Türkiye'nin Karstik Şekilleri |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'nin Karstik Şekilleriyurdumuzdaki karstik şekiller - karstik şekiller nasıl oluşur - karstik şekillerin çeşitleri Kireç taşı, alçı taşı, kaya tuzu gibi eriyebilen tortul kayaçların bulunduğu alanlarda, karbon dioksitli suların bu kayaçları kimyasal yoldan eritmesi suretiyle oluşan çözünme ve çözünen maddelerin tekrar çökelerek birikmesi sonucunda oluşan şekillere karstik şekiller denir Bu nedenle karstik şekillerin gelişebilmesi için eriyebilen kayaların varlığına, yer altı suları ve kaynakların işlevlerine, nemli bir iklimin olmasına ihtiyaç vardır Bu koşulların gerçekleştiği alanlarda, yer üstü ve yer altında çok çeşitli karstik şekiller oluşabilir Türkiye'de yaygın olarak gelişmiş karstik şekiller daha çok kireç taşları üzerinde görülür Diğer çözünebilen ka-yaçlardan alçı taşı (jips), kaya tuzu ve tebeşir araziler üzerinde oluşan şekiller çok kısa ömürlüdür Türkiye'de karstik şekiller Güney Anadolu'da Toroslar üzerinde görülürler Teke Yarımadası, Göller Yöresi, Taşeli Platosu ve Güneydoğu Toroslar zengin ve tipik karstik şekillerden dolin, uvala, polye ve mağaraların bulunduğu sahalardır Bunların dışında Batı Karadeniz Bölümü'nde Zonguldak, Kastamonu, Bartın çevreleri, Kocaeli Yarımadası, Konya yöresi, İstanbul batısı, Kırklareli Demirköy, Bursa çevreleri çeşitli karstik şekillerin bulunduğu sahalardır Sivas ve Çankırı çevresindeki jipsli alanlarda erime çukurluklarına rastlanır Ayrıca Erzincan çevresinde de karstik yapılı şekillere rastlamak mümkündür 1 Erime (Çözünme) ile Oluşan Karstik Şekiller: Bunlar, yer altı sularının ve kaynak sularının karstik kayaları kimyasal yoldan eriterek çözünmeye uğratmasıyla oluşan şekillerdir Erime sonucu bunlar yeryüzünde çukurluklarla temsil edilirler Ülkemizde en yaygın çözünme ile oluşan karstik şekiller kalsiyum karbonattan oluşan kireç taşlı arazilerde görülür Yer üstünde görülen en tipik şekilleri küçükten büyüğe doğru lapya, dolin, obruk, uvala, polye olarak sıralanır Ayrıca kuru, kör, çıkmaz vadilerde görülür Tüneller, doğal köprüler ve mağaralar ise yer altında bulunan karstik şekillerdir Lapyalar: Kireç taşı yüzeylerinde görülen, yük sekliği ve derinliği bir metreyi aşmayan, erime oluk oyuk ve deliklerinden oluşan en küçük karstik şekil lerdir Yüzeysel sellenme sularının kireç taşlı yüzey leh çözündürmesi sonucunda oluşurlar Hemen türr kireç taşı karstının görüldüğü yerlerde rastlanar mikrokarstik şekillerdir Oluklu, delikli, çatlaklı, ba samaklı, menderesti, kazan şekilli, sivri, basık gib kireç taşının bulunduğu konuma ve eğimine dayal olarak birçok türü vardır Dolinler: Lapyadan daha büyük olan karstil şekillerdir Kireç taşlı sahalarda suyun kireci çö zündürmesi sonucunda oluşan birkaç metre derin liginde, birkaç metre ile birkaç on metre arasınd; çaplarda olabilen daire veya elips şekilli küçük ka palı karstik çukurluklardır Dolinler, ülkemizde Tc roslar ve Küre Dağlarının kireç taşlı alanlarında çok yaygındır Ayrıca Taşeli Platosu en yaygın gc rüldüğü yerlerdir Obruklar: Kısmen yüzeydeki kireç taşlarının çözülmesi, kısmen de yer altındaki mağara tavanlarının çökmesiyle oluşan, baca ya da kuyu şeklindeki çukurluklardır, iç Anadolu'da özellikle Tuz Gölü güneyinde ve Silifke doğusunda obruklara rastlanır Özellikle adını aldığı "Obruk Platosu" üzerinde Kızören, Timraş, Çıralı'nın deniz adlarıyla anılan, içlerinde bir kısmında su da bulunan obruklar bulunur Ülkemizde turistik açıdan önemli Cennet ve Cehennem obrukları ise Silifke'de bulunur Akseki'de de derin obruklar vardır Kırşehir'de de bir obruk bulunur Konya'da Kızılören obruğu vardır Uvalalar: Karstlaşmanın devamında dolinler gittikçe genişler, büyür ve bileşebilirler Uvalalar dolinlerin birleşmesiyle oluşan dar ve uzun, birkaç yüz metre olabilen karstik çözülme çukurlarıdır Uvalalara Batı ve Orta Toroslarda rastlanır Tabanlarında tarım yapılabilmektedir Polyeler: Kireç taşlı alanlarda tektoniğinde etkisiyle çökme ve çözünme sonucunda oluşmuş, en büyük kapalı çukurluklardır Boyutları itibariyle birkaç kilometre genişlik ve uzunluğa sahiptirler Genelde birbirine yakın uvalaların birleşmesiyle de oluşabilirler Anadolu'nun güneybatısında özellikle Göller Yöresi'nde, Teke Yarımadası'nda ve Muğla-Fethiye çevrelerinde tipik polye örneklerine rastlanır Beyşehir Gölü güneyinde Gembos ve Eynif polyeleri; içinden Antalya-lsparta kara yolunun geçtiği Kestel polyesi; Eğirdir Gölü ile Kovada Gölü'nü birbirine bağlayan dar olukta gelişmiş Boğa-zova polyesi, hatta Eğirdir ve Kovada göllerinin çanakları; Teke Yarımadası'nda Elmalı, Korkuteli, Bozova, Bademağacı; daha batıda Muğla, Ula, Yerkesik polyeleri; Eşen Çayı'nın yukarı kesiminde Seki Polyesi; Orta Toroslarda Mut'un kuzeydoğusunda Kızılova polyesi; Suğla ve hatta Beyşehir Gölü çanaklarının bulunduğu alanlar ülkemizin belli başlı polyeleridir Polye, uvala ve dolinlerin tabanları genellikle alüvyon ya da terra rossa ile kaplı olabilir Bu çanaklara düşen yağmur suları ile, polyelere çevresinden ulaşan akarsular, bunların tabanlarındaki subatan ya da düden denilen karstik doğal kuyulardan yer altına sızarlar Ancak ülkemizde de görüldüğü ve yukarıda sayıları polye tabanlı göller gibi, düdenler geçirimsiz unsurlarla tıkandığında polye tabanlarını su basabilir, bu alanlar birer göle dönüşebilir Bunyarın birkaçı: Eğirdir, Süple, Salda, Beyşehir Çözünme sonucunda yeryüzünde yukarıda anlatılan karstik şekiller gelişebildiği gibi, yer altı sularının fiziksel ve kimyasal yollardan etkisiyle yer altında da karstik şekiller gelişebilir: Tüneller, doğal köprüler ve mağaralar: Kireç taşı ve travertenlerin çözünmesiyle doğal köprü ve tüneller gelişebilir Silifke'nin kuzeydoğusunda Göksu Nehri üzerindeki Yerköprü doğal bir tüneldir Antalya kuzeyindeki Düden suyu, Manavgat Çayı'nı besleyen Dumanlı önemli yer altı ırmaklarıdır Aynı şekilde Eğirdir'den yer altına sızan sular, yer altı kanallarını izleyerek Aksu ve Köprüçay havzalarından tekrar yeryüzüne çıkarlar Erimeli kireç taşlarının bulunduğu sahaların en önemli şekillerinden birisini mağaralar oluşturur Mağaralar; kireç taşlarının kimyasal yoldan çözünmesiyle oluşabileceği gibi yer altındaki boşluklarda bulunan galerilerin yer altı sularının fiziksel yoldan yaptığı hidrolik etkiler sonucunda da oluşabilir Mağaralardan; turizmin yanı sıra mağaralarımızdan meyve, peynir depolama, kültür mantarı yetiştirilmesinde ve hayvan barınağı olarak yararlanılır İstanbul'daki Yarımburgaz Mağarası ile Atalya'daki Karain Mağarası tarih öncesinde insanlar tarafından barınak olarak kullanılmıştır Türkiye'nin en uzun mağarası 6600 m uzunluğunda Antalya'daki Tilkiler Düden Mağarası; en derin mağarası ise yeryüzünden 1190 m derinliğe inen Anamur'daki Toroslar üzerinde Çukurpınar Düden Mağarası'dır Antalya'da Damlataş, Dim; Burdur'da İnsuyu, Manavgat çevresinde Dumanlı ve Düden mağaraları, Zonguldak'ta Cumayanı, Sofular, Altınbeşik, Kastamonu'da llgarini ve Dağlı Düdeni mağarası; Kırklareli Demirköy'de Dubnisa, Bursa güneybatısında Ayvaini, Gümüşhane'de Karaca, Tokat'ta Ballıca mağaraları ülkemizin turizme açılmış önemli mağaralarıdır Ayrıca, kireç taşlarının bulunduğu kıyılarımızda birçok deniz mağarası vardır alıntı |
|