Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
konfüçyüs

Konfüçyüs

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konfüçyüs




Büyük Çin bilgesi, filozof, siyasal yönetici ve Çin tarihinde resmi din olarak kabul edilen öğretilerin kuramcısı Konfüçyüs, MÖ 551 yılında, Lu kentinde -şimdiki Shantung eyaletinde- doğdu Chou hanedanlığı döneminde (MÖ 1027-256), Hristiyanlığın doğuşundan yaklaşık beş yüz yıl önce yaşadı Küçük yaşlardayken babası ölünce, annesi tarafından mütevazı koşullarda büyütüldü


Ambar bekçiliği ve kamu arazisi yöneticiliği yaptı ama asıl isteği, Chou hanedanlığının ilk zamanlarına özgü ahlak değerlerini yaymak, bu hanedanlığın kuruluş döneminde hüküm süren iki kralın, Wen ile Wu'nun ülkülerini yeniden canlandırmaktı Ama onun dönemi zorlu bir dönemdi Chou hanedanlığının ilk yıllarının ayırıcı özelliği olan siyasal birlik, siyasal güç, hanedanlığı oluşturan kent devletleri arasındaki çatışmalarla, hanedanlıktan olmayan devletlerin yayılmacı saldırılarıyla, dağlarla vahşi bölgelerden gelen göçebe toplulukların akınlarıyla büyük ölçüde örselenmişti


Konfüçyüs'ün kenti Lu işgalcilerin denetimi altına girmişti Konfüçyüs, öğretisine yetke, nüfuz sağlayacak bir kamu görevine atanmayı başaramamıştı Bundan ötürü, benzer beklentiler taşıyıp benzer güçlüklerle karşılaşan diğerleri gibi Konfüçyüs de, küçük bir öğrenci, izleyici topluluğunun eşliğinde gittiği saraylara, yöneticilere hizmet sunarak gezginci öğreticilik yapmaya başladı

Konfüçyüs'ün yaşam öyküsüyle kişiliğinin de ona atfedilen öğretilerin ayrıntılarının da doğruluğundan emin olmak olanaklı değil Kaynaklarda, onun ölümünden sonra geliştirilmiş, kuşkusuz pek çok yönüyle izleyicileri tarafından elden geçirilmiş, zenginleştirilmiş, yeniden düzenlenmiş karma açıklamalar vardır Mevcut bilgilerdeki kimi iç tutarsızlığa, kimi vurgu farklılığına karşın, bilgi ile ahlaksal erdem arayışına tutkuyla inanan, tüm yaşamı boyunca dürüstlüğünü koruyan, kendini sadece öğretmeye adayan bir adama ait bütünlüklü çizgileri seçmek olanaklı Benzer şekilde, Konfüçyüs'e atfedilen yazılı özdeyişlerin ona ait olup olmadığını saptamak da olanaklı değil Konfüçyüs'e atfedilen deyişlerle düşüncelerin çoğu ”Konuşmalar” diye bilinen bir seçkide toplanmıştır


Konfüçyüs düşüncesi, 1583'te Pekin'e yerleşen Cizvit misyonerleri, Çin bilgisi ile kültürünü özümseyip bu yeni bilgilerini Avrupa'ya aktarancıya kadar Batı dünyasında bilinmiyordu K'ung Fu-tzu adını Latinceleştiren de bu Cizvitler olmuştu ve böylece bu büyük bilge, dünyanın pek çok yerinde Konfüçyüs adıyla tanındı

Alıntı Yaparak Cevapla

Konfüçyüs

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konfüçyüs




GİRİŞ

Konfüçyüs'ün felsefesi, ahlak ile siyaset felsefesinin ağırlıkta olduğu bir felsefeydi Bu felsefe, hep devinimli olmalarına karşın gök ile yerin birbirini dengeleyen güçler olduğu, ortak varoluşlarının uyumlu olduğu inanışına dayanıyordu Konfüçyüs'e göre insan bu koşullara tabidir, evreni örnek alıp ona benzemeye çalışması gerekir Orta Öğretisi'nde şunlar söylenir: "Bu denge, dünyadaki tüm insan edimlerinin çıktığı eşsiz köktür; bu uyum tüm edimlerin izlemesi gereken evrensel yoldur"

DENGE FELSEFESİ VE CHOU HANEDANLIĞI
Konfüçyüs'ün uyumlu yaşam öğüdü, hoş, sessiz sakin akıp giden bir yaşam sürmek adına tutkularla duygulan tümüyle bastırmak gerektiği anlamına gelmiyordu Konfüçyüs denge ile uyum arasında önemli bir fark görür Dengenin, "zevk kızgınlık, keder neşe, coşup taşma duygularına" kapılmamak olduğunu, uyumunsa "bu duyguların hep tam zamanında ortaya çıkması" olduğunu söyler Konfüçyüs'ün dönemindeki çok eski bir inanışa göre, yeryüzündeki yönetici, tanrı vekilidir; eğer barışı, uyumu sürdürmeyi hedeflemezse bu vekalet elinden alınır Konfüçyüs, hayranlık duyduğu Chou hanedanlığının, İlahi onayı almış, dolayısıyla selefi zorba Shang hanedanlığının yerini almaya hak kazanmış bir kişi tarafından kurulduğuna inanır


Konfüçyüs, Chou hanedanlığının ilk yıllarını -beş yüzyıl önceyi- bir altın çağ olarak adlandırır O dönemin ülkülerini canlandırmanın, bu çatışma, hizipleşme çağında Çin'in birliğini yeniden sağlamanın yolu olduğunu; kendisinin de o eski değerlerin aktarıcısı olduğunu, ortaya yeni değerler koymadığını düşünüyordu

Uyum, bütünlük, denge, Çin düşüncesinin içgüdüsel kabulleri olagelmiştir hep Bu olgu,


Konfüçyüsçülük kadar Taoculuk ile Budacılığın da Çin kültürünün bir parçası olmasına karşın, bu üç güçlü akım arasında rekabetin pek az olmasını açıklar Bu üçünün karşılıklı ilişkileri, bir Çin özdeyişiyle "üç din tek dindir" sözüyle apaçık betimlenmiştir Her biri diğer ikisinin tamamlayıcısı gibidir; her biri, mevcut duruma en uygunları olduğu düşünüldüğünde kullanılır Taoculuk ile Budacılık Konfüçyüsçülüğün büyük ölçüde göz ardı ettiği gizemcilik, tinsellik boyutlarını sağlamıştı Konfüçyüsçülük de kamu yaşamı ile devlet yönetiminde esin kaynağı olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Konfüçyüs

Eski 08-20-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konfüçyüs




AHLÂK VE JEN
Konfüçyüs'e göre tüm toplumsal, siyasal erdemler, temelde, genişletilmiş kişi erdemleriydi Eğitim ahlak bilgisi edinmekti Ama bu bilgi, belirli eylemlerle tutumların iyi olduğunu söyleyen bir bilgi olmakla kalmazdı; aynı zamanda uygulamada, deneyim aracılığıyla -iyi olmakla, iyiyi yapmakla- edinilen bir bilgiydi Kişi hocasını örnek alarak öğrenir; başkalarına da, onlara örnek olarak öğretir Konfüçyüs, böylesi bir eğitimin erken yaşlarda başlayıp, yaşam boyu sürmesi gerektiğini savunurdu


Ahlaksal iyilik kavramının merkezinde “jen”, yani iyilikseverlik ya da insan sevgisi düşüncesi vardır Çince’deki bu sözcüğün tam karşılığını bulmak güçtür İnsanlar arasında kurulması gereken en iyi ilişki biçimini karşılamak üzere, kimi zaman 'iyilikseverlik' kimi zaman da 'insancıllık' diye yorumlanır Doğuştan gelme bir yeteneğin alıştırmalarla güçlendirilmesiyle değil, kişinin kendini eğitme çabasıyla geliştirilen özel bir yetidir “jen” Konfüçyüs, Konuşmalar'da “jen” ya da iyilikseverlik hakkında şöyle der: "Eğer gerçekten dilersek olur" Konfüçyüs'e göre “jen”, 'efendi' ya da 'üst insan' dediği kimsenin en önemli, biricik sıfatıdır Bu kişi öğrenmeye öylesine düşkündür ki, içtenlikli öğrenme uğraşı ona "yemek yemeyi unutturur", "yaşlandığının farkına varmaz"


İyilikseverlik, kişinin kendisine dönük ilgisinin, kendinden hoşnutluğunun üstesinden gelmesini gerektirir; iyilikseverliğin yolu; her yönüyle insan davranışlarını düzenleyen, örnek eylemlere ulaşmasında kişiye kılavuzluk etmek üzere tasarlanmış olan bir kurallar ya da ilkeler bütününe uymaktır Bunların ayrıntıları hep aynıdır Bunlar, işlem, eylem ve tüm törenlerin yanı sıra, jestlere, tavırlara, giysilere, devinimlere, yüz ifadelerine ilişkindir

Konfüçyüs, gerçek iyilikseverlik ya da gerçek insancıllığın, gönül ile zihnin dışsal davranışlarla tutarlık gösterdiği bir kişi bütünlüğünü gerektirdiğini savunurdu


Konfüçyüs, öngörülen ahlaksal bütünlüğün sonucu olan eylemi, yani hep yararın, öğretmenin amaçlandığı bir kişi ahlakını geliştirmekle oluşan bütünlüklü iyilikseverliğe ahlak bakımından uygunluk diye tanımlardı Öğrenme sevdası, burada gereken kavrayış biçiminin edinilmesindeki temel öğedir Konfüçyüs'e göre, "öğrenme sevdası olmaksızın iyilikseverlik sevdasına düşmek insanı aptal eder"; iyi niyetli olmak yetmez Örneğin, cömert olduğunu göstermek için, varlığını ayırım yapmaksızın başkalarına dağıtmak yetmez


Bilgi ile öğrenme, ahlaksal kavrayışı geliştirmeye yardımcı olur; kişi, böylece, cömertliğini nasıl gerçek bir iyiye göre yönlendireceğini görebilir Bilgi, öğrenme, deneyim, kişinin yaşamda nelerin değiştirilemez olduğunu görmesine, bunları çabayla değiştirilebilir olanlardan ayırmasına yardım eder Konuşmaların sonunda şunlar söylenir: Konfüçyüs dedi ki 'Yazgı anlaşılmadıkça iyiliksever olmak da olanaklı değildir' Konfüçyüsçü öğretide yazgı değişmezleri yönetir, yani yaşam süresi, ölümlülük gibi şeylere ilişkindir Değişmez zorunluluklar hakkında düşünmek, kişinin bunları değiştirmeye çalışmanın boşuna olduğunu kabul etmesini, çabayı geliştirilebilir olanla, yani ahlak yetileriyle, ahlak anlayışıyla uğraşmaya yöneltmenin daha iyi olacağının ayrımına varmasını sağlar

Alıntı Yaparak Cevapla

Konfüçyüs

Eski 08-20-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konfüçyüs




BİLGİ VE İNSAN
Konfüçyüs, en iyi insanın bilge insan olduğu kanısındadır, ama kendisini bir bilge olarak görmez; pek az insanın bilge olmayı başardığını düşünür Seçmeler'de "bir bilgeye rast gelmekten umudu kestiği"ni söyler Efendi kusursuzlukta bilgeden sonra gelir, günlük yaşamda etkisi en çok duyulan da efendidir Konuşmalar'da örnek olma özelliği ayrıntılarıyla anlatılan efendi, "dünya işlerinde ahlaksal olanın tarafını" tutandır Efendi, başkalarının mutluluğu için gösterdiği içten ilgide açığa çıkan ahlaksal yetkinliğinden ötürü, buyruk verebilir, itaat görebilir


Konfüçyüs, yöneticilere "eğer siz iyiyi isterseniz, insanlar da iyi olur" der Ayrıca, insanın insan olarak kalacağını, "efendinin doğasının yel, sıradan insanın doğasının da ot gibi olduğunu; yel estiğinde otların hep eğildiğini"; bundan ötürü de yönetimin, daima, her üyesinin açıkça belirlenmiş bir role sahip olduğu bir toplumda yetkesini iyilikseverlikle kullanan bir yönetici topluluğunun elinde olduğunu savunurdu


Konfüçyüs insanların doğuştan eşit olduğuna inanırdı; eğitime ilişkin tüm görüşlerinin altında yatan, sonraki yüzyıllarda Çin'in eğitim siyasetini etkileyen onun bu inancıydı

Alıntı Yaparak Cevapla

Konfüçyüs

Eski 08-20-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konfüçyüs




ADLARIN DÜZELTİLMESİ
Konuşmalar'da 'adların düzeltilmesi' diye anılan Konfüçyüs öğretisi ilginç felsefi sonuçlara varır Konfüçyüs, kendi döneminde 'efendi' denilen kimseler eskiden öngörülmüş efendilik betimine göre davranmadığı için kaygılanırdı "İnsancıllığı terk etmiş efendi, bu adı nasıl taşıyabilir?" diye sorar; yönetmenin doğru davranan kişiler için kolay bir iş olduğunu, böylece "prensin prens, bakanın bakan, babanın baba, oğulun da oğul" olacağını söylerdi


Geçmişin, ataların yüceltilmesi, töremlere gösterilen büyük ilgi, evlatlık görevi ile baba oğul ilişkisinin öneminin ısrarla vurgulanması, Konfüçyüsçülüğün Batı geleneğine aykırı düşebilecek yönleridir Gene de, Batı tüm bu yönelimlere -aile bağları ile büyüklere saygıya; adetlere, uylaşımlara, törenlere değer vermeye; ılımlılığın, sakinimin ölçülü bir alçakgönüllülüğün ahlaksal önemine- bir ölçüde aşinadır Konfüçyüs'ün bakış açısını anlamamak, onun değerleri ile uygulamalarının birçoğunun evrensel olduğunu görmemek olanaksızdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Konfüçyüs

Eski 08-20-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konfüçyüs




KONFÜÇYÜS VE ESKİ YUNAN
Konfüçyüsçü düşünce ile eski Yunan'da, MÖ 6-5 yüzyıllarda ortaya çıkan Sokrates öncesi filozoflarının kimi düşüncesi' arasında büyük benzerlikler vardır Bu filozoflardan Anaximenes (MÖ 585-52 insan ruhu ile doğanın, bir bütün olarak, tek bir ortamı paylaştığını öğretmişti; Pythagoras (MÖ 571-496) tinsel saflığı korumak üzere töremleştirilmiş davranış biçimleri geliştirmişti; matematikle kavranan göksel uyum ile insan ruhu arasında bir ahenk olması gerektiğini düşünürdü; Herakleitos ise (MÖ doğumu yaklaşık 504-501) Logos düşüncesini, bir tür evrensel adaleti ya da denkliği korumaya yarayan, dengeli geliş gidiş ilkesini atmıştı ortaya


Konfüçyüs'ün kişiliği, alçakgönüllü bilgeliği, kendini öğretmeye adayışı, Sokrates'in benzer özellikleriyle karşılaştırıla gelmiştir; Sokrates'in altın kuralı, "kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma" diyen kural, ahlakçıların genel geçer kurallarından biridir


Konfüçyüs metafizik kurgulamalar geliştirmekle uğraşmamıştı; insan bilgisinin doğasına ya da olanağına ilişkin bir kuram da geliştirmemişti Ama yine de, insan zekasının bilme iddiasında olduğu şeylerin sınırları konusunda duyarlıydı Dolayısıyla deneysel bilgi sayılacak bilgilere dayanma güvencesine sahip olmayan savları ortaya atmaktan kaçınırdı Bir keresinde, karşısında düşüncesizce konuşan birine "efendi olanın bilgisiz olduğu konuda hiçbir kanı bildirmemesi beklenir" demişti Tzu-lu'ya da şunları söyler: "Sana bilmenin ne olduğunu söyleyeyim mi? Bildiğin zaman bildiğini, bilmediğinde de bilmediğini söylemek, işte bilgi budur"

Alıntı Yaparak Cevapla

Konfüçyüs

Eski 08-20-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konfüçyüs




KONFÜÇYÜSÇÜLÜĞÜN TARİHİ SERÜVENİ
Konfüçyüs'ün MÖ 479’da Çiyu-fu'da ölümünden sonra öğrencileri onun öğretisini sessiz sedasız sürdürdü İki önemli izleyicisi Mensiyüs ile Hsun Tzu, Konfüçyüsçü düşünceye kendi fikirlerini, kendi vurgularını da katarak, seçkinlerin eğiticisi oldu Onların çağı, yöneticilerin saraylarında ahlak ile siyasete ilişkin pek çok düşünsel tartışmanın geliştiği bir dönemdi Tartışmalar düzenlenir, bilgili kişiler davet edilirdi Bunlar, siyasal karmaşanın, Çin devletleri arasında süre giden çatışmaların yaşandığı -bundan ötürü de Savaşan Devletler Dönemi diye anılan- bir dönemde olup bitiyordu Çekişmeler Ch'in hanedanlığının (MÖ 221-206) egemenliğiyle son buldu Hükümdar Çh'in Shih Huang Ti Çin'i birleştirdi İmparatorluğunu ilan etti ve Çin'i kuzeyden gelen İstilacılara karşı savunmak üzere Çin Seddi'ni yaptırdı Han hanedanlığı döneminde (MÖ 206- MS 9) Konfüçyüsçü düşünce yeniden canlandı Eski yazılardan parçalar derlenip elden geçirildi ve Hıristiyanlığın ilk yıllarında Budacılığın da Çin'e ulaşmasına karşın, Konfüçyüsçü düşünceler yeniden yaygın kabul gördü


Bundan böyle Konfüçyüsçülük -daha doğrusu Yeni Konfüçyüsçülüğün çeşitli biçimleri- Çin kültüründeki ana akışın bir parçası olarak varlığını sürdürdü, eğitimin Konfüçyüsçü temel yapıtlara dayanmasından ötürü halka yayıldı Böylece Konfüçyüsçülük geniş, değişken bir ülkede yaşayan milyonlarca insanı birleştirdi Hem kişisel hem kamusal ülküler sunduğu, kişi ile kamu arasında net bir halka oluşturduğu için ayakta kaldı


Konfüçyüs ile izleyicilerine atfedilen özdeyişlerle öğretiler, MÖ 6 yüzyıldan 1911'de Ch'ing hanedanlığının kaldırılışına kadar geçen 25 yüzyıl boyunca, Çin'in ahlaksal, toplumsal, siyasal yapısını biçimlendirdi Çin İmparatorluğu'nun neredeyse tüm kurumları, gelenekleri, amaçları, özlemleri Konfüçyüs'ün erdemli birey, erdemli toplum anlayışına dayanıyordu 20 yüzyılın ilk yıllarına kadar Çin'de eğitim, hemen hemen tümüyle, Konfüçyüs'ün ilkelerine göre biçimlendirilmişti 1313'ten 1905'e kadar sürdürülen devlet görevliliği sınavları Konfüçyüs'ün “Dört Kitap” diye bilinen yapıtlarını okumayı gerektiriyordu


20 yüzyıl ortalarında Çin'de Konfüçyüsçülük neredeyse tümden yadsınmıştır Çin, Batı dünyası karşısında kendisini değerlendirmeye giriştiğinde, Konfüçyüsçülüğün katılığına, geçmişten devşirme ülkülerine, sıradüzen ile tören saplantısına yönelik eski eleştiriler yeniden gündeme geldi


1960 Kültür Devrimi*'nin, Halk Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ortaya çıkan Konfüçyüs karşıtı eleştirileri pekiştirmesine karşın, Konfüçyüsçülüğü ortadan kaldırmayı hedefleyen yenilikler de Konfüçyüsçülük çizgisine, biçemine uydu Komünizmin, işçi sınıfına yaraşır tutumlara göre kişiliği yeniden biçimlendirmeyi amaçlamasının, Konfüçyüsçü kendini yetiştirme öğüdüne pek benzediği; önder Mao'nun sözlerine gösterilen büyük saygının, eskiden Konfüçyüs'e gösterilen saygıyla türdeş olduğu sık sık dile getirildi

Alıntı Yaparak Cevapla

Konfüçyüs

Eski 08-20-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konfüçyüs




SEÇMELER
" İyi yaşamayı sonraya bırakan; yolunda ırmağa raslayıpda akıp geçmesini bekleyen adama benzer Irmak hiç durmadan akıp gidecektir"

"Halkı kanunlarla yönetip cezalarla düzeni sağlarsanız, onlarda cezalardan kaçınacaklardır; ama bu arada ar duyguları da kaybolacaktır Fakat onları kendi güzel ahlakınızla yönetip düzeni de vazifelere bağlılığınızla sağlarsanız, ar duyguları onları terk etmeyecek ve bu ölçüye göre yaşayacaklardır"

"Onbeş yaşımda zihnimi vicdanıma bağladım Otuzumda dimdik durdum Kırkımda şüphelerimden kurtuldum Elli yaşımda ilahi kanunları anladım Altmışımda uysal bir kulağım oldu Şimdi yetmişimde, doğruluğu elden bırakmadan kalbimin tutkularının peşinden gidebilirim"

"Erdemsiz bir insan mahrumiyete fazla tahammül edemez; nasıl ki mutluluk içindeyken bile rahat edemezse Fakat erdemli insanın barındığı yer yine erdemin içindedir, akıl sahipleri hep bunu arar"

"Doğa eğitimin önüne geçerse, bir dağ adamı yetiştirmiş olursunuz Eğer eğitim doğanın önüne geçerse, katip yetiştirmiş olursunuz Doğa ve eğitim doğru oranla harmanlanabilirse ancak o zaman üstün özellikleri olan insanlar yetiştirebilirsiniz"

"Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir"

" Düşünmeden öğrenmek faydasızdır Öğrenmeden düşünmekse tehlikeli"

"Karanlığa söveceğine kalk bir mum yak"

"Allah’ım, senden başka hiçbir şeyi olmayan ben senden başka her şeyi olanlara acırım"

"Bildiğini bilenin arkasından gidiniz Bildiğini bilmeyeni uyandırınız Bilmediğini bilene öğretiniz Bilmediğini bilmeyenden kaçınız"

"Kamil insan; kişisel olarak ciddi, büyüklere hizmet ederken saygıyı elden bırakmayan, halka karşı çok nazik olan ve onları yönetirken de adaletli davranan kişidir"

"Erdemli kişi, ne kadar zor olursa olsun, hizmeti öne koyar, ondan ne fayda temin edileceği ise daha sonra düşünülecek bir meseledir"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.