Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gaziantep, karkamış

Karkamış, Gaziantep

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karkamış, Gaziantep




Karkamış

Toplam nüfus:

13774


Genel bilgiler



Ülke:

Türkiye



İl:

Gaziantep



Posta kodu:

27880



Alan kodu:

0342



Plaka:

27



Kaymakam:

Ferhat SİNANOĞLU



Belediye Başkanı:

Nuh Kocaaslan



Belediye internet sitesi: http://wwwkarkamisgovtr



Karkamış Gaziantep ilinin bir ilçesidir Karkamış, Gaziantep'in sanayi yönünden en az gelişmiş ilçesi ise de, Suriye-Türkiye sınır kapılarını ilçe bünyesinde barındırdığı için konumu itibarıyla önemli bir yere sahiptir İlçe toprakları tarıma elverişlidir Karkamış ilçesi su yönünden çok şanslıdır, çünkü ilçe hem Fırat nehrine yakın hem de ilçenin içinden su kanalları geçmektedirHalkın çoğunluğu Türkmendir ve Araplarda yaşamaktadır Bronz Çağ döneminde Uruk olarak adlandırılmıştır Sümerlerin ünlü destanı Gılgamış'ın burada yazıldığı ve destan kralının Fırat nehri yakınlarındaki antik kentte yaşadığı sanılmaktadırKarkamış ilçesi Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer almaktadır Yüzölçümü 341000 M2,rakımı ise 365 metredirGaziantep il merkezine 75 Kmlik bir yol ile bağlıdırKarkamış ilçesinin doğusunda Fırat nehri,batısında Oğuzeli ilçesi,kuzeyinde Nizip ilçesi,Güneyinde Suriye devleti yer almaktadır

KARKAMIŞ'IN TARİHİ

Karkamış'ın iki yüzü vardır Birincisi tarihin derinliklerinde yer almış, uygarlıklara, savaşlara ve saldırılara sahne olmuş, belgeleri ve izleri ile tarihe ışık tutmuş eski Karkamış Diğeri onun devamı olan ve eskinin mirasına sahip şimdiki yani günümüzdeki Karkamış

Eski Karkamış Fırat nehrinin akış yönüne göre nehrin hemen sağında kurulmuş, daha sonra belirlenen Türkiye-Suriye sınırının Fırat'la kesiştiği üçgenin köşesinde yer alır, artık mayınlanmış o saha içerisinde maziyi andıran bir tümsek yığını gibi dünden bugüne, çağlar ötesinden günümüze ışık tutar Birçok uygarlık izleri ve kalıntıları bağrında saklıdır, bir iz gibi Ve derinliğinde daha nice olayların belgeleri vardır, kim bilir Ve kim bilir kaç kez hükümdarlar, krallar ordularının atları ile buraları çiğnediler, tahrip ve yağma ettiler Ve eski kent, yıkıla yapıla sonuçta bir tümsek görünümü aldı Eski ve yeni Karkamış şimdi aralarındaki çok az mesafeyi saymazsak yan yana dururlar

Eski Karkamış zamanın törpüsü içinde yok olmuş ve belirtildiği üzere bir tümsek yığını haline gelmiş, ne sarayları kalmış ayakta ne de surları Tarihi değerleri yağmalanmış, heykel ve sanat değeri olan eserler tahrip edilmiş durumda Kabartma resimli duvarları yerle bir edilmiş ve savaş arabalarını çeken azgın atları, ne aslanları ve ne de kuvvetin simgesi boğaları kalmış artık Eski kent ölgün bir harabe Ama tarihe tanık, tarihe ışık tutmuş ve daha derinliğinde birçok gizleri saklar durumda

Saraylara yapı olmuş taşları merdiven basamakları tarihin ve mazinin birer parçası gibi duruyorlar Bir şeyler çağrıştırıyor insana dünden bugünlere

Mezopotamya, Mısır, Anadolu yollarının kavşak noktasında bulunması nedeniyle Karkamış'ın coğrafi konumu tarih boyunca önem arz etmiştir Bu durum ayrıca Karkamış'ın kesintisiz bir yerleşim alanı olmasını sağlamıştır

Karkamış'ta Yapılan Kazılar ve Kentin Ortaya Çıkarılması

Kadeş savaşının ve tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş anlaşmasının yapıldığı yer olan Karkamış eski kenti ilk kez 1876 yılında İngiliz Hogatrh tarafından keşfedilmiş, yine bu şahıs tarafından o yıllarda yüzeysel bir araştırma yapılarak çeşitli eserler bulunmuştur1912-1915 yılları arasında Sir Leonart Vooley başkanlığında Bannet,Lewrenve,Guy'dan oluşan kazı heyeti burada bir dizi kazı yapmış, 1915'ten sonra kazılara ara verilmiş ancak bu yıllardan önce Almanlar sonraları Birinci Dünya Savaşını takip eden yıllarda işgal gücü olarak bölgeye gelen İngilizler yaptıkları korsan kazılarla kentin birçok değerli eserlerini,kıymetli tarihi vesikaları almış ülkelerine götürmüşlerdirBöylece Anadolunun diğer yerlerinde olduğu gibi burada da bir tarih yağmacılığı yapılmıştırDaha sonra 1923 yılında tekrar kazı çalışmalarına başlanarak Karkamış'ın 1Bin yılı Karkamış krallığı ortaya çıkarılırkazı sonuçları ve arkeolojik buluntular üç cilt halinde İngilizce olarak "Garkamısh 123" olarak yayımlanmıştır

Eski Karkamış tarih içinde bir bakıma görevini tamamlayıp da yok olduktan sonra onun batı kısmına bugünkü yeni Karkamış kurulurYukarıda da bahsedildiği gibi eski ile yeni yan yanadırYeni Karkamış eski ile aynı doğrultuda Fırat'a dökülen Çiftlik çayı üzerine kurulmuş durumdadırVe şu andaki idari yapısı da ilçe statüsündedirMilli mücadele sonunda Suriye ile belirlenen sınırın sıfır noktasında kalmıştırYine bu sınır anlaşması eski Karkamış'ın bir kısmını da sınırlarımızın dışında bırakmıştır

KARKAMIŞ'TA YAPILAN KAZILAR VE ANTİK KENTİN ORTAYA ÇIKARILMASI

Kadeş savaşının ve tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş anlaşmasının yapıldığı yer olan Karkamış eski kenti ilk kez 1876 yılında İngiliz Hogatrh tarafından keşfedilmiş, yine bu şahıs tarafından o yıllarda yüzeysel bir araştırma yapılarak çeşitli eserler bulunmuştur1912-1915 yılları arasında Sir Leonart Vooley başkanlığında Bannet,Lewrenve,Guy'dan oluşan kazı heyeti burada bir dizi kazı yapmış, 1915'ten sonra kazılara ara verilmiş ancak bu yıllardan önce Almanlar sonraları Birinci Dünya Savaşını takip eden yıllarda işgal gücü olarak bölgeye gelen İngilizler yaptıkları korsan kazılarla kentin birçok değerli eserlerini,kıymetli tarihi vesikaları almış ülkelerine götürmüşlerdirBöylece Anadolunun diğer yerlerinde olduğu gibi burada da bir tarih yağmacılığı yapılmıştırDaha sonra 1923 yılında tekrar kazı çalışmalarına başlanarak Karkamış'ın 1Bin yılı Karkamış krallığı ortaya çıkarılırkazı sonuçları ve arkeolojik buluntular üç cilt halinde İngilizce olarak "Garkamısh 123" olarak yayımlanmıştır

Eski Karkamış tarih içinde bir bakıma görevini tamamlayıp da yok olduktan sonra onun batı kısmına bugünkü yeni Karkamış kurulurYukarıda da bahsedildiği gibi eski ile yeni yan yanadırYeni Karkamış eski ile aynı doğrultuda Fırat'a dökülen Çiftlik çayı üzerine kurulmuş durumdadırVe şu andaki idari yapısı da ilçe statüsündedirMilli mücadele sonunda Suriye ile belirlenen sınırın sıfır noktasında kalmıştırYine bu sınır anlaşması eski Karkamış'ın bir kısmını da sınırlarımızın dışında bırakmıştır

KARKAMIŞ VE GILGAMIŞ



Eski ve yeni Karkamış'ın bulunduğu coğrafi konum 3637 enlem 3738 boylam arasındadırTarihi dayanağı olmamakla beraber söylentilere göre Karkamışın adı Sümerlerin ünlü destan Kralı Gılgamış'tan gelirEsasen sözcük ve yapı olarak Karkamış ve Gılgamış birbirine yakın iki adBilindiği üzere bu destan baştan sona kadar Gılgamış'ın yaşam mücadelesi,maceraları ve seyahatlarını konu eder

Uruk Hakimi destana göre Gılgamış bütün ülkeleri dolaşırAşağı yukarı Mezopotamya'da gitmediği yer kalmazBu destan kahramanının üçte ikisi Tanrı üçte biri insandırTaşıdığı *****ın ağırlığı ise 300 okkadırGılagamış kendisi gibi kahraman olan arkadaşı Engidunüm ölümünden sonra ölüm korkusuna kapılarak Uruktan ayrılarak ölümsüzlüğün çaresini aramaya çalışırVe işte bu vesile ile Fırat vadisinde korku;telaş ve gönlü kederli olarak dolaşır bu arada tabletlerde adı Utnapişti olan Nuh'la buluşur,kısaca destandaki ifade şekli ile bir mecnun ve haydut gibi dolaşır durur

İşte burada,bir varsayım da olsa,bu ünlü destan kralının şimdiki Karkamış'ın bulunduğu yöreye geldiği ve onun adına izafeten kentin bu adla anıldığı bir ihtimal payı olarak insanın aklına gelebiliyorAncak hemen belirtelim ki bu varsayımın bir tarihi kanıtı yokturBurada şunu belirtelim ki çoğu kez insanlar Karkamış'la Gılgamış'ı aynı kalıp içinde görme yanılgısı içine düşmektedirlerOysa Karkamış'ın Gılgamış destanı ile direk bir ilgisi yokturBu destan tamamen Sümer kültürünün bir ürünüdürDaha sonra bütün Mezopotamya'nın ortak bir eseri olmuştur

Karkamış'ta en az Gılgamış kadar eski,ilkçağ tarihi boyunca bir çok uygarlıklara beşiklik etmiş eski bir kentTarih boyunca önemi,Mezopotamya-Anadolu ve kuzey Suriye memleketleri arasındaki kervan yollarının kavşak noktasında bulunmasından ileri gelmektedir

MÖ KARKAMIŞ

Yapılan kazılar neticesinde Karkamış şehrinin daha neolitik devirlerde meskun olduğunu gösteren vesikalar bulunmuşturFakat şehrin en parlak çağının MÖ2000 yıllarında yaşadığı vesikalarla anlaşılmıştırBugün burada küçük taşlar üzerinde çıkan yazıların bir çokları henüz okunamadığı gibi bir kısmının da okunabilmesi için Karkamış'ın 2000 yıl tarihi için Hitit,Mısır ve Mari arşiv vesikalarından faydalanıldığı gibi MÖ 1bin yılının tarihi içinde Urartu Devleti ve Asur İmparatorluğu devri vesikalarına baş vurmak gerekir

MÖ 2000 YILLARINDA KARKAMIŞ

Çivi yazısı vesikalarından Karkamış şehrinin adına ilk defa Mari arşivi vesikalarında rastlanmıştırHammurabi devrinde Karkamış'ın Mari'ye tabi bir şehir olduğu anlaşılmaktadırYine Hammurabi devrinde Kuzey Suriye'de müstakil şehir krallıklarının mevcut olduğu malumdurHammurabi' nin Mari' yi zaptettiğini biliyor isek de Babil kralının Karkamış ve Halep şehirlerine karşı durumu bilinmemektedir

Hammurabi sülalesine son veren Hitit kralı 1Murşil'in Babil'e giderken Halep gibi Karkamış'ı da zapt etmiş olması kati bir delil olmamakla beraber muhtemeldirZira 1Hattuşil zamanında konu olan"Urşu'nun Muhasarası" metninde Karkamış şehri Halep ve Zarvar şehirleri ile beraber Urşu'nun müttefiki olarak görünüyor

1Murşil'in katlinden sonra Hitit sarayında birbirini takip eden saray facialarının yüzünden Hitit devleti tekrardan nüve sahası içine çekilmeye mecbur kaldığı zaman,Hiksos istilasından yeni kurtulan Mısır Firavunları, tehlikenin geldiği Suriye,Filistin yollarının hakimi olma gayesiyle Asya'ya bir çok seferler yapmaya başlamışlar,uzun zaman Mısırlıların hakimiyetinden sonra Karkamış 3 Tutmosustin halefleri kuzey Suriye'ye ehemmiyet vermediklerinden bütün kuzey Suriye şehirleri gibi Karkamış şehri de Mısır hakimiyetinden çıkmıştır

Zira bu sırada Ön Asya memleketleri yeni bir Hint-Ari göçlerine sahne olmuşturBu göçlerin tevlit ettiği karanlık çağda MÖ15asır Mitani devleti hakimiyetini kabul etmiştirBunu da Ugarit arşivlerinden öğrenmekteyiz

Hitit İmparatorluğu Zamanı

Karanlık Çağı takip eden Amarna devrinde,MÖ1400-1350 tarihi kaynaklar yeniden akmaya başladığı zaman, yine Hitit devletinin kurucusu 1Şuppilulluma'nın eski Hitit devletinin kuzey Suriye'deki tarihi haklarını talep ettiğini görüyoruzNitekim anelerinde 8 günlük bir muhasaradan sonra Karkamış'ın da zapt edildiğini ve buraya oğullarından Bijassilinin tayin edildiği anlaşılmaktadır2Murşil'in Arzawa seferine iştirak etmek üzere yolladığı kuvvetlerin Halep şehrinde Hitit ordusuna iltihak ettiğini daha sonra büyük kral ile beraber Hepat ordusunu kutlamak üzere gitmiş olduğu Gizzwatna da öldüğünü, bunun üzerine 2Murşil'in yerine onun oğlu Polens Sarrumay'a tayin ettirilen Murşil aneleriyle bilmekteyizBoğazköy vesikalarında da Karkamış kralı denilen Tuthalia ile oğlu Halpahis'le bahsedildiği malumdur

Muvattali zamanındaki Karkamış kralına gelince, bu devirden kalma Hitit vesikaları az olduğu için Karkamış'ın bu devirdeki durumu meçhul kalmaktadırAncak Muvattali'den evvelki ve sonraki Karkamış kralının malum olduğundan bu devir için Hitit vesikalarından Karkamış kralı olarak iki isim vardırBunlardan birisi Sahurunuva diğeri Tesup'tur

MÖ 1BİN YILINDA KARKAMIŞ: GEÇ HİTİT DEVLETİ

Karkamış'ın en önemli ve çok iyi bilinen devri Geç Hitit devridirMÖ 1200 yıllarında Anadolu üzerinden bir kasırga gibi göçleriyle gelen Muşki (Frig) lerin istilasına uğramıştırAnadolu üzerinden bir kasırga gibi geçen ve her tarafı yakıp yıkan Muşkiler,Mısır kralı 3 Ramses'in anlattıklarına(Anadolu'yu baştan başa istila edip benim memleketime dayanan Muşkileri yendim) ve Assur yazılı kaynaklarına göre güneyde ve doğuda Mısır ve Assur'lulara yenilmişlerdirMuşki istilasından kaçıp kurtulan Hititler Güney ve Güneydoğu Anadolu'ya inerek yeni bir takım krallıklar (KarkamışMilit=Malatya,Margası=Maraş,Halpa=Ha lep, Zencirli,Samal,Sakçagözü vb) kurmuşlardırBu krallıklar içinde en kuvvetlilerini Malatya ve Karkamış teşkil etmekteydiBu devirde Karkamış şehrinin etrafı kule ve surlarla çevrili olup Bir stadel (iç kale) vardır Şehir gelişmiş,komşu şehir ve krallıklarla ticari ve siyasi münasebetler kurmuştur

Onuncu asırda Assur vesikalarından Karkamış kralları Sangana ve Pisiris'in son Karkamış Krallarından olduğunu öğrenmekteyizBöylece MÖ 10asrın başlarına konulan Tuhas sülalesinin kurucusunu tanıyoruzFakat başka bir Karkamış abidesi üzerinde kendisini aynı zamanda "öküzün başı ve ayağı" ideomları ile gösterilen bir şey veren Sasa isimli bir Karkamış kralı daha tanıyoruzLuhas sülalesi zamanında 6 tane kral başa gelmiş, bu kralları da 2 Luhas'ın yukarıda adı geçen Karkamış Stelinden tanıyoruzKarkamış şehrinin merdivenli kapısının iki tarafında duran aslanlardan soldakinin üzerindeki kitabe ile de 2Luhas'ın babası Asutumatimais'e ait olduğu yapılan kazılarla anlaşılmıştırAynı surette çıplak tanrıça kabartması üzerindeki kitabenin aynı krala ait olduğu anlaşılmaktadırLuhas sülalesi içinde inşaat faaliyeti hakkında en çok bildiğimiz olan kral 2Luhas'ın oğlu Katuvas'tır Bu kral bizzat kendi kabartmasını yaptırdığı gibi yanında icraatını anlatan bir kitabeyi bırakmayı da ihmal etmemiştirKarkamış'ta bugün meydana çıkarılan şehir kapılarını Relief'li ortastatlarla tezyin ettiren bu kral ayrıca "Aslanın Fırtına Tanrısı Mabedi"ile meşhur merasim yolunu da inşa ettirmiş ve bir de annesi Anas için bir Hilanı kapı inşaatı yaptırmıştır

MÖ109YY

ASUR DEVLETİ

300 sene kadar kudretli bir Geç Hitit Krallığı'nın merkezi olarak hüküm süren Karkamış şehri en son zaman istilacı komşuları Assur'luların sık sık saldırılarına uğramıştırSaldırılar neticesinde diğer bütün Geç Hitit Krallıkları ortadan kalkmış;Karkamış,Malatya ile birlikte daha bir müddet dayanmasını bilmiştirFakat 700 yıllarında en kuvvetli devrini yaşayan Assur Devleti bu iki krallığın da sınırlarını içerisine almayı başarmıştırAssur kralı Sargon yalnız kral ailesini esir etmekle ve mabetlerdeki bütün altın gümüş eşyayı alıp götürmekle kalmamış,bütün şehir halkını da Deportatine mecbur ederek Karkamış şehrine Assur'luları yerleştirmeyi başarmıştırSargon'un halefleri zamanında artık Karkamış'tan bir Assur eyaleti olarak bahsedilmektedirBu suretle Neolitik devrinden beri meskun bulunan ve 2bin yılda Kuzey Suriye'nin en büyük şehirlerinden biri olan Karkamış şehri 1 bin yılda bir taraftan Assur, diğer taraftan Urartu krallarının tazyiki arasında siyasi varlığını Sargon zamanında da koruduktan sonra MÖ 7asırda bir Assur vilayeti haline gelmiştir



KARKAMIŞ KRALLARI

Tarih içerisinde (MÖ) Karkamış'ta yaşayan ve tespit edilebilen en önemli krallar şunlardır:

PAVA ŞARRUMA[ Şuppiluluima'nın torunu ( MÖ 1300)]

LUHAS 1 (MÖ 960)

ASUTUTAVATİMAİS (MÖ 940)

LUHAS 2 (MÖ 920)

KATUVAS (MÖ 900)

SANGARA (MÖ 873-850)

ASTARİS (MÖ 820)

ASTARİSİN OĞLU (MÖ 800)

ARARAS (MÖ 780)

KAMANAS (MÖ 722-754)

ASTARUS 2 (MÖ 745-727)

PİSİRİS (MÖ 727-716)

MS KARKAMIŞ

Karkamış ve bölgeleri 7yüzyılın sonlarına kadar Assur egemenliğinde kaldıktan sonra onu takip eden yıllarda egemenlik sırası önce Babil'lilere sonra da Perslerin eline geçerİleriki yıllarda da Roma; Bizans ve Araplar sırayla buraları ellerine geçirirlerTarih seyri içerisinde bölgede Selçuklu Türkleri ve Memluk idaresi görülürBütün Orta Çağ boyunca Karkamış'ın da içinde bulunduğu bölge kavimlerin egemenlik sahası mücadelelerine ve sirkülasyonuna sahne olmuşturNitekim Osmanlı Devletini kuracak olan Kayılar Anadolu'ya,Karkamış'a yakın bir noktadan,Fırat'ı geçerek ulaşmışlardırGeçiş sırasında suda boğulan boy beyi Süleyman Şahın mezarının bulunduğu Caber kalesinin Karkamış'a uzaklığı 30 km mesafededir

OSMANLILAR DÖNEMİNDE KARKAMIŞ

Anadolu Selçuklu Devletinin dağılmasıyla birlikte bozulan Türk birliğini yeniden kurma başarısını gösteren Osman Oğulları yaptıkları fetihlerde tüm Anadolu'yu ve kuzey Suriye'yi imparatorluk sınırları içine almayı başardılar

Bu durum neticesinde Karkamış'ında içinde bulunduğu bölge bilindiği gibi Yavuz Sultan Selim zamanında 1516 Mercidabık Zaferiyle Osmanlıların eline geçer

17 YY'ın sonlarında Osmanlı devleti bölgede yeniden bir iskan politikası uygular Bu politikada amaç bölgenin Türkleşmesine yöneliktir Hiç şüphesiz bu amacı gündeme getiren de devletin otoritesine girmeyen Arap unsurlardır Buradaki yerleşik Arap kökenli topluluklar Osmanlı idaresine sık sık baş kaldırarak devlete bir takım gaileler yaratıyorlardı Sayıca çok kalabalık ve çok ilkel Aneza, Şamar ve Tay adlı Arap aşiretleri buradaki devlet düzen ve otoritesini bozuyarlardı Gerçekten Osmanlı devleti bölgenin düzeninin tesiste zorlanıyordu Ve ayrıca yöredeki Türk nüfusuda bu bedevi Arapların disiplinsizliğinden zarar görüyorlardı Bu sözünü ettiğimiz yıllarda aynı zamanda devletin merkezi otoritesi bir zaaf içerisinde, merkeze uzak eyaletlerde bu durum daha da hissedilir, derecede idi

Bu bağlamda Anadoludaki Celali isyanlarının varlığı düşünülürse uzak bölgelerdeki durumun daha da anlaşılır hale getirir

İşte bu neden ve düşünce çerçevesinde 17yüzyılın sonunda (1691) devlet Orta Anadoluda yaşayan kimi Türk aşiretlerini Fırat boyu ve akarsu civarlarına zorunlu iskana tabi tuttu Devleti ve göçe mecbur kılınan toplulukları bir hayli uğraştıran bu hareket kısmende olsa amacına ulaşır Bir yandan bölgenin Türkleşmesi sağlanırken öte yandan bölgeye zarar veren asayişşisliğin önüne geçilmiş olur Bu iskanla birlikte meydana elen olaylar, iskana tabi tutulan halkın yaşadıkları acılar, çekilen sıkıntılar ve yaptıkları savaşların öyküleri günümüze kadar şiir olarak, türkü olarak, darbı mesel olara gelmiştir Ve yine bütün bu olaylar, söylenenler, menkıbeler adına Barak folklörü dediğimiz yaşam biçimi ve tarzını yaratmıştır İşte Karkamış bu kültürün oluştuğu Barak'ın merkezi durumundadır

19 yüzyılın sonuna gelindiğinde Almanya Osmanlı devletine yaklaşmaktadır Bu dostluk çerçevesi içinde Anadoluda ilk kez demiryolu yapımına başlanır Sanayi atılımını çoktan yapmış Almanyanın dikkati ve gözü petrol bölgesine ulaşmaktadır Bu yer, o zamanlar Osmanlıların elindedir Bu amaçla Almanya, Hicaz -Bağdat demiryolu yapım projesini uygulamaya koydu Bu demiryolu Halep üzerinden Karkamış'a, oradanda bir köprüyle Fırat üzerinden geçilerek doğuya devam ettirildi Bu tarihe kadar tarihin derinliğine gömülmüş gibi duran Karkamış bundan sonra yeniden bir canlılık kazanır Böylece önemli bir istasyon durumuna gelen Karkamış'ın canlılığı giderek artmaya başladı Dönemin en uzun ve teknolojik olarak en mükemmel demiryolu köprüsü Karkamış'ta, Fırat üzerinde kuruldu 870 metre uzunluğundaki bu köprü yüzer metrelik 8 gözden oluşmuş, çeliğin ustalıkla işlendiği bir sanat abidesi gibidir Köprünün yapımında tamamen perçin kullanılmıştır Yine özel olarak dışarıdan getirilen taşlarla kurulan bina ve hizmet yerleri aynı mükemmelikte mevcudiyetini devam ettirmektedir

DÜNYA SAVAŞI VE KURTULUŞ SAVAŞI YILLARI KARKAMIŞ

20 Yüzyılın hemen başlarında bütün Dünyayı saran 1 harp kısa zamanda Osmanlı devletinide içine aldı Birçok cephede çok kanlı çarpışmalara katılan Osmanlı müttefiklerinin yenilmesi üzerine oda yenilmiş kabul edildi ve ülke bilinen gelişmeler den sonra bilfiil işgal altına girmiş oldu İşgaller üzerine yurdun çeşitli yerlerinde başlayan direnme hareketleri Antep, Maraş, Urfa ve bu arada Karkamış'ta da oluşuru Karkamış o zamanlar için Antep ve Urfa Kuvai Milliye birliklerinin sorumluluk alanlarının kesiştiği noktadadır Bu nedenle her iki ilin kuvvetleri burada koordineli olarak düşmana karşı ortak hareket etmişlerdir Ağırlık noktası Akçakoyun ve Çobanbey istikametinde olan Fransız kuvvetlerine karşı Kuvai Milliye çeteleri daha çok Karkamış yönünden pusu ve vurkaç hareketinde bulunuyorlardı Bölge tamamen Fransız denetimi altına girmişti Düşmanın maddi üstünlüğü onları yıldırmıyordu Böyle direniş ve kurtuluş mücadelesi çok az görünürdü

Carablus bölge komutanı yarbay Kapitrol, Akçakoyundan trene binip Karkamış'a geldiğinde Urfadaki kuvvetlerinin teslim olduğunu öğrenir

26 Nisan 1920'de Antep'e şiddetli saldırı düzenleyen Fransızlar başarılı olamayınca geri çekildiler Albay Normand Antepi düşüremeyeceklerini anlamıştır Öte yandan Fıratın doğusunda demiryolu boyunca yardım bekleyen askerlerin 500 kişilik Fransız birliğini yok eden Urfadan alınacak öçleri vardı Bunun için 28 Nisanda Antepten ayrılacaklardı 1 Mayısta Karkamış'a varacaklar, 4 Mayısta doğu kolu adıyla Mürşitpınarda toplanacak ve 6 Mayısta da Urfaya doğru yola çıkacaklardı Ama öyle bir direnmeyle karşılaştılarki 8 Temmuzda Fıratın doğusunu, 10 Temmuzda da Karkamış'ı bırakarak ellerindeki son istasyon Akçakoyunluda bir tabur askerle bekleyeceklerdi Düşman Karkamıştan 20 km batıya atılmıştı Bölge halkı ve Anadolu hareketi başarıya doğru ilerliyordu artık

20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile Fransızlarla olan *****lı mücadele bitmiştir Yapılan sınır anlaşmasına göre Halep demiryolu esas alınıyordu Demiryolunun kuzeyi TBMM hükümetine, güneyide Fransızlara bırakılıyordu Bu antlaşmayla Suriye -Türkiye Sınırı çizilmiş oldu

CUMHURİYET DÖNEMINDE KARKAMIŞ

İşte bu çizilen sınıra göre Karkamış sınırın sıfır noktasında kaldı Yine sınırın Suriye kesiminde kalan Türkler ve Fransız idaresinden kaçan halk Türkiyeye geçmeye başladılar Ama buna rağmen parçalanmış aileler ve Anavatanın dışında hatırı sayılır bir Türk nüfusu kalmıştı

Milli mücadelenin kazanılmasından sonra Cumhuriyet Türkiyesinde Karkamış nahiyelik (Bucak) statüsüne alındı Önce Birecik'e sonrada Nizip'e bağlandı Cumhuriyetin imkanları yavaş yavaş akmaya başladı Karkamış'a 1926'da Cumhuriyet döneminin ilk okulu açıldı 1960'da yeni bir demiryolu ile Gaziantepe bağlandı Ve 1961'de de belediye teşkilatı kuruldu

Sonraki yıllarda iller idaresindeki yeni, bir değişiklikle bucaklık uygulamasına son verilince Karkamışın Tarihi kimliğine artık beldelik kalıyordur

Ve nihayet 1990 yılında bu keç İlçelik statüsüne getirildi O artık bağlı 36 köyü ile Gaziantep'in yeni bir ilçesi olmuştu

Tarihin ve bereketin kucaklaştığı şirin bir ilçe olan Karkamış her geçen gün daha önemli bir tarım, ticaret ve sınır kenti olma yolundadır

HARABELER

Karkamış İlçesi yakınında, Fırat'ın batı kıyısında, Türkiye-Suriye sınır hattı üzerinde, Yakındoğu Arkeolojisi'nin en önemli yerleşimlerinden Karkamış Antik kenti yer almaktadır Kent; MÖ II bin yılda, Anadolu'dan, Mezopotamya'ya ve Mısır'a uzanan yolların önemli bir kavşak noktasında yer alıyordu Karkamış Krallarından söz eden ilk belgeler, MÖ 1700'e doğru ortaya çıkar MÖ 1650'li yıllarda, Hitit Kralı Hattuşili 1, Karkamış ve çevresindeki kentleri alarak, kuzey Suriye yolunun güvenliğini sağladı Daha sonra, Mitanniler'in egemenliği altına giren kent, Şuppiluliuma I döneminde yeniden Hititlere bağlandı Karkamış artık, çoğu büyük Hitit Kralları soyundan gelen ve İmparatorluğun Suriye'deki topraklarını denetim altında tutan bağlı krallar tarafından yönetiliyordu Hitit İmparatorluğu'nun MÖ XII yüzyıl başlarında yıkılmasından sonra kent, yeni kurulan çok sayıda Geç Hitit Krallığından birinin merkezi oldu Asur Kralı Acurnasirpal II'nin Suriye Seferi (MÖ 876-866) sırasında, haraca bağlanan Karkamış, MÖ 717'de Asur Kralı Sargon II tarafından yakılıp yıkılarak, Asur topraklarına katıldı George Smith'in (1876) Cerablus yakınındaki kalıntıların, Karkamış'a ait olduğunu bulmasından sonra, Hogarth, Lawrence, Campbell-Thompson ve Woolley, 1878-1881, 1911-1914 ve 1919-1920 yılları arasında kentte British Museum adına kazı çalışmaları yapmışlardır Kalenin bulunduğu tepede, tarih öncesi kalıntıların yanı sıra, Erken ve Geç Hitit dönemlerinden iki ana yerleşim yeri saptanmıştır Dış Kent, İç Kent ve Kale olmak üzere üç bölümden oluşan dikdörtgen planlı Karkamış'ta; yönetsel ve dinsel işlevli yapılar, kentin çekirdeğini oluşturmaktaydı Yapılar; Hitit-Asur üslubunda kabartmalarla kaplı siyah bazalt ve beyaz kireç taşı ortostatlarla süslüdür Bulunan kabartmaların çoğunluğu, Geç Hitit dönemine tarihlendirilmektedir Bu kabartmalar, Tanrıça Kupapa ve onun adına yapılan tören alayındaki askerlerin, rahiplerin, çeşitli hayvanları taşıyan kişilerin, uzun ve düz kılıçlarla *****lanmış prenslerin, savaş arabalarının, karışık yaratıkların, koruyucu hayvanların yer aldığı tören alayı betimlemeleriyle MÖ I Bin yıl başlarındaki yaşam biçimine, giysilerine ve kültürüne ışık tutmaktadır Karkamış kabartmalarının, büyük çoğunluğu bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedirSuriye sınırında mayınlı askeri sahada bulunan harabeler, mayınlardan temizlenmeyi beklemektedir (NOT: Günümüzde Karkamış harabeleri askeri bölgede olduğundan ziyarete kapalıdır Ziyaret için Genel Kurmay Başkanlığı'ndan izin alınmasıgerekmektedir) 200 Genel Nüfus Sayımına göre ilçe nüfusu 13774 kişi olarak tespit edilmiştir 2008 yılı ADNKS nüfus sayım sonucuna göre ise ilçe nüfusu 11860 kişidir



İlçe Merkezinin Nüfus Durumu





Yıl


Kadın

Erkek

Toplam (Kişi)



2000


2243

2169

4412



2008-ADNKS


1664

1745

3409





İlçemize Bağlı Köylerin Nüfus Durumu



Yıl


Kadın

Erkek

Toplam (Kişi)



2000


4876

4486

9362



2008-ADNKS


4358

4093

8451



İlçenin Genel Nüfusu




Yıl


Kadın

Erkek

Toplam (Kişi)



2000


7119

6655

13774



2008-ADNKS


6022

5838

11860




Kent Hakkında


Gaziantep mutfağı * Gaziantep'in ekonomisi * Gaziantepspor



İlçeler



Merkez ilçeler



Oğuzeli * Şahinbey * Şehitkamil



Merkez olmayan ilçeler



Araban * İslahiye * Karkamış * Nizip * Nurdağı * Yavuzeli










Listeler


Gaziantep'teki müzeler ve tarihi yerler listesi * Gaziantep Milletvekilleri listesi







Kültür ve Sanat


Gaziantep Arkeoloji Müzesi * Hasan Süzer Etnografya Müzesi * Medusa Cam Müzesi * Zeugma Mozaik Müzesi
















Türkiye'nin sınır kapıları






Bulgaristan


Dereköy (Kırklareli) * Hamzabeyli (Edirne) * Kapıkule (Edirne)







Yunanistan


Uzunköprü (Edirne) * İpsala (Edirne) * Pazarkule (Edirne)







Suriye


Yayladağı (Hatay) * Cilvegözü (Hatay) * Islahiye (Gaziantep) * Çobanbey (Gaziantep) * Karkamış (Gaziantep) * Öncüpınar (Kilis) * Akçakale (Şanlıurfa) * Ceylanpınar (Şanlıurfa) * Mürşitpınar (Şanlıurfa) * Şenyurt (Mardin) * Girmeli (Mardin) * Cizre (Şırnak)







Irak


Habur (Şırnak)







İran


Esendere (Hakkari) * Kapıköy (Van) * Gürbulak (Ağrı) * Borualan (Iğdır) (kapalı)







Nahçıvan (Azerbaycan)


Dilucu (Iğdır)







Ermenistan


Akyaka (Kars), Alican (Iğdır) (kapalı)







Gürcistan


Türkgözü (Ardahan) * Sarp (Artvin)



Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.