08-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Suryaniler Ve Suryanice
Süryaniler; yaklaşık 5 000 yıllık geçmişleriyle Mezopotamya’nın en eski halklarından Süryaniler; kendilerini tarihte Mezopotamya olarak bilinen bölgede hüküm sürmüş olan Akad, Asur, Babil ve Aram uygarlıkların mirasçıları olarak görmektedirler Süryanilerin dünya üzerindeki sayısının yaklaşık 6 milyon, Türkiye’de ise 25 bin ile 30 bin arası olduğu tahmin edilmektedir Bu sayının 3 milyonu Hindistan’da yaşarken, diğer büyük bir çoğunluk ise Avrupa ve ABD’de yaşamaktadır Türkiye’de başta Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere en çok İstanbul da ikamet etmektedirler Dünyada 28, Türkiye’de 4 tane Metropolitlikleri bulunmakta Patriklik merkezleri 1932 yılında Türkiye’den Şam’a taşınmak zorunda kalmıştır Süryanilerin bu kadar dağınık yaşamalarının en önemli nedenlerinden birini zorunlu göçler oluşturmaktadır
Konuştukları dil Süryanicedir Süryanice, Sami dil ailesindendir ve dünya üzerinde yaşayan en eski üç dilden biridir Süryanice’nin bir diğer özelliği de İsa’nın konuştuğu dil olmasıdır Süryanice, belirgin farklılığı olmayan iki lehçeye ayrılmıştır Doğu lehçesi Asurice veya Keldanice olarak bilinirken, Batı lehçesi ise salt Süryanice olarak adlandırılmaktadır Günümüzde Türkiye’de yoğun olarak Süryanice’nin Batı lehçesi kullanılmaktadır Bu dilin tarihinin İÖ 1750 yılına kadar indiği yazılır Kiliselerde manastırlarda ve Türkiye dışındaki okullarda kullanılır (Türkiye’de okullar yok) Turoyo şivesi sadece konuşulur yazılmaz
Süryanice, altı tanesi (b, g, d, k, f, t) yumuşak ve sert(sesli) olmak üzere çift telaffuza sahip olan ve özel işaretlerle bilinen 21 (sessiz) ve toplam 27 harften oluşmaktadır
Süryanice çok geniş bir kelime hazinesine sahiptir Şu anda Türkçe olarak kullanılan Nisan, Temmuz, Ağustos ve Şubat aylarının kökeni Süryanicedir Süryanice uzun yıllar yakın doğu ülkelerinde resmi dil olarak kullanıldı
İÖ 5 yüzyılda Süryanice Ortadoğu’nun genelinde yaygın olarak kullanılan bir dildi Çin, Moğolistan, Orta Asya ve Hindistan’da çok geniş alanlarda kullanılıyordu 7 yüzyıl sonu 8 yüzyıl başına kadar, Arapçanın rakip bir dil olarak çıkmasıyla kullanım alanı daralmaya başlamıştır Süryaniler; tarihsel süreç içinde kurdukları okullarda Eski Yunan eserlerini önce Süryaniceye daha sonra da Arapçaya çevirmiş, böylece Arap Uygarlığının gelişmesinde etkili rol üstlenmişlerdir
Günümüzde, Süryaniler diğer azınlıklarda olduğu gibi okullara sahip değiller Yalnızca Süryanice değil bütün diller ancak okullarda yaşam bulur Süryanilerin Türkiye’de kilise ve manastırlarda verdiği Süryaniceyi yaşatma mücadelesi yeterli görülmemektedir Eğitim ve öğretimin sağlıklı yürütülmesi için bazı fiziki şartların oluşturulması gerekmektedir Kilise ve manastırlarda verilen dersler sağlıklı olmayıp hem eğitim ve öğretim şartlarına uygun değil hem de fiziki olarak yeterli değildir Sınıf ve derslikler bulunmamaktadır Öğretmenlerin pedagojik, formasyon ve akademik bilgileri yetersizdir
Bugün Süryanice yok olan diller arasında yer almaktadır Ben Süryaniyim ancak ne yazabiliyor ne okuyabiliyor ne de konuşabiliyorum Eşim konuşuyor ama yazamıyor Çocuklarım da ne konuşuyor ne yazıyor ne de okuyor Süryaniceyi yazıp-okuyan ve konuşan kişilerin sayısı çok azdır
Süryanilerin çoğu Kürtçe, Arapça ve Türkçe konuşmaktadır Bugün yüz kişiden ancak biri Süryaniceyi okuyup yazabilmektedir Bu gün birçok dil ya yok olmakta ya da koruma altına alınmaktadır UNESCO’nun bu konuya el atması Süryanice gibi dünya kültürüne hizmet etmiş ve malolmuş antik bir dilin korunması canlandırılması için mutlaka ve acil olarak bir çözüm bulması gerekmektedir Süryanice ölü diller arasına girmemelidir Ülkemiz de bu konuda gereken yardımı yapmalı ve bu dili koruma altına almalıdır ‘Çok kültürlü bir ülke’, ‘Medeniyetlerin harmanlandığı bir ülke’, ‘Kültürler arası köprü’, ‘Dinler ve diller kenti’, ‘Hoşgörünün merkezi’ gibi kavramlar sözde olmamalıdır
Alıntı
|
|
|