Prof. Dr. Sinsi
|
Sultan İi. Abdülhamid Han
Sultan II Abdülhamid Han
II Abdülhamit (Osmanlı Türkçesi: عبد الحميد ثانی `Abdü?l-Ḥamīd-i sânî)(d 21 Eylül 1842 ? ö 10 Şubat1918) 34 Osmanlı padişahıdır
Sultan Abdülmecit'in oğludur Henüz 10 yaşındayken annesi Tirimüjgan Sultan ölünce, bakımınıAbdülmecit'in diğer çocuksuz eşi Piristû Kadın Efendi üstlendi Piristû Kadın Efendi Abdülhamit'i kendi çocuğu gibi büyüttü Babasının ölümünden sonra yerine geçen amcası Abdülaziz diğer şehzadelerle birlikte Abdülhamit'in eğitimiyle de yakından ilgilendi Abdülaziz 1867 yılında çıktığı Avrupa gezisine Abdülhamit'i de beraberinde götürdü
Amcası Abdülaziz'in 1876'da tahttan indirilmesi ve şüpheli koşullarda ölümü, ağabeyi V Murat'ın tahta geçirildikten üç ay sonra ruhsal çöküntü geçirdiği iddiasıyla görevden alınarak Çırağan Sarayı'na hapsedilmesi olaylarına tanık oldu 31 Ağustos 1876'da padişah ilan edildi ve 7 Eylül günü Eyüp'te kılıç kuşandı [url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-0] Ağabeyinin yerine tahta geçirildikten sonra, her iki saltanat değişiminin mimarı olan Mithat Paşa'yı sadrazam yaptı
33 yıl padişahlık yaptıktan sonra 27 Nisan 1909?da tahttan indirildi, 3 yıl Selanik'te bir konakta ev hapsinde tutulduktan sonra 1912'de İstanbul'a Beylerbeyi Sarayına getirildi 10 Şubat 1918?de deİstanbul?da vefat etti Büyükbabası için Divanyolu'nda yaptırılmış Sultan II Mahmut Türbesi'inde yatmaktadır
Adı [değiştir]
II Abdülhamit'in ismi Latin harfli Türkçe metinlerde Abdülhamit, Abdülhamid, Abdulhamit, Abdulhamid gibi değişik imlalar ile yazılır Türk Dil Kurumu, günümüzde Abdülhamit şeklindeki yazımı benimsemiştir [url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-T C3 BCrk_Dil_Kurumu]
Şahsiyeti [değiştir]
Fiziksel görünümü ve kişiliği [değiştir]

II Abdülhamit (1876)
Sultan Abdülhamit uzunca boylu, esmerce tenli, uzunca burunlu, ela gözlü, hafif kıvırcık sakallı idi Güçlü bir zekası vardı ve kültürlü bir padişah olarak yetişti Çok güçlü bir hafızaya sahiptir Bir gördüğünü bir daha unutmazdı Açık ve net bir konuşması vardı En önemli özelliklerinden biri, kendisine anlatılanları uzun müddet sabırla dinlemesiydi [url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-1]
Sultan Abdülhamit oldukça dindar bir insandı Kızı Ayşe Sultan babasının dindarlığını şöyle anlatmıştır:
?Babam doğru ve tam dinî itikada sahip bir Müslümandan başka biri değildir Beş vakit namazını kılar,Kur'ân-ı Kerîm okurdu Daima camilere devam ettiğini, Ramazanlarda Süleymaniye Camii'nde namaz kıldığını, o zamanlar camide açılan sergilerden alışveriş ettiğini hikâye tarzında anlatırdı Babam herkesin namaz kılmasını, camilere devam edilmesini çok isterdi Sarayın husus"i bahçesinde beş vakit Ezân-ı Muhammedi okunurdu Babamın bir sözü vardı: "Din ve fen," derdi "Bu ikisine de itikat etmek caiz" olduğunu söylerdi ?
[url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-2]
Sultan Abdülhamit çalışkan bir padişahtı Günde muntazam 15-16 saat çalıştığı söylenmektedir [url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-3]Kendisini devlet işlerinde görevli sayıp, çalışma saatleri dışında usta bir marangoz olarak atölyesinde çalışmıştır Ayrıca Sultan gençliğinde at binme, yüzme, atıcılık gibi sporlara merak duymuştur Tiyatro ve operaya da büyük ilgi duyardı Yıldız Sarayı'nda yaptırdığı tiyatroda çeşitli oyun ve operaları hususi olarak getirtir ve ailesiyle birlikte seyrederdi En sevdiği piyeslerden birisi, ünlü Alman şairi Friedric Schiller'in Haydutlar adlı eseridir La Traviata, Aida, Karnım, Faust, Maskot en sevdiği operalardandır [url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-4]
Kitap kolleksiyonu [değiştir]
Abdülhamit matbaa ve yayın işlerine çok meraklıydı Modern matbaa makinelerini Türkiye'ye getirtip kaliteli divan eserleri bastırmıştır Mesela Cem Sultan Divanı'nı mükemmel bir şekilde bastırıp bazı nüshalarını İngiltere'ye, Almanya'ya ve Amerika'ya göndertmiştir [url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-5]
Abdülhamit dedektif romanlarına ve seyahatnamelere çok meraklı bir padişahtı Abdülhamit'in 2 ile 5 bin adet arasında olduğu rivayet edilen bir polisiye roman koleksiyonu vardı ve bunların birçoğu Yıldız yağması sırasında ortadan kaybolmuştur Sherlock Holmes'un bütün maceralarını eksiksiz olarak Osmanlıca'ya tercüme ettirmiştir [url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-6]
Abdülhamit Yıldız Sarayında çok büyük bir kütüphane kurdurtmuştu Bu kütüphane 4 bölümden oluşmaktaydı:[*]Yabancı dillerde Türkiye ile ilgili yazılmış eserler Bunların içerisinde elyazması pek çok kitap vardır Bunlar özel olarak tercüme ettirilerek telif hakkı ödenmiş kitaplardır Dolayısıyla bunları basmak ve dağıtmak yasaktı Tek nüshadırlar [*]Ayrıca kütüphane Avrupa'da çıkan bütün önemli gazetelere aboneydi Dolayısıyla son derece zengin bir süreli yayın koleksiyonu mevcuttu [*]Roman ve hikâyeler bölümü: Toplam 6 bin kadar kitap özel olarak saray için çevrilmiştir Bu romanlar haremde de okunur ve elden ele gezer, sonra kütüphaneye teslim edilirdi MeselaCarmen Silva'nın bütün eserleri mevcuttu Kütüphanenin bir de Arapça ve Farsça eserleri içeren kısmı vardı ama bu kısım diğerlerine nazaran fakirdi [*]Coğrafya ve seyahatnameler koleksiyonu "Yıldız duvarlarının çevirmiş bulunduğu mahdut bir orman içinde hayat geçiren Abdülhamit, sanki bütün dünyayı buradan seyredercesine" bu eserleri okurdu [url=http://tr wikipedia org/wiki/II _Abd%C3%BClhamit#_note-7]Hakkındaki beyanatlar [değiştir]
Önceleri İttihat ve Terakki Fırkası içinde Sultan Abdülhamit'e karşı olan Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif sonradan duymuş oldukları pişmanlıklarını aşağıdaki şiirleri ile dile getirmişlerdir
?Tarihler adını andığı zaman,
Sana hak verecek hey Koca Sultan,
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyasi Padişahına
- Rıza Tevfik
?

?Padişahım gelmemişken yada biz,
İşte geldik senden istimdada biz,
Öldürürler başlasak feryada biz,
Hasret olduk eski istibdada biz
- Süleyman Nazif
?

Dünyanın son hükümdarı , son evrensel imparator II Abdülhamid Han ' dır İlber Ortaylı Kaynak : ( Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı , sf 285, Mustafa Armağan )
" Abdülhamid'in idare tarzı azami müsamahadır " Atatürk , Kaynak : Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı , sf 327 , Mustafa Armağan
Beylerbeyi Sarayı?nda hapis olan sabık sultanı ziyaretten dönerken Talat Paşa?ya ağlaya ağlaya şu itirafta bulunur: ?Başımıza ne geldiyse bu adama yaptıklarımızdan geldi ve daha ne gelecekse o yüzden gelecek ? Enver Paşa,
Saltanatı dönemi [değiştir]

II Abdülhamit'in Tuğra'sı
Tahta çıkışı [değiştir]
Abdülhamit tahta çıktığında Osmanlı Devleti büyük bir bunalım içindeydi 1871'de Âli Paşa'nın ölümünden sonra Saray ile Babıali arasındaki çekişme alevlenmiş, 1875'te Devlet borçlarını ödeyemez hale düşerek Muharrem Kararnamesi ile moratoryum ilan etmiş, Rusya'nın başını çektiği Pan-Slavizm akımının etkisiyle Balkanlar?da ulusal ayaklanmalar baş göstermişti Yurt içinde meşrutiyet yanlısı görüşler güçleniyor, hatta padişahlığın tasfiyesiyle cumhuriyet ilanı fikri tartışmaya açılıyordu
Abdülhamit, tahta geçmeden Mithat Paşa'ya verdiği taahhüt uyarınca 23 Aralık 1876'da, ilk Osmanlıanayasası olan Kanun-ı Esasi'yi ilan etti Meclis-i Mebusan ve Âyan Meclisi üyelerinden oluşan ilk meclis 19 Mart 1877'de açıldı Böylece I Meşrutiyet dönemi başladı Padişah ile meclisin ülkeyi birlikte yönetmesi ilkesine dayanan anayasayla yargı bağımsızlığı ve temel haklar güvence altına alınmıştı Ama egemenliğin kaynağı gene padişahtı Abdülhamit, Kanun-i Esasi?nin 113 maddesiyle kendisine tanınan ?idari sürgün yetkisi?ni kullanarak, daha meclis toplanmadan Mithat Paşa'yı sürgüne yolladı
Birinci Meşrutiyet [değiştir]
Ana madde: Birinci Meşrutiyet 
Meclis-i Mebusan'ın açılışı, 1876
Abdülhamit tahta çıktığında Balkanlar?da ayaklanmalar başlamış, Çarlık Rusyası Osmanlılara bir ültimatom vermişti Büyük Avrupa devletlerinin İstanbul?da Tersane Konferansı'nı toplayarak Balkansorununu tartıştıkları ve Osmanlı Devletinden reformlar yapmasını istedikleri sırada, II Abdülhamit siyasal bir manevrayla 23 Aralık 1876'da Kanun-i Esasi?yi (anayasa) ilan etti Böylece meşruti yönetime geçilmiş oluyordu
Kanun-i Esasi uyarınca iki kanatlı bir parlamento oluşturuldu Üyeleri seçim yoluyla belirlenen mecliseMeclis-i Mebusan, üyeleri atama yoluyla belirlenen meclise de Âyan Meclisi deniyordu İki meclisin oluşturduğu parlamento Meclis-i Umumi (Genel Meclis) olarak adlandırılmıştı Âyan Meclisi'nin başkan ve üyeleri doğrudan padişah tarafından atanıyordu Anayasaya göre Genel Meclis padişahın buyruğuyla kasımda açılıyor, Mart başında çalışmalarını tamamlıyordu
II Abdülhamit iç ve dış baskılar yüzünden meşrutiyeti ilan etmiş ve Mithat Paşa'yı sadrazam yapmıştı Bundan dolayı ilk işi de, meşrutiyetin mimarı Mithat Paşa?yı sürgüne göndermek oldu Ardından 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nı gerekçe göstererek Haziran 1877?de Meclis-i Mebusan?ın çalışmalarını da durdurdu Ocak 1878'de meclisi yeniden topladıysa da kendisine mecliste yöneltilen eleştiriler üzerine13 Şubat 1878'de meclisi kapattı Ama hiçbir işlevi olmayan Âyan Meclisi'ne dokunmadı Birinci Meşrutiyet böylece sona erdi
93 Harbi [değiştir]
Ana madde: 93 Harbi
Rusya'nın Balkanlarda ıslahat için verdiği tekliflerin 10 Nisan 1877'de İbrahim Ethem Paşa hükümeti tarafından reddi üzerine "93 Harbi" olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı çıktı Osmanlı kamuoyunun zafer bekleyerek girdiği savaşta Rus orduları Balkan ve Kafkas cephelerinde Osmanlı kuvvetlerini bir dizi ağır yenilgiye uğratarak, doğuda Erzurum'u, batıda ise Bulgaristan'ın tamamı ile İstanbul surlarına kadarTrakya'yı işgal ettiler Mebusan Meclisinde hükümetin savaş politikalarına yöneltilen ağır eleştiriler üzerine Abdülhamit meclisi 18 Şubat 1878?de süresiz olarak kapattı Meşrutiyet rejimine son vererek, yönetime tek başına egemen oldu
Osmanlı-Rus Savaşı, 3 Mart 1878'de İstanbul surları dışındaki Ayastefanos (Yeşilköy)'de karargâh kuran Rus kuvvetlerinin dikte ettiği Ayastefanos Antlaşması ile sona erdi Osmanlı Devletinin fiilen Rusya'nın egemenliğine girmesini öngören bu antlaşmaya, Rusya'nın aşırı derecede güçlenmesinden kaygı duyan öbür Avrupa devletleri karşı çıktılar 13 Temmuz 1878?de Ayastefanos Antlaşması?nın yerine geçen Berlin Antlaşması imzalandı Yeni antlaşmayla Rusya'nın toprak kazanımları geri alındıysa da, Romanya ve Karadağ?a bağımsızlık verildi, Bulgaristan?da da Almanya ve Avusturya himayesinde özerk bir prenslik oluşturuldu
Ayastefanos Antlaşması [değiştir]
Ana madde: Ayastefanos Antlaşması 
Ayastefanos Antlaşmasının imzalandığı konak
II Abdülhamit'in karşı olmasına rağmen Midhat Paşa, Damad Mahmud Paşa ve Redif Paşa gibi devlet adamlarının ısrarlarıyla girilen Osmanlı-Rus savaşı, Osmanlı Devletinin yenilgisiyle sonuçlanmıştı Rus orduları başkomutanı Grandük Nikolay Nikolayeviç, barış esaslarının mütarekeyle birlikte görüşülmesi şartıyla bu isteği kabul etti ve 3 Mart 1878?de İstanbul'un Yeşilköy semtinde ağır koşullar içeren bu antlaşma imzalandı Buna göre;[*]Osmanlı Devleti'ne bağlı bir Bulgaristan Prensliği kurulacak, Prensliğin sınırları Tuna'dan Ege'ye,Trakya'dan Arnavutluk'a uzanacak [*]Bosna-Hersek'e iç işlerinde bağımsızlık verilecek [*]Sırbistan, Karadağ ve Romanya tam bağımsızlık kazanacak ve sınırları genişletilecek [*]Kars, Ardahan, Batum ve Doğubeyazıt Rusya'ya verilecek [*]Teselya Yunanistan'a bırakılacak [*]Girit ve Ermenistan'da ıslahat yapılacak [*]Osmanlı Devleti Rusya'ya 30 bin ruble savaş tazminatı ödeyecekti Toprakları elde tutma dönemi [değiştir]
Berlin Kongresi Doğu Anadolu'daki Ermenilerin Rus himayesine yönelmelerine engel olmak amacıyla, Osmanlı Devleti'nden bu bölgedeki Ermenilerin durumunu düzeltmeye yönelik bir dizi reform yapmasını talep etti Abdülhamit yönetiminin bu reformları ertelemesi ve bölgedeki Kürt aşiretlerini muhtemel bir Ermeni isyanına karşı silahlandırma yoluna gitmesi üzerine Ermeniler arasında devrimci ve milliyetçi örgütler güç kazandı 1887'de Maraş'a bağlı Zeytun'da, 1891'de ise Siirt'e yakın Sason'da Ermeni devrimci örgütlerince desteklenen direniş hareketleri başlatıldı 1895'te bu olayların ülke çapında bir ihtilale dönüşmesi olasılığının doğması ve İstanbul'da Ermeni örgütlerinin Kumkapı'da Batı kamuoyunu etkilemeye yönelik bir ayaklanma düzenlemesi üzerine Kâmil Paşa hükümeti tarafından Anadolu'da Ermeni topluluklarına yönelik sert bastırma tedbirleri alındı IV Ordu Komutanı Müşir Zeki Paşa Ermeni isyanını bastırmakla görevlendirildi Doğuda Kürt aşiret reisleri Hamidiye Alayları adı altında düzensiz milis birliklerinde örgütlendi
1895 yazında tüm Anadolu taşrasında gerçekleşen kanlı olaylar Batı kamuoyunda genellikle "Ermeni katliamı" olarak değerlendirildi; liberal Avrupa basınında Abdülhamit aleyhine şiddetli bir kampanya başlatılmasına sebep oldu Fransız Akademisi üyesi tarihçi Albert Vandal, ilk defa Abdülhamit hakkında Le Sultan Rouge (Kızıl Sultan) lakabını kullandı
1897 yılında, Girit'in Yunanistan'a ilhakını isteyen Yunan hükümetinin Tesalya sınırında ihlallere girişmesi üzerine Osmanlı-Yunan Savaşı çıktı 15-17 Mayıs tarihinde Dömeke'de yapılan muharebede Yunan ordusu kesin bir yenilgiye uğradı Avrupa devletlerinin müdahalesi ile mütareke yapıldı Tesalyasınırındaki bazı değişiklikler dışında savaştan önceki sınırlara dönüldü Yunanistan Osmanlı Devleti'ne 4 milyon lira savaş tazminatı ödemeyi kabul etti
İttihatçılar tarafından Abdülhamit dönemine "İstibdat Dönemi" (devr-i istibdâd) adı verilir
|