Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiyedeki Mağaralar Ve Mağaralarla İlgili Bilgiler
Türkiyedeki Mağaralar
Türkiyede bulunan mağalar ve mağaraların bulunduğu şehirler bu yazıda takip edin
Ayvaini Mağarası
Uluabat Gölü'nün güney bölümünde yer alan Ayvaini Mağarası'nın iki girişi vardır Birinci giriş Bursa, Mustafakemalpaşa (Kirmasti) ilçesine bağlı Kazanpınar'da, diğer girişi yeraltı sularının yer üstüne çıktığı Nilüfer İlçesi'ne bağlı Ayvaköy'ü yakınında yer alır İki girişi arasında 4 km mesafe vardır Bursa'yı Mustafakemalpaşa'ya bağlayan eski yol mağara yakınından geçer
Her iki yönden girişi bulunan mağara, girişlerinin sarp olması nedeniyle turizme kapalı olmakla beraber profesyonel dağcı ve mağaracılar tarafından tercih edilebilir Hidrolojik olarak aktif bir mağaradır Güney Marmara Bölgesi'nin en uzun mağarasıdır Ayvaini Mağarası görünümleri ilginç ve büyüleyici damlataşlar (sarkıt, dikit, duvar damlataşları, sulu damlataş havuzları) ve göller ile kaplıdır Gezi için rehber alınması gerekmektedir Turistik gezilere açılması için çalışmalar sürdürülmektedir
Aşıklar Mağarası
Aşıklar Mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde bir mağara
Alanya yarımadasının, denize yakın yamacında iki girişli bir mağaradır Cilvarda burnuna doğru teknenin kayalıklara yanaşmasından sonra kayalara tırmanılarak çıkılır Birkaç adımda mağaranın alçak girişine gelinir 75 metre uzunluğundadır Alçak tavanı nedeniyle mağaranın içinde zaman zaman eğilerek yürünür Mağaranın, Damlataş tarafındaki ağzı, denizden sekiz metre kadar yüksektedir ve buradan denize atlanır Kayalıklara tutunarak aşağıya inmek çok daha zordur Söylenceye göre antik çağın korsanları bu mağarada ganimetlerini ve esir kızları saklamıştır
Buzluk mağaraları
Buzluk Mağaraları, Elazığ-Harput'ta bulunur Yazın çok soğuk, kışın ise içi çok sıcaktır Mağarada 200 metreden aşağıya inilememiştir Bir rivayete göre bir kadın mağaranın içine düşmüş ve daha sonra yine Elazığ'ın sınırları içinde bulunan Murat Nehrinden cesedi çıkmıştır Ayrıca Türkiye'nin en kaliteli mermerlerinin o mağarada bulunduğu söleniyor
Damlataş Mağarası
Antalya'nın Alanya ilçesinde bir mağara'dır Damlataş Mağarası,Alanya şehir içinde ve deniz kıyısında Merkeze 3 km uzaklıkta bulunmaktadır
Toplam uzunluğu 30 m olan mağara kuru, yatay mağara tipindedir 200 m' lik bir alanı kaplamaktadır Çok sayıda sarkıt ve dikitin eşsiz bir görüntü verdiği mağara 15 m yüksekliktedir Karbondioksit gazı, yüksek ölçüde nem, düşük ısı ve radyoaktif havasıyla astım hastaları için son derece yararlıdır Bu nedenle astım hastaları mağaranın en yoğun ziyaretçi gruplarını oluştururlar Mağaradaki sarkıt ve dikitlerin M Ö 20 000-15 000 yılları arasında meydana geldiği sanılmaktadır
Derya Mağarası
Derya Mağarası, Antalya'nın batı kıyısında Konyaaltı Caddesi ile deniz kıyısı arasında bulunan Atatürk Parkı'nın içinde bulunan bir mağaradır
124 metre toplam uzunluğundaki mağaranın girişe göre en derin noktası 35,65 metredir Dikey mağara tipindedir Güney kenarı deniz içinde olduğu için "deniz mağarası" olarak da adlandırılabilir Mağara kuru ve gelişimi durmuş bir mağaradır Mağaranın denizde olan kesimleri yarı tuzlu deniz suları ile kaplıdır
Büyük salonda az miktarda dikit ve duvar traventenleri gelişirken, güneye doğru sarkıt ve dikitler artmaktadır Bu bölgede tatlı su kaynakları çatlaklardan çıkarak deniz suyuna karışmaktadır Mağaranın asıl girişinin 40 m batısında ikinci bir girişi daha vardır 0,5 m genişliğinde ve 1 m uzunluğunda genişlemiş bir yarık görünümündedir
Dim Mağarası
Dim Mağarası, Antalya ili, Alanya ilçesi dolayında turizme açık bir mağaradır
Dim Mağarası, Alanya'nın doğusunda, 1691 m yüksekliğindeki Cebireis Dağı'nın batı yamacında bulunur Dim Mağarası otoparkının hemen ön kısmında, 232 m aşağıda piknik alanı olarak kullanılan, tabanı çınar ağaçları, yamaçları çam ormanları ile kaplı bulunan Dim Çayı ve Dim Vadisi yer alır Çevrede yaşayan insanlara Dim'li denilmektedir Bu nedenle de mağaraya Dim Mağarası adı verilmiştir
Mağaraya, hem Dim Çayı vadisinden hem de Kestel beldesinden asfalt yol ile ulaşım sağlanmaktadır Kestel beldesinde ki Alanya İşletme Fakültesi ile Dim Mağarası arasındaki mağara ulaşım yolu üzerinde Alanyalı Haşim Yetkin Hoca'nın (Öğretmen) organizasyonunda zaman zaman toplu olarak yürüyüş sporu yapılmaktadır Mağara ulaşım yolu, Cebireis Dağı eteğinde açılmış olan Yaylalı Köyü sulama kanalı boyunca 300 m devam eder Bu yolda gezi yürüyüşü yaparak da Akdeniz, Alanya, çam ormanları ve zaman zaman Toros Dağlarını seyrederek 50 dakikada mağaraya varılabilir
Dim Mağarası'nın toplam uzunluğu 410 m yatay ve yarıkuru mağara sınıfındadır 360 metrelik bölümü ziyarete açıktır Dört ana salondan oluşan mağaranın gezi yolları boyunca en ve yüksekliği değişken olup 10-15 m dir Günümüzde tavandan yer yer su damlamaları ve dolayısı ile makarna sarkıtlar oluşmaktadır Mağara, elektrik ile aydınlatılmaktadır Ayrıca şehir elektriği kesilmeleri durumunda için jeneratör de bulunmaktadır Mağara içi sıcaklığı yıl içinde sabit olup, 18 C derecedir Mağara içinde küçük havuzlar ve son bölümde 200 m2 yüzeyli, 2 metre derinlinde bir göl vardır
Dim Mağarası, Türkiye'nin en güzel mağaralarından biridir Mağara içinde sarkıt, dikit, sütun, perdemakarna ve duvar oluşumları olarak çok süslü ve zengindir Alanya'ya 11 Km ve çevrenin piknik yerleri ve ormanlarla kaplı olması nedeniyle ziyaretçi akınına uğramaktadır Mağara yıl boyunca ziyarete açıktır Dim mağarası tesisleri kapsamında 150 kişiye hizmet verebilecek restoran vardır Mağarada Akdeniz'i, Alanya ve Alanya Kalesini, Torros Dağları'ndan bir kesiti izleyebilmek amacı ile seyir terası ve dürbünü bulunmaktadır
Dim Mağarası İşletmesi 24 Ekim 2002 Tarihinde Uluslararası Turizme Açık Mağaralar Birliğinin International Show Caves Association (ISCA) üyeliğine kabul edilmiştir Dim Mağarası, Türkiyede özel teşebbüs tarafından turizme açılıp işletilen ilk mağaradır
Mağara'nın bir bölümü tarih öncesi ve tarihi devirlerde insanlar tarafından yaşam alanı olarak kullanılmış, Turizme açılana kadar da zaman zaman keçi barınağı olarak da değerlendirilmiştir
Dupnisa Mağarası
Dupnisa Mağarası Kırklareli ilinin Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü yakınlarında yer almakta ve Trakya'nın turizme açılmış tek mağarasıdır Mağaranın uzunluğu toplam 2720 metredir
Düdensuyu Mağarası
Düdensuyu Mağarası, Antalya'nın ORMANA ilçesinde bulunan mağara Altınbeşik Düdensuyu mağarası ilk kez 1966 yılında, bölgede Oymapınar barajı ile ilgili yapılan araştırmalar sırasında bulunmuştur Adını bir üst kısmında yer alan Altınbeşik tepesinden almıştır
1966 - 1967 yıllarında İngiliz ve Fransız mağaracılar ile ilk denemeler yapılarak kamuoyuna tanıtılmıştır
Mağara içinden çıkan su, yeraltından Beyşehir Gölü ile irtibatlıdır Beyşehir Gölü'nün kuzeyindeki Mada Adası'nda bulunan bir düdene kaçan su üzerinde yapılan boya deneyi, Düdensuyu mağarasından çıkan ve Manavgat Çayı'na karışan suyu boyamış ve böylece bu yer altı ilişkisi kanıtlanmıştır
Altınbeşik Düden suyu mağarası iki kat üzerine yayılmıştır Mağaraya 200 mt uzunlukta bir yeraltı gölü üzerinden botla girilmektedir Bu gölün sonunda traverten oluşumları vardır Göl sonundan 44 mt 'lik dikey bir traverten oluşumu üzerinden ikinci kata çıkılmakta ve oradan 130 mt uzunluğunda ince uzun sığ bir göl başlamaktadır İkinci katın sonuna kadar küçük gölükcükler ve orta kısmındada göçük yapan çok büyük ve yüksek bir salondaki kalker blokları üzerinden, 1,5 km kadar ilerlenebilmektedir Mağaranın bu bölümü kısmen fosil durumuna geçmiştir, üst kat sağ ve sol cihetlerde bulunan yan kolların hepsi henüz araştırılmamıştır
1985 yılında 10 kişilik bir Japon mağara grubu mağarada araştırma yapmış; 1 göl sonundaki 44 m 'lik duvar önünden, memba şeklinde çıkansuya dalış yaparak sifonun arka tarafına geçtikleri ve kumsal bir zemin üzerinden birçok gölleri geçerek dağın içine doğru 3500 mt ilerledikleri bildirmişlerdir
1992'da Orta Doğu Teknik Üniversitesi su altı dalış ekibine mensup, mağara sifonlarına dalış yapan dalgıçlar, mağara içindeki yer altı gölüne dalış yapmışlar, fakat arkaya geçit veren sifonun ağzını bulamamışlardır
Mağaradaki araştırmalar henüz bitmemiştir Zaten mağara turizme açıldığında da bütün sistemin dolaşılması mevzubahis değildir Düden suyu halen aktif bir sistem olduğundan, bu durumu gözetilerek turizme açılmıştır Yağışlı günlerde Düden patlaması olmakta ve mağaradan çok büyük su çıkmaktadır
Fosforlu Mağara
Fosforlu Mağara, Antalya'nın Alanya ilçesinde bir mağara Fosforlu Mağara, Alanya yarımadasının Damlataş tarafındaki yamacında bir deniz mağarasıdır Küçük tekneler mağaranın içine girebilir Mağaranın jeolojik yapısından kaynaklanan zemini, geceleri ay ışığının yansıması nedeniyle fosfor gibi parlamaktadır Parıltı gündüzleri de fark edilmektedir Gezi tekneleri, Fosforlu Mağaranın önünde de kısa yüzme molaları vermektedir
Gök Mağarası
Antalya'nın Finike ilçesinde bir mağara Finike'de bulunan Gök Mağarası, Asya'nın dalışı yapılmış en derin mağaralarından biridir Mağaradan çıkan tatlı su 15 metre derinlikten sonra suyla karışır Geniş bir koridorla dibe doğru inen mağarada sarkıtların bulunması daha önceden kuru olduğunun işaretlerindendir
Güvercinlik Mağarası
Antalya'nın Kaş ilçesinde bir mağara İnce Burun'un arkasında yer alan bu mağara Kalkan'a 2 km mesafededir Güvercinlik Deniz Mağarası, çok sayıda yabani güvercini barındırmaktadır Mağaranın içinden küçük bir yeraltı deresi denize karışır
Hasbahçe Mağarası
Hasbahçe Mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde bir mağara Mağara, Alanya'ya dört kilometre uzakta olan Hasbahçe Mahallesinde İnişdibi mevkiindedir Damlataş Mağarasından yaklaşık dört kat daha büyüktür Henüz ziyarete açılmadığı gibi oluşumu hakkında da bilimsel bir çalışma yapılmamıştır İçindeki havanın serinliği nedeniyle bir dönem narenciye ürünleri depolamak için kullanılan mağara gezenlerin anlatımına göre sarkıt ve dikitlerle süslüdür
Kadıini Mağarası
Kadıini Mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde bir mağara Mağara, Alanyanın 15 kilometre kuzeydoğusunda Çatak mevkiindedir Kent merkezindeki Damlataş Mağarası'ndan üç kat büyük sarkıt ve dikitleri vardır 1957 yılında uzmanların mağarada yaptıkları araştırma sırasında insan iskeleti ve fosil kalıntıları bulunmuştur Kalıntıların 20 bin öncesine ait olduğu saptanmış ve Alanyadaki ilk yerleşimin burada olduğu belirlenmiştir Mağaranın bulunduğu bölgede piknik alanları vardır Mağara henüz ziyarete açılmamıştır
Karain Mağarası
Antalya - Burdur karayolunun 13 km 'sinde Karain işaret levhasından sola dönülerek Karain Mağarası yoluna girilir Antalya'ya uzaklığı 27 km 'dir 1946 yılından beri kazılar yapılmaktadır Yapılan kazılardan, bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır Türkiye'nin içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır Buluntular Karain'deki küçük bir müzede ve Antalya Müzesindeki Tarih Öncesi bölümünde sergilenmektedir
Karain Mağarası, Anadolu ve Yakın Doğu tarihi açısından önemli bir paleolitik merkezdir Karain alt Paleolitik'ten geç Roma dönemine kadar görülen yerleşim izleri ile Anadolu arkeolojik çalışmalarında önemli bir boşluğu doldurmaktadır Yeryüzünde bilinen paleolitik mağaraların çoğu sadece bir dönemi temsil ederken Karain alt, orta ve üst olarak kesintisiz bir katmanlaşma göstermekte ve bu katmanlardan elde edilen veriler, özellikle Avrupa ve Yakın Doğu arasındaki bağlantılar ve göç yolları hakkında fikir vermesi açısından önem taşımaktadır Karain'den ele geçirilen Anadolu'da bilinen en eski insan kalıntılarının yanısıra mağarada ortaya çıkarılan taşınabilir sanat ürünleri Anadolu sanatının ilk örnekleridir Ayrıca, verdiği bitki ve hayvan kalıntıları ile Batı Akdeniz'in eski çevresinin ortaya konmasında önemli bir rol üstlenen Karain çevresindeki diğer mağaralarla birlikte doğal ve kültürel özellikleri dolayısıyla karma sit olarak Dünya Miras Listesine önerilmektedir
Korsanlar Mağarası
Korsanlar Mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde bulunan bir mağaradır Korsanlar Mağarası, Alanya Kalesinin bulunduğu tarihi yarımadanın altında bir deniz mağarasıdır Teknelerle gidilir Yarımada çevresindeki tekne turlarında ilk mağaradır 10 metre genişliğinde ve altı metre yüksekliğinde ağzı vardır Küçük teknelerle mağaranın içine girilebilir Tekne gezisi sırasında yüzerek de mağaraya girilir Bir söylenceye göre mağaranın içinden kaleye çıkan gizli bir yol vardır ve antik çağın korsanları ganimetlerini bu yoldan yukarı çıkarır Deniz dibindeki kayaların görüntüsü, mağaraya ayrı bir gizem katmaktadır
Mavi Mağara
Antalya'nın Kaş ilçesinde bir mağara Kaş - Kalkan arasında deniz kıyısında olan Mavi Mağara, Kaş'a 18 km Kalkan'a ise 6 km uzaklıkta olup, Kaputaş Plajı yakınlarındadır Eskiden fokların içinde yaşadığı bilinen Mavi Mağara 1972 yılında Jeolog Dr Temuçin Aygen tarafından bulunmuştur Güneş ışıkları mağaranın içine deniz dibinden yansıyarak girmekte ve mavi parlak fosforesson rengi meydana getirmektedir Mağara 50 m uzunluğunda, 40 m genişliğinde ve 15 m yüksekliğindedir
Suluin Mağarası
Suluin Mağarası, Antalya'nın Finike ilçesinde bulunan bir mağaradır Suluin mağarası, 80 metrelik giriş ağzıyla Asya Kıtası'nın bilinen en derin mağarasıdır 27 Ağustos 1995 tarihinde bir su altı araaştırma ekibinin mağaraya yaptıkları dalışta 122 metreye kadar inmişler, fakat mağara sonuna ulaşamışlardır
Antalya platosu traverten bir platodur ve bu platoyu; su, kireç taşlarını eriterek meydana getirmiştir Bu oluşumun altından birçok tatlı su kaynakları denize karışmaktadır Kırkgöz mevkiindeki Suluin mağarası bu kaynakların doldurduğu ve içindeki sarkıt ve dikitlerden dolayı daha önceden kuru olduğu tahmin edilen sualtı mağaralarından birisidir 1995 yılında yapılan araştırmada mağara derinliğinin 83 metreye ulaştığı ve kanallardan daha ilerlendiğinde 45 metre civarı bir derinlikte büyük bir salonun içine girildiği saptanmıştır Bu salonun duvarları sarkıtlar, traverten havuzlar ve diğer oluşumlarla kaplıdır Salona giren ve çıkan çok sayıdaki yan kollar olduğu yapılan araştırma dalışlarında görülmüştür
Yarımburgaz Mağarası
Yarımburgaz Mağarası, İstanbul'un yaklaşık 22 kilometre batısında, Küçükçekmece Gölü'nün 1,5 kilometre kadar kuzeyinde bulunmaktadır ve Eosen kökenli karstik kireçtaşı oluşumlarının içine oyulmuştur
Yukarı ve Aşağı Mağara olmak üzere iki bölümden oluşan mağara, doğal özellikleri kadar, içinde bulunan kültürel kalıntılarla da 19 yüzyılın ilk çeyreğinden başlayarak jeologların, gezginlerin ve daha sonra da arkeologların ilgisini çekmiştir
Mağaranın Pleistosen arkeolojisi ile ilgili öneminin anlaşılması, Türkiye'de Pleistosen arkeolojisinin kurucularından olan Ş A Kansu'nun çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır Daha sonraki dönemde mağara, İstanbul'a yakınlığı dolayısıyla Prehistorya Anabilim Dalı öğrencilerinin hemen hemen her yıl ziyaret ettiği bir yer olmuştur
İSKİ inşaatı ve mağarada 1986 yılına kadar çekildiği bilinen altı film yüzünden mağaranın yoğun olarak tahrip edilmesi nedeniyle 1986'da mağaradaki arkeolojik kazılar yeniden başlamıştır Ancak kazı başlayana kadar mağaradaki Geç Antik Çağ ve Bizans çağı yerleşimleriyle ilgili tüm kalıntılar yok olmuş, mağarada doğal olarak bulunan sarkıt ve dikitler de kırılmıştır
Yarımburgaz Mağarası'ndaki Pleistosen arkeolojisiyle ilgili çalışmalar 1988-1990 yılları arasında üç yıl süreyle gerçekleştirilmiştir Bu çalışmalar sırasında sadece kültür tarihiyle ilgili çalışmalar yapılmamış, ayrıca jeomorfoloji, tafonomi ve arkeozooloji çalışmaları da yapılmıştır Yarımburgaz kazılarında bulunan maddesel kültür ürünleri, Orta Pleistosen boyunca uzun bir süre boyunca aynı genel kültür çerçevesinde üretilmişlerdir O dönem insanının düşünce yapısını, ekolojik çevreyle olan ilişkilerini ve doğa ile mücadelesinin kanıtı olan taş aletlerin görünümü kaba ve ilkeldir Ancak bu aletler işlevseldirler ve planlı olarak yapılmışlardır Dolayısıyla aletlerin yapımı sırasında teknolojik olarak ne gerekiyorsa yalnızca o yapılmıştır ve gereksiz ayrıntılara zaman ve emek harcanmamıştır
Yedi Delik Mağarası
Yedi Delik Mağarası, Muğla'nın Ula ilçesinde bir mağara Ula'nın doğusunda, Alicin Dağı'nın yükseldiği yerdedir Karyalılar'a ait olduğu bilinen bu mağaralarda 14 tane mezar bulunmaktadır Eski inanışa göre ölüm kabul edilmeyip, ölümden sonra ruhun dirildiğine inanıldığı için ölülerin dirildiklerinde insanların saldırmaması için yüksek kayalara açtıkları mezarlara ölülerini bırakırlardı Bu yedi delik o günkü mağaraların tahrip olmuş halidir
Yerküpe Mağarası
Yerküpe Mağarası, Muğla ilinin Yatağan ilçesi sınırlarındaki Yerküpe Yaylası'nda yer alan geçit konumlu yarı aktif bir mağaradır Genç bir mağara olan Yerküpe Mağarası, 100 m uzunlukta tek bir galeriden oluşur Genişliği 3-10 m yüksekliği ise 2-8 m dir Mağaranın giriş ve çıkış bacaları arasında 17 m lik bir yükseklik farkı vardır
Muğla valiliği ve Menteşe belediyesince yapılan çalışmalar, mağaranın aydınlatılmasına ve geçiş düzenlemelerine yöneliktir Mağaranın tabanından su birikintileri, çakıl ve kum, yan yüzeylerde ise sarkıt ve dikitler bulunmaktadır
Zeytinlitaş Mağarası
Antalya'nın Serik ilçesinde bir mağara Zeytinlitaş Tepe'de yapılan ocak çalışması sırasında bulunan mağara 3 salonlu, sarkıt ve dikitlerle bezeli bir doğal oluşum mağarasıdır Açılan 10 metrelik galeriden sonra 2 metrelik sağ kol galerisi, mağaraya girişi sağlamaktadır Daha sonra 5x30 metre ebatlı delikten geçilerek salonlara girilir 3 Salonda 7 x 5 metre ebatlarındaki delik, mağaranın alt katlarına iniyor
Mağaranın oluşumları doğa harikasıdır Bu mağaranın turizme kazandırılması için çalışmalar sürdürülmektedir
Çimeniçi Mağarası
Çimenini mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde bir mağara Mağara, Alanya'nın doğusunda Cebireas güney eteğinde, Şıhlar köyü yakınlarında bulunur Konya - Gazipaşa yolunun, Demirtaş bucağından ayrılan 15 km lik stabilize yolla Şeyhler Köyüne, oradan da yürüyerek mağaraya ulaşılır Mağara yakınında Romalılardan kalma tarihi eserler vardır
Toplam uzunluğu 10 m olan mağara bir dik çıkış dışında tamamen yataydır Mağaranın içinde geliştiği kireçtaşı kalınlığının çok az ve sınırlı bir alanda bulunması nedeniyle, hidrolojik olarak tamamen kurudur Mağaranın havası açık havaya nazaran serindir Ortalama sıcaklığı 17ºC -20ºC civarındadır
Mağara, birbirleriyle bağlantılı çok sayıda odacık ve iki kattan meydana gelmiştir Başlangıçta Doğu kuzeydoğu - Batı güneybatı yönünde tek bir boşluktan oluşan mağara, zamanla traverten sütunlar tarafından bölünerek odacıklar meydana gelmiştir İlk bölümde çok sayıda odacık vardır ve tamamen yataydır
Mağara +57 metrelik dik bir çıkışla ikinci bölüme geçer Girişe göre +10 m yukarıda olan bu bölge, iki büyük odadan meydana gelmiştir Mağara traverten birikimi açısından son derece zengindir Odaları oluşturan traverten sütunlar geniş yer tutar Ayrıca yan duvarlar perde travertenler ile süslüdür
Damlataşlarının olduğu ve güzelliği ile yakınında bulunan tarihi eserler nedeniyle ilginç bir mağaradır Tarihi devirlerde kullanıldığı anlaşılan Mağarada yapılan araştırmalarda henüz yazılı belge bulunamamıştır
Mağara henüz turizme açılmamıştır
|