|  | Kadeş Savaşı Ve Kadeş Antlaşması |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Kadeş Savaşı Ve Kadeş AntlaşmasıKadeş Savaşı Kadeş Savaşı, Hititler ile Mısır arasında yapılan, tarihteki en fazla savaş arabasının kullanıldığı söylenen savaştır  [1] Mîlâttan önce 1296 yılında, bugünkü Humus yakınlarında harâbeleri bulunan antik kent Kadeş önünde cereyan etmiştir  [2] Sebepleri M  Ö  1274 yılında yapılan savaşın nedeni savaşın çıkış nedeni bugünkü Suriye sınırları içinde kalan Amurru ve Amka toprakları gibi büyük ticaret yollarını ele geçirmektir  [1] Suriye, ilkçağ tarihinde askerlik ve ticâret bakımından çok önemli bir ülkeydi  Hitit Kralı Muvattaliş'in [Mutavalli, Mutavallis], Şuppiluliuma'nın siyâsetini devam ettirerek Suriye'den vazgeçmemesi, Mısır Firavunu İkinci Ramses'in Suriye'ye hâkim olma isteği, savaşın başlamasına sebep oldu  [2] II  Ramses tahta geçince, genel olarak mimârî yönden ülkesini güzelleştirdi  Ancak hükümdarlığının beşinci yılında tek tanrılı Mısır dininin kurucusu Akhenaton'un dul eşi Nefertiti'yle evlenmesi için gönderdiği bir Hitit prensi yolda tuzağa düşürülüp öldürülünce; Hitit Kralı Mutavallis, Mısır'a savaş açtı  Savaş Kadeş Kalesi önlerinde yapıldı  Savaşın nedeni, M  Ö  13  yüzyıl başlarında Mısır ve Hitit devletlerinin birbirine eşit kuvvetler haline gelmesi ve bu iki büyük devletin ekonomik çıkarlarının Kuzey Suriye toprakları üzerinde birleşmesidir  [3] Savaşta Hititler mi Yoksa Mısırlılar mı Daha Üstündü? Bu konuda da çeşitli tezler ileri sürülebilir  Çoğu çıkarsamalar yine tapınaklarda yer alan yazı ve resimlerden geliyor  Buna karşılık bugün elimizde iki önemli bulgu var Hititlerin savaş gücü ve tekniğiyle ilgili  Bunlardan ilki Hitit başkenti Hattuşa'daki kazılar sırasında bulunmuş olan yaklaşık bin satır uzunluğundaki bir metni içeren bir tablet  Hititçe yazılmış olan tablette at yetiştiriciliği ve binicilik kuralları anlatılıyor  Bu metin, Hititlerin bu konuyu hangi uzmanlık düzeyine getirdiklerini ortaya koyuyor  Gerçi metnin yazarı Kikkuli adında bir Hurri ve Mitanni ülkesinden getirtilmiş ama Hititler ondan aldıkları eğitimle işi bir sanata dönüştürmüşler  Hititlerin savaş gücünü gösteren ikinci kanıt savaş arabaları  Hitit savaş arabası o zamana kadar kullanılan 4 tekerlekli savaş arabalarından farklı olarak 6 tekerlekliydi  Tekerlekler de, diğer ülkelerin savaş arabalarında kullanılan tek parça tahtadan yapılmış tekerleklerden değildi  Bugünkü tekerleklere benzeyen çubuklarla desteklenmiş tekerlekler kullanılıyordu  Dolayısıyla savaş arabaları çok daha hafif ve hareket yeteneği yüksek olabiliyordu  Arabanın benzerlerine göre hafif olması her savaş arabasında iki yerine üç askerin yer almasına olanak sağlıyordu  Askerlerden birisi arabayı sürüyor, ikincisi arabadaki diğer iki kişiyi koruyacak biçimde kalkan kullanıyor, üçüncüsü ise ok ve mızrak atıyordu  Kadeş savaşında Mısır ve Hitit ordularının sayıları hakkında çeşitli iddialar var  Mısırlılar, savaştaki fedakarlık ve kahramanlıklarını abartmak için rakibi fazla sayıda göstermek ihtiyacı duymuşlar  Bugün kabul edilen genel görüşe göre Hititler bu savaşa 17,000 piyade ve 4,500 savaş arabasıyla katılmışlar  Her savaş arabasında 3 asker olduğuna göre 13,500 de arabalı asker demektir  Buna göre Hititlerin toplam savaşçı sayısı 30,000 dolayında bir sayıyı göstermektedir  Buna karşılık Mısırlıların 20,000 dolayında olduğu sanılmaktadır  Bu sayılar kesin değil  Buna karşın Kadeş savaşında Hititlerin Mısırlılara karşı sayısal üstünlüğü olduğu biliniyor  Bu da Hititlerin savaş gücünü ve üstünlüğünü gösteren üçüncü kanıt  [4] Savaşa Giden Yol O zamana kadar bilinen dünyanın en büyük iki imparatorluğu olan Hititlerle Mısırlılar niçin savaşa girdiler? Bu soruyu yanıtlamak için biraz geriye gidelim  Tek tanrıya inandığı için sapkın firavun diye adlandırılan firavun Akhenaton'un ölümünden sonra yerine büyük oğlu Smenkare geçiyor  Smenkare'nin ölümle sonuçlanan kısa süren firavunluğu sonrasında Mısır tahtına Tutankamon geçer  Tahta geçtiğinde Tutankamon henüz çocuk yaştadır ve üvey kız kardeşi Ankesenamon ile evlendirilir  Tutankamon 18 yaşındayken, sonradan mumyası üzerinde yapılan röntgen incelemeleriyle anlaşıldığı üzere, kafatasına aldığı bir darbeyle öldürülmüştür  Bugün, cinayetin Baş rahip Eje tarafından işlendiği kabul ediliyor  Buraya kadarki öykü konumuzu çok yakından ilgilendirmiyor  Yalnızca altyapıyı verebilmek için değindim  Konumuzu asıl ilgilendiren bölüm dul kalan kraliçe Ankesenamon'un başına gelenler ve bunların Hititlerle ve Kadeş savaşıyla ilgisi  Baş rahip Eje, firavun Tutankamon'u öldürdükten sonra firavun olmak ister  Bunun en kestirme yolu kraliçe Ankesenamon ile evlenip tahta geçmektir  Ankesenamon, kocasını, Eje'nin öldürdüğünü bildiği için mi, yoksa Eje kendisinden çok yaşlı olduğu için mi bilinmez; onunla asla evlenmek istemiyor  Ama Eje, bu konuda kararlıdır  Ankesenamon'un bulabildiği tek çözüm adını ve ününü duyduğu Hitit kralı Suppiluliuma'dan yardım istemektir  Suppiluliuma'nın oğlu II  Murşiliş'in yazdığına göre bu yardım isteği şöyle çıkıyor ortaya: "Mısırlılar, Amka zaferini duyunca korktular  Üstelik firavunları da ölmüş olduğu için, Mısır'ın dul kraliçesi, babama bir elçi ile şu mektubu yolladı: Kocam öldü  Benim oğlum yok  Duyduğuma göre sende oğul çokmuş  Eğer bana oğullarından birisini verirsen onu koca yapacağım  Tebamdan birisini kocam yapmayı asla istemiyorum  Ona koca olarak saygı duyamam  " II  Murşiliş, şöyle devam ediyor: “Babam, bunu duyunca inanamadı  Hatti'nin büyüklerini toplayıp danıştı  " Sonunda Suppiluliuma, danışmanı Hattuşa-ziti'yi Mısır'a elçi olarak gönderip durumu tam olarak anlamayı kararlaştırdı  Hattuşa-ziti, Mısır'da gerekli araştırmaları yaparken Suppiluliuma bir yandan da Karkamış'ı ele geçirir ve inanılmaz büyüklükte bir savaş ganimeti elde eder  Bu, onun Ortadoğu'daki ününü iyiden iyiye arttırmış olmalı  Bir süre sonra Hattuşa-ziti, Ankesenamon'un ikinci mektubuyla döner  Mektupta Suppiluliuma'ya hitaben şunlar yazılıdır: "Niçin bana inanmıyorsun? Niçin alay edildiğini sanıyorsun? Ben başkasına değil yalnızca sana yazdım  Bir çok oğlun olduğu söyleniyor  Oğullarından birini bana verirsen o, hem bana koca hem de Mısır'a kral olacak  " II  Murşiliş, devam ediyor anılarına: “Babam, iyi yürekli olduğu için kadının sözünü dinledi ve göndereceği oğlunu seçti  ” Suppiluliuma, Mısır firavunluk soyunun Hititlere geçeceği hayalini kurarak oğlu Zannanza'yı küçük bir askeri birlikle Mısır'a yollar  Hitit tabletlerinden anlaşılacağı üzere, prens Zannanza'nın sınırı geçtikten bir süre sonra öldürüldüğü haberi gelir Hitit ülkesine  Firavun olmak için gün sayan Eje, Ankesenamon'un bu girişimini öğrenmiş ve Mısır orduları başkomutanı Horemheb aracılığıyla yolladığı orduyla Zannanza'nın birliğini kuşatarak yok ettirmiş hepsini  Suppiluliuma, bu olaya çok üzülmüştür  Yine tabletlerden anlaşıldığına göre günlerce ağlamış ve intikam yeminleri ederek başta fırtına tanrısı Teşup olmak üzere tanrılara kurbanlar sunmuş  Zannanza'nın davet edildiği bir ülkede cinayete kurban gitmiş olması Suppiluliuma ve bütün ailesi üzerinde bir Mısır nefreti yaratmış olsa gerek  Ne var ki o sırada Anadolu'da yayılmağa başlamış olan veba salgını bu nefret ve intikam duygularının yoğunluğuna karşın Suppiluliuma'nın Mısır üzerine bir seferi göze almasını engeller  Nitekim Suppiluliuma da vebaya yakalanıp M  Ö  1335 yılında ölür  Ardından tahta geçen oğlu III  Arnuvandas da yalnızca bir yıl krallık yaptıktan sonra vebadan ölünce tahta II  Murşiliş geçer  Tahta geçer geçmez, Hitit imparatorluğunda bu kadar taht değişimini fırsat bilerek ayaklanan Arzavalılar'la savaşa girişir  İki yıl süren bu savaş sonunda Arzava ülkesini yıkar  Kuzey'de ayaklanan Kaşka'lıları ve diğer ulusları da yener  II  Murşiliş'ten günümüze kalanlar yalnızca babası Suppiluliuma'yı anlattığı anılar değil; O'nun çok ünlü bir de veba duası vardır  II  Murşiliş, ardında büyük ve güçlü bir imparatorluk bırakarak M  Ö  1306'da ölür ve tahta oğlu Muvatallis geçer  Bu sırada Mısır tahtında Akhenaton'la birlikte ortaya çıkan gevşeklik ve karışıklıklar sonrasında artık güçlü bir firavun vardır: II  Ramses  II  Ramses, daha imparatorluğunun ilk yıllarında düzeni kurmak ve Mısır'ın gücünü çevreye kabul ettirebilmek için seferlere başlar  Hititler açısından bardağı taşıran damla, Suriye topraklarında Hititler'e bağlı olarak yaşayan Amurrular'ın birden Ramses'e bağlılıklarını açıklamalarıdır  Amurru prensi Benteşina, kendisine çok daha fazla tâvizler önermiş olan II  Ramses'in sözüne güvenerek Hititler'den kopmuş ve Mısırlıların safına katılmıştır  O dönemin güç dengeleri içinde II  Ramses'in ilerleyişini durduracak tek güç vardı dünyada: Hititler  Artık Muvatallis için yapacak başka bir şey kalmamıştı: Hem sınırlarına yeniden biçim vermek hem de Suppiluliuma'dan kalma intikamı almak (Prens Zannanza'nın öldürülmesi olayı)  Dolayısıyla iki ulusun savaşa girişmesi kaçınılmazdı  Öyle de oldu  İki ordu, Halep ile Şam'ın ortasında bir yerde olan Kadeş'te karşı karşıya geldiler  [4] Savaşın Seyri Hitit ordusunda 3  000 savaş aracı ile 17  000 zırhlı asker, Mısır ordusunda ise 4 bölükten oluşan, her birine bir tanrının ismini verdiği (Amon, Ra, Ptah, Seth) 20  000 asker ve 2  000 savaş aracı vardı  Mısır kralı II  Ramses, tümenlerin en önde gideni olan Amon'un başında duruyordu  Hitit casusları, Mısır ordusu Asi nehrini geçmeden Hititlerin Halep yakınlarında olduğunu Mısır ordusu içine yaydı  Bunun üzerine II  Ramses tümeni Amon ile beraber diğer tümenlerle arasını çok fazla açtı  Birliklerin arasının açılmasını fırsat bilen Hitit kralı Muvatallis Mısır ordusuna bir baskın düzenledi  Savaşın başlarında savaş arabaları sâyesinde Hititler üstünlük sağladılar   Savaşı kazandıklarını düşünen Hitit ordusu, savaş ganimetlerini toplamaya başladı  Bunun üzerine Mısır ordusu toparlanıp karşı taarruza geçti ve böylece II  Ramses mutlak yenilgiden kurtuldu  Savaşın sonucunda Hititler galip gelmiş ve Amurru ve Amka toprakları ellerinde kalmıştır  Mısır kayıtlarına göre II  Ramses bir zafer kazanmıştır  [2] Bu baskından sonra savaş Mısırlılar tarafından kazanılmış gibi göründü  Fakat kesin bir sonuç alınamadı ve her iki taraf savaş meydanından çekildi  Üçüncü Hattuşil zamanında da Suriye'ye sahip olma mücâdelesi devâm etti  Fakat Önasya'da gittikçe güçlenen Asurlular'ın Mitanni ülkesini ele geçirip, Suriye üzerine yürümeleri bu iki devleti telâşa düşürüp birbirine yakınlaştırdı  Neticede Hitit hükümdarı Üçüncü Hattuşil ile Mısır Firavunu İkinci Ramses arasında M  Ö  1280 de Kadeş Antlaşması imzalanarak savaşa son verildi   [2] Kadeş Savaşı'nı Aslında Kim Kazandı: Hititler mi, Mısırlılar mı? İki büyük ordu M  Ö  1296'da Kadeş yakınlarında karşılaştılar  Ramses'in Kadeş'e yaklaşımı askeri strateji açısından hataların en büyüklerinden birisi olarak tanımlanıyor bugün  Ordusunu dört bölüme ayırmıştı  Her bir bölüm Mısır'ın en büyük tanrılarının adını taşıyordu: Amon, Ra, Ptah ve Seth  İlk karşılaşmada Muvatallis'in, kardeşi III  Hattuşiliş ve oğlu Urhi Teşup ile birlikte kumanda ettiği Hitit birlikleri, Ramses'in ordularını darmadağın edivermişti  Ramses, canını zor kurtarmış; kendisini Amon tümeninin içine zor atmıştı  Savaşa soktuğu Ra tümeninden geriye çok az asker kaldığı anlaşılıyor  Onlar da tam bir bozgun halinde kaçmağa başlamışlar  Bu ilk yenilgi, Mısır yazıtlarında şöyle anlatılıyor: “Yürüyüş kolundaki Ra tümeninin ortasına saldırdılar  Ra tümeni, harekat halindeydi  Savaşa hazır değildi  Bu nedenle majestelerinin (II  Ramses) askerleri de savaş arabaları da onlar (Hititler) karşısında yenildi  ” Amon tümeni, ordunun geri kalanından ayrılmıştı  Hitit savaş arabaları yapılarının getirdiği hafiflik ve manevra üstünlüğüyle kısa sürede Amon tümenini de sarmışlardı  Üstelik Ramses de sarılmış olan Amon tümeninin ortasındaydı  Tam anlamıyla bir toplu yok edilmenin eşiğindeydi Ramses ve Amon tümeni  Onların yok edilişinin ardından başsız kalan Ptah ve Seth tümenlerinin yok edilmesi çok kolay olacaktı  Hitit imparatorluğunun önünde Mısır toprakları açılıyordu artık  Hitit ordusu pek çok ulustan derlenmiş askerlerden oluştuğu için disiplini çok güçlü değildi  Mısır ordugahına girdikleri anda yağmaya başladılar  Emir komuta her şey bir anda yok olmuştu  Mısır ordugahı çok zengindi  İşte tam bu sırada Mısır yazmanları ve şairlerine göre Ramses, tanrısal bir güçle Hitit askerlerine saldırıp onları dağıtıyor ve savaşı birden lehine döndürüyor  Bundan sonra Ramses'in kahramanlığı üzerine öyküler sonu gelmez biçimde sıralanıp duruyor Mısır yazıtlarında  Aynı kaynakları kullanan Christian Jacq da Ramses dizisinin Kadeş adlı bölümünde Ramses'in kahramanlıklarını ve elde ettiği zaferin öyküsünü anlatıyor  Oysa Hitit kaynakları böyle anlatmıyor  Mısır ordugahının yağmasına dalmış bulunan ve emir dinlemez halde olan Hitit askerleri hiç beklenmeyen anda küçük ve düzenli bir birliğin saldırısına uğruyorlar ve toparlanmaya fırsat bulamadan dağılıyorlar  Bu birliğin nereden geldiği bugün hâlâ bir sır  Fakat bu birliğin Ramses ordularına ait olmadığı kesine yakın bir biçimde biliniyor  Çünkü Ramses'in ağzından şöyle anlatılıyor: “Yanımda ne bir prens var, ne bir sürücü, ne bir piyade subayı, ne de bir araba savaşçısı  Yaya askerim de araba savaşçılarım da beni onların karşısında ganimet gibi bırakarak çekip gitti  Onlarla savaşmak için kimse beklemedi  ” Savaş bir süre daha sürüyor  Ondan sonra her iki ordu da geri çekildiği için kimse kimseye üstünlük sağlayamıyor  Mısır kaynaklarında Muvatallis'in Ramses'e şöyle bir mektup yolladığı yazılı: “…Mısır ve Hatti ülkeleri senin emrindedir ve ayaklarının altına serilmiştir    ” Oysa o durumda Hitit kralı Muvatallis başkent Hattuşa'dan yaklaşık 600 kilometre uzakta, Suriye topraklarında bulunmaktadır  Daha iki ordu arasındaki ilk çatışmada Mısır orduları geriye dönmek zorunda kalmışlardır  Dolayısıyla Muvatallis'in bu tür bir mektup yazması için ortada hiç bir neden yok  Bugün, çoğu araştırmacı böyle bir mektubun Ramses'in hayal ürünü olduğu konusunda hemfikir  Mısır tapınaklarında, mezarlarında ve saraylarında Ramses'in Kadeş savaşını kazandığına ilişkin yazılara ve resimlere karşılık savaşı Hititlerin kazandığını gösteren bazı kanıtlar var ortada  İlk kanıt: Prens Benteşina'nın Mısır'a bağladığı Amurru ülkesinin savaştan hemen sonra yeniden Hititlere bağlı hale getirilmesidir  İkinci kanıt: savaştan yaklaşık 9 yıl sonra Hitit kralı III  Hattuşiliş ile II  Ramses arasında imzalanan Kadeş barış antlaşması (M  Ö  1286) sonrasında Hattuşiliş'in büyük kızını Ramses'e çok büyük törenlerle gelin vermesidir  Ramses, sonradan Maatnefrure adını alan bu kızı Başkraliçe yapmıştır  Böylece bir Hititli Mısır sarayında başkraliçeliğe gelmiştir  Savaşı kazananın değil kaybedenin kabul edebileceği bir gelişme bu  Hitit kaynakları ve diğer kaynaklar bulununcaya kadar Kadeş savaşının kesin galibinin Mısırlılar olduğu sanılıyordu  Buna karşın böyle bir galibiyetten sonra nasıl olup da Hititlerin Amurru prensliğini kendilerine yeniden bağladıkları ve yine nasıl olup da Mısır'ın Hitit ülkesini haraca bağlamadığı anlaşılamıyordu  Bugün bilinen, Hititlerin bu savaşı kazandıkları ama galibiyetlerinin sonradan yağma sırasında müdahale eden bir birlikçe durdurulduğu biçimindedir  Özetle her iki ulus da bu savaştan kesin galibiyet elde edemese de savaştan sonra Hititler'in, Mısırlılara karşı çok daha üstün bir konuma geçmiş olması savaşta Hititlerin üstün geldiğini ortaya koymaktadır  Dolayısıyla Mısır kaynaklarına dayanarak aksini anlatan öyküler ya da yorumlar doğru değildir  Hititleri, Christian Jacq'ın, dünya çapında çok satan Ramses romanından barbar ve istilacı bir ulus olarak tanıyanları ve Mısırlılar'ın Hititleri Kadeş Savaşı'nda yendiğini düşünenleri hayal kırıklığına uğrattığımızın farkındayız  Ama öyküler ile bilimsel kanıtlar her zaman örtüşmüyor  [4] Kadeş Antlaşması Kadeş Antlaşması, tarihteki bilinen ilk yazılı antlaşmadır  M  Ö 1280'de Mısırlılar ile Hititler arasında yapılmıştır  Christian Jacq'ın "Ramses Kadeş Savaşı" isimli kitabında; Tanrı Amon'un Ramses'i ilahi bir güç ile 43  500 kişilik orduya karşı başarı kazandığından bahseder  Oysa ki, Mutavallis'in geride bıraktığı iki [casus] bedevî, Ramses'i kandırarak savaşın Ramses'in aleyhine olmasını sağladılar  Ancak iki gün boyunca devam eden savaşı kimse kazanamayınca Kadeş Antlaşması imzalandı  Kadeş Antlaşması sonucu her iki taraf birbirine kardeşçe yaklaşmaya karar verseler de herkesin gözü kralın tahtındaydı    [3] Kadeş Barış Antlaşması sırasında orduda çıkan bir isyanda, Muvattalli öldürülmüştür  Antlaşma, onun yerine geçen III  Hattuşili tarafından imzalanmıştır  (M  Ö  1269) Bu antlaşma dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşmadır  Antlaşma çivi yazısıyla gümüş plakalar üzerine Akadca olarak yazılmıştır  Ayrıca Kralın mührünün yanında Kraliçenin mührü de vardır  [5] Bazı tarihçiler, savaşın sona ermesinin sebebinin o gün meydana gelen Güneş tutulmasından korkarak, tanrıları kızdırdığını düşünen tarafların savaşmak istememesi olduğunu söyler  Bazıları ise bu savaşın sonunun gelmeyeceği düşüncesindedir  Çünkü her iki taraf da güçlü olduğundan dolayı savaşın bitmeyeceğini umuyorlardır  Fakat bitse bile o zamana kadar bir çok yer yıkılıp insanları ölecek düşüncesinde de olabilirler  Ebu Simbel tapınağına Ramses'in kazandığı yazılırken, Hitit kil yazılarında bu tam tersidir  Antlaşmanın temel düzenlemesi bu iki ülkeden birisine yönelik bir saldırı ya da tehdide karşı ötekinin ona yardım edeceği ve savaşa birlikte gireceğidir  Anlaşma Doğu'daki Asur tehdidine karşı da yazılmıştır  Bugün NATO Antlaşmasının 5  maddesini aşağı yukarı aynı düzenlemeye sahiptir  [3] Bu antlaşmanın gümüş levhalara kazınmış olan asıl metinleri kayıptır  Mısır'da tapınakların duvarlarına kazınan antlaşmanın bir nüshası da, Boğazköy (Boğazkale) kazılarında kil tablet olarak bulunmuş olup Istanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir  Kadeş antlaşmasının Hattuşa'da bulunan çivi yazılı tabletinin büyütülmüş kopyası New York'ta Birleşmiş Milletler Binasında asılıdır  [5] Kadeş Antlaşması Metni Mısır Memleketi Kralı, Büyük Kral, Kahraman Ra-maşe-şa mai Amana'nın Hatti memleketlerinin büyük Kralı Hattuşili ile iyi dostluklarının , kardeşliklerinin ve büyük krallıklarının devamı için yaptıkları antlaşmadır  Bunlar, Mısır memleketi Büyük Kralı, bütün memleketlerin kahramanı, Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral, kahraman Minmua-rea'nın oğlu, Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral, kahraman Min-pahirita'rea'nın torunu, Rea-Maşeşta-Mai Amana'nın, Hatti memleketi Kralı, Büyük Kral, Murşili'nin oğlu, Büyük Kral, Hatti memleketi Kralı, kahraman Şuppiluliuma'nın torunu, Büyük Kral, Hatti memleketi Kralı, kahraman Hattuşili'ye söylediği sözlerdir  Aramızda daima olarak iyi kardeşlik ve iyi sulh kurdum  Mısır memleketi ile Hatti memleketi arasındaki münasebetlerde iyi kardeşliğin ve iyi sulhun tesisi için şunları söylüyorum: İşte, Mısır memleketi ile Hatti memleketi arasındaki münasebete gelince, ezelden beri tanrı onlar arasında düşmanlığa müsaade etmediğinden antlaşma ebedidir  Büyük Kral, Mısır memleketi Kralı, Rea-Maşeşa Mai Amana, güneş ve fırtına tanrılarının münasebeti gibi öyle edebi bir münasebet tesis etti ki, o aralarında daima düşmanlık yapmağa mani olur  Mısır memleketi Kralı, büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana gümüş bir tablet üzerine kardeşlik Hatti memleketi Kralı, büyük Kral Hattuşili ile bugünden itibaren aramızda iyi sulh ve iyi bir kardeşlik tesisi için bir muahede yaptı  O benim kardeşimdir, ben de onun kardeşiyim ve onunla daima sulh halindeyiz  Bize gelince: Bizim kardeşliğimiz ve sulhumuz evvelce Mısır memleketi arasındaki sulh ve kardeşlikten daha iyi olacaktır  Bak, Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana Hatti memleketi Kralı, Büyük Kral Hattuşili ile sulh ve kardeşlik halindedir  Bak, Mısır memleketi Kralı Rea-Maşeşa Mai Amana'nın oğulları Hatti memleketi Kralı, Büyük Kral Hattuşili'nin oğulları ile ve kardeşleri ile sulh ve dostluk daimidir  Onlar da bizim gibi kardeş ve sulh halindedir  Mısır memleketiyle Hatti memleketi arasındaki münasebete gelince: Onlarda bizim gibi daima kardeşlik ve sulh halindedirler  Mısır memleketi Kralı, büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana istikbalde her hangi bir şey almak için Hatti memleketine girmeyecektir  Hatti memleketi Kralı, Büyük Kral Hattuşili de istikbalde herhangi bir şey almak için Mısır memleketine girmeyecektir  Bak Güneş ve Fırtına tanrılarının Mısır memleketi ile Hatti memleketi için getirmiş oldukları ilahi nizam, onlar arasındaki sulh ve kardeşliktir, düşmanlık değildir  Bak Mısır memleketi Kralı; Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana bugünden itibaren iyi durumu muhafazada sebat edecektir  İşte Mısır memleketi Hatti memleketi ile daimi sulh ve kardeşlik halindedir  Eğer yabancı bir memlekette bir düşman Hatti memleketine gelirse ve Hatti memleketi Kralı, Büyük Kral Hattuşili bana “Ona karşı koymak için bana yardıma gel” diye bir haber gönderirse Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana piyadesini süvarisini gönderecek onu öldürecek, Hatti memleketi için ondan intikam alacak  Eğer Hatti memleketi Kralı, Büyük Kral Hattuşili tâbi beylerine kızarsa, onlar ona karşı bir kusurda bulunursa Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana'ya haber gönderirse Mısır memleketi Kralı piyadesini ve süvarisini ona gönderir  O kimlere kızmışsa onları imha eder  Eğer dış memleketlerden yabancı bir düşman Mısır Kralı kardeşin Rea-Maşeşa Mai Amana'ya ve Mısır memleketine karşı gelirse ve onun kardeşi Hatti memleketi Kralı Hattuşili'ye “Ona karşı koymak için bana yardıma gel” diye bir haber gönderirse Hatti memleketi Kralı Hattuşili piyadesini, süvarisini gönderecek ve benim düşmanımı öldürecek  Eğer Mısır Kralı Rea-Maşeşa Mai Amana tâbi beylerden birine kızarsa, onlar ona karşı birleşirlerse ve ben Hatti Kralı kardeşim Hattuşili'ye “Haydi” dersem Hatti memleketi Büyük Kralı Hattuşili piyadelerini ve harp arabalarını gönderecek, o kimlere kızmışsa onların hepsini mahvedecek  Bak, Hatti memleketi Kralı Hattuşili'nin oğlu babası Hattuşili'nin bir çok senelerinden sonra Hattuşili'nin yerine Hatti memleketi Kralı olacak  Eğer Hatti memleketinin asilzadeleri ona karşı birleşirlerse Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana piyadelerini ve harp arabalarını Hatti memleketinin hatırı için onlardan intikam almak üzere gönderecek  Hatti memleketinin Kralının ülkesinde asayişi temin ettikten sonra memleketleri Mısır'a dönecekler  Eğer bir asilzade Hatti memleketinden kaçarsa böyle bir adam Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral Rea Maşeşa Mai Amana'ya iltica ederse vazifesini yerine getirmek için, ister Hatti memleketi Kralı Hattuşili'ye ait olsun, ister ayrı bir şehre ait olsun, onu yakalayacak ve onu Hatti Kralı, Büyük Kral Hattuşili'ye iade edecektir  Eğer bir asilzade Mısır memleketi Büyük Kralı Rea-Maşeşa Mai Amana'dan kaçarsa ve böyle birisi Hatti memleketine, Hatti memleketi Kralı Büyük Kral Hattuşili'ye gelirse onu yakalayacak, kardeşi Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana'ya iade edecektir  Eğer bir adam veya iki üç adam Hatti memleketinden kaçarsa, Mısır memleketi Kralı, Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana'ya gelirse Mısır memleketi Kralı Büyük Kral onları yakalayacak ve kardeşi Hattuşili'ye iade edecek  Mısır Kralı ve Hatti Kralı kardeştirler, bu sebepten onları bu kabahatleri için şiddetle cezalandırmasınlar, onların gözlerinden yaş akmasın, bu şahıslardan karıları ve çocuklarından intikam alınmasın  [5] Başvurulan Kaynaklar [1] tr  wikipedia  org/wiki/Kadeş_Savaşı [2] ansiklopedi  turkcebilgi  com/Kadeş_Savaşı [3] tr  wikipedia  org/wiki/Kadeş_Antlaşması [4] web  boun  edu  tr/kurnaz/misir/tarih/mahfi  htm [5] toplumvetarih  blogcu  com/kades-savasi-ve-baris-antlasmasi_38425571  html | 
|   | 
|  | 
|  |