Prof. Dr. Sinsi
|
Bazı Varlıklar Ve Özellikleri :=)
THE GREYS
Ziyaretçiler olarak anılan bu türün bireyleri yaklaşık olarak 1 8 Metre uzunluğundadır Ağırlıkları ise 30-40 Kg arasıdır Tenlerinin renginden dolayı bu ismi almışlardır Saçları olmamakla birlikle gözleri yırtıcı biçimde ve siyah rengindedir
Zeta Reticulan yıldız sisteminden Orion takım yıldızı kökenli oldukları söylenir İletişim şekilleri Telepatik'dir Saldırgan tavırları görülmemiştir Bazı ayırt edici özellikleri şöyle sıralanabilir:
Organları insan vücudundaki organlardan büyük ama aynı düzende
Ağızları dar ve kesik
Kulakları ve burunları çentikli
Dört parmaklıdır ve perdelidir
Vücutları ince
THE REPTİLİANS
Genetik olarak sürüngenlere çok benzedikleri için bu adı almışlardır Uzunlukları yaklaşık olarak 1 7 Metre civarındadır Ağırlıkları ise 60-70 kg gibidir Çok gelişmiş vücut sistemleri vardır, görünümleri daha çok düşmanca ve ürkütücüdür
Tenleri kızılımsı renktedir, cinsiyetleri bilinmemekle beraber kökenleri de belli değildir Gri türlerin alt seviyesinde bulunurlar (Sınıflandırma yapılırsa) Kendi gezegenleri yaşama elverişsiz olduğundan asırlar önce Dünya'ya yerleştikleri tahmin ediliyor
ATAİEN / MANTİS
Uzun ve dar suratları, yukarı doğru eğimli gözleri ve böcek gibi vücuduyla bu ünvana sahip olmuşlardır (Mantis=Peygamberdevesi) Şu an ki raporlara göre çok akıllı oldukları bilinen bazı özellikleri Gezegenimizde meyvelerle yaşamlarını sürdürdükleri sanılıyor 1 7 Metre uzunluğunda ve uzaktan gri-altınımsı renkteler Onlar hakkında bilinenler bundan ibaret
THE PLEiDEANS
Genellikle sarışın erkek ve esmer kadın tipi bir uzaylı tipidir Olağanüstü evrim geçirmiş, yardımsever olarak bilinirler Dünya'dan sadece güvendikleri kişilerle irtibat kurarlar Bu yaratıklar söylendiğine göre biz insanların ata sı olabilirmiş Şu ana kadar bilinen en iyi Pleideans araştırmacısı Billy Meier'dir
MEN in BLACK
Men in Black en iyi: M i B,Harlocks,Susturucu'lar olarak tanımlanır Klasik bir MiB'i tanımlayacak olursak, belirsiz bir yaş, orta boy bir uzunluk ve en önemlisi siyah giyinimli kişilerdir Soluk tenli'dirler Tanıklara göre oldukça mekanik hareketlidirler Genellikle sahte belgelerle gezerler ve her hangi bir UFO olayından sonra susturucu görevi görürler
Andromedalılar
Spiritüel varlıklar olan Andromedalılar, Andromeda galaksisinden gelen çok eski, meleğimsi enerjisel bir ırktır Bu varlıklar, Pleiadeslilerin ve tüm insan evriminin öncüleridir Aynı zamanda tamamen farklı bir evrim kolu olan ve hem suda hem de karada yaşayabilen Cygnusian ırklarını da yönetmektedirler
Arcturuslar
Bootes takım yıldızındaki kırmızı dev yıldız Arcturus, Dünyadan yaklaşık 36 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır ve olağanüstü parlaklığı sayesinde Mart-Kasım ayları arasında kuzey yarım küreden görülebilmektedir
Arcturus uygarlığı, galaksimiz içindeki en gelişmiş uygarlıklardan biridir 5 Boyutta bulunan Arcturus uygarlığı dünyanın gelecekteki prototipi olarak kabul edilmektedir
Arcturuslular, fiziksel olarak kısa boylu ve zayıftırlar Boyları 90-120 cm arasındadır Birbirlerine çok benzeyen bu varlıklar, bu durumun birbirleriyle kıyaslanmayı önlemesinden dolayı memnundurlar Tenleri yeşilimsi renktedir Büyük, badem biçimli gözleri vardır 3 parmaklıdırlar
Arcturusluların gözleri, koyu kahverengi ya da siyahtır Fakat görmelerini sağlayan ana organları, gerçekte gözleri değil telepatik bilinçleridir İşitme duyuları ise telepatik özelliklerinden bile daha ileridir Bu varlıkların ortalama yaşam süreleri 400 yıldır
Maviler
Maviler de Nordikler gibi hangi yıldızdan geldiklerini açıklamamaktadırlar Kısa boylu varlıklardır ve yarısaydam, mavimsi bir tenleri vardır Gözleri büyüktür ve badem biçimindedir Oldukça spiritüel varlıklardır ve her insanın kendi yolunu takip etmesi gerektiğine ve özgür irade yasasına inanırlar
Nordikler
Nordikler, geldikleri yıldız sistemini hiçbir zaman açıklamamışlardır Oldukça güzel görünümlü varlıklardır; sarı saçlıdırlar, bu yüzden çoğu kez “sarışınlar” olarak adlandırılırlar Gözleri koyu mavi renktedir Boyları 1 70-1 90 cm arasında değişmektedir
Nordikler, Dünyadaki sorunları aşmaları için insan ırkına yol göstermeye çalışan pozitif varlık grubundandırlr Kendilerine değil de başkalarına odaklanan varlıklarla çalışmayı tercih ederler
Orionlar
Orionlu varlıkların yaklaşık %75’i insan benzeri bir görünüme sahiptir; geri kalan %25 ise insanlara benzememektedir , bunlar Reptilian lar denilen sürüngenimsi varlıklardır, bazı ırklarda insect denilen böceğimsi varlık gruplarına girerler
Orionlu insanımsı varlıkların en belirgin özelliği gözlerinin benzersizliğidir Oldukça keskin mavi gözlere sahip Orionlu varlıklarla temasa geçmiş pek çok insan bulunmaktadır İnsan benzeri Orionluların %90’ı açık kahverengi tene sahiptir; geri kalan % 10 ise Kafkas tipli, açık renk saçlı varlıklardır
Orion Sistemi çok büyük bir yıldız sistemini barındırır Orion Sisteminden gelenler negatif varlıklar olarak bilinseler de , tüm sistem negatiflerle kolonileşmiş değildir Özellike humanoid yani insanımsı varlıklar, hem teknolojik hem de spritüel açıdan çok gelişmiş pozitif varlıklardır  
Santorlar
Santorlar, Dünyamızdan yalnızca 4 2 ışık yılı uzaklıkta bulunan Alfa Centauri Merkezi Sistemi’ndeki en yakın komşularımızdır Santorlar, teknolojik ve ruhsal açıdan bize yakın güneş sistemlerindeki en gelişmiş medeniyetlerden biridir Siriuslular, Pleiadesliler ve Venüslülerle aralarında yakın bir bağlantı bulunmaktadır
Alfa Merkezi Sistemi, 3 yıldızdan oluşmaktadır; bunlar astronomik literatürde Alfa A,B,C olarak adlandırılmaktadırlar Bunlardan Alfa C yıldızı güneş sistemimize en yakın olanıdır
Santorlar, diğer medeniyetlerle birlikte, özellikle son 4000 yıldır dünyadaki evrimi izlemekte, ve insanlara evrimlerindeki bir sonraki adım olan Yeni Çağa geçişlerinde yardım etmektedirler
Santorların teknik yetenekleri hayal edebildiğimizin çok ötesindedir Devasa uzay gemilerinin yapımı ve yıldızlar arası seyahat, ancak Santorlar’ın da sahip olduğu maddeleşme ve madde boyutundan ileri bir boyuta geçme yeteneği ile mümkündür
Ayrıca Proxima Centauri yıldızından gelen insana çok benzeyen pozitif motivasyonlu çok gelişmiş ırklarda vardır 
Siriuslar
Dünyamızdan 8 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve köpek yıldızı olarak da bilinen Sirius, ileri bilince açılan boyutlararası bir kapı niteliğindedir Siriuslular teknolojik ve spiritüel açıdan bizden binlerce yıl ileridir
Siriuslular Pleiadesliler’e göre daha koyu renkte bir tene sahiptirler; ten renkleri açık kahverengiden çok koyu kahverengiye varan bir çeşitlilik göstermektedir Çarpıcı bir göz yapısına sahiptirler; gözleri büyüktür ve hafifçe kesişmektedir
Siriusluların atalarından bazıları uzak geçmişte gezegenimizle etkileşime geçmişler ve genetik projenin bir parçası olmuşlardır Hatta bazıları kendi içlerinde genetik değişimlere uğramışlardır Bu değişimler sonucu bazıları daha açık bir tene sahip olurlarken, bazıları ise genetik açıdan diğerlerinden çok daha farklı hale gelmişlerdir
Siriusluların bazıları insana hiç de benzemeyen varlıklardır; daha çok böcek ve sürüngenleri andırırlar Bunlar insan gibi memeli yaratıklar olmalarına rağmen, farklı bir görünüşe sahiptirler Hem teknolojik hem de spritüel anlamda müthiş gelişmiş olumlu varlıklardır
Sirius , geçmişte sibernetik varlıkların türevi olan sasquatch ( kocaayak ) , benzeri varlıkların bölgesidir Siriuslar , geçmişte Orion imparatorluğu ile savaşıyorlardı Genetik kaynakların , hayvan , bitki , mineral ve kozmik su vahası olan stratejik yıldız sistemlerinin yani sol ve özellikle Dünya (terra) yada Shan gezegenini kapsayan 21 yıldızlık sistemi içine alan bölgenin sakinleri olduklarını iddia ederler
Vegalar
Vegalar, Dünya dan yaklaşık 26 ışık yılı uzaklıkta bulunan Lyra takımyıldızındaki en parlak yıldız olan Vega’dan gelmektedirler Bu varlıklar 1 80-2 10 cm boylarındadırlar Kalın ve dayanıklı derileri vardır Vegaların temel saç renkleri siyahtır; fakat aralarında koyu kahverengi saçlılar da bulunmaktadır Bazı Vegaların ise çok az saçı vardır ya da hiç saçı yoktur
Vegalar iki sınıfa ayrılmaktadır İlk sınıftaki Vegalar insan benzeri varlıklardır Oldukça çarpıcı gözleri vardır, fakat Zetalardan farklı olarak gözkapakları mevcuttur İkinci tür Vegalar ise insana benzememektedirler Böcek ve sürüngenleri andıran bir görünümleri vardır Bu sınıftaki Vegaların saç renkleri genellikle yeşilimsidir Derilerinde ve kanlarında bulunan bakır, vücutlarına yeşil bir renk vermektedir
Dünyadışı canlılar ansiklopedisi
Dünyadışı canlılarla ilgili tüm tanıklıkları ve iddiaları derleyerek bir sınıflandırma yapmaya çalışmak bir karışıklık yaratabilir çünkü tanıtlanmamış bir olayı bilimsel alana taşımak uygun değildir, bunu önlemek için dünyadışı canlıları tiplerine ya da davranışlarına göre ayırabiliriz Yine de sonuçları okuyuculara bırakıyoruz Dosyalarda yer alan belgelerde ileri sürülen kanıtların, güvenilir araştırmalarla desteklendiği söylenmektedir ama yine de bütün bunlar fanatik birer iddia olarak tanımlanabilirler Ve unutulmamalı ki, tanıkların büyük bir çoğunluğu gereken psikolojik testlerden geçirilmemiştir, kaldı ki testlerin geçerlilikleri dahi tartışılabilir düzeydedir Burada önemli olan, böyle bir inancın ortaya çıkardığı ansiklopedik yaklaşımı sergileyebilmektir İşte dünyadışı canlılar karmaşası;
İddialara göre galaksimizde bir Federasyon, bir İmparatorluk ve bir de bağımsız grup vardır; Federasyon, Zeta Reticuli 1, Alfa Centauri, Proksiyon, Kurt 424, Tau Ceti, Taygeta Pleiades ve Vega Şilrak takımyıldızının birliğinden kuruludur İnsana benzer varlıklardırlar İmparatorluk ise, Alfa Drakonis, Epsilon Bootes, Rigel Drion, Bellatrix, Orion, Polaris, Nemesis ve Zeta Reticuli 2´ye hakimdir Daha çok reptil yani sürüngene benzer varlıklarıdır Bir de kendi arasında anlaşık fakat bireysel olarak bağımsız olan zeki bir grup vardır; Bu grup, Bernard Yıldızları, Bootes Centaurus, Altair Aquila, Aldebaran, Arcturus, Sirius-B ve Sol Sisteminde yer alır Farklı olan birkaç gizli grup, Amerika ve Dünya´daki kolonilerde ya da üslerde çok gizli olarak hükümetlerle ilişki kurdular Bu grupların bazılarının, Güneş Sistemi içinde beden değiştirmeye imkan veren ilerlemiş bir teknolojiye sahip oldukları söylenmektidir Şimdi "Dünyadışı Canlılar Ansiklopedisi"ne başlıyoruz
Pleiadeliler:
Genelde sarışın ya da bazıları esmer insanlar, Alfa Draconis´den gelen sürüngene benzer varlıklar tarafından istila edilen gezegenlerde yaşıyorlar, Pleideliler, uzay yoculuğuna çıkan insana benzer ilk toplumdur (rivayete göre Amerikan Hükümeti 1940´lardaki Philadelphia Deneyleri´nden beri dünyadışı zeka ile nasıl bağlantı kurulacağını biliyordu ) Pleideliler, teknolojilerinin bizim uluslararası teknolojimizden yaklaşık 300 yıl ötede olduğunu ve kendilerinin, Andromeda takımyıldızının içinde bulunan, Andromeda Konseyi´nin bir parçası olduklarını belirtiyorlar İsviçreli çiftçi Billy Meier´ın ilişkide olduğunu iddia ettiği uzaylılar bunlardır
Lyralılar
Lyra insanlarının (İnsanlarla aynı nesle sahip oldukları söyleniyor) birkaç bin yıl önce sistem dışına sürüklendiğini farzedin Lyra savaşları sürerken kitleler halinde sistemi terkederek Pleiade, Hyade (Taurus takımyıldızında, dünyadan 130 ışık yılı uzaklıkta) ve Vega yıldızlarının bulunduğu bölgeye kaçtılar Bizim sistemimize benzeyen bu bölgede hala insanlarla, timsah cinsi griler savaşmaktadırlar
Teloslular
Tufan´dan önceki yıllarda su altındaki kolonilerde yaşayan sarışın, uzun boylu insanlar; Kuzey Amerika´nın batı eyaletlerine yerleşmişler ve Kuzey California´daki Mt Shasta Dağı´nın çevresine toplanmışlardı, büyük mağara kentlerinde yaşıyorlardı, Lemuria olarak adlandırılan Tufan´dan önceki zamana ait uygarlıkların bir bölümünün Telos olduğuna inanılır (Gerçekte Lemuria, Hint Okyanusunda kaybolmuş mitolojik bir kıtadır Pasifik Okyanusu´ndaki kıta, Elam-Mu olarak adlandırılmıştı) "Telosí" sözcüğü Eski Yunanca´da "kararlı çok çalışma" anlamındadır Bazılarına göre bu insanlar, Maya kabilelerinin atalarıydılar Hava gemileri "Viminas" olarak adlandırılır Telosianlar, Ashtar toplu zekaya bağlantılı ruhani düzeninin içindedirler ve diğer boyutlu varlıklar gibi Satürn, Sirius ve Arcturus´daki dünya dışı varlıklarla bağlantıları vardır
Orange
Bu varlıklar, Kuzey Meksika ve ABD Güney Nevada´da görülmüştürler Sarı, kırmızı ve portakal renkli saçlarıyla insan soyuna benziyorlardı Bedenleri de insana benzerdir Ama yüzleri genetik olarak sürüngen türüdür İnsanlar gibi üreme organlarına sahiptirler Bazılarının Bernard Yıldızı´yla bağlantıları vardır
Bukalemun
Sürüngenler genetik olarak insan gibi görünmek amacıyla kendilerine üreme olanağı verdiler Ayrıca insanların dış görüntüsünü oluşturmak için lazer negatifleri veya moleküler şekil değişimini kullandılar Bu tesisler, Washington, Fort Lewis; California, Deep Springs; Nevada, Groom Gölü; Utah, Dougway ve Meksika´da yüzeyin altında kullanılmaya hazır bulunmaktadır Kısacası, bu yaratıkların şekil değiştirmiş olarak aramızda yaşadıkları anlatılmaktadır Sadece gözleri değişmemektedir, bunun için de ince ve dar gözbebeklerinin iris tabakasını saklamak için suni lens kullanırlar Bazı iddialara göre ise, genetik olarak insan toplumunu ele geçirmeye hazırlanan bir ırkın öncü paralı askerleridirler
Nagas
Sürüngen türünde, büyük burunlu griler olarak adlandırılırlar Tibet ve Hindistan hikayelerinde önemli bir rol oynarlar Onlar yaklaşık 2-2 5 m uzunluğunda ve küf yeşili renklidirler İnanca göre, dünyada binlerce yıl önce varolan iki ayaklı kertenkele cinsi varlıklardan gelmektedirler Bazı kaçırılanlar, bu canlıların bir dinozor türü olan Velociraptor´a benzediğini iddia ederler Anlatılara göre eski zamanlarda Antartika´da bulunan bu ırk ve Gobi Çölü bölgesinde, İskandinav ırkı ile yapılan ünlü savaşı kaybettikten sonra yeraltına saklandılar
Ummiteler
Dünya-Sol (Güneş) Sistemi´nden 14 ışık yılı uzaklıktaki Kurt 424 yıldızından geldiklerini söylüyorlar ve belki Lyran kolonileriyle eskiye dayanan bağlantıları var Ummiteler (Ummo gezegeninden) görüntü olarak İskandinav olduğu söylenen Lyran - Pleiadeliler gibidir Bu yüzden sarışın ya da Nordik toplumlarla bağlantıları olabilir
Reticulanlar
İnsanları köleleştirirler Betty - Barney Hill ve ayrıca diğer kaçırılanlar bunlarla karşılaştılar Tekil ya da çift yıldızlı sistemde bulunan Orion ve Alfa Drakon gibi yıldızlararası Griler faaliyetinin merkezini oluştururlar
Siryuslar
Sirius, geçmişte sibernetik varlıkların türevi olan Sasquatch (Kocaayak), benzeri varlıkların bölgesidir Siryusler, geçmişte Orion İmparatorluğu ile savaşıyorlardı Genetik kaynakların, hayvan, bitki, mineral ve kozmik su vahası olan stratejik yıldız sistemlerinin yani Sol ve özellikle Dünya (Terra) ya da Shan gezegenini kapsayan 21 yıldızlık sistemi içine alan sektörün sahipleri olduklarını iddia ederler
Ay-Gözlüler
Işığa aşırı duyarlı büyük gözler ve donuk mavi derileri ile, uzun boylu barışsever bir ırktır Onlar, John Lear ve diğerlerine göre konuşmalarına izin verilmeyen ve susturulan astronotların Ay´da karşılaştıkları canlılar olabilirler Bazılarına göre bu insanlar kuzey ırklarıyla birleşmiş olabilirler Tufan´dan birkaç yüzyıl sonra Batı´ya giden Nuh´un torunları olduklarını söylenir Onlara, derin mağara sistemlerin raslandığı da anlatılır
İlkeller ya ya Yarı Tanrılar
Güney Amerika´nın altında veya başka yerlerdeki derin mağaralarda yaşayan ayrık çift toynak ayaklı, küçük tüylü, insana benzer varlıklardır Hayvan, melek ve insana benzerler, yokolan önceki Adem ırkının üyeleri olabilirler Güney Amerikalı yerlilere göre onlar, çağlar boyunca yüzeye çıkarak kadınları ve çocukları kaçırdılar
Anakimler
Els ya da basitçe "Devler" olarak da bilinirler Eski İbrani geleneğinde adı geçen bu ırk belki de genetik bir anormallik nedeniyle devleşmiş olabilir İnsanların arasına karışmak için moleküler genişleme ve daralma ve de yıldızlararası gezebilme yetisine sahip oldukları söylenir
Griler
Doğurgan, zeki, küçük kertenkele insanlardır Griler mantıklı ve çevrecidirler, yaralı hayvanları ameliyat ederler ve çoğu zaman insanlara karşı duygusaldırlar, derilerinden içine çektikleri sıvı proteinle beslenirler Artıkları da yine derilerinden dışarıya çıkartırlar Griler ortalama olarak 90 cm boyundadırlar Deri renkleri gri-beyazdan gri-maviye, gri-yeşil ve gri-kahverengiye değişir Ama asıl önemlisi insanların ruh enerjisi, veya yaşam enerjisiyle beslendikleri iddiasıdır Bunun bir nedeni de Griler´e yakın gibi görünen insanların programlanmış gibi ölü ve duygusuz olarak göründükleri iddialarıdır Rivayete göre Griler aldatıcıdırlar ve mantıkla hareket etmelerine rağmen onlara göre hedeflerine ulaşmak için aldatmaca mantığa uygundur Çoğunlukla UFO temasları sırasında yabancı varlıkların ilk kez karşılaşmalarını ve ortaya çıkan tepkimeleri gözlemlerler
Melezler/Hy-Brid-Re-Brid
İnsan ve sürüngen varlıklar genetik olarak fiziksel olarak farklı oldukları için doğal karışım imkansızdır Fakat insan ve sürüngen genlerinde suni genetik değişikliği denenmiştir Bunun üstesinden gelinse bile döl, gerçek melez (yarı insan-yarı sürüngen) olamaz Biri ya da diğeri olur Sürüngenler, insanların sahip oldukları ruha can veren rahme sahip değillerdir Bu varlıkların yuvarlak gözbebekleri vardır, donuk siyah ya da dikey, ince ve dar gözbebekleri de olabilir
Chuhacabra
Anormal Biyolojik Varlıklar (ABE) olarak adlandırdığımız yabancı varlıklar bunlardır Öldürme olaylarıyla ilişkili oldukları söylenir Gözleri ve kafasının şeklinden dolayı insana benzer bir Gri olarak bilinen bu yaratık aslında bir melezdir Tanıkların çoğu onu, kuyruğu olmayan iki ayaklı, dikey bir dinozor olarak tarif ederler Kafası ovaldir ve uzun bir çeneye sahiptir Çenesinden aşağıya ve yukarıya doğru dışarı çıkan dişleri, ince ve dar bir ağzı, burun bölgesinde küçük delikleri ve kırmızı çekik gözleri vardır Tüm bedenini saran sık kılları olduğu söylenir ve gözlemcilerin çoğu saçlarının siyah olduğunu ama bir bukalemun gibi istediği zaman renklerini değiştirebildiğini söylerler İki güçlü ayağı ve pençeli iki küçük kolu vardır, bu, ona ağaçların üzerinden atlama ve kolaşya koşma gücünü verir Bazı tanıklar, basit bir sıçrayışta 20 adım yükseldiğini iddia ederler Bazılarına göre ise yaratığın keçi gibi görünmektedir Bu yaratık, kırmızıdan eflatuna, maviden yeşile değişen kirpi dikeni gibi uzantılara sahiptir Birkaç tanık, yaratığın uçabilmek için uzantılarını ve kuyruğunu inanılmaz bir hızda salladığını söylediler Puerto Rico´da sık sık görüldüğü söylenir
MIB´ler (Kara Adamlar)
"Siyahlar İçerisindeki Adamlar" olarak da bilinirler Bunlar insan gibi görünen ve dış etkener tarafından kontrol edilen insanlardır MIB´lerin çoğuna kez UFO görüntülerinden sonra karşılaşılır Gözü korkutulan tanıklar, çoğunlukla gördükleri şeyler konusunda sessiz kalırlar Tehdit ederler, tanıklara psikolojik savaş olarak gözdağı verirler İnsanlar MIB´in tarafından kontrolü altında tutulurlar Çoğunlukla onlar, büyük siyah arabalarda görünürler California´da dağların içindeki kanyonlarda, tünellerde ya da havada kayboldukları anlatılır İnsana benzeyen MIB´lerin çoğu belki de sentetik köledirler Atlantis kökenli oldukları da söylenir
Agharianlar veya Aghartianlar
Kaynakların belirttiğine göre, binlerce yıl önce Gobi bölgesinde ve çevresindeki alanın altındaki mağaralarda yaşayan Asyalı bir gruptur Geçmişte başarılı bir krallık kurmuşlardı Diğer gezegenlerle ilgilidirler Hindu hikayelerine göre Tibet´in aşağısındaki büyük mağara sistemleri, Asya´nın Agharti mitolojisini oluşturur II Dünya Savaşı süresince Naziler´le bağlantıları olduğunu söylenmiştir Son yüzyıllarda dünya yüzeyindeki bazı yerleri tekrar ele geçirdikleri söylenmektidir
Cetililer ya da Tau-Cetililer
Yanık tenli, insan görünümlü, Güney Amerika ya da Akdeniz tipi insan ırkıdır Dünya üzerindeki Kafkasyalı insanlara önemsiz farklılıklar dışında çok benzerler (Kısa Roma tarzı saç, uzun büyük burun, iri yapılılık ve lekesiz kulaklar) Tau Ceti ve Epsilon Eridani, Vegalar, Ummiteler ve Pleiadeliler´le işbirliği içindedir Gri yağmacılara karşı ortak bir savunma oluştururlar
Ultra-Terranlar
Paralel evrenlerin keşişimlerinde veya zaman akışı içinde karşılaşılan insanlar oldukları söylenir Aslında fiziksel bir gerçeğin dışındadırlar Kuramsal olarak mevcut bir diğer dünya, elektro-manyetik zaman engelinin zıttında bulunabilir Zaman girdabında, kendi dünyamıza karşı gelen yani karşıt bir dünya varsa aslında o da bir madde evrendir Bu iki zıt evrenin dışındaki diğer iki evrenin doğası bilinmeyendir, bu bize dörtlü uzay-zaman sistemini ima eder (Bunlar ileri ve geri zaman akış sürecine sahip madde ya da antimadde evrenleridirler) Dört evrenin hepsi, galaksilerin merkezindeki kara deliklerden çıkan süper enerjilerin bir sonucu olarak 11 boyutlu yoğunluğa sahiptir Bu çok boyutlu gerçek, birçok bilinmeyeni açıklayabilir Dünyamızdaki nesneler, diğer evrende görülmez olabilirler Örneğin, Bermuda Üçgeni´nde EM girdabına geçici olarak yakalanan bir pilot, terkedilmiş bir ada görür Oysa kendi dünyasında aynı adada oturmuştur ama bu kez ada metruktur Bazı insanlar, bir yol sürecinde evlerde, lokantalarda, otellerde ya da benzeri mekanlarda durduklarını veya oralarını gördüklerini ama aynı yoldan tekrar geri döndüklerinde bu tür yerlerin varlığını bulamadıklaını söylerler Tüm boyutlar, aynı elektromanyetik üst tayfın bölümü olan birbirlerinin içine akabilirler Bir dünyadan diğerine insanlar veya nesneler geçici olarak geçebilirler ama kalıcı olamazlar çünkü başka boyuttaki kendileriyle karşılaşmaları halinde madde-antimadde tepkimesine neden olabilirler 1850 yılında Almanya, Frankfurt-am-Order yakınında bir anda ortaya çıkan ve kimsenin tanımadığı Vorin adlı insan, yazarların güçbela anladığı garip bir Almanca ile konuşuyordu Sakria´da yaşadığını ve Laxaria ulusundan olduğunu söylüyordu (dünyamızda bu isimler yoktur) Başka bir dünyadan düşmüş ve yolunu şaşırmış gibie hayretler içerisindeydi Bazı UFO olaylarında karşılaşılan Ultra-Terranlar başka evrenlerden düşmüş veya kaymış olabilirler,
Atlantlar
Bunlar insandırlar Güney Brezilya´da mağara kentlerde yaşarlar ve yardımsever olarak tanımlanırlar Rivayete göre Tufan´dan önceki zamandan kalmadırlar ´Atlantis İmparatorluğu halkından geldikleri için bu adı alırlar Aslında bugünkü sakinlerin, eski Atleant toplumuyla doğrudan doğruya genetik bir bağı yoktur ama yine de aynı ırktan sayılırlar Kuzey Amerika ve diğer kıtalarda onların kullandığı disklere ve yeraltı bekçileri olan cücelere raslandı
Merihliler
Mars´daki iki Ay´da yaşarlar (Phobos ve Deimos) yani Mars gezegeninin hem insan hem de insan olmayan sakinleridirler Bu uyduların Grilerin kontrolü altında suni olarak oyulmuş küçük gezegenler olduğuna inanılır Yani bunlar nakliye gemileridirler Kaçırılma, aşılama, programlama, değiştirme, süzme ve diğer projeler için kullanılırlar Binlece yıl önce Ay ve Mars´ın yüzeyi yaşama elverişliydi Mars ve Ay(daki binlerce yıllık eski harabelerin geçmişteki felaketleri gösterdiğine inanılır
Alfa-Drakonlular
Alfa Drakonis´de kolaniler halinde yaşayan sürüngen varlıklardır, onlar da binlerce yıl önce dünya üzerinde yaratıldıklarını iddia ederler ve amaçları dünyayı tekrar ele geçirmektir Dünyaya gizli süzülme aşamasını sona erdirip, planlanmış bir saldırıya hazırlandıkları söylenmektedir Nüfus artışını, kirliliği ve diğer çevresel problemleri mazeret göstererek, dünyalıları ortadan kaldırabilirler, savaşçı içgüdüleri güçlüdür Drakonlular bizim yıldızlararası platformda yer alacak kadar gelişmemizi istemiyorlar Bu yüzden de sömürgeci olarak, dünyayı ve dünyalıları durdurmaya kararlılar
Orionlular
Negatif varlıklar Kaynaklara göre, Oriyon Nebula´sının ışığı, zaman-evren-madde evreninden geçerek, sonsuzluğa açılan kozmik bir geçittir Bazı astronomların düşüncesine göre, Orion´un çok renkli, görkemli ışığı, zaman içinde doğrudan dünyanın uzaydaki yolunu kesecektir Bu olayın yaklaşık olarak 3 000 yılında olacağı tahmin edilmektedir Sonsuzluk kapısının meraklısı olan Drakonluların, Orion takımyıldızında bulundukları sanılmaktadır Dünyadaki bazı insan gruplarıyla bilinçaltı ilişkilere girerek, taraftar topladıkları söylenmektidir
Gizan/Gizeh Canlıları
Gizeh insanları, Pleiadililer (Billy Meier ilişkileri) gibidir Eski Mısırlılar gibi giyindikleri ve Mısır´ın güneyindeki labirent benzeri kentlerde yaşadıkları anlatılır, teknoloji aracılığı ile bazı insanlarla ilişkileri vardır İddialara göre, Mısır´ın güneyinde Amerikan Hükümeti ile yakın ilişkide bulundukları gizli büyük bir üs vardır Gizan insanlarının amaçlarının, Antik Mısır kültürünü ve egemenliğini canlandırmak olduğu söylenmektedir
Veganlar
Pleiades, Kurt 424 ve başka galaktik yerlerden gelen mülteci-koloniciler Lyran Savaşları´ndan kaçan uysal ve nazik insanlardır Hindistan´ın yerli sakinlerine benzerler ve çoğu kez koyu tenli doğulular olarak tanımlanırlar
Bernardlılar
Bernard Yıldız sisteminin sakinleridir Onlar hakkında fazla bilgi olmamasına rağmen, insan varlıklar olarak bilinirler Bizim Güneş Sistemimiz içerisinde görünmeyen bir takımyıldızda bilinmeyen bir amaçla saklanmaktadırlar
Alıntıdır 
Sevgilerler Daemon 
|