Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aile, parçalnmış, ümmet

Parçalnmış Bir Aile =&Quot;Ümmet&Quot;

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parçalnmış Bir Aile =&Quot;Ümmet&Quot;




Gayet iç karartıcı, soğuk bir kış akşamıydı Okuldan yeni gelmiştim ve ciddi anlamda yorgundum hemen odama çekilip içimde bulunan uykusuzluğun tesiriyle etkisiyle kuş tüyü olarak gördüğüm yastığıma başımı dayayıp uyumak istiyordumTam yatağıma yatmıştım ki birden içimi fena bir huzursuzluk kapladı , bu huzrsuzluğun nedeni o günün Cuma günü olması idiÇünkü Cuma günü meclis(!) te sohbet vardı , gitmek lazımdı yoksa kara listeye alınabilirdim ve dahada kötüsü bir daha bu sohbetlere gitme şansımı kaybedebilirdimYavaş yavaş yattığım yerden doğrulup ayağa kalktım ve evden çıkmak için hazırlık yapmaya başladımGrekli hazırlıkları bitirdikten sonra evden çıktımYaklaşık 20 dakika süren uzun sayılamayacak türdeki yolculuğumun ardından sohbetin yapılacağı eve gitmeyi başardımGirer girmez her hafta düzenlediklere dohbetlere geçen hafta niçin gelmediğim hakkında sual etmeye başladılar bende hasta olduğumu söyleyerek gerekçemi belirttimSorgulama faslı bittikten sonra sohbetin yapılacağı salonu gösterdiler ve buyur ettiler , bende oturup sohbetin başlamasını bekledim Aradan yaklaşık yarım saat geçtikten sonra sohbet başladıÇeşitli imani konulardan söz ettikten sonra sıra dua faslına geldiDua yı söçyleyen Üstad (!) sürekli olarak şu cümleciği tekrarlıyordu "Tüm Nurcu Kradeşlerimize ! " bu cümleciği duyunca gerçekten rahatsız olmuştum niçin "Tüm Müslüman Krdeşlerimize " diyemiyorlardı da bunu "Tüm Nurcu kardeşlerimiz " şeklinde telafuz ederek adeta ayrımcılık yaparcasına kendilerini üstün görüyorlardıDua nın tamamında istenilen istekler hep bu "Nurcu Kardeşler " adına yapılıyordu hiçkimse "Müslüman Kardeşleri " düşünmüyordu Ogüne kadar bu guruptan hiç dua dinlememiştim şaşırmamın bir diğer nedenide buyduO güne kadar İslami gurupların birbirleri ile çatışmadıklarını düşünüyorum ama onlardan bu dua yı işitnce bu konu hakkında şüpheye düştüm

Sonraki yıllardada bu gurubun içinde bulundum ve gerçektende şüphelerim konusunda yanılmadığımı anladımBu ve buna benzer pek çok İslami gurubun birbirleri içerisinde gerçekten çok büyük bir çekişme halinde olduklarını farkettimBunu farketmnemi sadece bu gurub içerisinde geçirdiğim tecrübelere borçlu değildim aynı zamanda İslami guruplar hakkında derin araştırmalar yapmıştımİslam dinin içinde bulunduğu bölünmüşlük durumuna örnek vermek gereikirse şunları sıralayabiliriz
1-Cüppeli Ahmet Hoca ile Adnan Oktar arasında olan büyük çelişmeler
2-Feullah Gülene tabii olan cemmati ve Nurcular arasında cereyan eden çekişmeler
3-İsmail ağa cemaati ile tüm Nurcular arasında cereyan eden çekişmeler
4-Tasavvufi tarikatler ve cemmatler arasında cerayn eden çekişmeler
5-Mezhepler arasındaki iç savaş olarak nitlendirilebilecek türden çatışmalar / çekişmeler


Evet şu anda İslam hakkında yeterli bilgi düzeyine ulaştıklarını söyleyen veyahut idda eden guruplar dahi tam bir ayrımcılık yapmaktadırlarEğer müslümanlar tabiri caizse bir an önce uyanıp birbirlerini yemekten vazgeçmezlerse helak olmak bizim için kaçınılmaz olacaktıır

Alıntı Yaparak Cevapla

Parçalnmış Bir Aile =&Quot;Ümmet&Quot;

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parçalnmış Bir Aile =&Quot;Ümmet&Quot;




güzel bir konu , yanlış hatırlamıyorsam , günah olmasın , Kuran'da islamın 73 fırkaya ayrılacağı belirtilmişti , hatta bi alıntı ;

Hadis Senedi

İbni Hazm’ın içinde olduğu bir grup Müslüman araştırmacı söz konusu hadisi senet açısında itibarsız bilmiş ve bunu kabul etmemişlerdir Fahru’l-Razi ve Ebu’l-Hasan Eş’ari’nin içinde oldukları bir grup da bu hadis hakkında susmayı tercih etmiş, inkâr ve kabul hususunda bir şey söylememişlerdir Üçüncü grup bu hadisi kabul etmiş ve yetmiş üç fırkayı sayıp kurtuluş ehli olan fırkayı belirlemeye çalışmışlardır[2]

Her halükârda Ehli Sünnet ve Şia kitaplarında bu hadisin defalarca rivayet edilmesi ve bundan yararlanılması belki de senet açısından sıhhatine delil olarak kabul edebilir[3] Bu yüzden söz konusu hadisin içeriği ve delaletini incelememiz gerekir ki sonraki iki konuda bu açıklanacaktır

2- Hangi Fırkalar ve Ne Zaman?

Söz konusu hadisin delaleti hakkında gündeme gelen ilk soru şudur; yetmiş üç fırkadan kasıt hangi İslamî fırkalardır? Eğer kasıt asıl ve mihverî fırkalar ise bunların sayıları yetmiş üçten azdır Ama eğer kasıt bu asıl fırkalardan ayrılmış fırkalar ise bunların da sayıları yetmiş üç fırkadan fazladır

Bu soruya farklı cevaplar verilmiştir Biz burada bu cevaplardan sadece iki tanesini nakletmekle yetineceğiz

a- Yetmiş üç sayısından kasıt İslami fırkaların gerçek sayısı değildir Bilakis bu, İslam peygamberinden sonra İslam dünyasında ortaya çıkacak fırkaların çokluğunu kinaye ile dillendirmektedir Nitekim Tövbe süresinin 80 ayetindeki yetmiş sayısından kasıt münafıkların hiçbir zaman ilahi mağfirete mazhar olamayacaklarıdır Yani yetmiş sayısı gerçek anlamıyla kullanılmamıştır

Ancak rivayetin akışına dikkat edilirse öncelikle Yahudi ve Hıristiyan fırkalarını 71 ve 72 sayıları ile zikretmekte ve ardında İslam ümmetinin fırkaları hakkında 73 sayısını dillendirmektedir Dolayısıyla hadisin akışı ile yukarıdaki açıklama birbirine uymamaktadır[4]

b- İslami fırkalar (Milel ve Nihal) hakkında kitap kaleme alan yazarları, bu hadisi İslami fırkalara uyarlama hususunda en çok zorlayan şey onların bu hadisi kendilerinden önce yani İslam’ın ilk üç asrında ortaya çıkan fırkalara uyarlamaya çalışmalarıdır Hâlbuki hadis İslam ümmeti içinde çıkacak fırkaları dile getirmiş ve bunun zamanını belirlememiştir Dolayısıyla söz konusu hadiste zikredilen sayı İslam ümmetinin bütün hayatı boyunca ortaya çıkabilecek fırkaları dillendirmiş olması mümkündür Başka bir ifade ile her dönem ve asırda bir fırka ortaya çıkabilir ve bu fırkadan da değişik gruplar zuhur edebilir Nihayetinde de 73 asıl ve mihverî fırka ve bunun değişik kolları ortaya çıkacaktır Zira söz konusu hadis senet açısından kabul edilir ve bunun peygamberin sözü olduğu benimsenirse bu sayı kesinlikle tahakkuk bulacaktır Her ne kadar asıl ve fer’i fırkaları kesin bir şekilde belirleme imkânı olmasa da bizim yukarıda dillendirdiğimiz faraziye bunun en mantıklı açıklamasıdır[5]

3- Kurtuluş Fırkası Hangisidir?

Yetmiş üç fırka hadisinin rivayetlerinin çoğunda sadece bir fırkanın kurtuluş fırkası geri kalan fırkaların cehennem ehli oldukları dillendirilmiştir Bu durum hadisin içeriği hakkında acaba hangi fırka kurtuluş fırkasıdır sorusunu gündeme getirmiştir Bazı hadislerde kurtuluş fırkası hakkında iki özellik zikredilmiştir:

a- el-Cemaat (Topluluk): Cemaat kelimesinden kasıt Yahudi, Hıristiyan ve İslami olmayan diğer gruplar karşısında yer alan bütün Müslümanlar veya azınlık karşısında Müslüman çoğunluktur Fakat bu ikisi de kabul edilemez Zira birinci faraziyenin gereksinimi bütün Müslümanların kurtuluş ehli olmalarıdır Bu da hadisin içeriği ile çelişki arz etmektedir İkinci faraziye de doğru değildir Zira çoğunluk hiçbir zaman tek başına hak olma nedeni değildir Bilakis tarih boyunca daima bunun tersi görülmüştür Yani peygam-berlerin muhalifleri çoğunluğu oluşturuyorlardı Nitekim Kur’an-ı Kerim de insanların çoğunu yoldan çıkmış bilmekte ve Allah’u Teala Peygamberimize hitaben şöyle buyurmak-tadır: “İnsanların çoğu iman edecek değillerdir”[6]

Başka bir yerde de şöyle buyurmaktadır: “Onların çoğu Allah’a şirk koşmaksızın iman etmezler”[7]

“Lakin insanların çoğu bilmezler”[8] “Kullarım içinde şükredenler azdır”[9] ve benzer ayetler bu iddiayı dillendirmektedir

Bunun dışında çoğunluğun ölçüt olması pratikte de sorunlara neden olur Zira mezhepler ve fırkalar tarihi boyunca çoğunluk ve azınlık değişim göstermiştir

b- Benim ve Ashabımın Gittiği Yol: Bu tabir İslam dini ve şeriatı dışında başka bir şeye delalet etmemektedir Dolayısıyla kurtuluş fırkasını tanıma ölçüsü olamaz Zira her fırka sahip olduğu yöntemi İslam şeriatına ve peygamber sünnetine uygun bilir Nitekim el-Menar kitabının yazarı şöyle demektedir: “Bugüne kadar kurtuluş fırkası yani peygamber ve ashabının yöntemiyle amel eden fırka tespit edilememiştir Zira her İslami fırka benimsediği yöntemi peygamber ve ashabının yöntemine uygun bilmektedir”[10]

Gemi ve Kurtuluş Yolu Hadisi

Ehli Sünnet ve Şia kitaplarında Peygamber Efendimizden nakledilen bir hadiste Allah Re-sulü (saa)’in Ehlibeyti kurtuluş gemisi olarak zikredilmiştir Hâkim Mustedrek kitabında Ebuzer’den bu hadisi şöyle rivayet etmektedir: “-Elini Kâbe’nin duvarına dayayarak- Dedi ki: peygamberin şöyle buyurduğunu işittim; Muhakkak ki Ehlibeytim Nuh’un gemisi gibidir Ona binen kurtulur, sakınan boğulur”[11]

“Peygamber Ehlibeytinin Nuh (as)’ın gemisine benzetilmesinin nedeni şudur; onları seven, onları büyük bilen ve Ehlibeyt âlimlerinin hidayetlerinden yararlanan herkes Hakka muhalefet etme karanlığından kurtulur Onlardan yüz çeviren herkes ilahi nimetleri inkâr denizinde boğulur ve tuğyan kasırgasında helak olur”[12]

Sakaleyn ve Kurtuluş Yolu Hadisi

Gemi hadisinin dışında Sakaleyn hadisi de İslam’ın mütevatir rivayetlerinden biridir ve kurtuluş yolunu göstermektedir ki bu da peygamber Ehlibeytine tabi olmaktır Ehli Sünnet âlimlerinden biri olan el-Hafez Hasan bin Muhammed Semğani (ö 650 hk) el-Şems el-Munire adlı eserinde ümmetin ihtilafı hadisini naklettikten sonra Müslümanların peygamberden kurtuluş için tabi olmaları gereken fırkayı kendilerine göstermesini istediklerini ve Peygamber Efendimizin (saa) de şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “Ben size iki şey bırakıyorum Onlara tutunduğunuz sürece benden sonra asla sapıtmazsınız Biri Allah’ın kitabı diğeri Ehlibeytimdir Her şeyden haberdar olan latif bana bildirdi ki bu ikisi havuzun başında benimle buluşuncaya kadar birbirinden ayrılmayacaktır”[13]

[1] Bkz Buhus fi’l-Millel vel-Nehl, Ayetullah Cafer Subhani, c 1, s 21–24 ve 38–39

[2] El-Fark Beyne Firak, s 6, Muhammed Muhyiddin’in önsözü

[3] Buhus fil-Millel vel-Nehl, Ayetullah Cafer Subhani, c 1, s 23

[4] Buhus fil-Millel vel-Nehl, Ayetullah Cafer Subhani, C 1, s 35

[5] El-Fark Beyne Firak, s 7, Muhammed Muhyiddin’in önsözü

[6] Yusuf, 103

[7] Yusuf, 106

[8] Yusuf, 21

[9] Sebe, 13

[10] El-Menar, C 8, s 221–222

[11] El-Mustedrek Ala Sahiheyn, C 3, s 151

[12] El-Sevaik el-Muherekeh, s 151, el-Muhammediye s 9, Buhus fil-Millel vel-Nehl C 1, s 32

[13] Buhus fil-Millel vel-Nehl, C 1, s 32–33

Alıntı Yaparak Cevapla

Parçalnmış Bir Aile =&Quot;Ümmet&Quot;

Eski 08-20-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parçalnmış Bir Aile =&Quot;Ümmet&Quot;











lightball Nickli Üyeden Alıntı



güzel bir konu , yanlış hatırlamıyorsam , günah olmasın , Kuran'da islamın 73 fırkaya ayrılacağı belirtilmişti , hatta bi alıntı ;

Hadis Senedi

İbni Hazm’ın içinde olduğu bir grup Müslüman araştırmacı söz konusu hadisi senet açısında itibarsız bilmiş ve bunu kabul etmemişlerdir Fahru’l-Razi ve Ebu’l-Hasan Eş’ari’nin içinde oldukları bir grup da bu hadis hakkında susmayı tercih etmiş, inkâr ve kabul hususunda bir şey söylememişlerdir Üçüncü grup bu hadisi kabul etmiş ve yetmiş üç fırkayı sayıp kurtuluş ehli olan fırkayı belirlemeye çalışmışlardır[2]

Her halükârda Ehli Sünnet ve Şia kitaplarında bu hadisin defalarca rivayet edilmesi ve bundan yararlanılması belki de senet açısından sıhhatine delil olarak kabul edebilir[3] Bu yüzden söz konusu hadisin içeriği ve delaletini incelememiz gerekir ki sonraki iki konuda bu açıklanacaktır

2- Hangi Fırkalar ve Ne Zaman?

Söz konusu hadisin delaleti hakkında gündeme gelen ilk soru şudur; yetmiş üç fırkadan kasıt hangi İslamî fırkalardır? Eğer kasıt asıl ve mihverî fırkalar ise bunların sayıları yetmiş üçten azdır Ama eğer kasıt bu asıl fırkalardan ayrılmış fırkalar ise bunların da sayıları yetmiş üç fırkadan fazladır

Bu soruya farklı cevaplar verilmiştir Biz burada bu cevaplardan sadece iki tanesini nakletmekle yetineceğiz

a- Yetmiş üç sayısından kasıt İslami fırkaların gerçek sayısı değildir Bilakis bu, İslam peygamberinden sonra İslam dünyasında ortaya çıkacak fırkaların çokluğunu kinaye ile dillendirmektedir Nitekim Tövbe süresinin 80 ayetindeki yetmiş sayısından kasıt münafıkların hiçbir zaman ilahi mağfirete mazhar olamayacaklarıdır Yani yetmiş sayısı gerçek anlamıyla kullanılmamıştır

Ancak rivayetin akışına dikkat edilirse öncelikle Yahudi ve Hıristiyan fırkalarını 71 ve 72 sayıları ile zikretmekte ve ardında İslam ümmetinin fırkaları hakkında 73 sayısını dillendirmektedir Dolayısıyla hadisin akışı ile yukarıdaki açıklama birbirine uymamaktadır[4]

b- İslami fırkalar (Milel ve Nihal) hakkında kitap kaleme alan yazarları, bu hadisi İslami fırkalara uyarlama hususunda en çok zorlayan şey onların bu hadisi kendilerinden önce yani İslam’ın ilk üç asrında ortaya çıkan fırkalara uyarlamaya çalışmalarıdır Hâlbuki hadis İslam ümmeti içinde çıkacak fırkaları dile getirmiş ve bunun zamanını belirlememiştir Dolayısıyla söz konusu hadiste zikredilen sayı İslam ümmetinin bütün hayatı boyunca ortaya çıkabilecek fırkaları dillendirmiş olması mümkündür Başka bir ifade ile her dönem ve asırda bir fırka ortaya çıkabilir ve bu fırkadan da değişik gruplar zuhur edebilir Nihayetinde de 73 asıl ve mihverî fırka ve bunun değişik kolları ortaya çıkacaktır Zira söz konusu hadis senet açısından kabul edilir ve bunun peygamberin sözü olduğu benimsenirse bu sayı kesinlikle tahakkuk bulacaktır Her ne kadar asıl ve fer’i fırkaları kesin bir şekilde belirleme imkânı olmasa da bizim yukarıda dillendirdiğimiz faraziye bunun en mantıklı açıklamasıdır[5]

3- Kurtuluş Fırkası Hangisidir?

Yetmiş üç fırka hadisinin rivayetlerinin çoğunda sadece bir fırkanın kurtuluş fırkası geri kalan fırkaların cehennem ehli oldukları dillendirilmiştir Bu durum hadisin içeriği hakkında acaba hangi fırka kurtuluş fırkasıdır sorusunu gündeme getirmiştir Bazı hadislerde kurtuluş fırkası hakkında iki özellik zikredilmiştir:

a- el-Cemaat (Topluluk): Cemaat kelimesinden kasıt Yahudi, Hıristiyan ve İslami olmayan diğer gruplar karşısında yer alan bütün Müslümanlar veya azınlık karşısında Müslüman çoğunluktur Fakat bu ikisi de kabul edilemez Zira birinci faraziyenin gereksinimi bütün Müslümanların kurtuluş ehli olmalarıdır Bu da hadisin içeriği ile çelişki arz etmektedir İkinci faraziye de doğru değildir Zira çoğunluk hiçbir zaman tek başına hak olma nedeni değildir Bilakis tarih boyunca daima bunun tersi görülmüştür Yani peygam-berlerin muhalifleri çoğunluğu oluşturuyorlardı Nitekim Kur’an-ı Kerim de insanların çoğunu yoldan çıkmış bilmekte ve Allah’u Teala Peygamberimize hitaben şöyle buyurmak-tadır: “İnsanların çoğu iman edecek değillerdir”[6]

Başka bir yerde de şöyle buyurmaktadır: “Onların çoğu Allah’a şirk koşmaksızın iman etmezler”[7]

“Lakin insanların çoğu bilmezler”[8] “Kullarım içinde şükredenler azdır”[9] ve benzer ayetler bu iddiayı dillendirmektedir

Bunun dışında çoğunluğun ölçüt olması pratikte de sorunlara neden olur Zira mezhepler ve fırkalar tarihi boyunca çoğunluk ve azınlık değişim göstermiştir

b- Benim ve Ashabımın Gittiği Yol: Bu tabir İslam dini ve şeriatı dışında başka bir şeye delalet etmemektedir Dolayısıyla kurtuluş fırkasını tanıma ölçüsü olamaz Zira her fırka sahip olduğu yöntemi İslam şeriatına ve peygamber sünnetine uygun bilir Nitekim el-Menar kitabının yazarı şöyle demektedir: “Bugüne kadar kurtuluş fırkası yani peygamber ve ashabının yöntemiyle amel eden fırka tespit edilememiştir Zira her İslami fırka benimsediği yöntemi peygamber ve ashabının yöntemine uygun bilmektedir”[10]

Gemi ve Kurtuluş Yolu Hadisi

Ehli Sünnet ve Şia kitaplarında Peygamber Efendimizden nakledilen bir hadiste Allah Re-sulü (saa)’in Ehlibeyti kurtuluş gemisi olarak zikredilmiştir Hâkim Mustedrek kitabında Ebuzer’den bu hadisi şöyle rivayet etmektedir: “-Elini Kâbe’nin duvarına dayayarak- Dedi ki: peygamberin şöyle buyurduğunu işittim; Muhakkak ki Ehlibeytim Nuh’un gemisi gibidir Ona binen kurtulur, sakınan boğulur”[11]

“Peygamber Ehlibeytinin Nuh (as)’ın gemisine benzetilmesinin nedeni şudur; onları seven, onları büyük bilen ve Ehlibeyt âlimlerinin hidayetlerinden yararlanan herkes Hakka muhalefet etme karanlığından kurtulur Onlardan yüz çeviren herkes ilahi nimetleri inkâr denizinde boğulur ve tuğyan kasırgasında helak olur”[12]

Sakaleyn ve Kurtuluş Yolu Hadisi

Gemi hadisinin dışında Sakaleyn hadisi de İslam’ın mütevatir rivayetlerinden biridir ve kurtuluş yolunu göstermektedir ki bu da peygamber Ehlibeytine tabi olmaktır Ehli Sünnet âlimlerinden biri olan el-Hafez Hasan bin Muhammed Semğani (ö 650 hk) el-Şems el-Munire adlı eserinde ümmetin ihtilafı hadisini naklettikten sonra Müslümanların peygamberden kurtuluş için tabi olmaları gereken fırkayı kendilerine göstermesini istediklerini ve Peygamber Efendimizin (saa) de şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “Ben size iki şey bırakıyorum Onlara tutunduğunuz sürece benden sonra asla sapıtmazsınız Biri Allah’ın kitabı diğeri Ehlibeytimdir Her şeyden haberdar olan latif bana bildirdi ki bu ikisi havuzun başında benimle buluşuncaya kadar birbirinden ayrılmayacaktır”[13]

[1] Bkz Buhus fi’l-Millel vel-Nehl, Ayetullah Cafer Subhani, c 1, s 21–24 ve 38–39

[2] El-Fark Beyne Firak, s 6, Muhammed Muhyiddin’in önsözü

[3] Buhus fil-Millel vel-Nehl, Ayetullah Cafer Subhani, c 1, s 23

[4] Buhus fil-Millel vel-Nehl, Ayetullah Cafer Subhani, C 1, s 35

[5] El-Fark Beyne Firak, s 7, Muhammed Muhyiddin’in önsözü

[6] Yusuf, 103

[7] Yusuf, 106

[8] Yusuf, 21

[9] Sebe, 13

[10] El-Menar, C 8, s 221–222

[11] El-Mustedrek Ala Sahiheyn, C 3, s 151

[12] El-Sevaik el-Muherekeh, s 151, el-Muhammediye s 9, Buhus fil-Millel vel-Nehl C 1, s 32

[13] Buhus fil-Millel vel-Nehl, C 1, s 32–33








Gerekli paylaşım Allah cc razı olsun
Peygamber Efendimiz: Benim ümmetim de 73 fırkaya ayrılacak bunlardan sadece biri cennete girecek buyurmuştur
bunlarda kitap ve sünnete uyanlar


Alıntı Yaparak Cevapla

Parçalnmış Bir Aile =&Quot;Ümmet&Quot;

Eski 08-20-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parçalnmış Bir Aile =&Quot;Ümmet&Quot;




Tevhid alanı içerisinde bulunan vücudumuz bünyemiz içerisinde arasında sinerji ve birlik bulunan hücrelerin farklılaşarak dokuları;dokuların farklılaşarak organları, organların ahenk ve bütünlük içerisinde birleşerek organizmayı oluşturduğu bir yapı gibi olmalı ümmet
Ancak aralarında sinerji ve tevhid bulunan ihtlaf ve ayrılıklarda hikmet olabilir
Hücrelerin anarşisinin KANSER olduğu gibi ümmetin içinde de sevgi eksikliğinden dolayı KANSER varOrganizma tümden hasta
Allah; akıl fikir basiret sevgi ve muhabbetler versinŞifa versin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.