Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adamları, etmemektedirler, ilim, kabul, peygamberi

Neden Bazı İlim Adamları Hz. Peygamberi Kabul Etmemektedirler

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Neden Bazı İlim Adamları Hz. Peygamberi Kabul Etmemektedirler




Dünyadaki insanların büyük çoğunluğu ve bazı meşhur ilim adamları Hz Peygamberi kabul etmemektedirler Onların kabul etmemeleri bazı delillere dayanıyor olamaz mı?

İlk olarak, gayet uzak mesafeden bakılsa, en büyük şey, en küçük birşey gibi görünebilir Bir yıldız, bir mum kadardır denilebilir

Yani, Kur’ân’ın kapağını açmamış, Allah’ın Resulü hakkında doğru dürüst bilgi edinmemiş, tarihte yalan, yanlış kasıtlı - kasıtsız yazılan ve anlatılanlarla zihni bulanmış, her ikisinin de yani Hz Muhammed’in ve Kuran’ın insanlığı nereden alıp nereye getirdiğini görmemiş, tarihten habersiz, insanlıktan nasipsiz, Allah’ın verdiği düşünme yeteneğini insan gibi kullanmaktan âciz bir kimseye uzaktan uzağa Kurân’ı herhangi bir kitap gibi göstermek, yine uzaktan uzağa Allah Resulünü herhangi bir insan gibi göstermek ve bu suretle onu kandırmak zor değildir Çünkü bu bir cahillik örneğidir; bilgi üzerine kurulmuş bir muhakeme değildir Cahili cehlinde bıraktıktan ve aşağıda sayılacak birtakım nedenlerle ona bir de cehaletini hoş gösterdikten sonra, bilmediği konularda onu kandırmaktan kolay ne vardır?

İkinci olarak, yüzeysel bir bakışla bakılsa, gayet imkansız bir şey mümkün görünebilir Herkes dünyayı kendi gözlüklerinin ardından seyreder Gözüyle görmediğine inanmayacak kadar madde içinde boğulmuş olanlara bir peygamberin ve bir semavî kitabın değerini ve manevî boyutlarını anlatabilmek gerçekten pek güçtür Öylelerinin hali, buharlı lokomotif icad edildiğinde buna inanmayan ve beygirsiz bir aracın kendi kendisine hareket edebileceğini havsalasına sığdıramayan köylüyü hatırlatır O köylüye lokomotifi göstermişler; gözü önünde hareket ettiği halde yine inanmamış Sonra lokomotifin her tarafını gezdirmişler ve ortada ata benzer bir şeyin bulunmadığını göstermişler Yine inanmamış, fakat gözüyle gördüğü şeyi kendi âlemindeki ölçülere uyduracak bir modeli bulup çıkarmaktan da geri kalmamış “Şimdi anladım,” demiş “Bu görünmeyen bir beygir olmalı!”

Gözü at görmek isteyen insana hayali at gösterecek, gösteremezse uyduracaktır Bunun gibi, bütünüyle maddeye dalıp gitmiş bir gözle Allah Resulünü anlamaya çalışanlar da onun insani yönünden daha ilerisini hiçbir zaman göremeyeceklerdir Onların görüp göreceği, tıpkı bizim gibi yaşayan, uyuyan, yemek yiyen, alışveriş yapan, sıcak ve soğuk çeken, düşman elinde eziyete uğrayan bir insandan ibarettir Fakat onun bir de peygamberlik yönü vardır Her iki yönün bir arada göz önüne alınması gerekir Aksi halde sadece insani yönlerine bakarak yapılan değerlendirmeler hatadan hâli olamayacaktır

Üçüncü olarak, kabul etmemek başkadır, inkâr etmek başkadır Kabul etmeyip, kabulden kaçınmak bir lâkaytlıktır, bir göz kapamaktır ve câhilâne bir hükümsüzlüktür Bu şekilde, çok açık olan gerçekler bile onun için yalan olabilir Çünkü akıl yürütmemekte, araştırmamakta ve sadece inkar etmektedir Ancak diğer taraftan inkâr ise, bir iddiaya dayanır ve bir hükümdür Dolayısıyla o iddianın ve hükmün sahibi aklını kullanmaya mecburdur Yani davasına ve hükmüne deliller aramak zorundadır

İman eden kimse, bir dâvâ sahibidir O, bir şeye inanmakta, inandığı şey hakkında bilgi edinmekte, kendisine göre deliller getirmektedir Aynı şeye inananlar bir araya geldiğinde birbirlerine güç katarlar Onlardan birinin getirdiği delil, diğerlerinin de dâvâsına kuvvet verir Çünkü aynı şeye, aynı pozitif bilgiye dayanarak, aynı nedenlerle inanmaktadırlar
İman etmekten kaçınan kimse ise, bir hüküm ve bir dâvâ sahibi değildir O, sadece bir hükme varmaktan kaçınmaktadır; onun için, “İnanmıyorum” şeklindeki beyanı, bir hükümsüzlük bildiriminden ibaret kalır Hakkında bir hüküm sahibi olmadığı şeyle ilgili olarak bilgi edinmeye, delil araştırmaya mecbur olmaz Ama bu hükümsüzlük bir iddia şeklini alır da sahibini delil göstermeye zorlarsa, bu defa bu iddia sahibi ya delillerini birer birer göstermeli veya iddiasından vazgeçmelidir

İman ehli, Kurân’ın hak kitap olduğunu gösteren belirtilere, delillere ve şahitlere dayanarak iman ederler Onlar bir dâvâ sahibidirler; dâvâlarına delil istendiğinde de bunları rahatça ortaya koyarlar Delil getirmekte herkesin bilgi ve becerisi aynı seviyede olmasa bile, onlardan her biri, diğerlerinin kuvvetini de tümüyle kendi arkasında bulmaktadır Onlardan biri, Kurân’ın yüceliğine dair yeni bir delil bulduğunda, bu delil bütün o inananların hesabına geçer, hepsinin imanlarını ziyadeleştirir

Şeytan ise, hiç kimseye Kurân’ın insan sözü olduğunu ispat ederek onu inkâra ikna etmiş değildir Onun bütün yaptığı, zavallı insanları Kurân’ı hak kitap olarak kabul etmekten alıkoymak, bu fırsatı vermemeye çalışmaktan ibarettir Bunun için de kurbanlarına farklı yönlerden yaklaşır

Kimi, cehaletinden ve cehaletinin de farkına varamayışı yüzünden Kurân’ı ya tanımaz, ya anlamaz veya anlamak istemez

Kimi, gömüldüğü küfür bataklığı müsaade etmediği için Kur'ana inanmaktan geri kalır Çünkü iman ederse küfür ve günahları terk etmesi gerekecektir

Kiminin hak ve hakikatle arası pek hoş değildir Bâtıl şeylerle oyalanıp dururken onlara Kurân’ı teklif etmek keyiflerini kaçırır Yahut putlara tapan bir kavmi gördükten sonra onlara özenip Peygamberlerine “Bize de bir put yap, ona tapalım” diyen Mûsâ kavmi gibi, hak dinin yüceliğine erişemeyen ruhları bir safsata ister ki, peşine takılıp sürünsünler

Kimi, kurdukları tezgâh bozulur da insanlar üzerindeki zulüm ve baskılarını sürdüremezler diye, hakkın ve adaletin kokusunu aldıkları her şeye peşin bir düşmanlıkla karşı çıkar

Kimi bildiği halde hakka karşı inat içindedir; nefsi ve şeytanı bırakmaz ki hakkı teslim edip kendi haksızlığını kabul etsin Veya Âlemlerin Rabbine bir kul, Kâinat Efendisine bir ümmet olmayı firavunlaşmış nefsine yediremez İnkârıyla ancak kendisini hüsrana düşürdüğünü bile bile, Âlemlerin Rabbini ve Onun kitapları ile peygamberlerini yalanlayarak, güya Ondan intikam almaya çalışır: şeytanlar, firavunlar, nemrutlar, deccallar ve süfyanlar gibi Rablerinin onlara süre tanıyışını bir nimet sanırlar; inkâr ve isyanları yüzünden şimdilik başlarına birşey gelmediğini görüp bundan cesaret alarak, kendilerine vaad olunan azap saati gelip çatıncaya kadar azgınlıklarına devam ederler ve böylece “büyüdüklerini” sanırlar

Kimi de “sürülerin” insanıdır Şeytan Mekke müşriklerinin kulağına “Devenin kulağını kes” diye fısıldayıp ibadet ediyoruz zannıyla onlara develerinin kulaklarını kestirdiği gibi, bunlara da, günün rağbette olan kavramlarına göre, “Çağdaş ol, çevrene uy” gibi telkinleri fısıldar Bakarlar ki herkes bir inkâr peşindedir ve bazı kutsal değerlere sataşmak yükselen bir değer olup çıkmıştır; onlar da sürüye katılıverirler

Ve daha bunun gibi nice sebepler, birtakım insanların imandan yoksun kalmalarına yol açar, Şeytanın tuzaklarına zemin hazırlar Fakat onların hepsi de delil ve ispat imkânından mahrum, birbirine kuvvet vermekten âcizdir Kıyamet gününde ise Allah huzurunda tek başlarına kalırlar Dünyada iken güvendikleri hiçbir kimseden hiçbir yardım görmeksizin, kendi günahlarını bütün ağırlığıyla yükleniverirler

O inkâr edenler, “Bu Kur’ân’ı dinlemeyin,” dediler “Şamata çıkarın; belki böylece bastırırsınız

Biz de o kâfirlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız İşte, Allah düşmanlarının cezası böyle ateştir! Âyetlerimizi bile bile inkâr etmelerine karşılık, onların hakkı orada ebediyet yurdudur

Ve o kâfirler diyecekler ki, “Ey Rabbimiz, göster bize ins ve cinden bizi saptıranları ki, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar!”(Fussilet Sûresi, 26-29)

Yazarın Zafer Yayınları'ndan çıkan "Şeytanla Münazara" isimli eserinden alınmıştır

Kaynak : http://wwwsorularlaislamiyetcom


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.