak görülür Analiz yaparken her zaman Yönelme-Bulunma Hali denir
7-Çıkma Hali: Türkçe'mizde -dan, -den, -tan, -ten tamlamadan sonra -ndan, -nden şekillerinde görülür Hititçe Çıkma Hali eki Teklik ve Çokluk Hallerinde -az(a) olarak görülür
Örnekler: zahhai? "savaş" zahhiịaz(a) "savaştan"
8-Alet Hali: Türkçe'mizde ile edatıyla karşılayabileceğimiz yapı Hititçe Teklik ve Çokluk Hallerinde -it Hal eki ile görülür
Örnekler: ha?tai- "kemik" ha?tit "kemik ile"
Hititçe Fiiller
Hititçe fiillerin Şimdiki Zaman Teklik Hali 1 Şahsın ekine göre mi-çekimi ve hi-çekimi olarak belirlenen iki çekimi ayırt edilir İki fiil çatısı vardır: Etken ve Orta-Edilgen Bunlardan ikincisi Yunanca veya Hint-İran Orta Çatısı tarzında Edilgen olarak ve özellikle sık sık Deponent olarak bulunur (Fiilde Orta-Edilgen çekim Etken anlamla bağlanır)
Fiilde Zaman ve Kip çok basit yapılıdır: Basit Zaman bakımından yalnız Şimdiki Zaman (Gelecek Zamanı da kapsar) ve bir Geçmiş Zaman, Kip bakımından da Haber Kipi yanında yalnız bir Emir Kipi mevcuttur Yardımcı Fiillerle yapılabilen Birleşik Zaman ise seyrek kullanılan bir kaç eski Zamanda oluşturulur
Ayrıca fiilin yalnız Teklik ve Çokluk hali vardır, İkil hali yoktur
Fiilimsilerin şimdilik Mastar I, Mastar II, Supinum ve İsim-Fiil tabirleri kullanılan birkaç şekli, ilaveten Geçişli Fiillerde Edilgen, Geçişsiz Fiillerde Etken anlamı olan bir Ortaç şekli vardır (Friedrich, J Hethitisches Elementärbuch, Teil I, Heidelberg, 1960)Hitit DiniHitit dini çok tanrılı bir dindir; panteonun (tanrılar ailesi) içinde binlerce tanrı ve tanrıça vardır ve bunların pek çoğu diğer kavimlerin dinlerinden alınmıştır
Hititler de tanrılar tıpkı insanlar gibidir Fiziki şekilleri insan gibi olduğu kadar, ruhen de onlarla aynı olup, insanlar gibi yerler, içerler, kendilerine iyi bakıldığı sürece insanlara iyilik ederler; ancak ihmal edildikleri zaman hemen intikam almaya, insanları en acımasız yöntemlerle cezalandırmaya hazırdırlar Bir Hitit metni insanlarla tanrıları birbirleriyle kıyaslamakta ve tanrı- insan ilişkilerini bey - hizmetçi ilişkilerine benzetmektedir
Hitit devletinin panteonu Anadolu ve Suriye şehirlerinin çeşitli yerel panteonlarının zamanla bir araya getirilip birleştirilmesinden oluşmuştur
Hitit devletinin başlangıcından itibaren baş tanrı, fırtına tanrısıdır (Teşup) Kozmik dönemi (kainatı) sağlayan, krallığı ve ülkenin düzenini koruyan fırtına tanrısıdır Kral, efendisi adına ülkeyi yönetir Hitit İmparatorluğunun Yapısı Siyasal yapısı itibariyle Hitit Devleti, Kral ve üyeleri kraliyet ailesinden gelen kişilerden oluşan politik bir kurumdu Yönetimin politik organı Pankudur (İmparatorluk Meclisi) Herhangi bir politik sorun olduğunda Panku Kral tarafından toplantıya çağırılmaktaydı
Hitit Kraliyet ailesi, dışarıya karşı kapalı bir topluluk değildi Krallık kalıtsaldı, ancak, Kral olabilecek birinci ve ikinci dereceden erkek olmaması durumunda, birinci dereceden bir prensesin eşi de Kral olabilirdi Kral tarafından belirtilen veliahdın Pankunun onayını aldıktan sonra bağlılık yemini etmesi gerekiyordu Krallık yanında, kurumsallaşmış bir Kraliçelik de vardı Kraliçenin politik hayatta önemli görevler üstlendiği III Hattuşilinin eşi Puduhepanın icraatlarından anlaşılmaktadır Ancak Hitit devlet yapısında Kral, mutlak güçtü Kadeş Savaşı ve Barış AntlaşmasıM Ö 1274 tarihinde II Ramses ile Muvattalli arasında Kadeş önünde büyük bir meydan savaşı yapılmış ve Kadeş Barış Antlaşması ile sonuçlanmıştır Bu antlaşmaya bağlı olarak II Ramses savaştan önce aldığı yerleri boşaltmış, Kadeş Şehri Hititlere kalmıştır
Kadeş Barış Antlaşması sırasında orduda çıkan bir isyanda, Muvattalli öldürülmüştür Antlaşma, onun yerine geçen III Hattuşili tarafından imzalanmıştır (M Ö 1269) Bu antlaşma dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşmadır Antlaşma çivi yazısıyla gümüş plakalar üzerine Akadca olarak yazılmıştır Ayrıca Kralın mührünün yanında Kraliçenin mührü de vardır
Bu antlaşmanın gümüş levhalara kazınmış olan asıl metinleri kayıptır Mısırda tapınakların duvarlarına kazınan antlaşmanın bir nüshası da, Boğazköy (Boğazkale) kazılarında kil tablet olarak bulunmuş olup Istanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir
Kadeş antlaşmasının Hattuşada bulunan çivi yazılı tabletinin büyütülmüş kopyası New Yorkta Birleşmiş Milletler Binasında asılıdır BoğazköyMÖ II bin başlarında, Yukarı Mezopotamya'daki Assur şehrinin zengin tüccarlarının Anadolu ile yoğun bir ticari ilişkiye girmiş olduklarını görüyoruz Orta Anadolu'nun geniş toprakları üzerinde kurulan küçük krallık veya beylikler, "Karum" adı verilen pazar yerleri ile son derece canlı birer ticaret merkezleriydiler Assurlu tüccarlarla birlikte gelişen bir başka ve çok önemli olgu ise, MÖ II bin de Anadolu'da bilinmeyen fakat Mezopotamya'da MÖ 3000 yılından beri kullanılan çivi yazısının Anadolu'ya gelişidir Böylece Anadolu tarihi çağlara girmektedir Kilden yapılmış tabletler üzerine yazılan mektuplardan, Assurlu tüccarların Anadolu'ya kumaş, koku ve kalay madeni getirerek yerli krallara ve halka sattıklarını, karşılığında altın, gümüş ve bazı tunç malzeme aldıklarını öğreniyoruz
Koloni Çağı'nı izleyen Eski Hitit ( M Ö 18 yy ) ve Büyük Hitit Krallığı dönemleri sonunda, takriben 1200 yıllarında batıdan gelen ve Deniz Kavimleri diye adlandırılan toplulukların istilası ile Hitit İmparatorluğu son bulmuş ve Hititler yaşamlarına şehir beylikleri halinde devam etmişlerdir
Başkentleri: HattuşaÇivi yazılı tabletAnadolu'da ilk kez organize devlet kuran Hititleri'in başkenti olan Boğazköy (Hattuşa), dağlık-engebeli bir arazi kurulmuş olup Çorum'a uzaklığı 82 km'dir
Boğazköy'ün gerçek tarihi M Ö 1900'den az sonra başlar Geç Hitit ve Asur belgelerinden öğrendiğimize göre Boğazköy; Hattuştu ve Pijusti adlı krallarla son bulan bir hanedanlığın merkezi idi M Ö 19 ve 18 yy 'da Hitit öncesi'deki dönemde Boğazköy'de, Hattiler ve Asurlu tüccarlar da konaklamaktaydılar Şehirde Asurlu tüccarların ticaret yaptıkları "karum" denilen bir pazar yeri bulunmaktaydı
Boğazköy, M Ö 1200 yıllarına kadar Hititler'in başkenti olma özelliğini korumuştur İlk Hitit kralı olarak Hattuşa'lı anlamına gelen Hattuşili'yi görüyoruz
Kentin asıl merkezini büyük kale teşkil eder Büyük kalenin kuzeybatı yamacında Hitit İmparatorluk dönemine ait özel evler ile Büyük Mabed'in yer aldığı "aşağı şehir" bulunmaktadır Şehrin güney kısmını teşkil eden "yukarı şehir"; M Ö 13 yy kralları tarafından yapılmış sandık şeklindeki surlarla çevrilmiştir Bu surda Kral Kapısı, Potern, Sfenskli Kapı, Aslanlı Kapı yer almaktadır Yukarı şehir içinde Yenice kale ve Sarıkale tahkim edilmiş olarak yapılmıştır
Hitit Krallığı; M Ö 1200'deki Deniz Kavmi Göçleri sonunda Trak asıllı kavimlerin baskıları sonucu yıkılmış olup, dolayısıyla Boğazköy de başkent olma özelliğini kaybetmiştir M Ö 750 yılında Friklerin yerleşimine sahne olmuştur Hellenistik çağda ise Boğazköy; büyükçe bir yerleşim alanı olamaktan öte gidememiştir Bizans çağında da iskan edildikten sonra Boğazköy'e 18 yy 'da bugünkü sakinleri yerleşmiştir
Antik Hattuşa harabeleri ile Yazılıkaya Açık Hava Mabedi birer açık hava müzesi olarak önem taşımakta olup, ayrıca; Milli Park projesi kapsamına alınmış ve Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiştir İlgili bağlantılar Hitit UygarlığıKaynaklar
http://www corum gov tr/tanitim/tarih htm#Asur Kaynak: Çorum Valiliği Web Sitesi
http://www hermetics org/Hititler html Hititler İlgili bağlantılar Hitit Uygarlığı
Hititler
Hatti Uygarlığı
Hattuşaş
Hititler - Askerlik
Hititler - Din
Hititler - Ekonomi
Hititler - Halk
Hititler - Yasalar
Hititler de devlet yönetimi
Hititler'de sanat
HurrilerKaynaklar http://www corum gov tr/tanitim/tarih htm#Asur Kaynak: Çorum Valiliği Web Sitesi]
http://www hermetics org/Hititler html Hititler
|