08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Büyük Patlama Giriş
Giriş
Big Bang modeli temelde iki kabule dayanır: Albert Einstein'in genel görelilik kuramı ve kozmolojik prensip Genel görelilik kuramı tüm cisimlerin çekimsel etkileşimini hatasız olarak açıklar Albert Einstein tarafından 1915'te genel göreliliğin keşfi, evrenin aşamalı evrimi genel görelilikle tanımlandığından, evreni bir fiziksel sistem gibi bütünlüğü içinde tanımlamayı mümkün kılan modern kozmolojinin başlangıcı sayılır
Einstein aynı zamanda,uzayı bütünlüğü içinde tanımlamada, genel görelilikten doğan bir çözümü ("Einstein evreni") önermesiyle genel göreliliği bu yolda kullanan ilk kişi olmuştur Bu model o dönemde Einstein'in gözüpek girişimiyle yeni bir kavramın doğmasını sağlamıştı: Kozmolojik prensip Kozmolojik prensibe göre, insanoğlu evrende ayrıcalıklı bir konuma sahip değildir, evren homojen ve izotroptur Yani insanın baktığı yer ve yön neresi olursa olsun evren uzay (mekan) bakımından homojendir; daha açık bir deyişle, evrenin genel görünümü gözlemcinin konumuna ve baktığı yöne bağlı değildir Bu, o dönem için çok cüretkar bir hipotez sayılırdı; çünkü henüz, sonradan "Büyük Tartışma" adı verilen, Samanyolu dışında cisimler olup olmadığı tartışmasının sürdüğü o dönemde hiçbir inandırıcı gözlem, Samanyolu dışındaki cisimlerin varlığını doğrulama imkanını sağlayamıyordu "Kozmolojik prensip" evrenin makro özelliklerini açıklamakla birlikte, evrenin sınırı olmadığını, bu nedenle Big Bang'ın boşlukta belirli bir noktada değil, aynı anda tüm boşluk boyunca gerçekleştiğini ima eder Makro ölçekte evren homojen ve izotroptur [10] Bu iki kabul, evrenin Planck zamanından sonraki tarihini hesaplamayı mümkün kılmıştır Bilim insanları halen "Planck zamanı"ndan önce gerçekleşen çok önemli olayları saptamaya çalışmaktadır
Einstein 1915 yılında ortaya attığı genel görelilik kuramıyla yaptığı hesaplamalarda evrenin durağan olamayacağı sonucunu çıkarmıştı Fakat o dönemlerde genel kabul, evrenin statik olduğu yönündeydi; bu yüzden Einstein vardığı sonucu düzeltmek üzere denklemlerine " kozmolojik sabite " etkenini ekledi Böylece, Einstein kozmolojik prensibe üstü kapalı biçimde, günümüzde doğrulanma derecesi açıkça azalmış görünen bir başka hipotez ekledi; bu, evrenin statik olduğu, yani zamanla evrim geçirmediği hipoteziydi Bu da kendisini, denklemlerine " kozmolojik sabite " terimini eklemek suretiyle ilk çözümünü değiştirme yoluna götürdü Fakat gelecekteki gelişmeler, yanılmış olduğunu ortaya koyacaktı Örneğin 1920'lerde Edwin Hubble günümüzde galaksi dediğimiz bazı "nebülöz"lerin galaksimiz dışında olduklarını, ayrıca onların galaksimizden uzaklaştıklarını ve uzaklaşma hızlarının galaksimize uzaklıklarıyla orantılı olduğunu (Hubble Yasası ya da Hubble Sabiti) keşfetti Bu keşiften beri Einstein'ın "statik evren hipotezi"ni doğrulayacak hiçbir veriye rastlanmamıştır
Zaten Hubble'ın bu keşfinden daha önce Willem de Sitter, Georges Lematre ve Alexandre Friedmann gibi birçok fizikçi bir "evren genişlemesi"ni tanımlayan başka "genel görelilik" çözümleri bulmuş bulunuyorlardı Onların ortaya koymuş oldukları modeller evrenin genişlemesi keşfedilir keşfedilmez derhal kabul edildiler Böylece milyarlaca yıldır genişleme halinde olan bir evren tanımlanmıştı
Kaynak : Wikipedia
|
|
|