Bahailik Osmanlı Reformcuları Ve Bahailik |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bahailik Osmanlı Reformcuları Ve BahailikOsmanlı Reformcuları ve Bahailik Osmanlılar/Tanzimat Devri Osmanlı Reformcuları ve Bahailik 1789 Fransız Devrimi'nden sonra Hürriyetçilik (liberalizm) ve Milliyetçilik gibi bazı ideolojiler Osmanlı İmparatorluğu'na da ulaştı ve 19 yüzyıla kadar Avrupa, Osmanlılar için önemli bir rol taşımıyordu; ancak ondan sonra batının gelişmiş orduları, hızla gelişen teknolojisi ve siyasi ve kültürel fikirleri gittikçe iktidarda olanların ve entelektüel grupların ilgisini çekmeye başladı Avrupa artık medeniyetsiz değildi lakin büyük bir tehdit ve aynı zamanda araştırmaya değer bir model olarak görülüyordu 1839-1876 senelerini "Tanzimat Devri" olarak tanıyoruz Bu devirde Sultan II Mahmud, I Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz iktidarlarında değişik alanda reformlar ilan edildi ve birkaç paşanın sayesinde gerçekleştirilmeye çalışıldı Reform Devrinin önemli aşamaları, 1839'da Mustafa Reşid Paşa tarafından ilan edilen "Gülhane Hatt-ı Hümayunu" ile başladı Bu belge, sosyal haklar açısından herkese, hangi dine mensup olsa da, aynı hakları temin ediyordu Gelecek 30 sene içinde bu ve daha sonraki belgelerin şartları yürürlüğe girecekti Bu müddet esnasında, Mustafa Reşid Paşa başta olarak, Mehmed Emin Ali ve Keçecizade Mehmed Fuad Paşalar da önemli rol oynadılar Ali ve Fuad Paşalar Bahai tarihinde iyi tanınan kişilerdir; çünkü Bahaullah onlara, Kendisini ve başka Bahaileri, durumlarını hiç araştırmadan sürgün ettikleri için, şiddetli kelimeler yöneltmiştir Gülhane belgesinin ilanından hemen sonra reform çabaları, onlara karşı olanların çoğunluğu yüzünden durakladı; ama 1856'da Hatt-ı Hümayun veya Islahat Fermanı ilan edildi Bu, birinci belgeyi tasdik ediyor ve yeni şartlar da koşuyordu Ali ve Fuad Paşalar Tanzimat reformlarını ellerinden geldiği kadar gerçekleştirmeğe çalıştılarsa da etraflarındakilerden ve toplumdan gereken muvafakatı bulamadıkları için reformlar gene yavaş yürütülüyordu Osmanlıların parasal ve idari sorunları, 1876 senesinde bir krizde sonuç buldular O zamana kadar hükmeden Abdülaziz tahttan indirildi Yeni sultan II Abdülhamid 1876 senesinde Kanun-i Esasi'yi ilan etti Bu Türkiye tarihindeki önemli belge Tanzimat'ın şartlarını tekrarladı ve bir daha vurguladı Bununla beraber, en önemli noktası olarak, Meşrutiyet'i yani bir anayasayı ortaya koydu ve demokrasi saltanatını takdim etti 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Abdülhamid batı ülkelerine, absolütist yani mutlak monarşiyi kaldıracağına ve bir parlamenter demokrasi kuracağına söz verdi; ancak sultan, Balkan krizinin karışıklığında Mart 1877'de açılan ilk Türk parlamentosunu 1878 senesinde belirsiz bir süre için dağıttı İmparatorluk kanunen demokrasi saltanatıydı Halbuki Abdülhamid 1909'e, Jön Türk devriminin sonrasına kadar mutlak hükümdardı Tanzimat'ta eğitim alanında başlatılan reformlar birçok bürokrat, doktor, subay, yazar, vs yetiştirdi ve bunlar batıdan her türlü liberal fikirleri benimsediler Bu entelektüeller yavaş yavaş Osmanlı gelenekçiliğiden uzaklaşıp gitgide batı eserlerine yöneldiler ve kendi yazılarında Osmanlı İmparatorlugu'ndaki siyasi, iktisadi, toplumsal ve dini sorunlarını ele aldılar Kaynak : Wikipedia |
|