Prof. Dr. Sinsi
|
Ülkemizi Kısaca Taniyalim

Ülkemizin kisa ozeti
Cografi ve Siyasi Konum Jeopolitik konumuyla dünyanin en stratejik ülkelerinden biri olan Türkiye, “Eski Dünya Karalari” denilen Asya, Avrupa ve Afrika kitalarinin kesisme noktasindadir Tanri’nin tüm dogal güzellikleri comertce verdigi ülke; dogu ve bati uygarliklari arasinda oldugu gibi, tüm dinler arasinda da tek koprüdür
Türkiye, üc tarafini ceviren Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi’yle dünya okyanuslarina baglanir Tüm dünya ile komsu gibidir ve tarih boyunca büyük goc ve ticaret yollari nin merkezi olmustur Bogazlar araciligiyla Karadeniz dünyaya acilmakta ve bir ic deniz olan Marmara’dan cok onemli su yollari gecmektedir Doguda Gürcistan, Ermenistan, Nahcivan ve Iran; batida Bulgaristan ve Yunanistan; güneyde Suriye ve Irak ile komsudur
Birlesmis Milletler, Avrupa Konseyi, Kuzey Atlantik Antlas-masi orgütü (NATO), Ekonomik Isbirligi ve Kalkinma orgütü (OECD), Avrupa Güvenlik ve Isbirligi Teskilati (AGIT), Dünya Ticaret orgütü (DTo), Islam Konferansi orgütü (IKo), Kara-deniz Ekonomik Isbirligi orgütü (KEI), Ekonomik Isbirligi Teskilati (EIT) gibi cesitli kuruluslara üye olan Türkiye, ayni zamanda AB üyeligine adaydir

Gazipasa Dogal Havuzlar - ANTALYA
Yüzolcümü ve Yüzey sekilleri Bir dikdortgen sek-linde olan Türkiye topraklarinin yüzolcümü 814 578 km²dir Iran disinda bütün komsularindan ve Rusya Federasyonu disinda tüm Avrupa ülkelerinden daha genis topraklara sahiptir Yüzolcümünün %3’lük bolümünün yer aldigi Avrupa’daki topraklarina Trakya, %97’lik bolümü olusturan Asya’daki topraklarina ise Anadolu denilmektedir
Türkiye’nin kara sinirlarinin uzunlugu 2 875 km, deniz si- nirlarinin uzunlugu 8 333 km; genisligi yaklasik 550 km, uzunlugu 1 500 km kadardir
36-42 derece Kuzey enlemleri, 26-45 derece Dogu boy-lamlari arasinda yer almakta ve dogusu ile batisi arasinda 76 dakikalik zaman farki bulunmaktadir
Jeolojik bakimdan her türlü ve her yasta yüzey sekillerine sahip, yüksek ve daglik bir ülke olan Türkiye; 1 132 metreyi bulan ortalama yükseltisi ile kitalarin en yüksegi olan Asya’dan (1010 m ) bile daha yüksektir

Agri Dagi - AgRI
Kuzey ve güneyi yüksek daglarla kusatilmistir Kuzeyde Karadeniz boyunca Kuzey Anadolu Daglari, güneyde ise Toroslar, Türkiye’nin yükseklik karakterini belirler Kuzey Anadolu Daglari’nin en yüksek noktasi olan Kackar Te-pesi’ni, Ilgaz ve Koroglu Daglari izler Marmara Bolgesi’nde Samanli Daglari, Uludag, Istran-ca Daglari ve Tekirdag; Ege Bolgesi’nde Kozak, Yunt ve Aydin Daglari; Ic Anadolu Bolgesi’nde Ki-zildag, Hasan Dagi, Idris, Elma ve Ayas Dag-lari; Güneydogu Anadolu Bolgesi’nde ise Karaca-dag, Raman ve Sof Daglari yer alir 5 137 metre ile Türkiye’nin en yüksek dagi olan Agri Dagi ve onun yaninda sonmüs bir volkanik dag olan Süphan Dagi ile Nemrut ve Alacadag Dogu Anadolu Bolge-si’ndedir

Yerkoprü - KONYA
Türkiye; deniz, nehir ve ovalari ile tarima ve hayvanciliga elverisli alanlar acisindan cok zengindir Kuzey ve güneydeki siradaglar, Anadolu’nun orta kesimindeki genis düzlükler sayesinde birbirinden ayrilir En verimli ovalar Karadeniz Bolgesi’nde Bafra, carsamba ve Merzifon Ovalari; Ic Anadolu Bolgesi’nde Konya Ovasi; Akdeniz Bolgesi’nde cukurova; Güneydogu Anadolu Bolgesi’nde Mus Ovasi; Ege Bolgesi’nde Bakircay, Gediz, Büyük ve Kücük Menderes Ovalari’dir
Türkiye, dünyanin onemli deprem kusaklarindan biri olan Alp-Himalaya kusagi üzerindedir ve Kuzey Anadolu fayi boyunca 1939’dan bu yana sekiz büyük deprem yasa-mistir
Akarsu ve Goller Türkiye, akarsu ve goller baki- mindan da zengin ülkeler arasindadir Enerji üretim potansiyelleri fazla olan akarsularin yoneldigi havzalarin en genisi Karadeniz Havzasi’dir

Beysehir Golü - KONYA
Karadeniz’e dokülen akarsular; Sakarya (824 km ), Filyos cayi, Bartin cayi, Yesilirmak, Kizilirmak (1 355 km ) ve coruh’tur Susurluk ve Gonen cayi Marmara Denizi’ne; Bakircay, Gediz, B Menderes, K Menderes ve Meric Ege Denizi’ne; Dalaman cayi, Manavgat cayi, Aksu, Goksu, Seyhan, Ceyhan ve Asi ise Akdeniz’e dokülür
Aras, Kura, Arpacay, Firat, Dicle, coruh nehirleri, Türkiye’den dogup dis ülkelerde denize ulasirlar Firat’in 1 263 km ve Dicle’nin 523 km ’si Türkiye’den akar Büyük kismi dis akisli olan bu iki nehir, sularini Basra Korfezi’ne gonderir
Türkiye’de büyüklü kücüklü cok sayida dogal gol ve baraj golü vardir Yüzolcümünün %11 kadari gol ve batakliklarla kaplidir Bu gollerin cogu; Marmara, Ic Anadolu, Dogu Ana-dolu ve Akdeniz Bolgesi’nde yogunlasmistir Dogal gollerin en büyügü, 3 713 km² alani ve 451 m derinligi ile Dogu Anadolu’daki Van Golü’dür Ercek, cildir ve Hazar Golleri de, goller bakimindan en zengin bolge olan Dogu Anadolu’da bulunmaktadir Bati Toroslar’da “Goller Bolgesi”ndeki gol-lerin baslicalari, Beysehir ve Egirdir Golleri ile sulari aci olan
Acigol ve Burdur Golleri’dir Marmara Denizi cevresinde, Sapanca, Iznik, Ulubat, Manyas, Terkos, Kücükcekmece ve Büyükcekmece Golleri vardir Ic Anadolu’da goller sig ve cok tuzludur 1 500 km² ile ülkenin ikinci büyük golü olan Tuz Golü, Aksehir ve Eber Golleri bu bolgededir
Ortaiklim kusaginda olan Türkiye’de, dort mevsimi ve farkli iklimleri ayni anda yasamak müm-kündür Insanlar hem denize girip hem de karli daglari seyredebilirler
Fakat Dogu Akdeniz Havzalari arasindaki konumu ve yüksek engebeleri sayesinde, kurak subtropikal alanlardan cok daha bol yagis alarak ayrilir
Akdeniz, Ege ve Marmara Bol-gesi’nin güneyinde yazlari sicak ve kurak, kislari ilik ve yagisli gecen Akdeniz iklimi belirgindir Karadeniz Bolge-si’nde daha ilimli ve yagisli bir deniz iklimi hakimdir Ic bol-gelerde yazlarin sicak ve az yagisli, kislarin soguk ve kar yagisli gectigi step iklimi gorülür Dogu Anadolu Bolge-si’nde yazlar serin, kislar cok soguk ve karlidir Güneydogu Anadolu Bolgesi’nde yazlarin sicak ve kurak gecmesinin yani sira, kis aylarinda da fazla soguk gorülmez
8 milyona ulastigi tahmin edilmek-tedir 1927 yilinda yaklasik 13 milyon 600 bin olan nüfus, 73 yilda bes kat artis gostermistir 1990-2000 doneminde yillik nüfus artis hizi binde 18 3 olarak gerceklesmistir 2000-2010 doneminde bu oranin binde 14 47’ye düsmesi beklenmektedir Buna gore bir sonraki nüfus sayiminin ya-pilacagi 2010 yili, yil ortasi nüfusunun 77 9 milyon olacagi tahmin edilmektedir
81’i kentsel alanlarda yasarken; 2000 yili sayiminda,
bu oranin goclerle degistigi ve 44 milyonla nüfusun %64’ünün kentsel alanlarda, 23 7 milyonla da nüfusun %35’inin ise kirsal alanlarda yasadigi saptanmistir
4 milyonla Izmir’dir Son 30 yilda ise binde 41 8 ile Antalya, binde 36 6 ile sanliurfa ve binde 33 1 ile Istanbul yüksek nüfus artisi gostermis-tir Tunceli ise binde -35 6 ile nüfus azalis hizi en yüksek olan ildir
Nüfusun 33 6 milyonunu kadinlar, 34 2 milyonunu erkekler olusturmaktadir Türkiye genc nüfuslu bir ülkedir Toplam nüfusun %30’u 0-14 yas grubu, %64 4’ü 15-64 yas grubu ve sadece %5 6’ si 65 yas grubu ve üstüdür Oysa Avrupa Birligi ülkelerinde 0-14 yas grubunun toplam nüfus icerisindeki payi %17 2 ile Türkiye’nin yarisi; 65+ yas grubunun ise %15 7 ile Türkiye oraninin üc katidir
Türkiye’nin resmi dili Türkce’dir ve nüfusunun yüzde 90’i Türkce konusmaktadir Bir Ural-Altay bilesken dili olan Türkiye Türkce’si, zaman icinde goclerle farklilasmis ve evrime ugramistir Türkiye Türkce’si, Arapca ve Farsca’dan cok sayida sozcük alan Osmanlica’nin Cumhuriyet sonrasi evrime ugramis modern bicimidir Bu dil, Azerice ve Türkmence ile birlikte 11 yüzyildan beri bilinen Oguz lehcelerinin alt ogesini olusturur
Türkce, bugün yeryüzünde konusulan ortalama 4000 dil arasinda en yaygin konusulan 7 dildir ve 200 milyonun üzerinde insan tarafindan konusulmaktadir
yüzyildan bu yana cok farkli yazi dili kullanmislar, ancak en uzun süre Goktürk, Uygur, Arap ve son olarak da Latin alfabelerini tercih etmislerdir cagdas uygarliklar düzeyine ulasmayi hedef alan Mustafa Kemal Atatürk, 1928 yilinda Arap alfabesinin yerine, Türkce’nin ses düzenine uygun olarak hazirlanan Latin harflerinin kabul edilmesini saglamistir
Atatürk, 1932’de Türk dilinin Arapca ve Farsca kelimeler- den arindirilip sadelesmesi amaciyla Türk Dili Tetkik Cemi-yeti’nin kurulmasini istemistir Sonradan Türk Dil Kurumu adini alan cemiyet, cagdas Türkce’nin olusmasinda onemli
adimlar atmistir Türk Dil Kurumu 1983 yilinda, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine alinmistir Bu calismalarin sonucunda Atatürk’ün yaptigi Dil Inkilabi halka mal olmus ve 1932 yilindan once, yazi dilinde %35-40 civa-rinda olan Türkce sozcük kullanma orani bugün %75-80’lere ulasmistir
|