Prof. Dr. Sinsi
|
Ay'a Gidiş Kehaneti(!)
Lütfen bütün yazıyı okumadan yorum yapmayalım
AY'A GİDİŞ KEHANETİ (!)
Ünlü İslamcı yazarlardan birkaçının iddiasına göre, insanoğlunun Ay'a gideceği Kur'an'da önceden müjdelenmiştir Geçtiğimiz günlerde foruma gelen ve sonra İslam misyonerliği yaptığı için üyeliğini kaybeden bir Müslüman, aşağıdaki iddiaları kopyalayıp bizi İslam'a davet etmişti Bakalım ne tür bir kehanet ile karşı karşıyayız? Ondördüne girdiği zaman Ay'a; siz, gerçekten tabakadan tabakaya bineceksiniz Şu halde onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar? (İnşikak Suresi, 18-20)*
Yukarıdaki ayetlerde Ay'a dikkat çekildikten sonra tabakadan tabakaya binip geçileceği söylenmiştir "Terkebu" ifadesi, (vasıtaya) binmek, bir yol üzerinde yürümek, peşine düşmek, takip etmek, girişmek, kalkışmak, katılmak, hakim olmak anlamlarına gelen "rakibe" fiilinden türemiştir Bu anlamlar göz önünde bulundurulduğunda, "tabakadan tabakaya binip geçeceksiniz" ifadesinde, binilecek bir araca işaret ediliyor olması muhtemeldir
Nitekim Ay'a gidiş için binilen uzay araçları, atmosfer tabakalarını bir bir geçtikten sonra uzay boşluğuna ve oradan da Ay'ın çekim sahasına girerler Böylece birbirinden ayrı bir çok tabaka ardı ardına geçilerek Ay'a gidilebilir Bunların yanı sıra İnşikak Suresi'nin 18 ayetinde Ay üzerine yemin edilmesi de vurguyu ayrıca güçlendirmektedir Dolayısıyla yukarıdaki ayetle, Ay'a gidişin gerçekleşeceğine işaret ediliyor olabilir (En doğrusunu Allah bilir )
Her şeyden önce belirtmemiz gereken konu, İslamcı yazarın meal çalışmasının Diyanet İşleri Başkanlığının meal çalışmasıyla örtüşmemesidir Diyanet'in çevirisinde yukarıdaki ayetler şu şekilde geçer: Dolunay halindeki aya ki, Şüphesiz siz halden hale geçeceksiniz Böyleyken onlara ne oluyor da iman etmiyorlar? (Sure 84:18-20 Diyanet)
Bu çeviride, insanoğlunun halden hale geçeceği belirtilmiş Bu "halden hale geçme" kavramının "farklı tabakalardan geçerek aya gitmek" şeklinde yorumlanmasının ne kadar desteksiz olduğu ve Sure'nin anlam bütünlüğüne uymadığı son derece açıktır Sure'nin asıl konusu insanların imansızlığı karşısında onların acizliğini vurgulamak ve inanmayanları, kıyamet günündeki yargı ile korkutmaktır
Bu sözde mucizeyi uyduranlar, bazı insanların aya çıkmasıyla imansızlık etmeleri arasında hiçbir mantıksal konu bütünlüğü bulunmadığını görmezden gelmektedir Onların yorumuna göre, insanların aya gidecek olması ve bunun daha önceden bu şekilde şifrelenerek bildirilmesi, insanların imansızlığının gereksiz olduğunu kanıtlamaktadır(!) İnsanoğlunun ay'a çıkması ancak geçtiğimiz yüzyılda gerçekleşmiştir; oysa Kur'an'ın hitap edip uyardığı imansız insanlar her dönem var olmuştur 84 Sure'nin 18-20 ayetleri gerçekten ay'a çıkış kehanetini içeriyorsa, insanların ay'a gidecekleri yolundaki sözde kehanet ancak geçen yüzyıl gerçekleştiğinden, ilgili Kur'an ayetinde insanlara niçin imansız olduklarının sorulması da yersiz ve haksız olacaktır
84 Sure'de ay üzerine yemin edilmesinin hiçbir ayrıcalığı yoktur İslamcı yazarlar, iddia ve yorumlarına gerçeklik kazandırmak için Sure'de ay dışındaki varlıklar üzerine de yemin edildiğini okuyucudan saklamaktadırlar Tüm bu yeminleri ve ifadeleri inceleyelim: Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu Yemin ederim şafağa, Geceye ve içinde topladıklarına, Dolunay halindeki aya ki, Şüphesiz siz halden hale geçeceksiniz Böyleyken onlara ne oluyor da iman etmiyorlar? Onlara Kur’an okunduğu zaman secde etmiyorlar? Daha doğrusu, inkar edenler (Kur’an’ı) yalanlıyorlar Halbuki Allah, içlerinde ne sakladıklarını çok iyi bilir Öyle ise sen onlara elem dolu bir azabı müjdele! Ancak iman edip de sâlih ameller işleyenler başka Onlar için, bitmez tükenmez bir mükafat vardır (Sure 84:15-25 Diyanet)
Sure içinde sadece ay'a değil; şafağa, geceye ve içinde topladıklarına da yemin edilmektedir Bu üç unsur, gece ile bağlantılıdır; çünkü şafak vaktine kadar gece hüküm sürer ve dolunay, gece görünür Daha ilginç olan bir nokta ise, ayette DOLUNAY ifadesinin geçmesidir Başka bir deyişle, genel ay kavramına değil, ay'ın belirli bir şekli üzerine yemin edilmektedir Üstelik, dolunay üzerine edilen yemin gece kavramı ile bağlantılıdır Bu sebeplerden dolayı, İslamcı yazarların sözde mucizesinin "Gece Dolunay'a Çıkış" biçiminde değiştirilmesi gerekir İlgili ayetlerde insanoğlunun Dolunay'a gece çıkacağı kehanet edildiyse, bu kehanet henüz gerçekleşmemiştir Neden? Çünkü gece ve dolunay kavramları, insanların ay'ı görme biçimleriyle bağlantılı olup bilimsel bir gerçeklik taşımamaktadır! Bilim adamları, insanoğlunun dolunay'a veya hilal ay'a çıktığını söylemezler Ay denen gök cismine çıkılmıştır; ancak aya çıkan kişiler "aman çabuk davranalım, birazdan ay hilal durumuna gelecek ve ayaklarımızın altı boşluğa dönüşecek" dememişler ve bu tür bir korku duymamışlardır
Ayrıca, ilgili ayette insanların şekilden şekile geçeceği yemin ile bildirildikten sonra, kıyamet gününde yaşanacaklardan bahsedilmiştir Öyle ise sen onlara elem dolu bir azabı müjdele! (Sure 84:24)
İslamcı yazarların yorumunu bu yukarıdaki ayete uyarlarsak farklı ve yeni bir Kur'an mucizesi ile karşılaşırız! İnsanların aya çıkması onlar için çok büyük bir azabın habercisi olacaktır Burada müjdelenen "elem dolu bir azap" ile büyük ihtimalle astronotların giydikleri kıyafetlerden rahatsız olacakları ve yerçekimi kuvvetinin bulunmamasından dolayı özellikle uzay aracında tuvalet konusunda büyük sıkıntı yaşayacakları belirtilmiştir! Niye iman etmiyorsunuz, ey astronotlar!!! Her bir şey ortada, haydi Kur'an'a iman edip namaza durun
Şaka bir yana, İslamcı yazarların bağlamından koparıp yanlış yorumladığı ayette geçen "halden hale geçmek" kavramı Müslüman tefsirciler tarafından insanoğlunun hayat esnasında geçireceği evreler olarak yorumlanmıştır
*Bu iddialar ve alıntılanan Türkçe meal, Adnan Oktar'ın (Harun Yahya) websitesinde yer almaktadır
|