Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anası, kitabın

Kitabın Anası

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kitabın Anası




Bazı yazılar vardır tamdır,üzerine bir şey ekleme şansı yoktur

Üstadın yazısıda bu tarzda

------------------------------------------------------------------



DÖRT KİTABIN MANASI



“Dört kitabın manası bellidir bir Elif’te” demiş Yunus Emre…


Ne güzel, ne derin bir söz


Dört kitabın manası “bir”, hepsinin özü bir…


Yeryüzündeki “ilahî bildiriler” bunlar; döner dolaşır aynı şeyi anlatırlar


Onun için “Tevrat ehli” yanlarındaki ile amel etsin, “İncil ehli” içinde yazanlara uysun, “Furkan ehli” gereğini yerine getirsin der Kur’an…(Maide; 66, 68)

Bu ne demek?


Yani: “Tevratçılık, İncilcilik, Kur’ancılık yapmayı bırakın Hepsi de tek bir şeyi söylüyor Ezilenlerin, mazlumların, yoksulların, öksüzlerin feryadı var içinde Onların sesine kulak verin Yahudicilik, Hristıyancılık, Müslümancılık; yani dincilik yapmayı bırakın Böyle yapmakla sesinizi yükseklere duyuramazsınız Ey yeryüzünün dindarları! “Bir milyar insan hangi suçundan dolayı aç?” bunu sorun ve harekete geçin Budur sizden asıl istediğim” demek…


Kur’an el-Kitap tabiriyle Allah indindeki ilmi ve vurgulanan ana temayı kasteder El-Kitap, yeryüzünün tozuna toprağına bulanınca Tevrat, Zebur, İncil, Kur’an olur… Ete kemiğe bürününce İbrahim, Musa, Davut, İsa, Muhammed olur…


Eğer siz, bu kitaplardan, yeryüzünün tozunu toprağını, insanda ete kemiğe bürünüşünü çıkarsanız “sinir sistemini” almış olursunuz Çünkü yeryüzünün toprağı olaylar, savaşlar, devrimler, karşı-devrimler, imparatorluklar, ekonomi-politikler, halklar, düzenler, sınıflar vs demektir İnsanda ete kemiğe bürünüşü de insanoğlunun arayışı, dramı, acısı, umudu, feryadı, korkusu, hırsı, hüznü, sevici vs demektir


Bunlar kitapların sinir uçlarıdır Bunları alırsanız kitabın sinirleri gitmiş olur Nasıl ki insanın sinir sistemi yok edilince duyguları, tepkileri, öfkeleri, sevinçleri de yok edilmiş olur, geriye et ve kemik yığını kalır, aynen öyle bu kitapların da sinirlerini yani hayata, dünyaya, mala, mülke, ekonomi-politiğe dair söylediklerini yok eder veya tevil ederek yuvarlar, anlaşılmaz, bir şey söylemez, suya sabuna dokunmaz hale getirirseniz sinirlerini almış, tepkisiz, duyarsız, öfkesiz hale getirmiş olursunuz O zaman kitap gerçek hayat kitabı olmaktan çıkar ve bir tapınak kitabına dönüşerek ölü metin haline gelir ki dört kitabın da başına gelen bundan başkası değildir


Tevhid ve şirk bunlarla ilgilidir Sinirler alınınca, geriye içi boş bir teoloji ve din tartışması kalır Mesele Allah’ın varlığını veya yokluğunu ispat meselesi değildir “Allah” yeryüzünde neyin ifadesi, arayışı, öfkesi ve sevinci olarak ele alınıyor onu görebilmektir…


***

Aşağıda dört kitaptan (Tevrat, Zebur, İncil, Kur’an) derlediğim metinleri okuduğunuzda el-Kitab’ın sinir sisteminin ne olduğunu göreceksiniz Neyi istiyor, neyi arıyor, neye öfkeleniyor, neye seviniyor hepsini çığlık çığlığa okuyacaksınız…


Tevrat ve İncil’i tasdik edici olarak inen Kur’an, bu çığlığın Arap dil, tarih ve coğrafya evrenindeki, daha geniş bir bakışla Mezopotamya-Akdeniz havzasındaki yeniden dile gelişi…


Bu çığlık veya yeniden dile geliş özde bir ve aynı olan mesajı sürdürmek, sinir sistemlerini çalışır hale getirmek, onu yeniden canlandırmak değil mi? Bizim şu an yaptığımız yeniden yorumlamalar bundan başka bir şey mi?

Sadece Tevrat ve İncil değil; yeryüzünde bu sesi yükselten ne kadar metin varsa, bildiri, şiir, söz varsa hepsini tasdik edici olarak sürdüren Kur’an’dan bahsediyoruz


Çünkü Kur’an mazlumların ve ezilenlerin şu gök kubbe altındaki son dinsel çığlığıdır Yeryüzünün dindarları bunu bırakıp neden dincilik yaparlar? ‘Benim kitabım senin kitabını, benim dinim senin dinini döver’ kavgasının ne manası var?


Ebu Hanife, kesin tesbit edilmesi halinde Tevrat ve İncil’den kimi ayetlerin namazda okunabileceği görüşündeydi ‘Çünkü’ demişti ‘Onlar da Allah’ın sözleridir’ Kur’an onlarla çelişmezKanımca kastettiği ayetler aşağıdakiler ve benzerleri olmalı


Bu temel mesajların, Allah’ı, kitabı ve dini kendi tekeline almalarla, “seçilmiş ırk” veya “kefareten vekalet” gibi tuhaf teolojilerle üzerinin örtüldüğünü, sinirlerini alındığını, ana caddeden yan yollara kayıldığını görüyoruz Oysa ana yol hepsinde de birdi


Okuyun bakalım, size de tanıdık gelecek mi?


“Dört kitabın” manasının ve bir ve aynı olduğunu kendi gözlerinizle görün


***


“Kalk, ya Rab, kaldır elini, ey Tanrı!

Mazlumları unutma!

Neden kötü insan seni hor görsün

İçinden “Tanrı hesap sormaz” desin?

Oysa sen sıkıntı ve acı çekenleri görürsün

Yardım etmek için onları izlersin

Çaresizler sana dayanır

Öksüzün yardımcısı sensin

Kötünün, haksızın kolunu kır

Sormadık hesap kalmasın yaptığı kötülükten

Mazlumların dileğini duyarsın ya Rab!

Yüreklendirirsin onları

Kulağın hep üzerlerinde

Öksüze, düşküne hep hakkını vermek için

Bir daha dehşet saçmasın ölümlü insan…”

(Zebur: 10 Mezmur;12-18)


***


“Korkma biri zenginleşirse

Evinin görkemi artarsa

Çünkü ölünce hiçbir şey götüremez

Görkemi onunla mezara gitmez

Yaşarken kendini mutlu saysa bile

Başarılı olunca övülse bile

Atalarının kuşağına katılacak

Onlar ki asla ışık yüzü görmeyecekler

Bütün gösterişine karşın anlayışsızdır insan

Ölüp giden hayvanlar gibi…”

(Zebur: 49 Mezmur; 16-20)


***


“Yoksullardan adaleti esirgemek,

Halkımın düşkünlerinin hakkını elinden almak,

Dulları avlamak,

Öksüzlerin malını yağmalamak için

Haksız karalar alanların,

Adil olmayan yasalar çıkaranların

Vay haline!

Yargı günü uzaklardan

Başınıza felaket geldiğinde ne yapacaksanız?

Yardım için kime koşacaksanız?

Servetinizi nereye saklayacaksanız?”

(Tevrat; Yeşeya; 10/1-3)


***

“Rab diyor ki:

Toprak yığıp yol yapın

Halkımın yolundaki engelleri kaldırın

Yüce ve görkemli olan

Adı kutsal olan diyor ki:

Yüksek ve kutsal yerde yaşadığım halde

Alçakgönüllülerle, ezilenlerle birlikteyim

Yüreklerini sevindirmek için

Ezilenlerin yanındayım…”

(Tevrat; Yeşaya; 57/14-15


***


“Diyorlar ki oruç tuttuğumuzu niye görmüyor

İsteklerimizi denetlediğimizi neden fark etmiyorsun?

Bakın, oruç tuttuğunuz gün

Keyfinize bakıyor, işçilerinizi eziyorsunuz

Orucunuz kavgayla, çekişmeyle

Şiddetli yumruklaşmayla bitiyor

Bugünkü gibi oruç tutmakla

Sesinizi yükseklere duyuramazsınız

İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz?

İnsanın isteklerini denetlediği gün böyle mi olmalı?

Kamış gibi baş eğip çul ve kül üzerine mi oturmalı?

Siz buna mı oruç,

Rabb’i hoşnut eden gün diyorsunuz?

Benim istediğim oruç;

Haksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları salıvermek

Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak

Her türlü boyunduruğu kırmak değil mi?

Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi?

Barınaksız yoksulları evinize alır

Çıplak gördüğünüzü giydirir

Yakınlarınızı gözetirseniz

Işığınız tan yeri gibi ağıracak

Çabucak şifa bulacaksınız

Doğruluğunuz önünüzden gidecek

Rabb’in yüceliği artçınız olacak

O zaman yardım çağrılarınızı Rab cevaplayacak

Feryat ettiğinizde “İşte buradayım” diyecek

Eğer boyunduruğa, başkalarını suçlamaya,

Kötü konuşmalara son verirseniz,

Açlar uğruna kendinizi feda eder,

Yoksulların ihtiyaçlarını karşılarsanız,

Işığınız karanlıkta parlayacak,

Karanlığınız öğlen gibi olacak!

Rabb her zaman size yol gösterecek,

Kurak topraklarda sizi doyurup güçlendirecek

İyi sulanmış bahçe gibi,

Tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız

O zaman Rab’den zevk alacaksanız

Halkınız eski yıkıntıları onaracak,

Geçmiş kuşakların temelleri üzerine

Yeni yapılar dikeceksiniz

“Duvardaki gedikleri onaran,

sokakları oturulacak hale getiren” denecek sizlere

Bunu söyleyen Rab’dir

(Tevrat: Yeşaya; 58/3-14)


***


“Ey Sodom yöneticileri!

Rab’in söylediklerini dinleyin

Ey Gomora halkı!

Tanrımız’ın yasasına kulak verin

Kurbanlarınızın sayısı çokmuş

“Bana ne” diyor Rab

Yakmalık koç sunularına

Besili hayvanların yağına doydum

Boğa, kuzu, teke kanı değil istediğim

Huzuruma geldiğinizde

Avlularımı çiğnemenizi mi istedim sizden?

Anlamsız sunular getirmeyin artık

Buhurdan iğreniyorum

Kötülük dolu törenlere

Yeni Ay, Şabat Günü kutlamalarına

Ve düzenlediğiniz toplantılara dayanamıyorum

Yeni Ay törenlerinizden

Bayramlarınızdan nefret ediyorum

Bunlar bana yük oldu

Ellerinizi açıp bana yakardığınızda

Gözlerimi sizden kaçıracağım

Ne kadar dua ederseniz edin dinlemeyeceğim

Elleriniz kan dolu

Yıkanıp temizlenin

Kötülük yaptığınızı gözüm görmesin

Kötülük etmekten vazgeçin

İyilik etmeyi öğrenin

Adaleti gözetin

Zorbayı yola getirin

Öksüzün hakkını verin

Dul kadını savunun…

Bunu söyleyen Rab’dir…”

(Tevrat; Yeşaya; 1/10-20)


***


“Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin

Burada güve ve pas onları yeyip bitirir

Hırsızlar da girip çalar

Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin

Orada ne güve ne pas onları yeyip bitirir

Ne de hırsızlar girip çalar

Hazineniz neredeyse

Yüreğiniz de orada olacaktır…

Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez

Ya birinden nefret edip öbürünü sever

Ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür

Siz hem Tanrı’ya

Hem de paraya (mamon) kulluk edemezsiniz!

Size şunu söylüyorum:

‘Ne yeyip içeceğiz’ diye canınız için,

‘Ne giyeceğiz’ diye bedeniniz için kaygılanmayın

Can yiyecekten beden de giyecekten önemli değil mi?

Gökte uçan kuşlara bakın!

Ne eker, ne biçer

Ne de ambarlara yiyecek biriktirirler

Tanrı yine de onları doyurur

Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz?

Hangi biriniz kaygılanmakla

Ömrünü bir dakika uzatabilir?

Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz?

Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın!

Ne çalışırlar, ne de ipek eğirirler

Size şunu söylüyorum:

Bütün görkemine karşın

Süleyman bile bunlardan birisi gibi giyinmiş değildi

Öyleyse yarın için kaygılanmayın

Yarının kaygısı yarının olsun

Her günün derdi kendine yeter!”

(İncil; Matta; 6/19-34, Luka; 12/12-36)


***


“Zenginlerden birisi İsa’ya sordu:

‘Sonsuz yaşama kavuşmak için

Nasıl bir iyilik yapmalıyım?’

İsa dedi: ‘İyi olan yalnızca birisi var

Sonsuz yaşama kavuşmak istiyorsan

O’nun buyruklarını yerine getir

‘Hangi buyrukları’ dedi adam

Dedi ki: ‘Adam öldürmeyeceksin!

Zina etmeyeceksin!

Çalmayacaksın!

Yalan yere tanıklık etmeyeceksin!

Annene babana saygı göstereceksin!

Komşunu kendin gibi seveceksin!’

Zengin ‘Bunları gençliğimden beri yapıyorum’ dedi

Dedi ki: ‘Git, üzerindeki malları sat,

parasını yoksullara ver

Böylece göklerde hazinen olur

Sonra gel beni izle

Adam hızla oradan uzaklaştı…”

(İncil; Matta: 10/17-31, Luka: 18/18-30)


***


“İsa Yaruşalim’e gitti

Tapınağın havlusunda sığır,

Koyun ve güvercin satanları,

Ve para bozduranları gördü

Hepsini tapınaktan kovaladı

Para bozanların paraları döküp

Masalarını devirdi

Şöyle bağırıyordu:

Tanrı evini haydut inine çevirdiniz

Pazar yeri yaptınız Yıkın şu tapınağı!

Üç günde yeniden yapacağım…”

(Matta; 21/12-13, Markos; 11/15-17, Luka; 19-45-46)


***


“Bilir misin, nedir zor olan?

Boyunduruk altındakileri salıvermek…

Zor zamanda vermek…

Öksüzün başını okşamak…

Düşmüşün elinden tutmak…

İman etmek…

Göçlüklere göğüs gerip acıları paylaşmak;

Sevgi ve merhamet yumağı olmak…”

(Kur’an; Beled; 9-18)


***


“İyilik, yüzlerinizi doğuya veya

batıya çevirmeniz değildir

Asıl iyilik Allah’a, ahiret gününe,

Meleklere, Kitaba ve peygamberlere inanmanız,

O çok sevdiğiniz mallarınızdan,

Yakınlar, öksüzler, ihtiyaç sahipleri,

Yolu kesilmişler, düşürülmüşler,

Boyunduruk altındakiler için vermeniz,

Cân-ı gönülden namaz kılmanız,

İhtiyaçtan fazla olanı vermeniz,

Sözünüzün eri olmanız,

Güçlüklere göğüs germenizdir

İşte bunlardır sözü namus bilenler!

İşte bunlardır Allah bilinciyle yaşayanlar!”

(Kur’an; Bakara; 177)


***


“Bir zenginlik yarışıdır

Oyalanıp duruyorsunuz

Mezarlarınıza girinceye kadar

Süren bir oyun ve oynaş…

Fakat hayır! Yakında bileceksiniz

Fazla uzak değil; çok yakında bileceksiniz

Evet, daha derinden bakabilseydiniz,

Bir ateş çemberine doğru

Yuvarlanmakta olduğunuzu görürdünüz

Kendi gözlerinizle onu apaçık göreceksiniz

O gün her nimetten

Tek tek sorgulanacaksanız…”

(Kur’an: Tekâsür; 1-8)


***


“Yalancı (sahte) din nedir

Haber vereyim mi (gördün mü?)

Öksüzü hor görür

Yoksulun halinden anlamaz

(Üstelik namaz kılar ki)

O namaz kılanların vay haline!

O kuru kuruya yatıp kalkanların vay haline!

Çünkü gösteriş yapıyorlar,

En küçük yardıma bile yanaşmıyorlar

(Kur’an; Maun; 1-7)


***


“Firavun yeryüzünde büyüklük taslamış

Ve halkını sınıflara ayırmıştı

Onlardan bir grubu ezmek istiyordu

Oğullarına kurbanlık muamelesi yapıyor,

Kadınlarını hayâsızlığa zorluyor,

Sürekli terör estiriyordu

Biz ise

Yeryüzünde ezilenlere lütufta bulunmak,

Onları önderler yapmak,

Ve Firavun’un yerine geçirmek istiyorduk Onları yeryüzünde işbaşına getirmek suretiyle

Firavun, Haman ve ordularına

Korktuklarının başlarına geleceğini

Gösterelim istiyorduk…”

(Kur’an; Kasas; 4-6)


***


Yunus ne güzel söylemiş: “Dört kitabın manası bellidir bir Elif’te…


Sadece dört kitabın mı?


Bütün suhufların, ilahi bildirilerin, metinlerin manası bellidir bir Elif’te…


Ey yeryüzünün dindarları!


Kitabın anasıdır bunlar, yan yollardan çıkın, ana yola dönün!


İster Rahman deyin, İster Allah…


İster El deyin, ister Enlil…


İster Yehova deyin, ister Ahura-Mazda…


İster Tao deyin, ister Tengri…


İster Zeus deyin, ister Krişna…


İster Ha diye yazın ister Sad


İster Vav diye kıvırın ister Nun


Hepsinde Elif var


Bize seslenen evrenin ruhu birdir


Yerlerin ve göklerin nuru birdir


Bize çokluk görünen vahdet birdir


Bütün güzel isimler (Esma’ul-Hüsna) O’nundur


İyiye, güzele, doğruya dair ne varsa O’ndandır


Adalete ve merhamete dair bütün sesler O’ndandır


Öksüzün, yoksulun, ezilenin, mazlumun çığlığıdır O


Zebur olur, Tevrat olur, İncil olur, Kur’an olur


Dört bin kitaptan da gelse tanırsınız O’nu


Ummu’l-Kitap (Kitabın anası) birdir


Her öksüze “Yavrum!” diye seslenir


(Recep İhsan ELİAÇIK)

Alıntı Yaparak Cevapla

Kitabın Anası

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kitabın Anası




evet gerçekten güzel bir paylaşım bildirilenlerin asıl ortak noktaları olmakla kalmayıp zaten aynı seyı ıfade ederler hz muhammed döneminde hadislere bakılacak olursa bugunku hukukun temel yasalarının ortaaya kondugunu goreceksınız , kısının sucu ıspatlanana kadar sucsuz oldugu temelı gıbı ve mılyon ornek verıleılır buda , mesajın aslen özunu anlama ve bu yönde yorumlamadır , sadece muhammed degil bu gibi insani degerler konusunda ıdolleşmiş birsuru ınsan vardır harika bir yazı eline sağlık

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.