Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
andreas, düşüncesi, feuerbach, hayatı, ludwig

Ludwig Andreas Feuerbach Hayatı Ve Düşüncesi

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ludwig Andreas Feuerbach Hayatı Ve Düşüncesi




Hayatı ve Düşüncesi
27 Temmuz 1804'te Landshut, Bavyera'da doğdu 13 Eylül 1872'de, Rechenberg'de öldü
Hukukçu Paul von Feuerbach'ın dördüncü oğlu olan Ludwig Feuerbach'ın Berlin'deki 2 yıl süreyle Hegel'in yanında felsefe öğrenimi yapabilmek için ilahiyat çalışmalarını bıraktı 1828'de Doğa bilimi öğrenimi yapabilmek için Erlangen'e gitti 2 yıl sonra da "Gedanken über Tod und Unsterblichkeit" adlı ilk kitabını Hegel'in ölümünden bir yıl önce imzasız olarak yayınladı
1839'da "Hıristiyanlık Özü"nü yayınladı O sıralar Alman düşünürleri Hegel'i tartışıyordu Ruhçular onu ruhçuluk alanına, maddeciler de maddecilik alanına çekiştiriyorlardı O Kant'ın yasağını çiğnemiş mutlağın alanına girmişti Düşüncenin doğadan önceliğini savunmuştu
Maddeciler de mutlağın yani insan düşüncesinin uğraştığı ilk ve son gerçeğin, doğanın üstünde değil, doğanın içinde olduğunu söylemesine ilgi duydular Herakleitos gibi diyalektikciydi Bu uzlaşmalar, yeni karşıtlıklar ve yeni uzlaşmalarla, gitgide varlığın bilincine erişecekti Bu erişmeyse, gerçek özgürlüğü doğuracak olan bir sonuçtu Mutlak varlığın kendi bilincine erişmesiyle aydınlanacaktı
Bütün sorunları çözdüklerini sanan felsefe sistemleri dağılıyordı Kant'ın sınırladığı rasyon tekrar özgürleşiyordu Küçümsenen us etkilediğinden etkilenmek yoluyla diyalektik metotla gerçeğe doğru yaklaşmaktaydı
Feuerbach "Gelecek Felsefesinin İlkeleri" Hegel'den 13 yıl sonra yayınlandı"Temel doğadır Doğanın dışında hiçbir şey yoktur Her şey gibi, düşünce de, doğanın ürünüdür Düşünce, madd bir organ olan beyinden çıkmaktadır Bence maddecilik insanın varlık ve bilgi yapısının temelidir Ama bir fizyolojistin, bir naturalistin anladığı gibi, varlık yapısının kendisi değildir Maddecilikle geride beraberim ama, ilerde beraber değilim"
O yıktığı dinlerin yerine aşk dini koymak ister O temeli maddeye dayanan bir idealisttir Aşkı, maddi bir çekim olarak değil, bir insanlık ideali olarak ele alır Hegel gibi diyalektiği maddede değil düşüncede bulur "İnsanlar sevişiniz, gerçek din sizin bu sevgilerinizdedir Varlığınız, aşkınızla biçimlenecektir"
Ona göre dinin gerçeği aşktadır Önceleri insanlar, kendi niteliklerininin fantastik yansımaları olan tanrılar yaratmışlardı; ama tanrılar, insanlık düzenini kurmaya yetmediler Oysa Feuerbach'a göre, bu düzeni kuracak olan, insanın başka insanlara karşı duyduğu bağlılıktır Bu bağlılık, en yetkin biçimine aşkta ulaşır Hele cinsel aşk, bu duygusal insan bağlılığının en yoğunlaşmış biçimidir Dostluk, acıma, vaz geçme, coşkunluk gibi çeşitli eğilimler, yetkinliğini cinsel aşkta beliren aşkın çeşitli görünüşleridir İnsanlar arasındaki bütün sorunlar aşkın gücüyle çözülecektir Aşkı kutsallaştırmak gerekir İnsanlar, böylelikle, bütün acılarından kurtulacaklardır Din, Latince bağlamak anlamındaki (Religare) sözcüğünden gelir Şu halde, din sözcüğünün ilk anlamı bağdır Bundan ötürü insanlar arasındaki her bağ, bir dindir Din sözcüğünün etimolojik anlamı gerçeği ortaya koymaktadır Ama bu din, ruhçu bir temele değil, maddeci bir temele oturmaktadır Temel doğadır Her şey gibi, din de, doğanın ürünüdür Varlık yapısının temeli maddedir ama, kendisi düşüncedir Varlık maddeden çıkıyor ama ruhla gelişiyor, varlıklaşıyor Maddelerin oyunu bitmiştir artık
LFeuerbach'a göre tanrı, insan zihninin bir yansıtmasıdır O'na göre, duyu verilerine konu olan ve böylece dışımızda (bizden bağımsız bir şekilde) var olan nesnelerden farklı olarak dini inancın nesnesi olan Tanrı insanın içindedir
Ona göre mutluluk eğilimi insan yapısının doğal bir eğilimidir İnsan doğarken mutluluk eğilimini insan yapısının doğal bir eğilimidir İnsan, doğarken mutluluk eğilimiyle birlikte doğar Mutluluk eğiliminin ahlakiliği bu yüzdendir Yine bu yüzdendir ki her ahlakın temeli mutluluk eğilimi olmalıdır Ama mutluluk eğilimi başı boş bırakılamaz elbet Onu düzenleyen iki doğal kısıtlayıcı vardır:

Eylemlerimizin kendimizdeki sonuçları: Mutluluk eğilimimizi başı boş bırakıp, örneğin içkiyi fazla kaçırırsak hastalanırız Böylelikle de kendi eğilimimizi, kendimizden dolayı, kendimiz kısıtlarırız
Eylemlerimizin toplumdaki sonuçları: Mutluluk eğilimimizi başı boş bırakırsak başkalarını mutluluk eğilimlerinin sınırına gireriz Bu halde başkaları, kendi mutluluk eğilimlerimizi savunarak bizim mutluluk eğilimimizi bozarlar Böylelikle de kendi eğilimimizi, yine kendimizden dolayı, kendimiz kısıtlarız

Hem kendimiz, hem de başkaları, elbirliğiyle mutluluk eğilimimizi düzenlerler, aşırılıklara engel olurlar Bu iki sürümün dışında mutluluk eğilimimizin hiçbir engeli yoktur, keyfince yol alabilir Anlaşıldığına göre, mutluluğumuzu, yine kendi mutluluğumuz düzenlemektedir Kendi mutluluğumuzu bozmadıktan sonra mutluluk eğilimimizin yöneldiği yer yol ahlakıdır Toplumsal sonuçlar, kendi mutluluğumuzun tadını kaçırdıklarından dolayı kısıtlayıcıdırlar
İnsanın tanrıya tapmasını yasaklayan maddeci Feuerbach'ın karşısına dikilen, insanın insana tapmasını emreden ruhçu Feuerbach
Hristiyanlığın özündeki görüşlerinin ürünü olarak tanrı insanın içedönük doğasının dışadönük bir izdüşümü haline geliyordu Kitabının Marx'ı önemli ölçüde etkileyen ilk bölümünde Feuerbach dinin gerçek ya da antropolojik özünü çözümledi Tanrıya yüklenen çeşitli nitelikleri tartışarak bunların insan doğasının farklı gereksinmelerinin karşılığı olduğunu ileri sürdü 2Bölümde dinin sahte ya da ilahiyata ilişkin özünü ele alarak tanrının insandan bağımsız bir varlığı olduğu görüşünün, vahiy ve kutsal nesnelere inanmaya yol açtığını, bunların da istenmeyen bir dinsel maddeciliğin parçaları olduğunu ileri sürdü
Feuerbach ateist olmadığını söylemekle birlikte, hristriyanlıktaki tanrının bir yanılsama olduğunu iddia etti Din görüşlerini felsefi ve diğer disiplinlerle birlikte ele alması Hegel'in ilkelerini yarı-dinsel olarak görmesine ve Marx'ın daha sonra 1845'te "Thesen über Feuerbach"da eleştireceği bir tür materyalizmi benimsemesine yol açtı 1848-1849 devrim, karşıdevrim yıllarında dini tutuculuğa saldırıları yüzünden birçok devrimci tarafından kahraman olarak görüldü
Feuerbach en çok hristiyanlığa karşı olan yazarları etkiledi "Das Leben Jesu kritisch bearbeitet" adlı şüpheci eseri David Friedrich Strauss ve Feuerbach gibi doğalcılık adına Hegelcilik'ten vazgeçen Bruno Bauer bunların başlıcalarıydı Bazı görüşleri de daha sonraları Almanya'da kilise ile devlet arasındaki mücadelede aşırı ucun temsilcileri ve kapitalizme karşı mücadelenin önderleri tarafından benimsendi Daha sonraları ise Marx tarafından belirtildiği gibi (8 ve 11 tezler) toplumsal gelişim içindeki "özne"yi edilgen hale getirmesinden dolayı eleştirilmiştir

Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.