Prof. Dr. Sinsi
|
Yeni Enerji Ve Yaratım Ebsesyonu
- Yaşam bütün'dür ve hiç birşey öz'de birbirinden ayrı değildir Varoluş BİRlik prensibiyle işlemektedir Bu sebeple, olanı herhangi bir biçimde birbirinden ayırmak, ayrı görmek acının kaynağını oluşturur Şeyleri birbirinden ayrı imiş gibi gösteren kutupluluk ilkesiyle iş gören zihindir ve dünya gerçekliği tümüyle zihinseldir zihin bunu şeylere bir nevi değer katmak demek olan "anlam yüklemeler" vasıtasıyla yapar şeylere ve durumlara birbirlerine nazaran "artı bir değer" kattığınızda ya da anlam yüklediğinizde varoluşun asli bütünlüğüne aykırı davranmış, bu bütünlüğü farkında olmadan bir bölme girişiminde bulunmuşsunuzdur bu da kendini karşıt bir kutup yaratmış olmanın bir sonucu olan "daralma" hissi vasıtasıyla belli eder basitçe bir yerde acı, sıkıntı ve daralma hissi varsa orada bir "artı değer katma" yani karşıt kutupluluk oluşmuş demektir
Zihin bu işlevini her an-her düzeyde kesintisizce sürdürür ve bu durumun "gereğince" farkında kalamamak formlar dünyasından özgürleşemememizin ana nedenidir ve bizler zihnin bu anlam yükleme/bölme alışkanlığını her türlü bilinç düzeylerine taşımakta ve durumu kamufle etmekte de oldukça ustalaşmışızdır (akla uydurma) eğer ego-zihin kendini kamufle etmede bu denli ustalaşmamış olsa idi, onun ayrılık bağlarının çözülmesi ve BİRlik anlayışının ferah nefesiyle gevşememiz ve yuvayı hissetmemiz bu denli zor olmazdı 
- ruhsal bilgilerin ve (yeni) enerji söylemlerinin cirit attığı ortamlarda sıkça sözü edilen “arzuladığını yaratma, tanrısal bir yaşam tezahür ettirme, düşlerini kovalama, her şeye değer olma ve tanrı isen yaratırsın” gibi söylemler çoğu zaman asli ve öz anlamlarından soyularak (bu konuda ustalaşmış zihnin) anlam yüklemeler suretiyle bütünlüğü bölme ve kişiyi rüyada tutabilme güdüsünün çok ince,ruhsal, zarif ve fark edilmesi oldukça zorlaşmış haliyle iş görmesinden öte gidememektedir ve yine,bu bilgilerin derin içsel doğruluk payları yine bu söylemlere gereğinden fazla maddi beklenti koymak, yataydan beslenmek ve gücünü dışsal birşeylere vermek suretiyle egonun hizmetine sunularak 'dejenere' edilmektedir maddenin kontrol ediciliğine karşı bir içsel bağımsızlık geliştirme yolunda yürüneceğine, madde ve daha fazla maddeye sahip olma farkında olmadan yüceltilmekte, sanki yeni enerji denilen tümüyle bununla ilgili birşeymiş gibi sunulmaktadır ve bu durum farkında olmadan ışığımızı düşük düzeylerde tutmaya hizmet etmekten başka birşeye yaramamaktadır 
oysaki özünde, kişinin arzulanan yaşam formunun yaratımı vasıtasıyla deneyimlemeyi umduğu içsel barış ve sevinç halini, mevcut ‘herhangi’bir durumda yani bir "farketmezlik" hali içerisinde deneyimleyebilme esnekliğidir onun bilinçsel gelişmişliğinin ölçütü ve seviyesi  mutluluğunun ve içsel doyumunun belli bir koşula bağlı olmaması gereklidir ruhsal açıdan bakıldığında bu "nötr" lüktür ve evrensel temel prensiptir her varlığın eninde sonunda uyumlanmak zorunda kalacağı ve temel rotamız olmalıdır! aksi halde bu anlam ve söylemler kişinin yaşamında daha ve daha fazla aksamaya, akışkansızlığa ve düş kırıklıklarına sebep olacaktır çünkü basitçe, yaşamda herhangi bir noktada nötr değilseniz ve olana herhangi bir 'artı' anlam yüklüyorsanız otomatikman karşıt bir 'eksi' kutup oluşturursunuz ve asli bir'lik ilkesine aykırı davranmış olursunuz çünkü varoluş bu temel prensip üzerine kuruludur ve yaşam bu konuda farklı farklı yorumlar yapmaz
- her ne "etiket" adı altında olursa olsun 'olası' bir yaratımdan medet ummak demek olan bu birliği bölme denemesi evrensel enerjinin tıkanmasına ve yaşamımızda akışkanlık kesintisine neden olacaktır bu aynı zamanda 'dışı' asıl gerçeklik olarak gören maddi bir dünya anlayışıdır net bir resmidir! böylece ruhsal yoldaki birçok insan (o zaten akışın normal bir gereği olduğu halde) yeni'ye, yaratıma ve tezahüre fazladan anlam ve arzu yükleyerek, aslında yaşamlarını nasıl daha da sınırladıklarını, an'sal bolluklarını engellediklerini, eski- yeni ayrımını daha da güçlendirdiklerini ve dolayısıyla mevcut yaşama sevinçlerini de bu yolla yokettiklerini fark edemezler ve (anlam veremedikleri) bir batağa saplanmış olma hissiyle yaşamaya devam ederler Çünkü bu insanlar birtakım ruhsal hal ve yetenekleri doğallıklarından çıkarıp daha da yücelterek ve anlam yükleyerek yine bu hal'lerin içselleştirilmesindeki kutsiyeti, tamlığı, bütünlüğü ve kendinde yeterliliği kendilerinde barındırmadıklarını da bir nevi (farkında olmadan) onaylamış olurlar ve yaratmaya devam ederler akış içerisinde kalarak yaşamlarında "gerçekten" gerekli olanın doğal akışında tezahür etmesi sürecini baltaladıklarını da fark edemezler gerçek ve tam'lığını bilen BEN'liklerinin yaşamlarına nüfuz etmesini ve akışı yönlendirmesini engellemiş olurlar yaşamın bir testere, çaba eylemi olması gerekmediğinin farkında değildirler
- yeni enerji de denilen (aslında yeni de olmayan) "BİR" enerji; tümüyle saf niyet, akış,koşulsuz güven ve BEN mevcudiyetine teslimiyet demektir bu da hep varolmuş ve temel evrensel prensip olan; zaten iyiyim (şükür hali), tam'ım-bütünüm anlayışı üzerine kuruludur ve 'yeni' adını alması da sadece bu temel ve 'zamanlar üstü' olan evrensel prensibin içselleştirilmesi ve işletilebilmesinin tüm gezegenin ortak gerçeği halini alabilmesi ile ilgilidir yoksa öz'sel bir değişimle, ya da daha ve daha fazla egodan, maddi bağımlılık ve ihtiyaç kaynaklı yaratma çabası ile ilgili değil 
- bu durum özellikle ruhsal yolda olanlar açısından oldukça dikkate alınması, farkında ve uyanık kalınması gereken temel bir ruhsal-zihinsel "takıntı" halidir ve özgürleşmenin, kendini bil’menin önündeki en büyük engeli teşkil eder
- boşluk doluluktur sen tüm doluluk olan boşluksun!
- insan yalnızca 'olduğu' şeyi yaratabilir 
- tek gerçek yaratım akışta olabilmektir 
- kendini ifade, bir varlığın en doğal halidir ve büyümeyi sağlar 
RUHSAL YOL VE TUZAKLARI
Ruhsal yol, egonun oynadığı (sayısız) ince tuzak ve hilelerle dolu olan oldukça çetin bir yoldur bu yolda dağılmamak ve nihayetine erdirebilmek adına da, oldukça keskin ve gerçek bir farkındalık hali içerisinde kalmayı gerektirir Ruhsal kimlikler ve yakıştırmalar, eski yaşamlarla ve kimliklerle ilgilenmek, ruhsal eş ve ikizini bulma beklentileri, diğer kişilerin enerjilerini okuyabilme ve kim ve ne olduklarını bilebilme iddiaları, farkında olmadan bir eski ve yeni enerji ayrımı içerisinde olmak ve buna gereğinden fazla anlam yüklemek, ruhsal rehberlik ve yol göstericiliğin cazibesine fazlaca kapılmak ve bu konuda şişmiş olan egonun farkına varamamak ve hatta ruhsal yolda tanrısallığını arayan bir kişi olmanın verdiği ince egosal üstünlük, ayrıcalıklılık duygusu vb bir çoğu dünya illüzyonunun ruhsal yolu ve ruhsal bilgileri kullanarak kişiyi bir uykuda- rüyada tutma çabalarından ve ayrılık bilincini güçlendirmesinden öte bir şey değildir ve yine bunlar bir üstadın ilgileneceği şeyler değildir !
Sıradan insanlar gündelik yaşamlarını sürdürebilme ve sıradan dünyevi başarılar peşinde koşarlarken, bu yanılsama ruhsal yolda olanlarda dünya planı ötesine kadar varabilmektedir tüm yollar en nihayetinde, bizleri olan’dan tümüyle özgürleşmek demek olan, kendimizle en saf, yalın ve çıplak halde BİRLİK ve BÜTÜNLÜK içerisinde olabilme ‘merkez’ noktasına iter bu hepimizin nihai kader olan, kaynağın varlığın kendisi olduğu BEN BENİM anlayışıdır ve bu, ihtiyaçsızlık halidir ne bir eş ruha, ne layık olma kisvesi altında ‘daha iyi’ bir yaratıma, ne de bir ruhsal ayrıcalıklılığa bu noktada kişi her şey olduğunun ve hiç bir şeyden ayrı olmadığının farkındadır temel ‘ayrılık’ yanılsaması, iç ve dış ayrımı ortadan kalkmış, yine tüm ayırıcı kimlikler ve dışsal beklentiler bütünlükte erimiştir içsel birlik sağlanmış ve birlikteliklerin tüm dışsal ifadeleri anlamlarını yitirmişler ve gerçek anlam ortaya çıkmıştır bu hal bir insanın gerçek doğasıdır ve farkında olsun ya da olmasın tüm çabası bu doğasına tekrar uyanabilmesi adınadır ve yine bu noktada tanrısallığının ve yaratıcılığının bilinçli devinimiyle yaşayabilir ve gerçek bir kaşiftir 
Bu açıdan, kendini bulma yolunda olanlar için çok daha büyük bir sorumluluk vardır ki bu, ruhsal bilgiyi ve bir takım yetenekleri ya da yetenek sanı’larını kendi şahsi egosal çıkar ve dışsal enerjisel beslenmeleri yönünde kullanıp kullanmamakla direkt ilgilidir! çünkü bunlar gerçek bir farkındalık ve kabulle bütünlenmedikleri oranda bu yolda olanların önüne her fırsatta çıkmaktan geri durmayacak ve hatta bu illüzyondan uyanmaları çok daha sert bir biçimde sağlanacaktır çünkü bütünsel genişlemede durmak ya da geriye gitmek yoktur
(Sevgiyle kalın)
(Kaynak Farkındalıkatolyesi)
|