Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arabi, ibni, muhyiddin

Muhyiddin İbn-İ Arabi

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhyiddin İbn-İ Arabi




MUHYİDDİN İBN-İ ARABİ



Muhyiddin İbn-i Arabi, Muvahhidun döneminde 27 Ramazan 560’da Mürsiye (Murcia), İspanya’da doğduİbn Arabî gerek yaşadığı dönem içerisinde gerekse vefatından sonra sürekli tartışılmış ve hatta neredeyse zahir-batın ilimlerinin ayrışma noktasındaki spekülasyonlarda her zaman odak noktası olmuştur Bunun bir nedeni kendisinden önce dile getirilmemiş ya da sembolik ifadelerle örtülmüş marifet ilmine dair birçok konuyu eserlerinde ve sözlerinde açıkça beyan etmesi olduğu kadar kendine has üslubunun çok derin ve karmaşık bir yapısı olmasıdır

Belki bu nedenle üstadın kendisi eserlerini avamın okumasını men etmişse de şüphesiz dünyanın birçok yerinde tasavvufun derinliklerine merak salan hemen herkes bir şekilde referans noktası olarak ona dayanmak zorunda kalmıştır Belki bu durumdan ötürü tasavvufa hâkim olmayanlar ya da sufi olmayanlarca her zaman yanlış anlaşılmış ve bu yanlış anlama neticesinde kimileri ona olduğundan daha farklı bir libas biçerek İslam’ın dışında bilgelik atfederken batıni ilimlerden uzak bazı Müslümanlar ise onu zındıklıkla suçlayacak kadar ileri gidebilmişlerdir Hatta denilebilir ki yüzyıllar boyunca tasavvufa dönük neredeyse tüm eleştirilerin odağında İbn Arabî ve eserleri durmuştur

Bununla birlikte metafizik, kozmoloji, ahlak, İslami ilimler, psikoloji gibi çok geniş bir perdede eserler vermiş olsa da İbn Arabî’nin gözlemlenebilen en büyük etkisi kendinden önce net bir sistem taşımayan tasavvufu “Vahdet-i Vücud Teorisi” ile sistemleştirmesi ve böylece kendinden sonrakiler için büyük bir kolaylık sağlamasıdır ki zaten “Şeyh’ül Ekber” lakabının yakıştırılma sebebi de budur

Muhyiddin İbn Arabi’den önce ifadeleri olsa da onun tarafından sistemetik bir şekilde dile getirilip ortaya konulduğu için ona atfedilen “Vahdet-i Vücud Teorisi” varlığın aşkın birliğini ifade eder Ancak bu anlaşılması zor bir konu olduğu için onun marifet ilmiyle ortaya koyduğu metafizik doktrinleri sıradan bir felsefe gibi ele alınmış salt bu nedenden ötürü geçmiş dönemlerde zındıklıkla suçlandığı gibi maalesef modern dönemlerde de tamamen farklı şekillerde anlaşılıp panteist, monist ve hatta tabiat mistiği olarak tanımlanmaya çalışılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Muhyiddin İbn-İ Arabi

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhyiddin İbn-İ Arabi




Oysa ki “Vahdet-i Vücud”un ortaya koyduğu mana şu şekilde belirtilebilir; mevcudat varoluşunu Allah’ın varlığından almaktadır ancak Allah Mutlak Hakikat olarak müteal yani aşkındır Burada Mutlak Hakikatten ayrı olarak müstakil bir gerçeklik planı tasavvur etmek İslam’da en büyük bir günah kabul edilen şirke girmek olarak değerlendirilir Çünkü bu şekilde bir tasavvur açıkça düalite inancı oluşturmakta ve kelime-i tevhidle formulize edilmiş olan “mutlak hakikatten başka hakikat yoktur” manasına gelen “la ilahe illallah” (hiçbir ilah yok, sadece Allah) ifadesini inkâra sapmak demektir

Vahdet-i Vücud düşüncesinde; kendinden ibaret olan Zat her ne kadar tasavvur ve idrak edilemez olarak Mutlak Aşkın ve değişimin dışında olarak nitelendirilse de tasavvuf ıstılahında taayyün denilen kendini belirleme halinde belirli modelleşmelere sahiptir Yani esasta Mutlak Teklik düzleminde kendinden başkası olmayan bir hiçliğe, Ahadiyete sahipse de bir olma (Vahdaniyet) düzleminde kendinde gördüğü ve bildiği sıfatlar söz konusudur Ancak bu sıfatlara “O’dur” denilemeyeceği gibi, “O değildir” de denilemez Bu İbn Arabî’nin şu ifadesinde gözlemlenebilir: “O, birliksiz bir (Vahid) ve tekliksiz tektir (Ahad)

İbn Arabi'ye Yönelik Eleştiriler

İbn Arabi varlığın birliği dolayısıyla varlığın Tanrı olduğunu söylemesi sebebiyle hem bazı fakihler, kelamcılardan hem de bazı sufilerden bazıları ılımlı bazıları sert eleştiriler almıştır İbn Arabi'nin bu yaklaşımının yaratıcı ve yaratık arasındaki ikiliği kaldırdığı dolayısıyla dinin gerektirdiği emir ve yasakları ihlal etme veya küçümsemeyle sonuçlanacak etkileri olabileceği düşünülmüş ve kimi eleştirmenler bunun önüne geçebilmek amacıyla insanların İbn Arabi'nin kitaplarını okumalarının yasaklanmasını savunmuş, kimileri de şeyhin kafirliğine hükmetmiştir İbn Arabi'nin görüşlerine katılmayan ancak onu kafirlikle suçlamayanlar da eserlerinin tevili yani yorumu gerektirdiği ve bu yorumu bilmeyenler tarafından okunmasının doğru olmadığını iddia etmişlerdir Akademik, ilmi çevrelerde doğru olmadığı bilinmekle birlikte halk arasında İbn Arabi'nin eserlerinin onun tarafından yazılmadığı dahi söylenebilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.