Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ferdinand, kuramı, langue, parole, saussure

Ferdinand De Saussure Langue Ve Parole Kuramı

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ferdinand De Saussure Langue Ve Parole Kuramı




Langue ve Parole Kuramı
Saussure'ün görüşlerine göre dilin bakış açısı üç farklı biçimde sınıflandırılmaktadır: İnsanların konuşmasını ifade eden "Langage" kavramı, soyut kurallar sistemini ifade eden "langue" kavramı ve konuşmayı ifade eden "parole" kavramıdır İnsanların konuşma yetisine Saussure de Noam Chomsky gibi insanlarda biyolojik olarak var olan bir yeti olarak bakmaktadır "Langage" kavramı insan dilini konuşanların konuşma yetkinliği içerisinde karşılaştığı kuram öncesi olgusal bir alan olarak tanımlamaktadır Buna karşılık "langue" kavramı kuramsal bir dil kavramı olarak anlaşılmaktadır Bu kavram bilgi-mantıksal bir düzeni "langage" kavramının ve insan konuşmasının kuram öncesi olgusal alanında bulunmaktadır "Langue" kavramı aynı zamanda dilbilimsel bakış açısı altında "langage" olarak kabul edilerek tanımlanabilmektedir
Bu kavram sosyal ve bireysel bir boyut da ortaya koymaktadır Bu kavramın sosyal boyutunda "langue" kavramı özneler arası kabul edilen toplumsal bir kurum ve dilsel alışkanlıkların sosyal olarak oluşturulduğu, konuşanın kafasındaki geleneksel bir sistemdir Bu kavram bireysel boyutunda öznel olarak içselleştirilmiş tekil bir dildir (bu duruma "langue" kavramının öznel olarak ifade edilmesi de denilebilmektedir)
Ayrıca "parole" kavramının da sosyal ve bireysel bir tarafı bulunmaktadır Bu kavram bir yandan somut bir söz eylem kuramını (konuşma yetisini) ifade ederken diğer taraftan da her bir konuşan aracılığıyla "langue" kavramının bireysel olarak gerçekleştirilmesini ifade etmektedir Aynı zamanda "parole" kavramı bulunduğu yerdeki sosyal boyutunda ele alındığında yeni dilsel anlamların diyaloglu olarak oluşturulmasını ve "langue" kavramının değişimini ifade etmektedir "Langue" ve "parole" kavramları karşılıklı bağımlılıklarının karmaşık ilişkisi içerisinde de bulunmaktadır Bir yandan "langue" kavramı içerisinde "parole" kavramına dair hiçbir şey bulunmazken diğer yandan da "parole" kavramının her bir sosyal üretim sayesinde "langue" olarak adlandırılması mümkündür
Ayrıca "parole" kavramı aracısız gözlemlere ait "langue" kavramından uzaklaşmaktadır "Parole" kavramı insan konuşmasının kuramsal bakış açısı olarak anlaşılmaktadır "Langage" kavramı ise dilsel göstergelerin ve bu dilsel göstergelerin seslerinin oluşturulmasının oluşum sürecindeki yeniden yapılandırılması olarak ifade edilebilmektedir
Langue
Langue (frz: dil, dil sistemi) Ferdinand de Saussure'e göre işaretlerin ve dil bilgisi kurallarının (genel, bireyler üstü, sosyal) sistemidir ve yine ona göre parole (konuşma) kavramının karşıtıdır ve somut ifadelerde langue'un somut, mekansal ve zamansal gerçekleşmesi olarak tanımlanmaktadır
Langue kavramı Saussure tarafından "Genel Dilbilimin Temel Sorunları" (Cours de linguistique generale, 1916/dt 1967) eserinde ele alınmıştır
Saussure langue kavramıyla dili sistem, sosyal olgu olarak ve bununla birlikte ortaya çıkan dilsel işaretlerin yerleşmesi olarak tanımlamıştır
Langue/parole dil kavram çifti tüm yapısalcı ve sonradan yapılandırılan dilbilimin dayanak noktasını temsil etmektedir Langue ve parole içerikli ayrım ve çift kutuplu yaklaşım konusunda çeşitli öncü, benzeri ve sonraki çeşitlemeleri vardır; bunlar:

ergon - energeia (Humboldt)
dil - konuşma (Paul [1880])

dil sistemi - güncelleştirilmiş konuşma (von der Gabelentz [1891])

dil oluşumu - konuşma edimi (Bühler [1934])
register - use (Halliday [1961])
type - token
yeterlik/kompetenz - edinç/performans (Chomsky)

Langue, Saussure'ün terminolojisinde "Langage"dan (bunu ya langue ve parole'ün üst başlığı olarak ya da insan ve hayvanın dil yetisinin ayrılmasında kullanılan faculte de langage, yani dil kullanma becerisi olarak "dil"den) ayrılmalı
Parole
Parole, Ferdinand de Saussure'ün konuşma, bireysel dil kullanımın (performance, Noam Chomsky'nin anlayışına göre) Fransızca tanımı olarak seçtiğidir John Langshaw Austin'in dil edimi kuramı da bu terimi kullanmaktadır
Saussure'deki karşıt terim langue, -yani ulusal dil- sistem olarak algılanan langage'ın genişletilmişi, insanın dil yetisi Saussure ile özdeşleşmiş yapısalcılıktaki langue sosyallik için, parole ise bireysellik içindir Kaynak
Gösterge ve Göstergeler Sistemi
Saussure, dilsel göstergeleri, anlamları ilişkilendirilen ses birimleri olarak kavramaktadır Ayrıca dilsel göstergeleri, anlamları ele alınabilen biçimler olarak ve konuşmacının bu dilsel biçimleri diğer dilsel biçimlerle "Parole" kavramı aracılığıyla anlaşılabilir hale gelen dilsel ifadeler olarak anlatmaktadır
Buna göre dilsel göstergeler boğumlama sürecinde ortaya çıkan karmaşık birer zihinsel ve psikolojik birimdir "Cours de Linguistique generale" eserinde de gösterge kavramının kullanımı bulunmaktadır (Erken Romantizm dönemindeki bu konudaki uyum tartışmaları özellikle Novalis hakkında bulunmaktadır) Dilsel göstergenin zihinsel ve ses bilimsel yanı gösterilen (signifie = gösterilen, gösterge içeriği) ve gösteren (signifiant = Dış gösterge biçimi) olarak sınıflandırılmaktadır Gösterge kavramı Saussure'un kuramsal bakış açısında daha önceden bulunmaktadır Çünkü Saussure genç dilbilgisel ve genç dilbilgisi araştırmacıları gibi çok yaygın ikili göstergeler anlayışını artık devralmıştır İkili bir gösterge kavramı düşünsel ve ses bilimsel tarafını bağımsız, özgür düşünülebilir gösterge bölümleri olarak bir araya getirmektedir
Bu anlayıştan yola çıkarak Saussure sentetik bir gösterge kavramına ulaşmıştır Saussure bütün göstergeler için "Seme" kavramını kullanmıştır, "Seme" kavramının ses bilimsel kısmı için "Aposeme" ve zihinsel göstergelerin bakış açısı için de "Paraseme" kavramlarına yer vermiştir "Seme" kavramı daima tüm göstergeler anlamına gelmektedir, yani kişiliğin bir türünü birleştiren gösterge ve anlamı ifade etmektedir Ayrıca ya ses bilimsel (ya da düşünsel) taraftan üstünlüğü ortadan kaldırabilmesi anlamına gelmektedir "Paraseme" ve "Aposeme" kavramları da "Seme" kavramının bir kısmını ifade etmemektedir, aksine bunların bakış açıları anlamına gelmektedir Bu bakış açıları "Seme" kavramında konuşma sırasında oluşan mantıksal olarak farklı birimler değildir Bu durum şu anlama gelmektedir: Sadece zihinsel olarak var olan anlamlar aynı zamanda var olan seslerle ilişkilendirilmemelidir Dil sadece düşünceleri oluşturmamaktadır Dil daha fazlasını oluşturmaktadır Örneğin ilk olarak konuşan kişinin eylemi, boğumlaması, dil öncesi ilişkisini ve bundan dolayı da düzensiz ve ses bilimsel maddelerle sanki iz bırakmadan kaybolup giden düşünceleri gerçekleştirmektedir Bu süreç zaman içerisinde doğrusal olarak meydana gelmektedir Sözcükler birbiri ardına değişmektedir Ses oluşturma süreci düşüncenin akışını sınıflandırmaktadır ve her şeyden önce bu nedenle ortaya çıkan ifadeyi bir düşüncenin ifadesi olarak oluşturmaktadır Bununla birlikte de düşünceleri tanımlanabilir ifadeler olarak dilsel bağlamda ele almaktadır İlk olarak ses oluşturma eylemi düşüncelere birer kimlik ve farklılık vermektedir Bu durum düşüncelere varsayılan içsel biçimde gösterge analizinin kabul edilmesine izin vermektedir Göstergelerin ses bilimsel - düşünsel bakış açısında daima göstergelerin oluşumu, gösterge sentezi sonradan anlaşılarak sınıflandırılmaktadır Var olan göstergelerin tümü ve "Seme" kavramı her iki göstergenin de önemli koşulu durumunda bulunmaktadır "Aposeme" ve "Paraseme" kavramları "Seme" kavramının bağımsız birer parçaları değildir; aksine sadece Dilbilim araştırmacıları tarafından ele alınan birer görüşüdür Bu kavramlar Saussure için bir sayfa kağıt ile karşılaştırılabilmektedir: Düşünce, sayfanın ön yüzüdür, ses ise sayfanın arka yüzü İnsan sayfanın arka yüzüne zarar vermeksizin sayfanın ön yüzünü ne kadar az parçalara ayırıp zarar verebilirse, o ölçüde de düşünce sesten ayrılabilmektedir
İşaret ve anlamı
Yukarıda gösterildiği gibi Saussure'e göre anlam mantıklı olarak olması gereken işaret bireşiminden başka bir şey değildir, aksine somut olarak sosyal değişimde, işaret bireşiminde ortaya çıkarılmaktadır Hangi anlamın hangi işaretle ortaya çıkacağı, tanımlayan ve tanımlanan arasında giderek birbirine benzeyen iç bağlantılarla belirlenmektedir İşaretin içinde belli bir anlamı savunabilecek bir kalite bulunmamaktadır Saussure tarafından dil dizgesinin yargısal (arbitrar) ilkesi olarak adlandırılan bu kavramı, Türkçeye keyfilik olarak çevirmek mümkündür Arbitrar ilkesi işaretin belirli bir tanımlayıcı işlevi bakımından özgürce seçilmesini kastetmemektedir Burada kastedilen kendi içinde bulunmayan ve dizge bireşimi özelliğiyle bir anlama bağlı işaretin serbestliğidir Bu hem farklı dillerin farklı işaretleri aynı anlam için kullanmasının hem de işaretlerin anlamının zamanla değişmesinin duruma göre değişebileceğine göstermektedir
Anlam, işaretin (ontolojik) özelliği değildir, tam tersine Parole'ün dilsel bağlamda kaldığı sürece dil toplumu tarafından dilin kullanımının bir etkisidir Aynı zamanda dil işaretlerinin bir dizgenin kısımları (langue) olmasında bu etkinin varlığından bahsetmemek mümkün değildir Bir dizgenin içinde bir işaret, diğer bütün işaretlerden ayrılmaktadır Dilsel biçim ancak anlam dizgesel bir ilişki içinde diğer biçimleri kastederse anlam kazanmaktadır Bir işaret aynı zamanda kendi anlamı içinde kendinden yola çıkarak olumlu bir anlam edinmemektedir, hatta anlamdaki değişiklik farklı işaretlerle ifade edilmektedir Saussure ile birlikte anlam "sürekli yandan" gelmektedir, hatta diğer işaretlere yönelik muhalefet yoluyla ortaya çıkmaktadır Burada -kendi içinde anlamsız olan- işaretin olumsuzluğundan bahsetmek mümkündür ( nullite du seme en soi"; seme'nin kendi içindeki sıfırlık hali) Saussure anlamın değişim mantığına göre belirlenmesinin sistematik açısını "valeur", yani işaretin sistemik değeri olarak tanımlamaktadır
Bu işaret belirlemesinin ön koşulu arbitrar ilkesinin yanı sıra ses varlığının konuşulduğu gibi sürdürülmesi, yani boğumlamadır İlk zamansal olarak farklılık gösteren ard arda dizilme, boğumlamadaki düşüncenin yapılandırılması dilsel birliğin sınırlandırılması ve farklılaşması için ön koşul oluşturmaktadır Bununla birlikte ortaya çıkan diğer bir koşul da, dilsel birliğin kimliğinin ortaya çıkmasıdır
Süreklilik ve Değişim
Bir tarafta langue'un bireysel söz dağarcığı olarak öznel ve sosyal karakteri, diğer yanda bireysellikten uzak dil kullanım alışkanlıklarının sistemi ve bunun kendini diyalog biçiminde anlam gelişen yer olarak parole'nin içinde sağlamlaştırmasından, Saussure tarafından belirlenen dilin zaman içindeki yaşam prensipleri sonucu çıkmaktadır Bu prensipler ilk başta çelişkili gibi görünmektedir, yani dilin karakteristik özelliği, onun devamlı değişmesi gibi zaman içindeki sürekliliğidir
Dilin sürekliliği, onun belirli bir zamanın belirli bir dil evresindeki anlamında eşzamanlı (senkron) düzlem olarak tanımlanırken; artzamanlı (diyakron) düzlem dilin zaman içerisindeki değişikliğini dikkate almaktadır Yöntemsel olarak bu iki düzlemi dilin zaman içerisindeki dilbilimsel uygulamada birbirinden kesin olarak ayrılmaktadır Gerçekten de bu iki kavram oldukça iç içedir Dilin süreklilik yönü, onu sosyal ve tarihsel bir gerçeklik olarak adres göstermektedir Felsefede dilin kökenine, yani dünyadaki doğal adlandırmalar sürecine yönelik sıkça sorulan soru Saussure için bir şey ifade etmemektedir; çünkü tanımlamalar üzerindeki doğal bir uzlaşı fikri kavramlarla örülü bir dünyayı ve bununla birlikte zaten dilin varlığını ön görmektedir
Öte yandan dilin sürekliliği, eşzamanlılıkla iç içe daima konuşanın bilincine belirli zamanlar arasında özneler arası ayrılmış anlam ufukları ve anlam oluşmalarına dayanan olası uzlaşı imkanlarına bağlıdır Yani dilin sürekliliği onun sosyal karakterinin temelini oluşturmaktadır Bu sosyal karakteri, sürekli ve ortaklaşa dili kullanan konuşmacılar bu durumu dilin devamlı değişimine borçludurlar
Dilin hareketi- sistemli konuşulan: bağlantılı dil dizgesinin devam eden düzenlemesi, langue- durdurulamazdır ve kendi haline bırakılmıştır Bu hareket genelde konuşanlar tarafından algılanmamaktadır Dilin varlığı bu nedenden ötürü -dil bilimci Christian Stetter'in bir sözü ile- akıcıdır: sabit durmayan ve aynı şekilde sürekli değişen maddedir

Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.