|  | Yeryüzünün İlk Mezarı |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Yeryüzünün İlk Mezarı Ziyaretçiler, Suriye'nin başkenti Şam yakınlarında bulunan 6 metrelik mezarını ziyaret ederek Habil'in ruhuna Fatiha okuyor  Genci, yaşlısı, kadını, erkeği dünyanın birçok ülkesinden gelen ziyaretçilerden bazıları ise 6 metrelik mezarı görünce şaşkınlığını gizleyemiyor  Habil'in mezarı Suriye'nin başkenti Şam'ın yaklaşık 40 kilo metre dışında Kasyun dağında bulunuyor  İnsanlığın yeryüzüne gelişinden günümüze kadar ulaşabilen kabir, mermerlerle çevrilerek güzel bir görünüme kavuşturulmuş  Mezar ayrıca, çevresine bir türbe inşa edilerek koruma altına alınmış  Kabrin girişinde Habil'in kardeşi Kabil tarafından nasıl öldürüldüğü ile ilgili kıssayı anlatan bir yazı bulunuyor  Gelen ziyaretçiler ilk olarak kabir başında Fatiha okuyor  Ardından okudukları Kuran'ı Kerim'i Habil'in ruhuna hediye ediyor  Bazıları ise kabrin yanında bulunan mescitte vakit namazını kılıyor  Türkiye, İran, Ürdün, gibi ülkelerden gelen ziyaretçiler karşılarında 6 metrelik mezarı görünce şaşkınlıklarını gizleyemeyerek yaşadıkları anı ölümsüzleştirmek için kabrin yanında fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyor  Öte yandan, ziyaretçilerin tüm ihtiyaçlarını karşılamaları için bir pazar yeri de oluşturulmuş  Ziyaretçiler Habil'in mezarını ziyaret ederken giyim, hediyelik eşya gibi bir çok ihtiyacını karşılama imkanı buluyor  Habil'in mütevazı bir türbede bulunan kabri bölge halkı olan Dürziler tarafından korunuyor  Kabri büyük itina ile koruyan Dürziler, Habil'i bir peygamber olarak kabul ediyor  ÖLÜMÜN NE OLDUĞUNU BİLMEYEN KATİL! Suriye'de yaşayan Araştırmacı Yazar Erol Çalı, Habil'in yeryüzünün "ilk şehidi ve aynı zamanda mazlumların ilk atası" olduğuna işaret ediyor  Habil'in ilk ölen insan olması itibariyle mezarının da dünyanın ilk mezarı olduğuna dikkat çeken Çalı, "Habil haksızlıkla öldürülmesi sebebiyle ilk şehit olarak kabul edilebilir  Hz  Adem'in oğlu Habil'e insanlığın ilk evladı, ilk şehidi, ilk mazlumu denilebilir  Hz  Adem ikiz evladından ikincisi olan Habil, ağabeyi Kabil tarafından öldürülmüştür  Habil insanoğlunun ilk şehidi olurken, Kabil ilk katil olma talihsizliğine düştü  " diyor  Habil'in, kardeşi Kabil tarafından öldürülmesinin üzerinden binlerce yıl geçmesine rağmen hala ziyaret edilip dua aldığına dikkat çeken Çalı, Kabil'in ise sadece bir kardeş katili olarak hafızalarda yer ettiğini belirtiyor  Şam hakkında yayınlanmış bir eseri de olan Erol Çakı'nın anlattığına göre Kabil'in, kardeşi Habil'i öldürmesi şu şekilde gerçekleşir: "Hz  Adem ve Hz  Havva'nın her defasında ikiz olmak üzere 4 çocukları olur  İlk ikizler Kabil ile Lebuda ve ikinci doğumda ise Habil ile İklimya dünyaya gelir  Çocukları evlilik çağına geldiğinde Hz  Adem ilk erkek çocuk olan Kabil'i, Habil'in ikizi olan Lebuda ile evlendirmek ister  Kabil'le doğan kızı İklimya'yı da Habil'le evlendirmeyi düşünür  Böylece eşler arasında az da olsa uzaklık olacak, ikiz kardeşle evlenme engellenmiş olacaktır  Ancak Hz  Adem'in bu hükmüne Kabil razı olmaz ve 'Herkes kendi ikiziyle evlensin  ' der ve kendi ikizi olan İklimya ile evlenmek istediğini söyler  Habil ise hem peygamber hem de babası olan Hz  Adem'e itaat eder  Bunun üzerine Hz  Adem, iki kardeşe kurban kesmelerini; kimin kurbanı kabul olursa İklimya'yı onun almasını teklif eder  Kabil de, Habil de kabul eder  Kabil çiftçilikle, Habil ise hayvancılıkla uğraşmaktadır  Rivayete göre o dönemde kurbanlar bir meydana bırakılmakta ve semadan bir nur gelip o kurbanın üzerini aydınlatmaktadır  Kabil bir demet buğday, Habil de bir koyun getirir  Beklenen nur semadan iner Habil'in kurbanını aydınlatır  Ancak bu durum Kabil'i öfkelendirir ve Habil'e 'Seni mutlaka öldüreceğim  ' der  Aslında Kabil ölümün nasıl bir şey olduğunu bilmiyordur ve Habil'i öfkesi dininceye kadar dövmeyi düşünmektedir  Sonunda bir gün Kasiyun Dağı'nda koyunlarını otlatırken Habil'e arkasından yaklaşır ve eline aldığı taşla başına vurur  Habil cansız bir şekilde olduğu yere yığılır  Ölümün ne olduğunu bilmeyen Kabil, bir süre kardeşinin başında kalkmasını bekler  Bakar ki kalkmıyor, ses vermiyor  Tutup kendisi kaldırır, sallar bakar  Hiçbir tepki olmayınca da korkusundan kaçar  Daha sonra belki kalkmıştır umuduyla geriye gelir; ancak kardeşi hâlâ yerde cansız yatmaktadır  Yanına oturur, sabaha kadar bekler  Ne yapacağını bilemez halde sağa sola koşuşturur  Alıp götürmek ister ama babasından çekinir  Bu sırada kavga etmekte olan iki karga görür ve bir süre sonra kargalardan biri, diğerini öldürür  Kavgada ayakta kalan karga toprağı eşeler, küçük bir çukur açar, yere serilen kargayı bu çukurun içine çekerek gömer ve üzerine toprak atar, sonra uçar gider  Bu manzarayı izleyen Kabil de kardeşini Şam'ın dışında bulunan Kasyun dağına gömer  <span style="color:#e6e6fa;"> alıntı | 
|   | 
|  | 
|  |