08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Reenkarnasyon:Bütün Parçalardan Geri Olabilir Mi?
Sayın " oe_ " nin yıllar önce beni şüphelere düşürmüş yazısına (tüm yazıları ile sıkı bir düşünürdür) tekrar rastlayınca paylaşmak üzere alıntılıyorum
Reenkarnasyon üzerine bakış açılarına bir değişik pencere olabilir
İçten selamlar kendisine
-------------------------------------------------------------------
Sanırım şöyle bir deney/gözlem vardı Bir adadaki maymunlar uzun süre gözlenmiş ve bu süre zarfında muzu kabukları ile yiyorlarmış Daha sonra adadaki maymunlardan biri muzu kabuklarını soyarak yemeyi keşfettiğinde, fiziksel etkileşimin olamayacağı kadar kısa bir süre sonra, adanın öbür tarafındaki maymunların da muzu soyarak yemeyi 'bulduğu/öğrendiği/anladığı' görülmüş
Burada ya muzu soymayı bulan maymunun kendisini merkez alan bir bilinç yayını yapmaya başladığı veya 'muz yeme bilincinin' adanın üstünden bir rüzgar gibi, buna açık olan maymunları etkileyerek estiği düşünülebilir
İddia o ki, herhangi bir açıdan (akıl/güç/bilinç vs ) içinde bulunduğunuz evren/yaşam/bütün'ü aşamazsınız Bütünden daha akıllı olup da, bak bu evren şöyle yaratılmış ama aslında şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyemezsiniz Çoğunlukla olan durum şudur ki, düşündüğünüz her güzel fikrin 'zaten' uygulanmakta olduğunu 'daha sonra' siz farkedersiniz
Örneğin ben bir tek yaşamın 'herhangi bir anlamlı çaba' için çok kısa olduğunu düşünüyorum Neden başlamamız ve bitmemiz gerektiğini düşünüyorum, halbuki evrende madde/enerji ikilisi yok olamaz sadece dönüşürlerken Sonra reenkarnasyon ve varlıksal gelişme karşıma çıkıyor
Tüm varlıkların eşit haklara/şanslara sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum Neden ben insanım canlıyım/akıllıyım da, şu tuşlarına bastığım klavye cansız/akılsız Ben gelişebiliyorum ama bir taş sonsuza kadar tutsak O zaman varlığın gelişme çizgisinin en basit atom,mineral'e kadar uzandığı, milyarlarca yıl sürecek olsa da mineral, bitki, hayvan'lığın bitmez tükenmez formlarını deneyimledikten sonra kendi 'ben'imin farkına varıp 'insan' olmayı başarabildiğim gibi bir sistemin olabilirliğini düşünüyorum Bu durumda cansız/bilinçsiz hiçbir şey yok, herşey kendi ölçüsünde canlı ve bilinçli ve hatta gezegenler, galaksiler ve evrenin kendisi de giderek daha bütünleşen canlı ve bilinçli varlıklar olarak karşıma çıkıyor İnsan da evrimin son noktası değil, melek/rehber ruh dediklerimiz vs bitmeyen sonsuz bir evrim süreci görüyorum 'sonsuz bir'e giden
Böylece varlıklar arası haksızlık da ortadan kalkıyor Pat diye insan olmuş değilim, milyarlarca yıllık taş/bitki/hayvan geçmişim var  
Salt varlık aşamaları arası değil, aynı aşamanın varlıkları arasında da haksızlık olmaması gerektiğini düşünüyorum ve karma'yı (ne ekersen onu biçersin) farkediyorum Bunların tıpkı fizik yasaları gibi olduklarını farkediyorum Reenkarnasyon, "evrenden madde/enerji kaybolmaz sadece dönüşür"ün, başka düzlemdeki karşılığı ise (veya her ikisi daha da genel bir yasanın fiziksel ve ruhsal düzlemlerdeki karşılığı), karma ise fizikteki "etki=tepki"nin, duygusal/zihinsel/ruhsal düzlemdeki karşılığı Bunlar göremediğimiz aynı yasaların farklı yüzleri  
Anlamsız olan bir evren/yaşam'ın sıkıcı olacağını düşünüyorum Aydınlanma ve 'bir' olma olasılığını görüyorum Sadece bireysel değil toplu bir anlam arıyorum Tüm varlıkların 'bir' olmaları karşıma çıkıyor Ama her tek tek varlığın bu 'birliği' kendi özgür iradesince istediği kadar geciktirebileceği ama iptal edemeyeceği çıkıyor Bu durumda bilinç artışına katkı önemli bir iş gibi gözüküyor  
Varoluşta/yaratılışta aktif pay istiyorum Düşüncelerimle gerçekliği etkileyebileceğimi/değiştirebileceğimi anlıyorum Evrenin yaratılıp da sunulmadığını, içindeki tüm bilinçli birimler tarafından, kendi gelişmişlikleri oranında 'her an' yaratılmaya devam ettiğini görüyorum Bu da "ben gelmeden, bana sormadan neden yaratıp da önüme koyuyorsunuz, ben bunu yaşamaya mecbur muyum" sorusuna cevap oluyor Hatta onu 'sonsuz bir' iken yaratıp, içine sonsuz ayrı varlık görünümünde girip 'sonluluğu (tüm 'madde/nesne/zaman/duygu/düşünce/olay/durum'lar) deneyimlediğimi', böylelikle kendimi deneyimlemeye/tanımaya/anlamaya çalıştığımı görüyorum Ve aynı zamanda bu benim oyunum, ben oyuncu ve oyunu kuranım Bu benim filmim, ben oynayan ve yönetmenim Bu benim resmim, ben resimim ve ressamım  
Hem amaçlar istiyorum hem de onları tatmin edince anlamsızlaşmamak istiyorum Karşıma bitmeyen zirveler silsilesi çıkıyor Her sonun yeni bir başlangıç olduğunu anlıyorum
Hiyerarşiden bıkıyorum ve herşeyin eşit olmasını istiyorum karşıma sonsuzluk kavramı çıkıyor
Olası hertür sonsuz durumun 'an'ın içinde ve ulaşılabilir olduğunu anlıyorum
Varlıklardan bıkınca yalnız olduğumu, yalnızlıktan sıkılınca sonsuz varlıkla çevrelendiğimi farkediyorum
Sonsuz bir işbirliği ve uyumu hayal ediyorum sonsuz varlık arasındaki; sonsuzun/'sonsuz varlığın' aslında tek ve aynı varlık olduğu karşıma çıkıyor
Yaşanmış tüm acıları/kırgınlıkları geldiği yere göndermek istiyorum, zamanın aslında 'geçmediği' ortaya çıkıyor Tüm sonsuzlukta kırık/bozuk kalan hiçbir şey yok Tüm acılar hayal/rüya mertebesinde Görünümler gerçek değil, diye çıkıyor
Yani sonuçta bir zamanlar 'böyle iyi olmamış' şöyle yapılsaydı daha iyi olurdu dediğim evren üzerine tüm tezlerim sonuçlanıyor ve anlıyorum ki, düşündüğüm herşey zaten 'varmış' Ben onu bulana kadar benim için yokmuş
|
|
|