Haçin Olayı |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Haçin Olayı17 Nisan 1909 tarihinde Ermenilerin Haçin Kasabası'nı kuşatarak başlattıkları isyan Anadolu'nun bugün halen yaşayan en eski kavimlerinden biri olan Ermenilerin kökeni kimi kaynaklara göre Urartulara kadar uzanır Tarihçilerin üzerinde uzlaştığı temel görüşlerden biri ise, Ermenilerin, M Ö 700'lerde Fırat'ın doğusuna yerleşen Hint-Avrupa kökenli Phrygialıların bir kolunun, bölgenin eski halklarının kalıntıları (Urartular, Hurriler) ve Kafkas kökenli halklarla karışmasından meydana geldiğidir![]() Kozan'ın doğusunda bulunan Haçin kasabası ikibinden fazla haneden meydana gelmekteydi Bu hanelerin bir kısmı müslümandı Fakat çoğunluğu Ermeni hanelerinden oluşmaktaydı İşte 1990 sayımına göre toplam nüfusu 117 704 olup, 54 451'i ilçe merkezinde, 63 253'ü köylerde yaşamaktadır Merkez bucağa bağlı 74, Tepecikören bucağına bağlı 10 köyü vardır Yüzölçümü 1772 km2 olup, nüfus yoğunluğu 66'dır İlin kuzeyinde yer alır İlçe toprakları genelde dağlıktır Kuzeyinde Orta Toroslar, güneyinde Çukurovanın yukarı kesimleri yer alır Dağlar ormanlarla kaplıdır İlçe topraklarını sulayan başlıca akarsular; Kırıksu, Delice Suyu, Kilgen Çayı, Göksu ve Zamantı çaylarıdırAdana'lı asıl yerli Ermenilerin bir kısmı vilâyetin son kuzey sınırına rastlayan burada yaşamaktaydılar Burada yaşayan Ermeniler de, Osmanlı İmparatorluğu'nun öteki bölgelerinde yaşayan soydaşları gibi isyan etmek için harekete geçmişlerdi Nitekim 1890 yılında, zamanın Haçin kaymakamı Adana Türkiye'nin güney bölgesinde 'Beyaz Altın' (Pamuk) ambarı ve en bereketli toprakları bağrında bulunduran bir il Türkiye'nin yüzölçümü bakımından dokuzuncu, nüfus bakımından dördüncü büyük şehridir Doğu Akdeniz bölgesinde; Kayseri, Kahramanmaraş, Gaziantep, Niğde, İçel (Mersin), Osmaniye ve Hatay illeri ile çevrilidir![]() Tevfik Bey, gençler arasında ***** yapıldığını tespit etmesi ve gereken tedbirleri alması üzerine çıkacak olayları önlemişse de, zamanla Tevfik Bey'in buradan alınarak Belen'e (Hatay) tayin edilmesi Ermenileri cesaretlendirmişti Bunun sonunda Haçin'de 1892-1895-1901-1904-1909 yıllarında ayaklanma düzeyine varan olaylar meydana gelmişti Bu arada Orta Toros Geçitleri'ni ele geçirerek, büyük devlet konumuna gelmek amacıyla hareket eden Fransa bu emelini de gerçekleştirmek arzusuyla yola çıkmış ve Hacın Ermenilerini unutmayarak, bunları da kendi çıkarları için kışkırtmıştı Böylece Fransa, Haçin Ermenilerinden ekonomik açıdan güçlenmelerini ve bu vesile ile Türklerin ellerindeki topraklarını satın alıp, geniş araziler ele geçirerek büyük çiftlikler kurmalarını istemişti Buna dayanarak hareket eden Haçin Ermenileri, Yukarı Çukurova'daki (Feke-Haçin-Mağara) toprakların büyük bir kısmını ele geçirerek, büyük çiftlikler kurmuşlardı Ermenilerin asıl amaçları Haçin'de özerk bir idare kurmaktı Bu gaye ile hareket edip, Avrupa kamuoyuna davalarını anlatarak destek sağlamışlardı Özellikle bu desteği Fransa'dan bulmuşlardı Çünkü Fransa ileride Çukurova bölgesine yerleşmek amacındaydı Böylece Fransa'nın eline fırsat geçmiş ve kendi politikası doğrultusunda Ermenileri kullanarak, hedefine ulaşmak istemekteydi Daha sonra Hacın'da Ermeniler Bahadiryan Minas adındaki Ermeni'nin başkanlığında bir cemiyet kurmuşlardı Bu cemiyet çalışmalara başlamış ve bu çalışmalarında yurt dışından bir çok ***** ve cephane getirmişti Nitekim, Hacın'da yapılan aramalarda yüzlerce *****, bomba, dinamit, haritalar ve bayraklar bulunmuştu Ayrıca Haçin Ermeni Manastırı'nda saklanmış gaz tenekeleriyle barutlar ve Beloğlu Yeprem tarafından da mağaralara stok edilmiş 150 kilo barut bulunmuştu Yapılan bu hazırlıklardan sonra, 14 Nisan 1909 günü Adana'da patlak veren Ermeni olayları çok geçmeden 17 Nisan 1909 günü Haçin'e sıçramıştı 17 Nisan günü Ermeniler kasabanın giriş ve çıkışını tutarak eyleme başlamışlardı Sonuçta Haçin'de Ermeniler, Türklere karşı saldırıya geçerek, kanlı olayların çıkmasına sebep olmuşlardı Bu arada Teğmen Teber Efendi parça parça edilerek öldürülmüştü Mehmet onbaşı, reji kolcusu Hacı Ağa ve oğlu Saadettin ve Kağnıpazarı'nda sekizi kurşunlanmak suretiyle toplam 27 işçi katledilmişti Böylece bu olayları bastırmak amacıyla yola çıkan Misis Taburu gelinceye kadar otuzu aşan bir sayıda Türk öldürülmüştü Olayları bastırmak amacıyla Mayıs (1909) ortalarında kasabaya gelen Misis Taburu sükûneti sağlamıştı Olaylar esnasında köylere kaçabilen Türkler kasabaya geri dönmüşlerdi Ayrıca hükûmet binasına sığınan Türkler kasaba içine de çıkmışlardı Yapılan kovuşturmada bir Ermeni suçlu görülmüştü Artık bundan sonra öldürme ve yaralama olmadıysa da, Türklerle Ermeniler arasındaki dostluk kökten bozulmuş ve ilişkiler de eski şeklini alamamıştı Kaynaklar VikipediPşevu kardeşlerin ortancası Yüzbaşı ve Gönen Askerlik Şubesi Başkanı iken Rauf Orbay ve Albay Bekir Sami Bey'lerin talimatıyla topladığı Kafkaslı gönüllülerle İzmir cephesinde Yunanlılara karşı direnişe katıldı Kardeşi Çerkes Ethem'e vekaleten Kuvayi Seyyare güçlerine komuta etti Kuvayi Seyyare'nin tasviyesi sırasında Yunan işgal bölgesine geçti Bu nedenle kardeşleriyle birlikte Ankara İstiklal Mahkemesi'nce gıyabında idama mahkum edildi Lozan Anlaşması'ndan sonra 150'lik listede yer aldı![]() |
|
|
|