08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Beyşehir, Konya Tarihi
Tarihi
İlkçağ'da Beyşehir Gölünün de içinde olduğu bölge pisidya adıyla anilırdı Pisidya' da Karallia olarak bilinen bir şehir adıydı Ramsay bu konuyu şöyle değerlendirir;"Biri gölün güneydoğusunda , Trogitis gölü'ne akan suyun ağzında, diğeri güneybatısında olmak üzere ihtimal iki şehir bulunuyordu Bu ikincisinin Parlais olma ihtimali daha kuvvetli olduğu için birincisini Karallia olarak kabul etmeniz lazım geliyor "Yine Ramsay'a göre Karallia Bizanslılar zamanında Skleros adını almıştır
- Daha sonra harap olan Karallia,Viranşehir adını almıştır Onüçüncü yüzyılın ilk yarısında , Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad devrinde, muhtemelen 1240'tan biraz önce çoğunluğunu Üçoklar 'ın oluşturduğu Türkmenler tarafından yeniden kurulmuştur Eşrefoğulları'nın hakim olduğu dönemden itibaren Viranşehir'in adı Süleymanşehir olmuştur + Erbaba Höyüğü ile ilgili olarak yapılan değerlendirme şöyledir:
- Beyliğin merkezi olmasından dolayı geçen zamanla beraber beyin şehri olarak anılır Bundan dolayıda Beyşehir adını alır Beyşehir adının bir de efsanevi hikayesi vardır Buna göre; + "Beyşehir'in 10 km kuzeybatısında deniz düzeyinden 1130 m yüksekliğindeki doğal bir tepenin üstünde, günümüzden yaklaşık 7500 yıl öncesine tarihlenen Neolitik Çağ höyüğü R Solecki'nin yörede yüzey araştırması yaparken bulduğu höyük, Jacques ve Luiesse Alpes Bordaz başkanlığındaki bir ekipçe kazılmaktadır Yaklaşık 80 m çapındaki Erbaba'da dört kat saptanmıştır En alttaki 4 kattan pek fazla bir şey çıkmamış en çok buluntu 3 katta ele geçmiştir " - - Trogitis' de bulunan Seydi Harun Veli şimdi kendi adıyla anılan camiyi yaptırmaktadır Eşrefoğlu Mehmet Bey de ona malzeme yardımında bulunur Sonrasında gelişen olaylar onları dost yapar Eşrefoğlu, Trogitis'e Seydişehir adını verirken Seyyid Harun Veli de Süleymanşehir'e Beyşehir adını vermiştir - Görüldüğü gibi Beyşehir'in akıp giden zaman içinde aldığı adları incelerken tarihinin kilometre taşları da hemen belirmektedir - - Beyşehir ve çevresinin tarihi M Ö 7000'li yıllara kadar uzanmaktadır Bölgede Eski ve Orta Taş devri'ne ait buluntuların varlığı söz konusudur Ama daha çok Cilalı taş devri' ne ait buluntular yoğunlaşır Yapılan araştırmalar Beyşehir'in daha o dönemde önemli bir yerleşim alanı olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır M Ö 5680-M Ö5300 arasına tarihlenen Erbaba Höyüğü kalıntıları bunun en somut göstergesidir Kıstıfan Köyü yakınlarındaki höyükteki kazılarda Kanadalı bilim adamları Jacgues ve Louisse Alpes Bordaz çifti tarafından yapılmıştır (1968-1975)
Erbaba Höyüğü ile ilgili olarak yapılan değerlendirme şöyledir:
"Beyşehir'in 10 km kuzeybatısında deniz düzeyinden 1130 m yüksekliğindeki doğal bir tepenin üstünde, günümüzden yaklaşık 7500 yıl öncesine tarihlenen Neolitik Çağ höyüğü R Solecki'nin yörede yüzey araştırması yaparken bulduğu höyük, Jacques ve Luiesse Alpes Bordaz başkanlığındaki bir ekipçe kazılmaktadır Yaklaşık 80 m çapındaki Erbaba'da dört kat saptanmıştır En alttaki 4 kattan pek fazla bir şey çıkmamış en çok buluntu 3 katta ele geçmiştir "
- 1, 2 ve 3 katlardaki yapıların temellerinde büyük taş bloklar kullanılmıştır Duvarlar ise, çamur harçla örülmüş kireçtaşı bloklarla yapılmıştır Duvar kalınlığı 60 cm'den fazladır 3 kattaki bazı duvarlar kırmızı renkli sıvayla kaplanmıştır Birbiriyle yakın diziler halindeki dikdörtgen planlı evler kuzeydoğuya bakmakta, içeriye damdan girilmektedir Evlerin batısında bölme duvarları vardır Taban döşemeleri sıkıştırılmış topraktan yapılmıştır
Kaynak : Wikipedia
|
|
|