|  | Şuur, Beyin Ve Hologram |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Şuur, Beyin Ve HologramŞUUR, BEYİN, HOLOGRAM  Yunan filozofisinin en görkemli dönemlerinden beri; Batı,akılcı ve analitik düşünceye önem vermiştir  Buda şuurlu yaşamımızın 'Bölümlerini' oluşturan düşünceler ve karar verme kurallarından ibarettir  Bu mantık, doğal olarak beynin hesaba dayalı bir bilgisayar modeli olduğuna varır, fakat bunun bedeli insanın diğer tarafını, bilgi ve deneyimi temsil eden içgüdüsel yönünü, yani erdem, hayal gücü, yaratıcılık gibi özelliklerini içeren yönünü gözden kaçırması olur  Modern nörofizyolojik terminolojide zihinsel yaşamımızdan sağ beyin/ sol beyin ayrımı bağlamında söz edilir; bizim kültürümüz sol beyin kültürüdür  Analitik ve mantıksal düşünce kapasitesi neredeyse tamamıyla beynin sol yarım küresinin işlevsel kapasitesi içindedir  Kuantum fiziğinden buna eşdeğer iyi bir metafor vermeye kalkarsak, parçacık/ dalga ayrımını verebiliriz ve diyebiliriz ki, bizim kültürümüz zihnin parçacık yönüne dayanır  Holistler, şuurun her elemanının aslında gerçekliğin her elemanı, her şeyle bağlantısı olduğunu düşünerek, deneyimin dalga yönü üzerinde dururlar  Bütün, parçaların toplamından daha büyük bir şeydir ya da hologramik modelin baş savunucularından David Bohm'un ortaya attığı gibi, "gerçeklik bölünmez bir bütünlüktür"  Her şey ve herkes birbiriyle öyle bütünleşmiş durumdadır ki, bireylerden ya da ayrılmadan söz etmek gerçeğin çarpıtılması ve bir yanılsamadır  Bugünkü holistik evren anlayışının temelinde hem kadim Doğu Bilgeliği hem de analizci Batı vardır  Budizm'in Elmas Sutra'sı bu konuda şöyle diyor: "İndra'nın evinde öyle bir inci ağı oluşturulmuş ki, bir tanesine baktığınızda diğer bütün incileri onun içinde görebilirsiniz  " Dünyadaki her nesne de sadece kendisi değildir, diğer her nesneyi içerir ve aslında diğer her bir nesne odur  Mikro kozmosla makro kozmosu birbirine bağlayan 'Büyük Varlıklar Zinciri' gerçekliğin her bir küçük parçasının bütünü içinde taşıdığını ileri sürer  Spinoza felsefesinde de dünyadaki her şeyin tek bir özden yapıldığı vurgulanır  Hologramı bir beyin modeli olarak göstermeye çalışanlar bilimsel tabanlı bazı metaforlar yapmaya kalkışıyorlar  Hem genelde 'holografik paradigma'nın hem de özelde beynin holografik modelinin çekici özellikleri vardır  Modern zihne ulaşabilen bir metafor olarak hologram, ilişkiden ve işlemden kaynaklanan şuur ve gerçeklik unsurları üzerinde yararlı bir rol oynar  Bize bütünün parçaları olduğumuzu hatırlatır  Fakat bazı konularda metafor olarak biraz fazla ileri giderek, mekanizma olarak varlığın dalga benzeri yanına aşırı vurgu yapar, bilgisayar modeli de parçacık yanını vurgular  Bildiğimiz gibi gerçeklik hem dalgaları (ilişki) hem de parçacıkları (bireysellik) kapsar  Yani açıkçası gerçeklik dediğimiz şey ilişkilerden ve bireylerden oluşmaz mı? Bu tıpkı insanın zihinsel yaşamının hem anlık şuurlu birlik ve bütünlüğe sahip olmasını, hem de hesaplamayı ve eylemi düşünce ve yapı gibi kapsamasına benzer  Zaten şuurun doğasına ve onun beyinle ilişkisine gerçekten uygun bir model her ikisini de açıklayabilmelidir  ŞUURUN HOLOGRAFİK MODELİ Hologramlar bir lazer yardımıyla oluşturulan, içine aldığı görüntünün sıradan fotoğraflar gibi iki boyutlu değil üç boyutlu olduğu bir çeşit şeffaf resimlerdir  Eğer elinizde bir elmaya ait bir hologram varsa, plakayı bir kenara doğru bir miktar eğip elmanın arkasında gerçekten ne olduğunu görebilirsiniz  Bir hologramla ilgili en gizemli şey eğer onu ikiye bölerseniz her birinde tam bir elma bulunan iki tam resim elde edecek olmanızdır  Kesime devam edilirse dört, sekiz vs  elma elde edersiniz, çünkü holografik filmin her parçasında tam bir resim bulunur  'Holografik' olma özelliği ya da bir bütünde her bir parçanın bulunması dikkat çekicidir; çünkü bu, bir hologramda bulunan bilgi düzeninin sıradan bir resimdeki bilgi düzeninden çok farklı olduğunu gösteriyor  Bir hologram parçalara bölünemez  Çünkü holografik bir resmin görünürdeki her parçası ancak resmin tamamına ait ortak parçalarla ilgisi oranında anlaşılabilir, Holografik resim 'alan' özelliklerine sahiptir denilebilir  Düzenlemenin holografik modelinin tartışmamızla ilgisi vardır; çünkü Yeni Fizik, maddenin temel birimlerinin yani atom-altı parçacıkların tek başına parçalar ya da yapı taşları olarak soyutlanamayacaklarını bulmuştur  Bunların davranışları da parçacıkların ortaklaşmasıyla belirlenen alan özelliklerine sahiptir  Bu gizemli bir şeydir, çünkü aynı holografi-alan ilişkisi hayatın yapısını ve aslına bakarsak düşünce sürecimizin yapısına hükmediyor gibidir  www  spatyom  com | 
|   | 
|  | 
|  |