Prof. Dr. Sinsi
|
Hidayete Erme
İnsanları hidâyete, doğru yola kavuşturan, yalnız ü teâlâdır ü teâlâ, dilediğini ihsân ederek, hidâyete kavuşturmakta, dilediğini dalâlette bırakmaktadır Dalâletten kurtulmak, ebedi saâdete kavuşmak isteyenlerin duâlarını, adâleti ile kabûl etmekte ve onları doğru yola kavuşturmaktadır İslâmiyeti işitmeyen çok kimse, akılları ile, bozulmuş, uydurulmuş dinlere ve din adamlarına aldanmamışlar Astronomide, fen bilgilerinde ve bilhâssa tıp ilminde gördükleri düzenli hâdiselerin birbirlerine bağlantılarını düşünerek, yaratılışın sırlarını, bu hesaplı düzenin hakîkatini anlamak istemişlerdir Bunlar akılları sâyesinde, İslâmiyyetin bildirdiği güzel ahlâkın birçoğunu bulup, Müslümân gibi yaşamış, kendilerine ve başkalarına faydalı olmuşlardır ü teâlâ da, vâdettiği üzere, bunları, îmân etmeye sebeb olan rehberlere, kitâplara kavuşturmaktadır
ADÂLET VE İHSÂN
ü teâlâ, kullarına hidâyeti, iki şekilde vermektedir Bunlardan birincisi, adâleti ile, diğeri ise ihsânı iledir Herhangi bir kimse, ellerini açıp; ?Yâ Rabbî, bana hidâyet ver? diye yalvarsa veya; ?Yâ Rabbî, ben dinimi doğru olarak öğrenmek istiyorum, beni bozulmaktan koru? diye duâ etse, ü teâlâ, böyle duâ eden kulunu kesinlikle kurtarır, kulunun istediğini verir
ü teâlâ, hidâyete kavuşmak veya dinini doğru olarak öğrenmek isteyen ve duâ eden kulunu, kurtarmak için onun karşısına sevdiği bir kulunu çıkarır, böylece onu kurtarır Bir kişinin kurtulması için, onun mutlaka bir rehbere ihtiyâcı vardır Başka türlü kurtulmak olmaz Kurtuldum demekle de, insan kurtulamaz Adâlet ile kurtulmak bu şekilde olur
Bâzı kimseler de vardır ki, bu kimselerin hâtırına böyle duâ etmek bile gelmez Fakat ü teâlâ, bu kulunu seçiyor ve hidâyet veriyor ü teâlâ, bu kulunu, ya cömertliğinden veya güzel bir huyundan dolayı seçer, ya da bir mü?minin duâsını almıştır da onun için seçilmiştir Mutlaka bir sebebi vardır ki ü teâlâ o kulunu seçmiştir ü teâlânın seçtiğini, insanların ayrıca seçmesine lüzum yoktur Vaktiyle Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri bir deniz kenarına gitmiş Bir Mecûsi de, yanına bol miktarda yem almış ve bu yemleri denizdeki balıklara atıyormuş Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri ona;
- Ne yapıyorsun, demiş Mecûsi;
- Gördüğün gibi balıklara yem atıyorum, sevap kazanacağım demiş Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri;
- Senin sevap kazanman için, önce îmân etmen lâzım Sen Müslüman değilsin, hangi sevaptan bahsediyorsun demiş Mecûsi bakmış bakmış;
- Peki benim bu balıklara yem verdiğimi o bahsettiğin görüyor mu demiş Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri;
- V i de billahi de görüyor Onun bilmediği, görmediği bir şey yoktur ki, demiş Mecûsi;
- İyi öyle ise, bu da bana yeter, demiş  
Aradan üç beş sene geçmiş Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri hacca gitmiş Hacda Kâbe?yi tavâf ederken bir de bakmış ki, balıklara yem atan Mecûsi de tavâf ediyor Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri;
- Burada senin ne işin var, demiş Mecûsi de;
- O beni gördü demiş
- Nasıl gördü deyince Mecûsi;
- Sen gittikten sonra içimde bir nûr parladı Baktım balıkların hepsi Kelime-i şehâdet getiriyor Sonra ağaçlara baktım, onlar da Kelime-i şehâdet getiriyor Bunun üzerine ben de Kelime-i şehâdet getirmeye başladım Senin Rabbin beni gördü O gördüğü için de ben buraya geldim Sana bir nasihat vereyim mi?: ?İyilik yap, denize at, balık görmezse, Halık, Yaratan görüyor? demiş
insana doğru yolu gösteren, doğru yola kavuşturan ü teâlâdır Kullarının doğru yola kavuşmaları için sebepler yaratmıştır Peygamberleri bunun için göndermiş ve Peygamberlerin vârisi olan âlimleri, hidâyet için sebep kılmıştır İnsanı dalâletden, kötü yoldan, ilim ve âlimler kurtarır Rehber olmadan doğru yola kavuşulamaz
Kaynak: islamGulleri Gen TR || islamGulleri OrG Islami Web Site | Islami Sohbet | - Forum: Hidâyete iki şekilde kavuşulur
|