|  | Reenkarnasyona Genel Bakış |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Reenkarnasyona Genel BakışReenkarnasyon veya yeniden cisimlendirme nedir? Mısır'dan ve Uzak Doğu'dan Batı'ya ulaşan, daha çok ruhçululuğa bağlı ortam ve düşünceyi etkileyen, gerek müslümanlık, gerek yahudilik, gerek hristiyanlık tarafından red edilen bir öğretidir  Reenkarnasyon öğretisine göre, ölen bir insanın ruhu, bir ödüllendirme veya cezalandırma olarak ve bu insanın yaşamı boyunca yaptığı iyilikler vaya işlediği günahlarla orantılı şekilde, başka bir canlıya insan ve ya hayvana geçirilir  Ahlaksal açıdan reenkarnasyon sonsuz bir ilerleyişin, bir ruhsal evrimin ifadesidir  Ruh son evrim ortasına, kesin huzura kavuştuğunda, bedenden bedene geçmekle sürdürdüğü arayış sona erer  Brahman ve budist inançlardan kaynaklanan reenkarnasyon öğretisi, 12  yüzyılda Fransa 'da Languedoc bölgesinde merkezleşen baskıları ile dağıtılan Arınmışlar (Cathaes) tarikatisayesinde Avrupa'ya yayılır ve yüzyıllar sonrası, ruhçuluğa inananlarda, teozofist örgütlerde bulur  Başta öncü albay deRochas olmak üzere derin rüzgar seanslarında elde edilen ve geçmişe ait anılar sayılan -ancak bilimsel olmayan-bazı bulgular reenkarnasyona destek göstermişler ve halen göstermektedir  Ruhçulukta olduğuğu gibi reenkarnasyon öğretisi de, bütün kitaplı dinlere karşı gelmesi bir yana, bir başka aldatmaca olarak bir gelenek oluşturarak temellerini, uzak doğulu kaynaklardan başka, Antik düşüncesinde varolan metempsy cose (tenasuh) öğretisi daha çok ruhların geçirdikleri değişimlerle de esasen ruhların gücüdür  "Ruhgöçü inancında çeşitli anlayışlar yer almıştır  " diye yazıyor, Orhan Hançeroğlu ve devam ediyor  "Kimilerine göre ruh, insan, hayvan gibi varlıklarına göçebilir, kimilerine göre insan, hayvan ve bitkilerin ruhları başkadır ve birinden ötekine göçmez  Kimileri ruh göçünün sürekliliğine, kimileride aralıklı göçlere inanırlar… Ruh göçü metafizik dünya göçünün yaralandığı boş bir inançtır  " Mısırlılar için bu ruh göçünün anlamı başka incelikler ve daha karmaşık anlamlar taşıyordu; ölüm sonrasında ruhun geçirdiği değişimler, ruhun bilinç düzeylerinde yolculuğu mutlak olana yaklaşması ölüm sonrasına da edindiği bilgi (inisyasyon) her aştığı paralel evrenlerdeki yeniden bilinçlenmesi gibi  Buna karşın ruhçu Allan Kardec'ın yazılarına baktuğımızda, ruhçuluğun anlattıklarının iyice girift olduklarını farketmiş oluruz  Durum sadece beden değiştirmekle kalmıyor, birbirini izleyen reenkarnasyonlar bu dünyada yer aldıkları gibi başka dünyalarda -daha üstün veya daha alçak- başka gezegenlerde de gerçekleşiyor  Bu, Güneş sistemimizin dışında bile olabiliyor  Bu açıdan Merih bizden geri, Venüs bizden daha ileri, Jüpiter ise çok daha ileri gezegenler sayılmaktadır  Böyle bir süreç içinde reenkarnasyona zorunlu olarak inanan ruhçuluk taraftarlarının, bir bilim kurgu yazarına yakışır tarzda, uzak gezegenlerdeki yaşamlarından söz etmeleri, orada rastladıkları başkaca ruhçu dostları anlatmaları ve bol sayıda "mesaj" almalarını hiç garipsenmemelidir  Yine Kardec'in öğretilerine göre, ruhların cinsiyeti olmadığından reenkarnasyondan, reenkarnasyona geçildiğinde, cinsiyet değişimi olağan sayılmaktadır  Batı ve Hristiyanlık, A'raf, Cehennem, Cennet inançlarına uymadığı için reenkarnasyona karşı çıkıyorlar  Uzak Doğu'da ise, başta Hintlilerde, ruhun göçebeliği sorun yaratmıyor  Çünkü kendi inançlarına göre, ruh cennet veya cehenneme gitse de bu sadece bir süre için oluyor ( yeryüzüne yeniden dönünceye kadar)  Hintlilerin Karma öğretisi de zaten buna dayanmaktadır  İnsan doğarken bir önceki yaşamının artı ve eksilerini de beraberinde taşıyor, eskiden dürüst olan dürüstlüğünü sürdürüyor, kötü ise kötülüklerine kötülükler ekliyor  Reenkarnasyon inancı ve Karma öğretisi Hint dininden Budizm dinine geçiyor ve tarihsel Buda Sidharta Gautama (M  Ö  500 ) da, Budalar'ın (Buda=aydınlatılmış) bir reenkarnasyonundan başka birşey değildir  Uzak Doğu'dan Batıya geçen reenkarnasyon kendine yakın Mısır ve Yunan (Eflatun) kaynakları ile temelleşiyor  Kilise babalarından Origenes (185-254) bir ara reenkarnasyon, bir bütün olarak, İstanbul'da 553 yılında yapılan İkinci Konsil'de kilise tarafından sapkınlık sayılır  12  Yüzyıldaki Arınmışlar gibi 13  Yüzyılda Fransa'nın Albi şehrinde merkezleşen, Albigenses (Albili'ler) adını alan tarikat da reenkarnasyona inanıyor, öğretilerini bu temele dayandırıyor  Fakat Albigenses'ler kilise tarafından yokedildikten sonra, reenkarnasyona inanç da aforoz ediliyor  | 
|   | 
|  | 
|  |