Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alman, çocuk, dinlere, geldiği, karşı, kitabı, michael, schmidtsalomonun

Alman Michael Schmidt-Salomon'un Dinlere Karşı Geldiği Çocuk Kitabı!

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Alman Michael Schmidt-Salomon'un Dinlere Karşı Geldiği Çocuk Kitabı!




Tanrı'ya nereden gidilir diye sordu domuzcuk

Dine yönelik eleştirilerin Almanya'daki sözcüsü olan Michael Schmidt-Salomon'un ilginç tartışmalara yol açan çocuk kitabı
Domuzcuk ve küçük Kirpi küvette oturmuş, içtenlikle ve neşeyle gülüyorlardı Tıpkı güneş parladığı ya da yağmur yağdığı zamanlarda hep yaptıkları gibi

Ne güzel değil mi!” dedi Domuzcuk

Daha iyi olamaz!” diye yanıtladı Kirpi ve kollarını iyice açarak gerindiBütün dünyayı kucaklayabilirim!

Domuzcuk, “harika bir fikir!” diye yanıt verdiAma önce gidip biraz elma toplayalım Kurt gibi açım

Güzel” dedi Kirpi

İkisi de evden çıktıklarında, tuhaf bir şey dikkatlerini çekti Geceleyin birisi kulübelerinin duvarına bir afiş yapıştırmıştı Üzerinde; “Tanrı’yı bilmeyen, bir şeyleri kaçırıyor demektir” yazıyordu Okulda pek de dikkatli olmadığı için, yazılanları Kirpi’ye Domuzcuk okudu

Kirpi; “Domuzcuk, Tanrı’yı tanıyor musun?” diye sorduHayır”, dedi DomuzcukBen de”, dedi küçük Kirpi Bu, ikisini de oldukça korkutmuştu Bir şeyleri kaçırdıklarından hiç haberleri olmamıştı Bu nedenle, gidip Tanrı’yı aramaya karar verdiler

Domuzcuk, “Tanrı’yı nerede bulabiliriz?”, diye yolda rastladıkları her hayvana sordu Fakat Kaz, Tavşan, Köstebek, hiç kimse Tanrı hakkında hiç bir şey duymamıştı Fakat kurnaz Tilki yanıtı biliyordu

Bir keresinde, insanların Tanrı hakkında tartıştıklarını duymuştum”, dedi TilkiTapınak dağının tepesinde ona bazı büyük evler inşa ettiler Kirpi; “neyi tartışıyorlardı?” diye sordu Tilki; “Sanıyorum, Bay Tanrı’nın hangi evde yaşamakta olduğu konusunda anlaşamıyorlardı” diye yanıtladı ve sessizce ekledi: “Bana sorarsanız oraya gitmeyin! Oradaki insanlar çıldırmış!

Domuzcuk ve küçük kirpi bu güzel tavsiyesi için Tilki’ye kibarca teşekkür ettiler Fakat çok meraklı oldukları için, bu uyarıyı dinlemeyerek dağa tırmandılar Ne kaçırdıklarını öğrenmeleri gerekiyordu!




Dağa tırmandıklarında yanyana duran çok büyük üç tane ev gördüler Daha önce bu kadar büyük hiç bir şey görmemişlerdiBu Bay Tanrı bu evlere ihtiyaç duyduğuna göre, dev gibi bir şey olmalı” dedi Kirpi Aynı zamanda da korkmuştu, “Domuzcuk, eve dönsek daha iyi olmaz mı?”, dedi

Saçmalama, Kirpi!”, dedi DomuzcukBuraya kadar geldiğimize göre Beyefendiyle tanışmalıyız!” Bu çok yürekli bir cümleydi ama gizliden gizliye Domuzcuk da biraz korkuyordu Bunu Kirpiye belli etmek istemedi

Kirpi ve Domuzcuk birinci eve yaklaştılar Komik bir şapkası, siyah ve uzun bukleleri olan bir adam, evin önünde duruyorduTanrıya nereden gidilir?” diye sordu DomuzcukBurası Efendi’nin tapınağıdır, bir sinagog”, diye açıkladı adam Adam neden söz ettiğini iyi biliyordu, çünkü o bir “haham” yani Yahudi din bilginiydi

Çok iyi!” dedi KirpiBeyefendi evde mi? Onunla kısa bir görüşme yapabilir miyiz? Çok vaktini almayız” “Eğer anneniz bir Yahudi kadınıysa!” diye yanıtladı haham Domuzcuk; “Benimki sadece bir domuz” dedi

Üzgünüm!” dedi haham Bu törensel yordam sırasında, tapınağa sadece Yahudiler girebilir Küçük domucuklar ise asla giremezler!

Bu hiçte nazikçe değil!”, dedi DomuzcukHer şeye kadir olan Tanrı, nazik değildir”, dedi hahamHer şeyi bilir ve çok bağışlayıcıdır ama On Emrini dinlemeyen olduğunda çok da kızabilir!” diye ilave etti ve bunu kanıtlamak için onlara büyük Tufan hikayesini anlattı

Bir gün” dedi haham, “Tanrı, Efendimiz, insanlar tarafından çok kızdırıldı ve dünya üzerindeki tüm yaşamı yok etmeye karar verdi

Tüm yaşamı mı?” diye sordu Domuzcuk korkuylaBütün bebekleri, bütün büyükanneleri ve bütün hayvanları mı? Domuzcuklar, Kirpiler, Kelebekler ve küçük Gine Domuzcuklarını da mı?” “Evet, tüm yaşamı” dedi hahamSadece her türden bir çift hariç Nuh, bu türleri yaptığı gemide topladı Bu, Nuh’un gemisidir Sonra Tanrı kalan bütün insanlar ve hayvanlar boğulana dek yağmur yağdırdı

Kirpi ve Domuzcuk bir süre sessiz, kalakaldılar Herhalde bu kadar çok boğulmuş bebek, büyükanne, domuzcuk, kirpi ve Gine Domuzcuğunu hayal edemedilerBu çok acımasız” diye düşündü Domuzcuk ve eğer Bay Tanrı ile karşılaşırsa, onun ayağına çok kuvvetli şekilde basmayı kararlaştırdı

Küçük Kirpi merakla; “insanlar boğulmalarını gerektirecek kadar kötü ne yapmışlardı?” diye sordu Haham; “başka tanrılara tapmışlardı” dedi Kirpi hayretle “Aa, öyleyse başka tanrılar da var?” dediHayır” dedi haham, “İnsanlar bunu sadece uydurdular Gerçekte bu tanrılar, sadece mavi ve yeşil renkli hayaletler kadar gerçektiler

Domuzcuk bir süre düşündükten sonra; “Eğer insanlar tanrılar uydurabiliyorlarsa”, diye konuşmaya başladı ve ağır ağır devam etti, “sizin de Tanrınızı uydurmadığınızı nasıl bilebiliriz?

Bu gerçekten çok güzel bir soruydu! Ama maalesef haham bunu hiç bir biçimde takdir etmedi Müthiş kızdı, ve o kadar bağırarak bir şeyler söylemeye başladı ki, Kirpi ve Domuzcuk olabildiğince hızlı bir şekilde oradan kaçtılar

Bahse girerim, o hikayeyi bizi korkutmak için uydurmuştur!” dedi Domuzcuk nefes nefese kaçarlarkenKim böyle bir hikayeye inanacak kadar aptal olabilir?” “Bazı insanlar hayalet gördü diye küçük Gine Domuzcuklarını boğan bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum!”, dedi Kirpi

Sonra Kirpi ve Domuzcuk ikinci eve gittilerBana gelin, ey zayıf ama yükü ağır olanlar!” dedi evin önünde duran adam Komik, mor bir şapka giyiyordu ve yere kadar uzanan garip bir giysisi vardı

Tanrıya nereden gidilir?” diye sordu Domuzcuk Adam, ne dediğini bilen gerçek bir piskopostu

Burası Tanrı’nın evidir, bir kilise!” diye açıkladı piskoposEfendimizin adıyla bir araya geldiğimizde, o da aramızdadır” “Güzel!” dedi Kirpi

Hep birlikte kiliseye girdiler

İçerisi oldukça karanlıktı ve tuhaf kokuyordu Domuzcuk; “E, nerede Bay Tanrı?” diye sordu Piskopos ileride bir yeri işaret etti Kirpi ve Domuzcuk, ellerinden ve ayaklarından bir haça çivilenmiş yarı çıplak bir adamın korkutucu görüntüsüne baktılar Başının üzerinde dikenli bir taç vardı ve vücudunun her yanı kanla kaplanmıştı

Of!” dedi küçük KirpiBu çok fena acıtmaz mı?” “Efendimiz Tanrı, bize günahlarımız için çarmıha gerilerek ölen, oğlu İsa’yı gönderdi!” Diye açıkladı piskopos Küçük Domuzcuk; “Ama Beyefendi bunu yapmak zorunda değildi” dediKüçük Kirpi ve ben her zaman iyi olduk

Tanrı günahlarımızı İsa’nın kanıyla yıkayıp temizledi!”, dedi piskoposKanıyla? Hık!” dedi Domuzcuk Kirpi de şaşkınlıkla; “Ben her zaman sabunla yıkanmak gerektiğini düşünürdüm” dedi

Tanrı bize müjdeledi ki; eğer onun yolundan gidersek, cennetin kırallığı bizi bekliyor olacak!” dedi piskopos

Domuzcuk; “Buradaki insanlar pek de mutlu görünmüyorlar” diye düşündüNeşesiz ve kederli görünüyorlar!” Hayır, Domuzcuk burada daha fazla kalmak istemiyordu Fakat sonra kendisini çeken bir şeyi farketti Bir sürü kurabiye! Öndeki masanın üzerinde, büyük, altından bir tabağın içindeydiler Domuzcuk aç olduğu için bir kaç tanesini ağzına atıverdi

Fakat bu piskoposun hoşuna gitmediTanrı aşkına, ne yapıyorsun orada!” diye öfkeyle bağırdı “Bir kaç tane kurabiye yiyorum, çünkü çok açım” dedi DomuzcukAma onlar kurabiye değil, İsa’nın bedeni!” diye homurdandı piskopos Haçtaki adamı işaret ederek; “Onlar kendini bizim için feda eden İsa’nın etidir!” Bu Domuzcuk’u gerçekten kötü hissettirdi Elma, havuç ve mantar yemeyi severdi ama çok uzun yıllar önce ölmüş bir adamı değil! Çabucak tuhaf kurabiyeleri tükürdü ve Kirpi’nin elini yakalayıp “Buradan hemen uzaklaşalım!” diye haykırdıBunlar Yamyam! Bay Tanrı’nın oğlunu bile yiyorlarsa küçük kirpi ve domuzcuklara kim bilir neler yaparlar

Kiliseyi terk ettikten sonra küçük Domuzcuk ve küçük Kirpi, üçüncü eve bakmayı pek istemiyorlardı Diğer yandan, gerçekten ne kaçırdıklarını da öğrenmeyi çok istiyorlardı Bu nedenle bütün cesaretlerini toplayıp son bir şans daha denemeye karar verdiler

Üçüncü evin önünde kocaman sakallı bir adam duruyordu Başının üzerine, Kirpi’ye büyük annesi Frieda’yı hatırlatan bir kumaş örtmüştü Elbette büyük anne Frieda’nın sakalı yoktu

Tanrıya nereden gidilir?” diye sordu DomuzcukBu caminin içinde Efendimiz Allah’la karşılaşabilirsiniz” dedi adam Adamın bir bildiği olmalıydı çünkü o bir müftü, yani islam bilginiydiİçeri gelin!”, dedi müftü

Küçük Kirpi, büyük kapıdan camiye girerlerken; “Bizi burada nelerin beklediğini merak ediyorum”, diye fısıldadı Küçük Domuzcuk başını sallayarak onayladı

Tanrıyı, yani Allah’ı bilmek için Müslüman olmanız gerekir!” diye açıkladı müftüNasıl Müslüman olunur?” diye merakla sordu küçük KirpiÖnce islami sadakat sözünü tekrarlamanız gerekir” dedi müftüSonra da Allah’ın emirlerini içtenlikle yerine getirmelisiniz İlk ve en önemlisi, günde beş kere ibadet etmelisiniz!

Beş kere mi?” diye sordu küçük DomuzcukEvet”, dedi müftüİbadet etmeden önce de kendinizi iyice yıkamalısınız!

Kendimizi günde beş kere yıkamak mı?” Küçük Kirpi’nin gözlerini şaşkınlıkla açıldıBu, haftada otuzbeş kere, ayda yüzelli kere yıkanmak demek!” Küçük Kirpi yılda kaç defa yıkanmak gerektiğini de hesaplamak isterdi ama bu onun için oldukça zordu

Küçük Domuzcuk; “Acaba Bay Tanrı’nın temizlik takıntısı mı var?” diye kendi kendine düşündü Kirpiyle haftada bir kere küvete girmek oldukça yeterliydi ama haftada otuzbeş defa değil

Kesinlikle günde beş defa ibadet etmem!” dedi küçük KirpiYapacak başka işlerim de var!” Müftü; “O zaman Müslüman olamazsın!” dedi Kirpi; “Ben de oluruna bırakırım!” diyerek omuz silktiBu o kadar da kötü olamaz

O kadar kötü olamaz mı?” Müftünün gözleri ateş saçıyorduEğer Efendimize boyun eğmezseniz, sonunuz cehennem olur ve cehennem ateşinde sonsuza kadar pişersiniz!” Küçük Domuzcuk merakla; “Sadece kendimizi yeteri kadar sık yıkamadığımız için mi?” diye sordu

Allah’ın peygamberi Muhammet’e verdiği emirlere uymadığınız için!” dedi müftü

Peki, bunu sizin Muhammetinizin uydurmadığını nereden bilelim?” diye sordu DomuzcukBelki de o peygamber değildi, sadece sizinle eğleniyordu

Küçük Domuzcuk keşke bunu söylemeseydi! Çünkü müftünün duyguları incinmişti; “Sizi kahrolası inançsızlar!” diye haykırarak çılgınca Domuzcuğun ve Kirpi’nin üzerine doğru koşmaya başladı İkisi birden koşabildikleri kadar hızlı, caminin kapısına yöneldiler

Fakat, eyvah Dışarıda haham ve piskopos onları bekliyorduYakalayın onları!” diye bağırdı hahamTanrıya küfrettiler!” Piskopos da; “İsa’nın vücudunu kirlettiler!” diye kükredi Camiden dışarı fırlayan müftü de; “Peygamberi aşağıladılar” diye haykırdı

Kirpi ve Domuzcuk korkudan donmuşlardı Domuzcuk; “Sanırım sonumuz geldi!” diye kekeledi




Piskopos; “Onları şeytan delirtmiş ama şimdi o şeytanı çıkaracağım!” diye bağırdı Haham; “Hayır! Sizin varolmanızdan çok önce biz şeytanları kovduk!” dedi Müftü ise; “Peygamber, inanmayanlara nasıl davranılacağını gösteren ilk kişidir!” diye yanıtladıHer neyse, bizim cehennemimiz sizinkinden çok daha sıcaktır!” “Ne yüzsüzlük!”, piskopos bağırarak müftünün kafasına incili indirdiBizim cehennemimiz en, en kötüsüdür!” Böylece Tanrının üç hizmetkarının arasında ciddi bir kavga başladı Birbirlerini çılgınca yumruklarlarken, Kirpinin ve Domuzcuğun sessizce süzülüp uzaklaştıklarını fark edemediler

Eve döndüklerinde Kirpi; “Domuzcuk, şimdi kaçırdığımızın ne olduğunu biliyorum” dediNeymiş o?” diye sordu DomuzcukTanrı olmayınca korkmamıza da gerek yok!” dedi KirpiBu doğru!” dedi DomuzcukKorkmayı özledin mi?” “Hayır!” diye yanıtladı küçük KirpiTuhaf hizmetkarlarıyla Bay Tanrı gerçekten benden uzak olsun!

Kirpi ve Domuzcuk esrarengiz afişe bir daha baktılar Küçük Domuzcuk; “Sanırım bazı harfler fazla yazılmış!” dedi ve kalın bir kalemle “bilmeyen” kelimesindeki “mey” harflerinin üzerini karaladıŞöyle demeliydi: ‘Tanrı’yı bilen, bir şeyleri kaçırıyor demektir!’ Tam olarak buradan” diyerek kafasını işaret etti

Küçük Kirpi başını sallayarak onayladıTapınak Dağındaki insanlar gerçekten çıldırmış! Gerçekte Tanrı’nın olmadığına inanıyorum Eğer olsaydı, kesinlikle o hayalet şatolarında yaşamazdı!




Kesinlikle haklısın, Kirpi!” dedi küçük DomuzcukPeki şimdi bu afişi ne yapalım? Burada bırakalım mı?” “Hayır!” diye yanıtladı KirpiDaha iyi bir fikrim var!” Afişi duvardan söktü ve küçücük, minicik parçalara böldü Sonra küçük Kirpi ve küçük Domuzcuk parçaları gök yüzüne, çok yükseklere savurdular Çok eğlendiler Sonunda ikisi de yeniden içtenlikle ve neşeyle gülüyorlardı Tıpkı güneş parladığı ya da yağmur yağdığı zamanlarda hep yaptıkları gibi

Kaynak


Yazan: Michael Schmid-Salomon
İngilizce Çeviri: Fiona Lorenz
İngilizce’den Çeviren: pergel


Meraktan sonuna kadar okudumSadece böyle bir çocuk kitabının olduğunu bilmeniz için paylaştımAvrupada ateizm bukadar ileri gitmiş durumda ki çocuk kitaplarında bile tanrıyı kötülüyorlarŞimdilik bizim ülkemiz din konusunda çok iyi durumda

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.