Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istanbul, mekanlar, önemli

İstanbul Önemli Mekanlar

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul Önemli Mekanlar






Önemli mekanlar Yapılar

İstanbul Surları


İstanbul'un etrafını çeviren surlar tarihte 7 yydan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir Son yapımı MS 408'den sonradır II Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu[129] Surların uzunluğu 22 km'dir Haliç surları 55 km, kara 6,5 km, Marmara Surları ise 9 km'dir

Kara surları üç bölümden oluşur Hendek, dış sur,iç sur Hendekler bugün tarım alanı olmuştur Sura bitişik ve 50 m aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır Bu burçlar, boydan boya uzanan sur duvarlarından 10 metrelik çıkıntıda, çoğunlukla kare planlı ve 25 metre yüksekliğindedir


Dolmabahçe Sarayı, Karaköy'den Sarıyer'e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar'ın karşısında yer alan saray Denizden yer alınıp doldurulmasıyla ortaya çıkan alana yapıldığı için dolmabahçe adını almıştır Yapımı için dış devletlerden borç alınmıştır[130] Dolmabahçe Sarayı'nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya'sının gemileri demirlediği, Boğaziçi'nin büyük bir koy'u idi Dolmabahçe sarayı hala eski güzelliğini korumaktadır Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık haline geldi 17 yüzyıl'da doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye dönüştürüldü Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı[131]

Haliç


Haliç, (batılıların deyişi ile Altın Boynuz) İstanbul'un bir koyudur Haliç'in kelime anlamı, nehir ağızındaki koy demektir Yunan efsanesine göre; Megaralılar, kralları Beyaz'ın annesi Keroessa için Altın Boynuz ismini vermişlerdir Bizans döneminde kolonileşme de burada başlamıştır Aynı zamanda Bizans İmparatorluğu'nun denizcilik merkeziydiSahil boyunca uzanan duvarlar,şehri bir deniz filosu atağından korumak için inşa edilmiştir Haliç'in girişinde istenmeyen gemilerin girişini engellemek için, şehirden karşıya eski Galata kulesi'nin kuzeydoğu ucuna uzanan geniş bir zincir vardı Bu kule Latin haçlılarınca 4Haçlı seferinde 1204 yılında geniş bir şekilde tahrip edildi Fakat Ceneviz'liler yanına yeni bir kule inşa ettiler Bu kule meşhur Galata Kulesi 1348 Christea Turris (Tower of Christ:İsa'nın Kulesi) diye adlandırılır Osmanlı döneminde Yoğun Bektaşi nüfusun yaşadığı bir bölge idi Karaağaç tekkesi,Karyağdı Baba tekkesi,Giresunlu Tekkesi gibi bir çok Bektaşi tekkesi bu bölgede idi

Beylerbeyi Sarayı


Beylerbeyi sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan'a yaptırılmıştır[132] Yazlık bir saray olarak inşaa edilen Beylerbeyi Sarayı, boğazı izleyebilecek bir yere yerleştirilmiştir Saray, çok büyük olmamakla beraber, güzel işlemeleri ile göz kamaştırır Sarayın mimarisi, Avrupa mimarisinden çok etkilenmiş olmakla beraber, Osmanlı'ya özgü süslemeler gayet rahat görülebilir Sarayın içerisi rengarek çinilerle süslenmiş olup içeride Avrupa'dan getirlen mobilyalar ve değerli eşyalar kullanılmıştır Sarayın tavanlarında ve duvarlarında özellikle gemi resimleri dikkat çeker


Topkapı Sarayı


Topkapı Sarayı, İstanbul'da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir[133] Konumu, Haliç'i, Boğaziçi'ni ve Marmara denizi gören, İstanbul'un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla çevrili, 700000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir Bu özelliği ile saraydan çok küçük bir şehri andıran Topkapı Sarayı, 500 yılı aşkın bir süredir kullanılmıştır Sonradan padişah, yeni yapılan Dolmabahçe Sarayı'na taşınınca saray, uzun bir süre bakımsız bırakıldı Saray, Cumhuriyet Dönemi'nde yapılan restorasyon sayesinde eski görkemine geri kavuştu Şu an bir müze olarak kullanılan sarayda padişaha ait eşyalar segilenir Müze kolleksiyonunun en değerli parçaları arasında Muhammed'in hırkası, dişi, ayak izi ve kılıcı sayılabilir Bu nesneler, Yavuz Sultan Selim döneminde Kahire'den getirlmiştir Başka bir değerli parça ise dünyaca meşhur Kaşıkçı Elması'dır Topkapı Hançeri ise müzede sergilenen başka bir değerli eşyadır

Yıldız Sarayı



Yıldız Sarayı ilk kez Sultan III Selim'in annesi Mihrişah Sultan için yaptırılmış, özellikle Osmanlı padişahı II Abdülhamit zamanında Osmanlı Devletinin ana sarayı olarak kullanılmış, günümüzde Beşiktaş İlçesi'nde yer alan bir saraydır[134][135] Dolmabahçe Sarayı gibi tek bir bina halinde değil, Marmara denizi sahilinden başlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt çizgisine kadar tüm yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleşmiş saraylar, köşkler, yönetim, koruma, servis yapıları ve parklar bütünüdür

Çırağan Sarayı



İstanbul, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi üzerinde bulunan tarihi saray Haliç ve Boğaziçi'nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur Büyük bir saray olan Çırağan da 1910 yılında yanmıştı[136] Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Serkis Balyan'a yaptırılmıştı Dört yılda 4 milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları zengin döşenmiş, mekanlar tamamlardı Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü Boğaziçi'nin diğer sarayları gibi Çırağan da birçok önemli toplantıya mekan olmuştu Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi Yıllar boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile beş yıldızlı, güzel bir sahil oteline dönüştürülmüştür Bahçesinde süs havuzu, bir iskele ve bir helikopter pisti bulunmaktadır Günümüzde birçok sosyal aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır[137][138]

Meydanlar

Taksim Meydanı

Taksim semti ve meydanı adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun "taksim edildiği", Taksim Maksemi'nden almıştır

Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan haline getirilip genişletildikten sonra, zamanla bugünkü görünümünü almıştır Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtı ve çevresi bugün tören yeri olarak kullanılıyor ve buluşma yeri işlevini üstleniyor[139] Meydan'ın başlangıcından Tünel'e kadar Nostaljik tramvay çalışır[140]

Taksim Meydanı'nın simgesi haline gelen Cumhuriyet Anıtı İtalyan heykeltraş Pietro Canonica'ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine yerleştirilmiştir Anıtın yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz kullanılarak yapılmıştır[141] Cumhuriyet dönemi anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk'ü ve yeni düzeni anlatan bir heykeldir[142] Anıt dikilmeden önce Taksim'de alan özelliği yoktu


İstanbul'un en önemli meydanlarından biri Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi "Hipodrom" Yunanca "hippos" (at) ve "dromos" (yol) sözcüklerinin bileşiminden oluşan ve "atyolu" anlamına gelen bir kelimedir Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi[143] [144]

Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti "Büyük Saray" diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium zafer takı bulunurdu Cadde Roma'ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı[145]

Meydanda bulunan sütunlardan ilki aynı zamanda aralarından en eskisidir Üzerinde hiyeroglifler bulunan bu taş, firavun I Tutmosis'in mezarından taşınmıştır 2000 yıllık tarihi ile bu taş, aslında Bizans İmparatorluğu'ndan bile daha eskidir İkinci sütun ise "Yılanlı Sütun" ya da "Burmalı Sütun" olarak adlandırlmaktadır Bu sütun tunçtan yapılmış olup, birbirine sarılan üç yılan şeklinde yapılmıştır Sütun Delfi'den getirlmiş olup, kente yılan gelmesini önlediği söylenir Şu an sütundaki yılanları başları olmayıp, sadece birinin üst çenesi İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir Eskiden tepesinde altın, gümüş ve bakırdan yapılma bir kazanın olduğu söylense de doğruluğu ıspatlanamamıştır Üçüncü sütuna ise "Örmeli Sütun" denilir Bu sütunun taşlarının her biri ayrı bir yerden olmak üzere Anadolu'nun çeşitli yerlerinden geldiği rıvayet edilir Eskiden üzeri altın yaldızlı levhalarla kaplı iken o levhalar kentin yağmalanmasından sonra çalınmıştır Bu sütunun içinde bir mıknatıs bulunduğu, kenti depremden koruyacağı ve kıyamete kadar dayanacağı rıvayet edilir

Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede olur, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri, şenlikler burada yapılırdı Halide Edip'in İstanbul'un işgaline karşı konuşma yaptığı Sultanahmet mitingi de burada yapılmıştır[146] Meydanın orta yerinde Kayzer II Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır [147] Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi yer almaktadır Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir

Beyazıt Meydanı


Ana madde: Beyazıt Meydanı


Tarih yarımada içerisinde bulunan tarihi bir meydandır İstanbul Üniversitesi ve Tarihi Kapalı Çarşı'ya ev sahipliği yapmaktadırBeyazıt Camiini de içinde bulunduran meydan turistlerin uğrak noktasıdır

Özgürlük Meydanı

Bakırköy semti İstanbul'un en kalabalık nufüsuna sahip semttir Bu semtin en popüler mekanlarından biri de Özgürlük Meydanıdır

Parklar

Gülhane Parkı

Gülhane Parkı, İstanbul'un Fatih ilçesinde yer alan bir parktır Park, eskiden Topkapı Sarayı'nın bir bahçesi idi Padişahın Dolmabaçe Sarayı'na taşınması ile bahçedeki ağaçlar da saraya taşınmıştır Bu yüzden bahçe, o zamanlar harap bir halde idi 2003 yılında park olarak yeniden düzenlenen bahçe, yeniden eski halini alır Ayrıca parkın Sarayburnu'na doğru olan tarafından, İstanbul'un belki de en güzel manzaralarından biri izlenebilir Ayrıca parkın tam oratsında Gotlar Sütunu adı verilen bir sütun yer alır


Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.