|  | İzapa : Zamanın Başladığı Yer |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İzapa : Zamanın Başladığı YerÜç bin yıl önce güney meksikanın Pasifik kıyısı ovalarında orta amerikanın en büyük yanardağı gölgesi altında Güneş Tanrısından bir rahibe , mezoamerikadaki insan tarihini değiştirecek bir açıklama geldi  Rahip 13 Ağustos dediğimiz günde (Büyük olasılık M  Ö 1358) hiçbir ağacın, direğin yada sutunun , diğer bir değişle dikey olan hiçbir şeyin gölge bırakmadığını gördü  Böyle mucizevi bir olay acaba bir daha gerçekleşebilecekmiydi  ? Rahip günleri saymaya başladı  İki yüz altmış gün sonra ikinci bir defa daha oldu  Ve bundan 105 gün sonra , diğer bir 13 Ağustos’da da hiçbir şey gölge bırakmadı  Rahip , bu kendini tekrarlayan olayı keşfederken herhalde Güneş Tanrısı’nın kişiliğiyle iletişimde bulunduğunu hissetmekteydi  Bu ilginç olaylar, Meksika-Guatemala sınırında , Izapa adındaki büyük bir tören yerinde gerçekleşiyordu  Daha sonradan gelen ve tahminen daha gelişmiş bir uygarlık tarafından yapılmış benzer yerlerin aksine, buradaki tapınağın piramid ve tepeciklerinin yüzeyleri , kusursuzca kesilmiş ve yerleştirilmiş taşlar yerine , kaba çakıl taşları doldurulmuştur  Buna rağmen yeni bulgular göstermektedir ki, Izapanın benzersiz konumu nedeniyle yukarıdaki gibi bir senaryo ,tahminen yeni dünyadaki ilk zaman ölçümü olan 260 günlük kutsal takvimin başlangıcını belirlemiştir  Tzolkin yada tonalamatl diye bilinen bu garip takvim, hem doğanın mevsimsel döngülerini kavramak için yapılan bir ilk girişimdir, hemde tüm yaşamın saatini başlatır  13 sayıyı 20 gün adıyla bütünleştiren bu kutsal takvim kullanılmaya başladıktan sonra aralarında ,Olmekler, Mayalar ve Aztekler de bulunan sonraki büyük Mezoamerika uygarlıkları için din, sanat ve bilim alanlarında temel oluşturmuştur  Yüzyıllardır kullanılan 365 günlük normal takvimde bu olaydan hemen birkaç yıl sonra keşfedilmiştir, bir yılın gerçek uzunluğu hakkındaki ipuçları yine Izapa’nın benzersiz konumu nedeniyle elde edilmiş olabilir  Izapada bulunan ana piramitin üstünden Orta Amerikanın en yüksek dağı ve sönmüş yanardağı olan Tajumulco kolaylıkla görülür  Binlerce yıl önce bu merdivenlerinden çıkmış bir rahip ilginç ve etkileyici bir görüntüyle karşılaşacaktır ; berrak gökyüzünde neredeyse kör edecek güneş , muhteşem yanardağın tam ana kraterinin içinden yükseliyor izlenimi vermektedir  Arkeologlar her zaman kutsal takvimin , 365 günlük normal takvimden daha eski olduğunu iddia etmişlerdir, çünkü eğer 260 günlük takvim Mezoamerikalıların yılın 365 gün olduğunu anlamalarından evvel düşünülmüş olmasaydı, büyük bir olasılıkla hiçbir zaman kullanılmayacakdı  Gerçektende , mevsimler ve dolayısıyla tarımsal dönemlerle uyuşmayan bu ayinlere dayalı takvimin pratik bir değeri yoktur  Fakat Mezoamerikalılar 260 günlük takvimi kutsal olarak takdis ettikleri için, güneş, yılının keşfinden sonra onu terk etmediler; bunun yerine iki takvimi bir sistem içine bütünleştirdiler  Er ya da geç , tüm ileri uygarlıklar, bir yılın 365 gün olduğu anladılar  Fakat 260 günlük takvim, Mezaamerikadan başka hiçbir yerde ortaya çıkmamıştır  Halende Guetamaladaki bazı kabilelerde kullanılmaya devam edilmektedir  Kullanıma başladığı 3000 yıl öncesinden bugünedek bu eski takvim bir gün kadar bile aksamamıştır  Hiç kuşku yok ki, Izapalılar kutsal takvimi liderlerine ve soylularına isim vermek için kullanılıyorlardı  Her gün , yerel mitoloji için önemli olan 20 hayvanın isimlerinden biri ile gösterilmektedir; timsah,şahim, kartal,jaguar, yılan,geyik ve kaplan gibi  Tzolkin ‘in tarihi değeri kadar gökbilimsel değeride vardır  Rahipler 260 günlük takvimi güneş tutulmalarını önceden bilmek için kullanıyorlardı  Ve inanıyorlardıki, her 52 yılda, kutsal hayvanların güneşe göre yerlerine dönmeleriyle birlikte tarih kendini tekrarlayacaktır  Sonraları , Aztekler, bir 52 yıllık dönemin yada bir “Aztek Yüzyılı” nın son gününde tekrar yakmak üzere tüm ateşlerini törenlerle söndürüyorlardı  Eski Arkeoloji bilimi, Mayaların ayinsel takvimi bulmalarına neden olarak , bu sürenin insanın gebelik müddetinin(266 gün) bir yaklaşığı olduğu , yada kendilerine göre sihirli anlamı olan 13 ve 20 sayılarının çarpımı olmasını göstermektedir  Gökbilime dayalı bir çözüm, Mayalar konusundaki uzmanların başkanı Sir J  Eris Thompson’un kendisi tarafından saf dışı edilmiştir  Ona göre takvimin gökbilimsel bir dayanağı olabilmesi için bütün bölgede biliniyor olması gereklidir  Bu demektiki , takvimi hangi uygarlık bulmuşsa cevresindeki tüm uygarlıklarıda buna inandırmak zorundaydı  Halbuki dağlar,vadiler ve sık ormanlarla dolu bu tip bölgede, böyle merkezi bir sistemi sürdürmek için gerekli haberleşmenin doğurduğu pratik sorunlar, üstesinden gelinmez görünüyordu  Fakat Ocak 1973′de bir sabah, Yucatan yarım adasındaki büyük Maya tören merkezi Chichen Itza’nın tarihi gözlemevi El Caracol’da Sir Eric tarafından ” Yeni Dünyadaki en çirkin bina” olarak adlandırılan yerde El Castillonun duvarlarında karmaşık ışık şekilleri tespit edilir  YILANIMSI TANRILAR…  Hem ilkbahar hemde sonbahardaki gün-tün eşitliklerinde (ekinoks) güneşin zayıf ışığı parmaklıklardan içeri girince Mayalar tarafından tanrı olarak yapılan canavar biçimli yılan yontuları dalgalanarak, göklerden yere inmiş izlenimi verir  260 günlük esrarengiz takvim süresininde buna bağlı oluşturulduğu düşünülür  Güneş ephemeris gösteriyordu ki, güneş 260 gün arayla tam tepeden sadece 15′inci eklemin (ekvatarun 15 derece kuzzzeyi) biraz güneyindeki bir çizgi doğrultusunda geçiyordu  Ephemeris’e göre bu 260 günlük süreler her yıl 13 agustos başlamaktaydı  Bu en anlamlı tarihtir  Aralarında Sir Eric’inde bulunduğu bir çok Maya kültürü uzmanına göre, Mayalar M  Ö 3114 yılının 13 Ağustosunu zamanın başlangıcı olarak kutlamışlardı ve takvimlerini de o günde başlatmışlardı  Onbeşinci enlem Meksikanın Pasifik kıyısı ovalarının küçük bir bölümünden geçtikten sonra Guatemala ve Honduras’ın dağlık bölgelerini keser ve doğudaki ovalardan geçip karayibler denizine ulaşır  Bu çizgi üzerinde özellikle Copan ; Honduras’ın dağlık bölgelerinin batı bölümünde yer alan Copan ; arkeolojik belgelere göre mayaların en önemli gökbilim merkezidir  Mezoamerika’nın kutsal takviminin doğum yeri için en iyi aday olarak görülür  Fakat bu varsayım, bir çok ciddi kusura sahiptir  İlk önce tarihi takvimin bir çok günü tropik ovalarda yaşayan timsah , maymun ve iguana gibi hayvanların adını taşıyordu, fakat Copan bu türlerin hiç birinin yaşamadığı meşe ormanları arasında , yaklaşık 600 m yükseklikte bulunmaktadır  Ayrıca maya uygarlığının merkezi Pete’den 300 km uzaktadır  Dahası , ölçülü tahminler bile Mezoamerika’nın kutsal takviminin doğum tarihini milattan önce dört yada beş yüzyıl önce olarak gösterirken , Copan’daki en eski yazıtlar M  S 465 yılından başlar  YANLIŞ ZAMAN BOYUTU…   Buna göre Copan sadece ekolojik olarak değil aynı zamanda yanlış zaman boyutunda bulunmaktadır  Bütün Mezoamerika içerisinde bu özellikleri verebilecek tek yer vardır : IZAPA İlkel ızapalılar deniz kıyısında yaşar , avcılık ve tarımla uğraşmaktadırlar  Uygarlıkları milattan birkaç yüzyıl öncesinden milattan yüzyıl kadar sonrası arasında yeralmıştır  Eğer aranılan Izapa vadisiyse kutsal takvimi Mayalar bulmamış, bu Izapalıların bir keşfi olmuştur  Onlar kendilerinden sonra gelen Olmek ve Mayalara miras bırakmışlardır  O halde yeni dünyada uygarlığın gerçek beşiği Izapadır  Fakat ilk zaman ölçümünün yapılabileceği en mantıksal yerin Izapa olmasına karşın ,260 günlük takvimin Mezoamerikanın diğer bölgelere nasıl ulaştığı hala esrarını korumaktadır  Bu konudaki en önemli ip ucu belli başlı tören merkezlerinde ana yapılar ve hatta bazı durumlarda tüm şehir , güneşe doğru yönlendirilmiş şekilde yapılmasıdır  Mezoamerikadaki bir zamanlar büyük bölümünü yönetmiş Teotihuacan ‘da ana caddenin 15 derece 30 dk kuzey doğudan 15 derece 30 dk güneybatıya yönlendirilmiş olması şehre egemen olan yapı Güneş Piramitinin ise caddeye dik açı yapmaktadır  Yani azimutu 285 derece 30 dk dır  Bu dev yapı güneşi anmak için yapıldığına ve genelde batıya doğru dönük olduğuna göre özel bir günbatı konumuna göre yönlendirilmiş olmalıdır  Yılın hangi günü güneş 285 derece 30 luk bir azimutla batar  ? Bu özel gün Mezoamerikada zamanın günağırımı’nın yıldönümü olan 13 Agustosdur  Mayaların başkenti adı verilen Tikal’deki görkemli beş piramit gökbilim görevi görür  Tapınak 1 den 4 ‘e uzanan çizgi 13 Ağustosdaki gün batımının azimutunu verirken , 1 ve 3 ‘üncü tapınaklar arasındaki çizgi gün-tün eşitliklerini , 4 ve 3 tapınaklar arasındaki bir başka çizgi ise kış inkılabındaki (22 Aralık) gün ağırımını tanımlamaktadır  Olmekler , yağmur ormanları ve bataklıklar içinde , (biri M  Ö 1200 de San Lorenzo’da diğeri 200 yıl kadar sonra La Venta’da olmak üzere bölgenin en eski merkezlerinden ikisini inşa etmişlerdir  İki konumda arkeolojik mantığa her zaman ters düşmüşlerdir, fakat bunları inkılaplara göre yönlendirme prensibi açısından ele alınırsa San Lorenzo’daki kış inkılabında güneş cevredeki en yüksek dağ olan Zempoaltepec’in içine batar; La Ventadaki yaz inkılabında ise San Martin yanar dağının içine ” batar”  Mezoamerikadaki eski tören merkezleri güneş inkılabı yerine göre şekillendirilmiş olduğunu ve her merkezdeki bir yada daha fazla yapının 285 30 luk bşr azimutla yönlendirilmiş olmasına karşın bu merkezler onbeşinci enlem üzerinde bulunmadıklarına ve dolayısıyla güneşin 260 günlük devirlerini ölçmek için kullanılamayacağına göre yöresel rahipler güneşin 13 Ağustosdaki önemini nerden anlamışlardır  ? Eğer zamanın günağırımını ‘nın hangi günde anılacağını sadece izapalı rahiplerin bildiğini varsayarsak , belki Izapa’dan Yucatan’a yada Meksika yaylasına giden gezginler bu bilgileri beraberlerinde götürmüşlerdir  Çünkü sorun , bu bilgileri bir şekilde iletmek değil doğru iletmekle ilgilidir  Güneşin tam tepeden geçeceği bir sonraki günü, yaz inkılabından sonra 52 gün sayarak bulabilirlerdi  Sonraları , 260 günlük takvimi geliştiren Izapalıların , bir yılın gerçek uzunluğunu bulan ilk Mezoamerikalılar ‘da olabileceği düşünülebilir  Çünkü Izapa coğrafi kilit noktası olan Tajumulco yanardağının tören merkezine yakın olduğu bir yerdir  Dahası Mezoamerikadaki gelişmiş uygarlıkların en eskisi olan Olmecler eğer gerçekten güneş inkılabları arasındaki aralıkların bilincinde idiyseler buna göre 365 günlük takvim İsa’nın doğumundan 1000 yıl önce var olmuş olmalıydı  Öyleyse , daha pratik olan bu takvimden tahminen daha önce varolan ayinsel takvim ise kimsenin hayal edemeyeceği kadar eskiye dayanmalıdır  ” 0 POP ” VE ” 1 IMIX “ Tarihin bir döneminde , iki takvimin de bir arada kullanıldığı , Maya takvimindeki isimlerin her iki sisteme de referans vermesinden anlaşılmaktadır  Yapılan incelemede bu dönemin M  Ö 235 olduğu tespit edilir  Buna göre normal takvimin ilk günü (Mayaların 0 POP) bir yaz inkılabıyla çakıştığı M  Ö 1320-1323 arasında olan bu gün , ayinsel takvimin düşünüldüğünden de eskiye ait olduğu fikrini destekler  Kutsal takvim başlangıcına, Maylar’ın ” 1 IMIX” aıdını verdikleri tarih ise M  Ö 1358 olarak karşımıza çıkar  Buna göre ayinsel ve normal takvimlerin birbirlerinden 35 yıl arayla oluşturulmuş olmaları olasıdır ve hatta iki sistemde aynı kişi tarafından düşünülmüş olabilir  Bir zaman ölçüleri olan Izapalıların neden ikinci bir sistem geliştirdiği sorusunun cevabı, tarımsal nedenlerle olduğudur  Izapanın birkaç km batısında kazılar yapan Yeni Dünya Arkeoloji vakfı M  Ö 1400 yıllarından öncelere ait katmanlarda , ok yada mızrak başı olamayacak kadar küçük ,sert ve siyah taştan yontulmuş yüzlerce yonga bulmuşlardır  Onlara göre bu besin kaynağı olan manyek bitkisinin rendesi için kullanılmaktadır  M  Ö 1400 yılından sonra bu yongalar yerini mısır öğütmek için kullanılan aletlere bırakmışlardır  Olmeklerden daha eski , Mayalardan da gelişmiş Izapa , Mezoamerikanın gerçek kültür merkezi olmuş olmalıydılar  Bu fikir onların uygarlıklarının kökleri hakkında kavramlarımızı tümden değişirmektedir  Mezoamerikadaki takvimlerin ilk doğuş yeri olması Izapayı Yeni Dünya uygarlığının ilk başladığı yer olarak görmekle beraber, aynı zamanda Izapalılar Mıknatıslanmanın özelliğinide biliyorlardı ve Mezoamerikadaki ilk piramiti yapanlarda onlardı  Izapalıların denize açılan bir halk olduğu ve uzun bir zaman boyunca Ekvator gibi ülkelerle ilişkide oldukları eldeki kanıtlardan anlaşılmaktadır  Izapada bir çok yapının yönü Tacana yanardağına dönüktür  En yüksek dağ olan Tajumulco görüş alanı içerisindeyken niye ikinci en yüksek dağa yöneliş olduğu , Pasifik kıyılarından bakıldığında Tacana , Tajumulco’dan daha yüksek görünmektedir  Denizden 180 km açıktan bile görünür  Eski Izapalılar için bu dağ bir nevi deniz feneri görevi üstlenmiş olabilir  Izapaya ilk gelenler büyük bir ihtimalle Pasifik kıyılarından çıkmışlardır  Tajumulco Arkeolog ve bilim adamlarının bir çoğu 11  000 km genişliğindeki pasifik’i geçmenin olanaksız olduğunu söyleselerde Izapalılar ile Polinezyalılar arasındaki şaşırtıcı benzerlikler için bir açıklama yapılamamaktadır  Ayrıca Çin ve bazı Orta Amerika uygarlıkları arasında kışkırtıcı benzerlikler vardır  Örneğin çinde bir soylu ölünce dilinin altına küçük bir yeşim taşı yerleştirilirken aynı uygulama Maya rahipleri içinde geçerlidir  Bu bir raslantımıdır yoksa Amerika kıtasındaki yabancı bir uygarlığın köprübaşımı  ? Alıntı | 
|   | 
|  | 
|  |