![]() |
Körü Körüne Taklit Hastalığı ... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Körü Körüne Taklit Hastalığı ...İslam toplumunun içerisinde bulunmuş olduğu en büyuk bela ve musibetlerden birisi de, “ ![]() ![]() ![]() Kitap ve Sünnet’in kınayarak reddettiği bütün cahiliyye toplumlarının dalalete sürüklenmelerindeki tek sebep, bu toplumların delilsiz körü körüne hareket etmeleridir desek inanın bubalağa etmiş olmayız ![]() Gerek geçmişteki cahiliye toplumlarının ve gerekse günümüz cahiliyesinin içinde bulunduğu bu bela ve musibet, öyle kök salmışki içerimize, inanın artık Kitabın ve Sünnet’in açık ve kesin nasları karşısında vurdum duymaz hale gelinmiştir ![]() Nasılki Allah resulü s ![]() ![]() ![]() Bilindiği gibi, Ataları ve dedeleri körü körüne taklit etmek demek, babadan oğula geçen din ve dini inançlara – araştırma ve soruşturma yapmadan - bağlı kalıp onları sürdürmektir ![]() ![]() ![]() Değerli kardeşlerim ! Unutmayalımki Kitabın ve Sünnet’in bu tip hareketleri kınayarak reddettiği mesajları bir hayli çoktur ![]() “ Ey Muhammed ! Senden önce de biz bir ülkeye her hangi bir uyarıcı gönderdiğimiz zaman, oranın şımarık varlıklıları “ doğrusu babalarımızı bir din üzerinde bulduk, bizde onların izlerini izlemekteyiz ” derlerdi ![]() ![]() ZUHRUF : 23 ![]() “ Onlara gelin Allah’ın indirdiği Kitaba ve Peygambere uyun denil-diğinde, “ Atalarımızın üzerinde bulunduğu yol bize yeter ” derler ![]() MAİDE : 104 “ Onlara Allah’ın indirdiğine uyun dense, hayır, biz atalarımızın üzerinde bulunduğu şeye uyarız ve onların yolundan gideriz, derler ![]() LOKMAN : 2I “ Bir de şöyle demişlerdi : “ Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk, şimdi onların izleri üzerinde gitmekteyiz “ ZUHRUF : 22 Görüldüğu gibi sırf alışageldikleri inanç ve amellerini terketmemek için baba ve atalarının dinine tabi olan bu insanlar, Allah’ın kendilerini kınadığı insanlardır ![]() ![]() Oysaki İslam’ın bu konudaki asıl metodu ve menheci ; her hangi bir inanç ve amel hakkında kesin bir hükme varmadan önce ciddi bir araştırma yaparak onun kabul edilmesi ve ondan sonra ona uygun hareket edilmesidir ![]() Bu metod, şuurlu ve basiretli her müslümanın şiarı olmalıdır ![]() ![]() Bu şekilde hareket edildiği zaman islam, bid’atlerden, hurafelerden ve batıl olan her şeyden uzak kalmış olacak ve hüküm ve icraat sahasında zan ve şüphe asla rol oynayamayacaktır ![]() Unutulmamalıdırki insan, azalarından sudur eden her şey ile Allah’a karşı bir sorumluluğu vardır ![]() ![]() Öyleyse şuurlu ve basiretli bir insan görmediği, duymadığı ve araştırarak kaynağına inmediği bir meselenin veya hakkında kesin bir delil edinmediği bir inanç ve amelin ardına düşmesi ve o mesele hakkında kat’i bir söz söylemesi nasıl caiz olabilir ki ? Bakınız Rabbimiz bu konuda ne buyumaktadır : وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولـئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُولاً { Bilmediğin bir şeyin ardına düşme ; zira kulak, göz ve gönül bunların hepsi de ondan mes’uldür ![]() İSRA ![]() ![]() ![]() İşte Allah’u Azze ve Celle bu ve bununla eş manalı Ayeti celileleriyle inananlara bilinçli ve şuurlu hareket etmelerini, körü körüne bir şeylerin ardına düşmemelerini ve bu şekildeki bilinçsiz ve şuursuz hareketlerinden dolayı da hesaba çekileceklerini bildirmektedir… Rabbimiz Allah’u Azze ve Celle yine şöyle buyurmaktadı : “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KASAS : 50 ![]() ![]() “ Rabbinden bir delil üzerinde bulunan kimse ile, kötü işi kendisine süslendirilen ve keyfine uyan gibi olur mu hiç ? ![]() MUHAMMED : 14 ![]() ![]() “ Kendilerine gelmiş hiç bir delil olmadan, Allah’ın Ayet’leri üzerinde tartışırlar ![]() ![]() ![]() MÜ’MİN : 35 ![]() ![]() Bu Ayet’i celilelerde de görüldüğü gibi Rabbimiz Allah’u Teala, delilsiz körü körüne hareket edenlerle, şuurlu ve basiretli hareket edenleri birbirinden ayırt etmiş ve delille hareket edenlerin istikamet sahibi olduklarını, delilsiz körü körüne hareket edenlerin ise heva ve arzularına uyan sapık kimseler olduklarını açıklamıştır ![]() Bu da gösteriyor ki insanlar ya delili bulunan sağlıklı bir yol üzerindedirler, ya da delili bulunmayan, gidişatlarının kendilerine süslü götserildiği sapık bir yol üzerindedirler ![]() Öyleyse hiç unutulmaması gerekir ki ; insanın elinde sağlıklı bir delili yoksa, ne gidişatının akla ve mantığa uygunluğu ve ne de kendisine o yolun hoş ve süslü gösterilmesi, o yolun doğru doğru bir yol olduğuna delalet etmez ![]() Bu konudaki geçerli olan kural ; O yolun Kur’an ve Sünnet çizgisinde olmasıdır ![]() İslamdandır denilen veya - İslami sınırlar içerisindedir - denilen bütün inanç ve ameller, geçerliliğini koruyabilmesi için ancak bu dinin kaynakları olan Kur’an ve Sünnet çizgisinde olma mecburiyetindedir…Bunun dışında kalan şeyler ise, kesinlikle kabul görmeyen ya tahmini faraziyeler ya da zanna dayalı olan şeylerdir ![]() ![]() Rabbimiz Allah’u Azze ve celel bu konuda şöyle buyurmaktadır : “ Onların çoğu zandan başka bir şeye tabi olmamaktadırlar ![]() ![]() YUNUS: 6 ![]() ![]() “ Eğer yeryüzünde bulunan insanların çoğunluğuna uyarsan, Onlar seni Allah’ın yolundan saptırırlar ![]() ![]() EN’AN : 116 ![]() ![]() “ Halbuki onların bu hususta hiç bir bilgileri yoktur ![]() NECM : 28 ![]() ![]() Allah Resulü s ![]() ![]() “ Sizleri zandan sakındırırım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BUHARİ :13 ![]() ![]() ![]() Ayet ve Hadislerin ifade ettiği gibi zan, gerçeklerle alakası olmayan sözlerin en yalanı olarak nitelendirilmiştir ![]() Eğer dikkat ettiyseniz Ayet’i kerimelerde işaret edilen diğer bir husus da ; çoğunluğun geçerli bir kaide olmadığı, dolayısıyla yeryüzündeki insanların çoğunun bir şeylere tabi olmaları veya bir şeylere inanmaları o şeyin illa da doğru olduğuna delalet etmez ![]() Değerli Müslümanlar ! Şüphesiz ki Allah ve Resulü, faraziye bilgiler-den uzak durun, zan’na tabi olmayın, körü körüne hareket etmeyin diye mesajlar verirken bununla, inananları bilinçli ve şuurlu hareket etmek için asıl kaynağa davet etmektedir ![]() Rabbimiz kerim kitabında yine şöyle buyurmaktadır : اتَّبِعُواْ مَا أُنزِلَ إِلَيْكُم مِّن رَّبِّكُمْ وَلاَ تَتَّبِعُواْ مِن دُونِهِ أَوْلِيَاء قَلِيلاً مَّا تَذَكَّرُونَ { Rabbinizden size indirilene tabi olun, O nun dışında dostlar edinip de onlara tabi olmayın ![]() A’RAF ![]() ![]() Hulasa değerli kardeşlerim, eğer inanan bir kimse rabbisinden kendisine indirilen bir yol üzerinde değil ise, Artık bu kimse delilsiz körü körüne hareket eden ve şeytanın, gittiği o yolu kendisine süslü gösterdiği ve kendisinin de doğru yolda olduğunu zannetmesinden başka tutunacağı bir şeyi olmayan kimse demektir ![]() Halbuki – biraz önce de ifade ettiğimiz gibi – insanın takip ettiği yolun kendisine süslü gelmesi, onu hoş görmesi veye kalbinin o yolda mutmain olması, o yolun doğru olduğuna delalet etmez ![]() “ Kim o rahmanın zikrine - yani Kur’an’a ve Sünnet’e - göz yumarsa, biz ona şeytanı musallat ederiz de artık o onun ayrılmaz arkadaşı olur ![]() ![]() ZUHRUF : 56 ![]() ![]() Evet değerli kardeşlerim ! unutmayalımki vahdeti engelleyen hastalıkların ve ortaya çıkan bütün çarpık inanç ve amellerin en büyük sebebi, inananların delilsiz körü körüne hareket etmeleridir ![]() Tabiki, samimi olduklarına hüsnü zan beslediğimiz bu insanların da muhakkak kendilerine göre bir değer yargıları veya ölçüleri vardır… Ve bunların da doğruluğuna inanırlar…Ama maalesef bu doğrular, kendilerinin tesbit ettikleri doğrular olup Kur’an’ın ve Sünnet’in ortaya koyduğu doğrular değildir… Çünkü her gurubun değer yargısı, kendilerini idare eden cemaat liderinin ortaya koyduğu şahsi yorum ve anlayışlardır ![]() Kendilerine Alim, Üstaz, Şeyh efendi, Abi veya Hoca efendi denilen bir çok kılavuzların önderliğinde oluşan bu çarpıklık,İslami bir dava için şahsi değer ölçülerine göre yapılanmaya çalışmalarından kaynaklanmaktadır ![]() Dolayısıyla bu değer ölçülerine göre belirlenen güç ve kuvvet anlayışını bilerek veya bilmeyerek kabullenen bir çok insan kalabalığı da, bu kabul-lenmeleri neticesinde tevhidi yoldan sapmışlardır ![]() Çünkü islami hakim kılmak için güçlenmeyi kaçınılmaz gören bu kimseler, benimsedikleri şahsi değer ölçülerine göre güçlenmeye çalışmakta ve niyetleri samimi olan bir çok müslümanın mal ve mesaisini de bu gibi gayri İslami yollarda heder etmektedirler ![]() Acaba, gayri islami inanç ve ameller içerisinde bulunmalarına rağmen iyi niyet taşıdıklarını söyleyen bu insanların durumu nedir ? ![]() ![]() ![]() ![]() Tabiki bu soruların cevaplanabilmesi ve bu hususun da güzel anlaşılması için, İslam’da niyet’in yeri ve konumu nedir veya hangi durumlarda geçerli olup olmadığını iyi bilmemiz gerekir ![]() NİYET : Yapılacak her hangi bir eylemin keyfiyeti ile alakalı zihni meşgul etmek demektir ![]() NİYET : Yapılan her hangi bir amelde kastedilen şey veya gözetilen maksat, gaye ve murad anlamına gelen kalbi bir yöneliştir ![]() Değerli kardeşlerim ! Unutmayalım ki İslam’da niyetin önemi çok büyüktür ![]() ![]() Yani, Namaz, Zekat, Hacc, Oruç, Cihad vesaire gibi İslami amelleri yerine getirmeye çalışan bir insan, bu amelleri halis bir niyetlen yapmıyorsa, işlemiş olduğu bu amellerin her hangi bir faidesini göremeye cektir ![]() ![]() ![]() ![]() Ve yine, Resulullah s ![]() ![]() ![]() Bu kişiler görünüşte büyük bir fedakarlıkla savaşıp hicret etmelerine rağmen niyetleri, Allah ve Resulü için değil de Medine’deki hurmalık ve kadın için olduğundan dolayı bu amellerinin karşılığını görememişlerdir ![]() MÜSLİM : 6 ![]() ![]() ![]() Tabi ki bunun tam tersi olarak ameller, halis bir niyetlen de yapılsa, değilmi ki o amel sünnete uygun değil, işte bunun da karşılığını göremeyecektir ![]() ![]() Allah Resulü s ![]() ![]() { … Aişe r ![]() ![]() ![]() ![]() “ … Her kim bizim emrimize uymayan bir amel işlerse, o amel kendisinden kabul edilmeyip reddolunur ![]() MÜSLİM : 5 ![]() ![]() ![]() İşte zikredilen bu hadisi şeriflerde açıkça anlatıldığı gibi, yapılan her hangi bir amelle alakalı insanın elinde bir delili yok ise, - diğer bir ifadeyle o amel sünnete uygun değil ise – iyi niyetlen de yapılmış olsa o amel, kabul edilmeyip reddolunacaktır… Öyleyse değerli kardeşlerim ! bütün inanıyorum diyenlerin, bu önemli noktayı kavramaları ve her konuda olduğu gibi bu konuda da Kitap ve Sünnet’i kendilerine örnek almaları gerekir ![]() ![]() Yani ; inananların dini yaşantılarında sadece ve sadece iyi niyet taşımalarının yeterli olmadığını ve bir ibadetin kabulü için mutlaka hem iyi niyet ve hem de amelin sünnete uygun olması gerektiğini çok iyi bilmeleri gerekir ![]() Çünkü değişik din anlayışlarının bulunduğu bir çok cemaatlerde, bu değişik anlayışlardan hareket ederek farklı gurup ve ekollere bölünen müslümanların sadece ortak bir yönleri vardır… ![]() ![]() Her hangi bir müslümanı yanlış bir itikad içerisinde veya gayri islami bir amelle uğraşırken gördüğünüz zaman, onu ikaz etmeye cesaret götseremez-siniz ![]() Neden ? … Çünkü, söyleyeceği ilk söz, sizin konuşmaya başladığınız andan itibaren onda hazır beklemektedir… O söz de : “ AMELLER NİYETLERE GÖREDİR KARDEŞİM, BİZİM NİYETİMİZ İSLAM’DIR ” sözüdür ![]() Ama unutmayalım ki bu söz, temiz akıl sahibi ve şuurlu bir müslümanın söylerken düşünmesi ve içinde bulunduğu şu çirkin duruma bakarak belkide utanması gereken bir sözdür ![]() “ Niyetimiz islam’dan başka bir şey değildir ” diyenlere şu soruyu sormak gerekir ; Acaba İslam, insanlara niyet olarak sunulan bir görüş mü ? yoksa Kitap ve Sünnet’e göre yaşanan bir hayat nizamı mı ? Bir müslümanın şunu çok iyi araştırması ve asla unutmaması gerekir ki ; Peygamberlerin gönderiliş gayesi, sadece insanların niyetlerini değiştirmek değil, aynı zamanda bu insanların içinde bulundukları yolu,yaşam tarzlarını ve amellerini de değiştirmek içindi… Defalarca tevhid derslerinde de ifade ettiğimiz gibi ; İnsanların sadece iyi niyete sahip olmaları yeterli olmuş olsaydı, Allah’ı razı etmek istemelerine rağmen sapıklığa düşen Ehli kitaba veya Allah’a daha fazla yaklaşmak için bazı şahısların kabir ve türbelerine tazimde bulunarak : “ Biz bunlara ibadet etmiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ZÜMER : 3 ![]() ![]() diyen mekkelilere Peygamber gönderilmezdi ![]() ![]() ![]() Öyleyse bu hassas nokta çok iyi düşünülmelidir ![]() ![]() İyi niyetli olduklarını iddia edenlere ; “ bu halinizin mustakil olarak size faidesi olmaz “ diye anlattığımız kimseler hala aynı şeyde ısrar ederlerse, hiç kusura bakmasınlar, bu niyetlerine hiç bir zaman kavuşamıyacaklardır ![]() Niyeti Erzurum’a gitmek olan bir kimse İzmir yolunu tutar ve İzmir’e doğru ilerlemeye çalışırsa, elbetteki Erzurum’a varamayacaktır… ![]() ![]() Dolayısıyla niyetleri Allah’ı razı etmek olan kimselerin yönelecekleri yolda, Allah ve Resulü’nün Kitap ve Sünnet’te tarif ettiği yol olmalıdır ![]() İşte , Allah’ın dinini istenildiği şekilde yaşamak isteyen bir kimsenin bu noktada durması ve bu metodu çok iyi düşünmesi gerekir… Allah’ın rızasına varabilmem için,O’nun razı olacağı ve resulünün de tarif edip yaşadığı o yolu bulmalıyım ve bunu kendime dert edinmeliyim, demelidir ![]() Artık bu dertle uykulanını kaçırmalı ve delilsiz körü körüne hareket etmeyi bırakıp, bu dertle samimi bir arayışa girmelidir ![]() Nasıl ki her hangi bir işten atıldığı zaman üç beş günlük nafakası için endişeleniyor ve kapı kapı gezip dolaşıyor ise, aynı şekilde hatta daha fazla ebedi hayatı için telaşa kapılmalı ve endişe etmelidir insan ![]() Bilmelidir ki, sadece iyi niyet insanı kurtarmayacağı gibi, iyi niyetle kendilerine tabi olduğu ağalar,beyler ve Ustazlar da insanı kurtaramıyacaktır ![]() Bunu çok iyi bilmeli ve bu bilinçle dehşete kapılmalıdır ![]() ![]() ![]() Hocam bizler Kur’an ve Sünnet yolunda isek bu yolun delillerini bize verebilir misin ? … Çünkü bu yola davet edeceğimiz insanlara bunları göstermemiz gerekir… ![]() ![]() Bununla beraber samimi bir Müslüman, Kitap ve Sünnet çizgisindeki tenkit ve tashihlere de açık olmalıdır ![]() ![]() ![]() Bu bilinçle bulunmalıdır yürüdüğü o yolda, bu bilinçle davet etmelidir yoluna ve bu bilinçle savunmalıdır yolunu ![]() ![]() ![]() Etrafındaki gayri islami yapılanmalara ve onların ağızlarındaki delilsiz sözlere aldanarak, bu yolların hepsininde hak olduğuna inanmamalıdır ![]() Unutmamalıdır ki Kur’an ve Sünnet insanları tek bir yola davet etmiştir ![]() ![]() ![]() “ … Benim ümmetim yetmiş üç parçaya bölünecek, biri cennete, yetmiş ikisi de cehenneme gidecektir … ” hadisi şerifini ![]() Ve en önemlisi de, unutulmamalıdır kurtulan toplumun Kur’an ve Sünnet çizgisinde bulunan cemaat olacağı ![]() Değerli kardeşlerim ! hele hele şurası hiç unutulmamalıdır ki,insanlar birer beşerdirler, hata da edebilirler, isabet de edebilirler ![]() ![]() ![]() Basiretli bir müslüman,bir çok zavallı insanın dediği gibi : “ Hedef ana yol, biz guruplar ise ana yola giden tali yollarız ” diyerek içerisinde bulunduğu çarpıklığı meşru göstermeye çalışmaz ![]() O, Allah Rasulü s ![]() ![]() “… Abdullah İbn Mes‘ud r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AHMED : 1 / 435 – 465 – DARİMİ : 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Evet ey Müslüman ! unutmaki Allah’u Azze ve Celle’nin tek bir yolu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendisinin de hadisi şeriflerinde buyurduğu gibi : ما بقي من شيء يقرب من الجنة ويباعد من النار إلا وقد بين لكم { … Allah Resulü s ![]() ![]() ![]() ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() عن أبي ذر قال تركنا رسول الله صلى الله عليه وسلم وما طائر يقلب جناحيه في الهواء إلا وهو يذكرنا منه علما قال فقال صلى الله عليه وسلم فذكره ![]() ![]() { Ebu Zerr r ![]() ![]() ![]() ![]() İBNİ HİBBAN :1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() { Ve yine bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır : Allah’ın size emredip de benim size emretmediğim hiçbir şey bırakmadım ![]() ![]() S ![]() ![]() ![]() ![]() Artık bu delillerden sonra söylenecek tek söz ” Allah, bu konuda problemi olan kimselere anlayış ve hidayet versin “ sözüdür ![]() Zaten şuurlu ve basiretli bir müslümanın düşüneceği tek şey de, Kitap ve Sünnet’in inananlara ayrı ayrı yollar tarif etmediğidir ![]() ![]() Eğer ortada dönen veya görülen çarpıklıklar veya zıtlıklar söz konusu ise, unutulmamalıdır ki bunlar, islam’ın malı değil inananların şahsi yorum ve anlayışlarıdır ![]() Hulasa değerli kardeşlerim ! unutmayın ki dinini delilsiz körü körüne yaşayan bütün taklitçi insanların hali her zaman aynı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Tüm bunların sonucu ise : Kendilerinin bu hale gelmesine sebep olan liderlerini ve önderlerini Allah’tan gayri Rabb ve İlah edinmişlerdir ![]() Belki bu ifadelerimiz, samimi ama bu konuda bilgisi olmayan bir çok kimsenin garibine gidebilir… Ama unutulmamalıdır ki bizden önceki kavimler, aynı hal ve hareketlerinin sonucu olarak Allah nazarında bu hükmü giymiş-lerdir ![]() Allah’u Azze ve Celle bu konuda şöyle buyurmaktadır ![]() “ ![]() ![]() ![]() TEVBE : 31 ![]() ![]() Bu Ayeti kerimeyi en güzel şekilde izah eden Allah resulü s ![]() ![]() ![]() “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “ Onlar hahamlarını ve rahiplerini, Allah’tan gayri rabb’ler edindiler ![]() Bunun üzerine Adiy İbn Hatem : Onlar hahamlarına ve rahiplerine ibadet etmiyorlardı ki, dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TİRMİZİ : 5 ![]() ![]() ![]() İşte bu delillerin açık ifadelerinden anlaşılıyor ki, Allah’ın dinini yaşamak isteyen insanların Alimlerini, Hocalarını, Üstazlarını delilsiz körü körüne taklit etmeleri neticesinde, başlarına doğru yoldan sapma ve Allah’tan gayri rabb ve İlah edinme gibi belalar getirmiştir ![]() Unutmayalım ki bu kural aynen bizim için de geçerlidir… “ Çünkü hüküm illet üzere döner “ … Yani aynı problem kim de vuku bulursa bulsun, o kimse de aynı hükmü giyer ![]() Ama bu demek değildir ki, insanlar dinlerini yaşamada alimlere , Hocalara ihtiyaçları olmaz, onlara bir şeyler sormaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EBU DAVUT : 4 ![]() ![]() ![]() Bizim buradaki anlatmak istediğimiz şeyler, dinini yaşamaya çalışan insanların Alimlerini, Hocalarını, Şeyhlerini veya Ağabeyilerini dinlerken, onların ağızlarırdan çıkan her sözün hak olduğunu peşinen kabullenmelerinden önce, onu araştırmaları gerekir ![]() Unutmayalımki böyle şer’i bir metodla hareket etmek, inananların hem sıhhatli bir din yaşamalarına vesile olacak, hem de birlik ve beraberlik sağlanacaktır ![]() ![]() Bunların müsebbibi olan şeytan ve avaneleri arzularına ulaşabilmek için inananları parçalamayı, çeşitli gurup ve ekollere bölmeyi bir görev bilerek sistemli bir şekilde çalışmaya girmişler ve neticede de bu arzularına kavuşmuşlardır ![]() Ama unutulmamalıdır ki bu başarı, bir tarafın mükemmel çalışması, diğer tarafın ise lakayıt ve pasif kalmasından meydana gelmiştir ![]() Şeytan ve avaneleri mükemmel çalışmalarının neticesi bu başarıyı elde etmişlerdir ![]() ![]() Oysa ki Allah’u Azze ve Celle, şeytanın hile ve tuzağının zayıf olduğunu bizlere bildiriyor ![]() ![]() ![]() Demek ki inananların Kur’an ve Sünnete olan bağlılıkları, şeytanın o zayıf hilesinden daha çürükmüş… Değerli kardeşlerim ! ben sözü daha fazla uzatmak istemiyorum ![]() AMİN VEL HAMDU LİLLAHİ RABBİL ALEMİN TACUDDİN EL- BAYBURDİ |
![]() |
![]() |
|