Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hürriyet

Hürriyet

Eski 08-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hürriyet




İnsanların fert veya grup olarak, diğer fert veya grupların her türlü tahakküm ve sınırlamalarından uzak bulunması hali, serbestlik Kelime anlamı "bağımsızlık"tır Teslimiyetin, kulluğun ve belirlenmenin olmadığını gösterir Bağımszlık anlamında, hiçbir baskının bulunmadığını ifade eder Bunlar olumsuzlukların bulunmadığını belirtirler Bu çerçevede, kişinin kendisi olduğu anlatılmak istenir Kişi kendisi olarak hareket ettiğine göre iradi bir şekilde davranıyor demektir Buna göre de, hürriyet ile irade arasında bir ilişki vardırİnsani varlık ve iradenin mevcut olduğu fikri ortaya çıkarYani kişinin tabiiliğini gösterir Bu bakış açısına göre, hürriyet kavramı, aynı zamanda,değerlerin varlığını, bu değerlere uygun davranışı ve geçekliği ihtiva eder


Hürriyet konusunu, insanlar çağlar boyu tartışmışlardır Hemen her devirde filozoflar, Filozof en genel anlamda, düşünce ve teorileriyle başta kendisi olmak üzere halkının ve insanlığın ufkunu genişletmiş bir şeylerin yepyeni perspektiften görülmesini sağlamış kişi Biraz daha özel bir anlam içinde, hayata iyi yönleriyle bakan, hoşgörülü, güçlükleri tevekkülle karşılayan kalender kimse Felsefe yapan kimse kimseye denir

ideologlar, siyaset, Siyaset, Arapça kökenli bir kelimedir; at eğitimi, at talimi anlamına gelmektedir Osmanlı'da devlet geleneği için siyaset sözcüğünün "ceza" ve özellikle "ölüm cezası" anlamında kullanıldığı görülmüştür Yunan siyasal yaşamında ise siyaset, polise veya devlete ait etkinlikler biçiminde tanımlanmıştır

bilim ve Bilim (Os İlim, Mâlumât, Vukûf, Mârifet, İlmî müdevven, Fen; Fr, İng Science, Al Wissen, Wissenschaft; İt Scienza) Yöntemli bilgi Önceleri bilgi terimiyle eşanlamda kullanılan bilim terimi, günümüzde olayların yasalarını bulmak amacını güden araştırmaları dile getirmektedir Bilim, yöntemle elde edilen ve pratikle doğrulanan bilgidir Bu yüzden de idealizmle bağdaşamaz, çünkü idealist bilgi pratikle doğrulanamaz

din adamları ile sonraki asırlarda iktisatçılar hürriyeti tarif ederek, fert ve cemiyet hayatındaki yerini, sınırlarını tesbit etmeye çalışmışlardır Eski Yunan ve Romanın bilinen târihlerinden bu yana yapılan hürriyet tartışmalarında ortaya konulan pekçok görüş ve fikirlerin, hürriyet anlayışlarının hepsinin birleştiği ortak nokta "Hürriyetin mutlak olmadığıdır" Yani fert ve cemiyet için kayıtsız şartsız ve hiçbir sınırı olmayan bir hürriyet yoktur Fert ve cemiyet istese de istemese de bâzı şartlara ve kâidelere kendi arzusunu sınırlayıcı olsa bile uymak mecburiyetindedir Bunların bâzısı, insanların elinde olmayan tabîata âit (coğrafya, iklim, kimya, fizik kânunları vs gibi) şartlardır Bâzıları da medenî olmak ve yaşamak için insanların bir arada, cemiyetler hâlinde bulunma mecbûriyetinin getirdiği sınırlamalar ve kâidelerdir


Mutlak hürriyetin olamıyacağının kabûlünden îtibâren, bilhassa cemiyet hayâtında fert ve cemiyete verilecek hürriyetin sınırları, bunun nasıl vekimler tarafından tesbit edileceği konusu, yeryüzündeki fikrî, siyâsî ve fiilî hürriyet tartışma ve mücâdelelerinin esas sâhasını teşkil etmiştir Filozoflar bu mücâdelenin fikir ve düşünce tarafında, devlet adamları ve siyasetçiler siyâsî tarafında, insan toplulukları da fiilî tarafında yer almışlardırİdeologlar ise hem fikrî, hem siyâsî, hem de fiilî taraflarda yer alabilmişlerdir Bütün bu insanlar; bilgileri, anlayış ve kavrayış güçleri ve zamanlarındaki çeşitli şartların tecellisine göre hürriyeti târif ve tanzim etmeye çalışmışlardır


İlmî ve teknik gelişmeler, ekonomik şartlar, siyâsî hâdiseler, savaşlar ve diğer büyük sosyal olaylar neticesinde bütün bu hürriyeti târif ve tanzimler değişikliklere uğramış, yeni düzenlemeler fert ve cemiyetin hayatlarına şekil ve yön vermiştir Bugün de dünyâ üzerinde çeşitli hürriyet anlayışları ve hürriyet tanzimleri vardır ve bunlara karşı çıkanlarla tartışmalar sürmektedir


Bütün hürriyet târif ve tanzimlerinde, iki unsur muhakkak bulunur Bunlardan birincisi hâkim güç (otorite), diğeri bu güce itâat etmedir İşte bu otoritenin (hâkim gücün) tesbiti, hürriyet konusunun en çetin tarafıdırİnsanlık târihinde bu otorite çok çeşitli şekillerde kabullenilmiştir Bâzı kavimlerde zâlim krallar, tanrılaştırılan diktatörler, kendisine tapılan büyücüler, papazlar, hükümet adamları, bu otorite yerine konulmuş, fert ve cemiyetin hayatı bunların emirlerine ve sözlerine göre şekillenmiştir Bu anlayış târihte meşhur zulüm ve istibdat idârelerinin, insanların köleleştirilmelerinin vâsıtası olmuştur


Batı dünyâsı için târihe hürriyet mücâdelesi asrı olarak geçen 18 yüzyılın batılı filozof ve inkilapçıları, hürriyetin insana doğuştan verilmiş bir hak olduğu ve bu hakkın hiç bir sûretle elinden alınamıyacağını savunarak hak ve hürriyetler listeleri yayınlayarak ferdin medenî ve siyâsî haklarını bir bir saymış ve bunları hükümetlerin kısıtlamalarından muhfûz tutmaya çalışmışlardır Ancak sonraki asırlarda iktisâdî gelişmelerle beraber ortaya çıkan acımasız bir kapitalizmin otorite hâline gelmesi, filozofları, halkın hürriyetinin vasıtalı yollardan kısıtlanmaması için tekrar hükümet müdâhalelerinin gerektiğini savunmaya zorlamıştır Böylece sigortalar, sosyal güvenlik müesseseleri, asgarî ücret tesbiti,sendikalar gibi birçok yeni sistemler kurulmuştur Devlet müdahalelerinin her sahaya inceden inceye yaygınlaştığı toplumlarda ise devlet kesin otorite olmuş, devleti îdare ve temsil eden küçük bir grubun tahakkümü ortaya çıkmıştır (komünist rejimler)


Bilhassa 20 yüzyılda demokrasiler için hürriyet mefhumu, rejimin temel taşı sayılmıştır İnsanların temel hak ve hürriyetleri demokrasinin işleyebilmesi için şart ve lüzumlu olduğundan demokrasi mücâdeleleri ile hürriyet mücâdeleleri aynı kategori içine sokulmuştur Demokrasi idârelerinde otorite millî irâde (çoğunluk irâdesi)olarak kabul edilmiş; fert ve cemiyet, cemiyet ve devlet, fert ve devlet arasındaki münâsebetlerin ayarlanmasında hürriyetlerin temini ve kullanılmasında millî irâde esas alınmıştır Ancak demokrasilerde iktidâra gelen partilere hâkim olan grupların veya vâsıtalı çevrelerin otorite yerine geçme veya otoriteyi istismâr etme temayülleri dünyânın her yerinde sık sık görülmekte ve hürriyetlerin sınırları, tanzimi, tevzii ve kullanılması konuları fikrî, siyâsî ve yer yer fiilî olarak tartışılmaktadır


Târih boyunca yapılan hürriyet mücâdelesi sonunda, demokratik idâre düzenini benimseyen ülkelerin anayasaları çeşitli hürriyetleri fertlere bir hak olarak tanımıştır Ülkemizde de anayasa hukûkunun geçirdiği çeşitli merhalelerin sonucunu teşkil eden 1982 Anayasasında, "Temel Haklar ve Ödevler" başlığı altında (mad 12) ve devamında temel hak ve hürriyetler ile ilgili kavramlar belirtilmiş ve açığa kavuşturulmuştur Bu hak ve hürriyetlerin bâzıları şunlardır:Kişi hürriyeti ve güvenliği (mad 19), haberleşme hürriyeti (mad 22),yerleşme ve seyahat hürriyeti (mad 23), din ve vicdan hürriyeti (mad 24), düşünce ve kanâat hürriyeti (mad 25),düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti (mad 26), bilim ve sanat hürriyeti (mad 27), basın hürriyeti(mad 28), dernek kurma hürriyeti (mad 33), hak arama hürriyeti (mad 36) vs


Hürriyet mefhumu bâzı dinlerde de yer almıştırMeselâ ilk Hıristiyanların yaptıkları inanç ve ibâdet hürriyeti mücâdeleleri ve bu sebepten uğradıkları zulümler meşhurdur Hıristiyanlığın doğru şeklinin çabuk ve çok yere yayılamamasında ve kısa zamanda insan eliyle bozularak bugünkü hâline gelmesinde ilk ve doğru hıristiyanların o günkü Roma ve Yunan toplumları tarafından kendilerine inanç ve ibâdet hürriyeti tanınmayarak zulüm ve işkenceler yapılması neticesinde mağaralara ve insanlardan uzak yerlere çekilmelerin çok büyük rolü olmuştur


İslâmiyet, hürriyete bütün dinlerden çok daha fazla önem vermiş ve başka dinlerden olan birçok aydınlar tarafından "hürriyet dîni" olarak vasıflandırılmıştırHür olmak İslâm dîninde Cumâ ve Bayram namazlarının ve Haccın vücup şartlarından bir tânesidirHür kadının hak ve mesuliyetleri câriyelerden çok farklı ve daha asildirKurân-ı kerîmde hazret-i Muhammed,"İnsanların sırtlarında olan zincirleri indiren kimse" (Arâf sûresi: 157) olarak târif ve medh edilmektedir Hazret-i Ömer, zulüm idârelerini ve zâlimleri tenkit ederken, onlara; "Anaları hür doğurdukları hâlde, siz, insanları köle yaptınız" diye hitâb etmektedir Dört büyük imamdanİmâm-ı Şâfiî , rahmetullahi aleyh; "Allah seni hür yarattı, o halde hür yaşa" buyurmuştur


İslâmiyetin bildirdiği hürriyete hâkim güç (otorite) yalnız Allahü teâlâdır Allahtan gayri olan bütün mahluklar Ona boyun bükmekle vazifelidirler Mutlak ve hakîkî hâkim ancak Odur Kurân-ı kerîmde meâlen; "Allah, hâkimlerin hâkimi değil midir?" (Tîn Sûresi: 8) buyurmaktadır Hazret-i Muhammed insanları Ona inanmaya çağırarak insanların gönüllerindeki sahte ve yalancı mâbûtlara olan bağlılıklarını kırmış ve yok etmiştir Mahlûklara (yâni yokken sonradan yaratılmış olanlara) duyulan bu bağlılığı kaldırarak insanları Allahtan başka şeylere esâretten ve kölelikten kurtarmıştır"Allahtan başka ilâh yoktur (lâilâhe illallah)" buyurarak insanları putların, kendilerini tanrılaştırmaya kalkan zâlimlerin, diktatörlerin veher çeşit kaba kuvvetin tahakkümünden kurtarmış, hakîkî hürriyet yolunu açmıştırİslâmiyette hürriyet; "Allahtan başka ilâh tanımamak" ve yalnız Onun otoritesine (kudretine) teslim olmak demektir Bu teslimiyete dinde Müslüman olmak, denir Bütün Müslümanlar, meslek ve meşrepleri, bedenleri, renkleri, güç ve kuvvetleri ne olursa olsun,Allahın kuludurlarKullukta ve insanlık hak ve hürriyetlerinde hepsi ortaktırHepsi aynı emir ve yasaklara tâbi ve hepsi kulluk yapmakla vazifelidirlerKavim ve ırk bakımından Arabın Aceme üstünlüğü yokturÜstünlük ancak takvâdadır, yâni haramdan kaçmadadır


İslâmiyetin yayılmaya başlamasından îtibâren fethedilen memleket ve şehirlerde yaşayan insanlar, dinleri, dilleri, ırkları, renkleri ne olursa olsun bütün bu hak ve hürriyetlerden istifâde etmiştir Dünyânın diğer memleketlerine ticâret ve istilâ sebepleriyle gidip yerleşen Hıristiyan Avrupalılar ise buralardaki yerli halkı köle olarak kullanmış, birçoğunu başka yerlerdeki esir pazarlarında satarak çiftliklerde, mâdenlerde, tarlalarda ve yer altında olmak üzere, en ağır işlerde boğaz tokluğuna çalıştırmışlardır Bu insanlar ırk, renk, dil ve dinlerinden dolayı her türlü hakârete ve zulme müstehak görülmüşler, çok defa canları pahasına cezâlandırılmışlardır


Dünyânın en büyük sömürgeci imparatorluklarından birini kuran İngiltereye karşı,Amerikada verilen ve uzun yıllar devam eden hürriyet mücâdeleleri zaferle neticelenince, İngiliz sömürgesi olan diğer ülkelerde de başlayan isyanlar yirminci yüzyıl ortalarına kadar sürerek herbiri zaman içinde siyâsî istiklallerine ve hürriyetlerine kavuşmuşlardır Târihin en büyük devletlerinden biri olanOsmanlılarda ise uzun asırlar boyunca hiçbir kavmin hürriyet mücâdelesi yaptığı görülmemiştirOsmanlı devlet anlayışı ve idâresinin esaslarının çeşitli din, dil, ırk ve milliyetten insanları bir arada, huzur içinde yaşatabilecek mükemmellikte olması, böyle şeylere itiyaç bırakmamış, fırsat vermemiştir Ancak 19 yüzyıl ortalarından îtibâren İngiliz, Fransız, ve Ruslar tarafından devamlı ve zorakî yapılan kışkırtmalarla devletin çeşitli bölgelerinde tertib edilen çeteler ve komitacılar eliyle siyâsî İstiklâl mücâdeleleri başlatılmak istenmiştir Ancak bunlar hiçbir zaman toplu bir halk hareketi hüviyetine bürünemeyen, küçük, isyânkâr parti, komite ve çete olarak kalmışlardır Fakat bu grupların isyanlarına sonradan bâzı siyâsî sebeplerle hürriyet mücâdeleleri ismi verilmiştir


1980li yılların sonuna kadar insanlara temel hak ve hürriyetlerin devamlı tanındığı ülkelere "hür dünyâ", bunun tanınmadığı ülkelere de "demirperde ülkeleri" denilmekteydiRusyanın liderliğini yaptığı ve komünizm ile idâre edilen demirperde ülkelerinde yaşayan insanlar, başta olmak üzere pek çok temel hak ve hürriyetlerden mahrum bırakılmışlardı 1991den sonra, Çin ve Küba hâriç bütün demirperde ülkeleri komünizmi bırakarak hürriyeti seçmişlerdir Kaynak Rehber Ansiklopedisi

Hürriyet Gazetesi
Hürriyet Gösteri Sanat Edebiyat Dergisi
Hürriyet Film - Türkiye'de bir film prodüksiyon şirketi
Hürriyet Apartmanı (film) - Yönetmenliğini Talat Artemel'in, başrolünü Şaziye Moral'ın üstlendiği 1944 yapımı Türk filmi
Hürriyet Şarkısı (film) - Yönetmenliğini Faruk Kenç'in, başrolünü Neriman Köksal'ın üstlendiği 1951 yapımı Türk filmi
Hürriyet İçin Şahlanan Belde (film) - Yönetmenliğini Mümtaz Ener'in, başrollerini Bakiye Fayasof ile Siret Akar'ın üstlendiği 1952 yapımı Türk filmi
Hürriyet Uğrunda Mukaddes Yalan (film) - Yönetmenliğini Muharrem Gürses'in, başrollerini Bülent Ufuk ve Gönül Ülkü'nün üstlendiği 1954 yapımı Türk filmi
İki Günlük Hürriyet (film) - Yönetmenliğini Mehmet Ezici'nin, başrollerini Mehmet Ezici ve Neslihan Acar'ın üstlendiği 1989 yapımı Türk filmi
Hürriyet İçin (film) - Yönetmenliğini Norton Rodrigues'in, başrollerini Oscar Torres ve Tony Pacheso'nun üstlendiği 2000 yapımı orijinal adı Libertad olan ABD filmi
Hürriyet Aleyhine İşlenen Suçlar (kitap) - Osman Yaşar'ın Seçkin Yayıncılık tarafından yayımlanmış kitabı
İfade Hürriyeti Herkese Serbest Reklama Yasak Öyle Mi? (kitap) - John Gray'in Plato Film Yayınları tarafından yayımlanmış kitabı
Hürriyet Abidesi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.