Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
isa, mezarı, srinagarda

Srinagar'da Ki İsa Mezarı

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Srinagar'da Ki İsa Mezarı




Srinagar'ın merkezinde "Ranzabal Khanyar" denilen kutsal yapı bulunmaktadır Ranzabal "Peygamberin Mezarı" demektir ve Khanyar, bu mezarın bulunduğu Srina*gar'da bir semtin adıdır Cami, kilise ve Hint tapınağına benzer bir karışırndan oluşan binaya dar bir sokaktan gidilmektedir Yapı, küçük taşlarla bezenmiş bir bahçede bulunmaktadır Daha dikkatlice bakılınca, bu taş blokların aslında birer mezar taşı olduğu fark edilir Yani peygamberin mezarı bir Müslüman mezarlığının ortasında bulunmakta dır Doğalolarak orada ilk önce Yus Asaf'ın, İsa'nın mezarı vardı ve daha sonraları onun yanında mezarını yaptırmak bir şeref sayıldı Bu mekanı büyük bir yer olarak düşünmemek gerekir; çok kalabalık olduğunda epeyce daralmaktadır

Girişteki küçük holden, ortasında zarif tahta oymalarla çevrilmiş mezar odasının bulunduğu galeriye girilmektedir Müslüman ve Hint adetlerine göre ayakkabılar dışarıda bırakılır Dar girişin üzerinde asılı bulunan tabelada Latin ve Arap yazısıyla şu sözler yazılıdır:
ZIARAT YUZA AS AF KHANYAR
Bu durumda Arapça bir sözcük olan "ziaret" kutsal bir insanın mezarı anlamındadır Bu Arapça metin ziyaretçilere, burada, yüzyıllar öncesinde, Keşmir'den gelen ve yaşamını hakikatleri bildirmeye adamış olan Yus Asaf'ın mezarının bulunduğunu açıklamaktadır
Tahta parmaklıklardan açılan kapıdan Yus Asaf ve Sayid-Nasr-ud-Din'in mezarlarını örten güzel işlenmiş sandıklar görünmektedir
Prof Hassnain'le birlikte mezarı ziyaret eden Erich von Daniken, esas mezar odasına girmek için izin almıştı Onun açıklamalarından, İsa'nın mezarını ziyaret etmenin onun gibi çok gezmiş bir insanı dahi derinden etkilemiş olduğunu anlamaktayız Bırakalım da yazarın kendisi anlatsın:

"Sandık açıldı, beni takip edenleri memnun edebilmek için kısa bir dua okudum Daha sonra kameramı çekime hazırladım ve küçük parmaklıklı bir kapıdan içeri girdim Geçmişi düşününce açıklayamadığım birşekilde şaşkınlığa düştiiğümü inkar edemem Hatırlıyorumda; o zamanlar geçim sıkıntısı beni zor çekimlere konsantre olmaya zorluyordu Plaş patladı Mukadderata karşı bir hürmetsizlik mi? Birden aklıma okul zamanında bize öğretildiği şekliyle, her türlü davranışı hoş gören İsa geldi Benim meraklı tutumumu da hoş göreceğini düşündüm Gömleğimin cebinden pusulamı çıkardım; mezar taşları doğu-batı yönlerinde yerleştirilmişti



Çeşitli objektiflerle çekimler yaptım, hayal kırıklığına uğradığım için daha çok ilgileniyordum Bu taşlarla kaplı mezar, içinde ne olduğuna dair bir ipucu veriyor muydu ki? İddia edilen her şey sadece bir kuruntu değil midir? Bu taş plaklar kaldırılmalı, gerçek mezar ortaya çıkmalıydı Ancak ayak ve el kemiklerindeki yaraların ortaya çıkmasıyla gerçek ispatlanabilir Belki mezar ilave bilgi verebilirdi Hatta İsa gibi ünlü bir şahsiyetin yaşamının yazılı olduğu bir belgenin de mezara konmuşolacağı düşünülebilir Bulunan en küçük bir kemik bile ölüm zamanının tam tarihini bulmaya yetecektir
'Sayın profesör; neden mezarda tahminlerden birer gerçek oluşturmak için araştırmalar yapılmıyor?'
Hassnain, senelerden beri bunun için boşuna çaba sarf ettiğini açıkladı Yukarıdakiler, Hristiyanların, Müslümanların ve Hintlilerin dinsel duygularını incitmekten korkuyordu Bana göz kırparak: 'Bu konuda yazın!' dedi
'Kitaplarınız her yerde okunacak ve tartışılacaktır
Belki bu yardımcı olur Ayrıca, şayet sonunda bütün dünyadaki bilginler en üst Hintli makamlara bir mezarı açtırabilirlerse, bu, büyük bir başarı olurdu' "
Bilimsel açıdan bakılınca, Prof Hassnain'in dileklerine katılınır Fakat bunun pek çok Keşmirlinin dinsel duy*gusunu incitip incitmeyeceğini düşünmek gerekir Bu mezar bir tür ulusal mabede dönüşmüştür ve atasının mezarında rahatının bozulması -hangi dine ve kültüre mensup olursa olsun- her insanı rahatsız eder
Rauzabal mezarı hakkında birkaç nokta daha: Üst kattaki tahta oymaların arkasında yere kazınmış ayak izlerine rastlanmaktadır Mezar bekçisine bunun anlamı sorulduğunda, kısa ve öz olarak şu cevabı verir:
"Bunlar Yus Asaf'ın ayak izleri"
Budizm ve Hinduizmin örf ve adetleri bilinir, ayak izlerinin, özellikle de büyük boyutlardaki ayak izlerinin azizlere veya tanrılara ait olduğu kabul edilir Tabii ki bun*lar bir gün kazınmış, fakat bu izlerde çivi yerleri belirgin bir şekilde içine oyulmuştur Bu gerçek, doğal olarak tüm spekülasyonları ve soruları kızıştırır Asıl soru şu olmalıdır: Bu çivi izleri ne zaman oraya oyulmuştur? Ayak izleriyle birlikte mi yoksa dahasonra mı? Yoksa bunlar sadece rastlantısal çukurlaşmalar mı, eksiklik veya aşınma izleri mi? Bu soruların peşinden gitmek, tabii ki çok cazip Ama bu kutsal ve sıkça ziyaret edilen yerde teknik aletlerle araştırmalar yapmaya kim cesaret edebilir ki? Bu soruları geçici bir süre gündeme getirmemek gerekecek
Bu kutsal mezarın tanıtımını, zamanın mezar bekçisi olan RachmanMir'in (1766) ricası üzerine yayınlanan, beş Müslüman müftü ve aynı zamandadört kadı tarafından imzalanan fermanla bitirmek istiyorum:
"Bu krallığın, içtihat, din ve salahivet bakanlığı, Baladur Mir'in oğlu Rachman Mir'e, Tanrı tarafından takdis edilen peygamber Yus Asaf'ın kutsal mezarının, her türlü insan tarafından, onurlandırmak ve ona kurbanlar sunmak için ziyaret edildiğini anlatmaktadır Bu kutsal şehrin bu hediyeleri almaya ve değerlendirmeye hakkı olduğunu, başka kimsenin bu hakka sahip olmadığını ve hakkı olduğunu söyleyenleri engelleyebileceklerini beyan ederiz Bu beyanattan sonra Süleyman'ın tahtını yeniden yapan ve pek çok mabet inşa ettiren Kral Copananda'nın' hükümdarlığı sırasında Yus Asaf adında bir adamın ortaya çıktığı ispat edilmiştir
O, kral soyundandı, bütün dünyasal haklardan feragat etmiş ve yasa koyucu duruma gelmiştir Gece ve gündüzünü dua ederek geçirmekte ve uzun süreli meditasyonlar için yalnızlığı seçmekteydi
Bu, Keşmir'de, insanların yanlış tanrılara taptıkları ibadetler sonucu meydana gelen büyük sel baskınından sonra olmuştur Yus Asaf, Keşmir halkına peygamber ve vaiz olarak gönderilmiştir Ölünceye kadar Tanrı'nın Bir olduğunu va az etti Daha sonra göle yakın olan Mohall Kehanyar'da Rauzabal olarak bilinen bir yere gömüldü 1451'de, İmam Musa Ali Raza'nın evladı olan, Sayid-Nasr*ud-Din, Yus Asaf'ın yanına gömüldü
Mezar şimdi üst ve alt kesimden pek çok kişi tarafından ziyaret edildiği için ve daha önce bahsi geçen mezarın bekçiliği, kendisine miras kalan Rachman Mir, buraya getirilen bütün kurbanları kabul etme hakkına sahiptir ve ondan başka kimsenin hediyeler üzerinde birhakkı yoktur 1766 yılınınjumade-al-Thania'nın, on birinci gününde elden verilmiştir"Altında beş imamın ve dört kadının adı ve imzası bulunmaktadır Ben metni İngilizceden aktardım, biraz basitleştirdim ve Müslüman yılı (hicri takvim) yerine Hristiyan yılını (Miladı takvimi) kullandım Metinde sözü edilengöl, Srinagar'ın doğusunda yer alan İsa'nın mezarına uzak olmayan Dal gölüdür Bu göl, İsa'nın Keşmir'de bulunduğu süre içerisinde Galile'deki Genezareth gölünün oynadığı rolü oynamıştır İsa göçten sonra halkına buradan seslenmiş ve ömrünün son günlerini hep burada geçirmiştir Me*zarının göle yakınlığı -göl mezardan sadece birkaç sokak uzaklıkta dır- bu tahminleri doğrulamaktadır
ALINTI

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.