Şiilik Sünnilik - Şiiliğin Ayrılışı |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Şiilik Sünnilik - Şiiliğin AyrılışıSünnilik - Şiiliğin ayrılışı Ali bin Ebu Talib betimlemesi Şii İslam inancında Ali'nin çok özel bir yeri vardır ve Şii amentüsünde bulunan imamet anlayışına göre Muhammed öldüğünde yerine imam olması gereken kişi Ali'dir ve imamet Ali'nin soyundan devam eder Alevlik'te ve Şilik'te önemli bir yere sahip olan Zülfikar isimli kılıcın temsl bir resmi Sünni ve Şii ayrımı Hz Muhammed'in 632 tarihinde vefatıyla birlikte başlamıştır Yaşadığı sürece peygamber kimliğinin yanı sıra siyasi önder vasfını da kendisinde bulunduran peygamberin artık hayatta olmayışı müslüman toplumu yeni önderin kim olacağı sorusuyla karşı karşıya bırakmıştı Sakife denilen yerde toplanan bir grup müslüman hilafete Ebu Bekir'i seçmiş daha sonra Şii olarak adlandırılacak olan Ali taraftarı bir grup müslüman da Muhammed'in damadı olan Ali'nin bu göreve daha layık olduğunu ve Ebu Bekir'i seçen grubun hak yoldan saptığını düşünmüştü Peygamberin vefatının üzerinden yaklaşık otuz yıl geçtikten sonra İslam toplumu ilk iç savaşı yaşamıştır Bu savaş müslümanların üç grubunu birbirinden kesin olarak ayırmıştır Sünniler Sünnilik - Sünniler ilk dört halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali) Kur'an ve Sünnet'e uygun hak yöneticiler olduğuna ancak sonradan gelen çoğu halifenin önceki halifelerin standartlarına uymakta başarısız olduğuna inanmaktaydılar Ancak ilk halifeler kadar başarılı olamadıysalar da Sünni ulemaya müslümanlar sonradan gelen otoritelere de itaat etmeleri gerekliydi Miras sorunu Şii'lere göre Hz Muhammed'in dul eşlerinin yanı sıra Ali ve Fatıma'nın da, Ebu Bekir'in hilafetinden hoşnutsuz olmalarının bir başka nedeni daha vardı Hz Muhammed vefat ettiğinde geride önemli miktarda arazi ve mal varlığı bıraktı Bunların en meşhuru tartışmaların da odağında olan Fedek Arazisi'dir Ebu Bekir'e göre bu mal ve araziler peygamber tarafından halkın yararına idare ediliyordu ve dolayısıyla devlete aitti Ali ise Hz "Muhammed'e gelen veraset ile ilgili vahiylerin peygamber'in mirasını da kapsadığını" iddia ederek bu duruma karşı çıkıyordu Zira Kur'an'da vefat eden bir kişinin mirasının nasıl pay edileceği izah edilmektedir Şiilere göre Ebu Bekir, Hz Muhammed'in dul eşlerine devletten maaş bağlamış ancak Hz Muhammed'in kanından olan Ali, Fatıma ve İbn Abbas'a o kadarını bile vermemişti Eşi Fatıma'nın ölümünden sonra Ali Fatıma'nın peygamber'in mirasından payını almak için tekrar başvurdu ancak başvurusu aynı nedenlerle bir kez daha reddedildi Bununla birlikte Ebu Bekir'den halifeliği devralan Ömer, Medine'deki arazileri Hz Muhammed'in kabilesi Haşimoğulları adına Ali ve Abbas'a verdi; Hayber ve Fedek Arazisi'ni ise devlet malı saydı (Madelung, 1997 s 62) Şii kaynaklarına göre bu durum Hz Muhammed'in soyundan olanlara (Ehl-i Beyt), baskıcı halifeler tarafından yapılan haksızlıkların bir başka örneğidir [10] Kaynak : Wikipedia |
|