|  | Anadolu'nun Kadın Savaşçıları |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Anadolu'nun Kadın SavaşçılarıAralarına asla erkek almayan Amazonlar’ın efsanesi, Anadolu’nun en önemli söylenceleri arasında yer alıyor  Tarihin babası sayılan Bodrumlu Herodotos’tan, destanları ile ünlü İzmirli ozan Homeros’a kadar birçok kaynakta adı geçen bu savaşçı kadınların at binmedeki yetenekleri ise dillere destan    Amazonlarla ile ilgili bilgilerin çoğu, bu savaşçı kadınların Anadolu’nun kuzeyinde; Ordu yakınlarındaki Terme «ayı civarında, Themiskyra adlı kentte yaşadıkları yönünde toplanıyor  Yüzyıllardır merak konusu olan Amazonlar oldukça ilginç bir topluluk  En önemli özellikleri en az erkekler kadar hatta efsanelere göre erkeklerden çok daha iyi savaşmaları olmuş  Bu yiğit kadınların, güzelliklerinin yanı sıra; çevik, hızlı ve disiplinli olmaları da onları diğer kavimlerden ayıran özellikler arasında sayılmış  Özellikle at binme konusundaki yetenekleri ve at üstünde kazandıkları savaşların ünü, çok kısa zamanda tüm Anadolu’ya hatta komşu ülkelere yayılmış  Babaları savaş tanrısı Ares’ten aldıkları iyi savaşma özelliğinin yanı sıra; anneleri, uyumu ve barışı simgeleyen Harmonia’dan aldıkları barışı sağlama ve koruma bilinçleri ile kendilerine haklı bir ün yapmışlar   At üstündeki hünerleri Söylenceye göre Amazon kadınları yaşamın her alanına hakim olduğu bir toplumdu  Aralarına erkek almaz, sadece soylarını devam ettirmek için komşu kavimlerle görüşürler ve sonra kendi topraklarına çekilirlermiş  Doğan kız çocuklarını en iyi şekilde eğitirler, onlara at binmeyi, ok atmayı ve yay kullanmayı öğretirlermiş  Erkek çocukları ise, ya bebekken babalarının yanına yollarlar ya da kendilerine ayak bağı olmayacak işlerde kullanırlarmış  Amazonlar, ok atmadaki üstünlüklerinin yanı sıra, “Labris” denilen çift tarafı da keskin olan bir baltayı da çok iyi kullanırlarmış  Savaşlarda, kendilerini savunmak için kullandıkları, yarım ay şeklindeki kalkanları ise pek çok heykele konu oldu   Tek göğüslerini kesen Amazonlar    Dilbilimcilerin "Amazon" sözcüğü üzerine yaptığı araştırmaların sonuçlarına göre; Anadolu’nun Karadeniz Bölgesi’nde yaşamış olan bu savaşçı topluluğun adının anlamının, "Göğüssüz" olduğu ortaya çıkıyor  Söylencelere göre, bu savaşçı kadınlar ok atarken rahatsız olmamak ve yayı daha fazla gerebilmek için tek göğüslerini küçükken keserlermiş  Böylece yayı, zahmetsizce gerebilir ve oku daha da uzağa atabilirlermiş  Bu özellikleri ise savaşlarda onlara ezici üstünlük sağladığından geleneklerini çok uzun yıllar boyunca hiç değiştirmemişler   Estetik ve dinamizmin simgesi Birçok mitolojik hikayeye konu olan Amazonlar, estetik ve dinamizmin bir simgesi olarak özellikle yaptıkları savaşları gösteren kabartmalarla, ünlü tapınak ve mezar anıtları süslemişler  Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan Bodrum’daki Kral Mausolos’un mezar anıtını (Mozele) süsleyen Amazon Savaşı kabartmaları, göz alıcı bir ustalık ve hayranlık verici bir incelikle mermerde hayat bulmuş asırlar önce     Anadoluyu savunan kadınlar Anadolu’ya yapılan en önemli saldırılardan biri olan Truva Savaşı sırasında Amazonlar da savaşmışlar, hatta; erkeklerin arasında, omuz omuza Anadolu’yu savunmuşlar  O kadar ustaca savaşıyorlarmış ki, kimse o parlak zırhlarının, başlıklarının içinde bir kadının olabileceğini düşünemiyormuş  Truva Savaşı sırasında orduyu cesaretlendiren Amazon kraliçesi Penthesileia’nın efsanesi ise oldukça trajiktir  Truva’ya saldırılar başlayınca Amazonlar’ın cesaretini örnek alan diğer Anadolulu ordular da savaşmaya başlamışlar  Karşı tarafın en ünlü kahramanı olan Akhilleus ile Amazon Kraliçesi Penthesileia’nın, savaş alanındaki mücadelesi gerçekten çok zorlu olmuş  Hem Akhilleus, hem de Penthesileia parlak zırhları ve gösterişli başlıkları ile tozlu savaş alanının ortasında birbirlerine doğru yaklaşmaya başlamışlar  Kraliçe keskin baltası ile Akhilleus ise mızrağı ile savaşıyormuş  Kraliçe kusursuz bir şekilde kullanıyormuş baltasını  Hareketleri atik ve hızlıymış   Göğüs göğüse uzun süren bu dövüş sırasında Akhilleus, düşmanının bir kadın olduğunu aklından bile geçirmemiş  Uzun mücadele sırasında; Akhilleus’un yenileceğini düşünen bir arkadaşı, ikilinin arasına girerek kraliçenin dikkatini dağıtmış  İşte ne olduysa bundan sonra olmuş ve Akhilleus’un fırlattığı mızrağı fark edemeyen Penthesileia, göğsüne saplanan mızrak ile yere yığılmış     Mızrağın yaraladığı Amazon Akhilleus, düşmanını yendiği için rahat bir nefes almış ama yine de; içinde bu çok iyi dövüşen düşmana karşı bir saygı, bir hayranlık uyanmış  Toz toprak içinde yatan bedene doğru yaklaşmış ve kendisini bu kadar uğraştıran kişinin yüzünü görmek için, yaralının başını kucağına almış  Bu narin beden karşısında biraz şaşırmışsa da asıl şaşkınlığı başlığı çıkartınca yaşamış  Karşısında bir kadın varmış  Hem de çok güzel bir kadın  Kendi mızrağı ile yaraladığı bu güzel kadın, az önceki zorlu mücadelede kendisini zorlayan askermiş  İnanamamış gözlerine Akhilleus  Öyle ki; ölmek üzere olan kraliçenin güzelliği ve cesareti karşısında, çok etkilenmiş ve aşık oluvermiş bu güzel kadına  Ama olan olmuş ve kraliçe aldığı ölümcül yara nedeniyle son nefesini vermiş Akhilleus’un kollarında  Akhilleus ve Penthesileia’nın bu mücadelesi zamanla o devrin sanatçıları ve ozanları arasında çok sevilmiş ve çeşitli sanat eserlerine konu edilmiş  Eski ve acıklı bir aşktan geri kalanlarla beraber    | 
|   | 
|  | 
|  |