Prof. Dr. Sinsi
|
Alerjik Rinitte Yaşam Kalitesi Araştirmasi
ALERJİK RİNİTTE YAŞAM KALİTESİ ARAŞTIRMASI
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, yaptığı bir araştırmayla alerjik rinitin (nezle) bireylerin yaşam kalitesini özellikle bazı alanlarda önemli ölçüde bozduğunu dolayısıyla bireylerin çalıştıkları ve yaşadıkları ortamların düzenlenmesinin bir gereklilik olduğunu belirledi
Doç Dr İsmet Eşer, Prof Dr Leyla Khorshıd, Araş Gör Yurdanur Demir, Araş Gör Yıldız Denat ve Araş Gör Esra Akın’ın alerjik rinit tanısı konmuş 85 kişi üzerinde yaptıkları araştırmada, kendilerini yorgun ve bitkin hissettiklerine bağlı olarak hastaların özellikle sosyal alanda yaşam kalitesinde düşmeler olduğu sonucuna ulaşıldı
Alerjik rinit (nezle), toplumun yüzde 1-20’sini etkileyen kronik bir hastalık olup, bireyin yaşam kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır Konuyla ilgili kapsamlı bir araştırma yapan Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu öğretim elemanları, diğer birçok hastalıkta tedavi uygulamalarının esas amacının; ölümü ve gelecekte ortaya çıkabilecek olan morbiditeyi önlemek olmasına karşın, alerjik rinitte ise tedavinin en önemli amaçlarından birinin hastanın yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu bildirdiler Sağlık Yayıncılık
Ege Üniversitesi Hastanesindeki araştırma sonuçları
Toplumda sık görülen allerjik hastalardan birinin de kendisi olduğunu söyleyen Araş Gör Yurdanur Demir bu çalışmada, alerjik rinit tanısı alan hastaların yaşam kalitelerinin değerlendirilmesini amaçladıklarını söyledi Demir, araştırmanın sonuçlarını şu şekilde açıkladı: ”Çalışmamızın örneklemini Şubat 2007 tarihinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Polikliniğine başvuran, 85 allerjik rinit tanısı almış hasta oluşturdu Bu hastalar, KBB Polikliniğinde anamnez, fizik muayene ve laboratuar tetkikleri sonucunda alerjik rinit tanısı almış olan hastalardır Verilerin toplanmasında; araştırmacılar tarafından hazırlanan, bireylerin sosyo demografik özelliklerini içeren veri toplama formu ve SF 36 Yaşam kalitesi ölçeğini kullandık Ölçek, 36 maddeden oluşmakta olup; 8 alt boyutun (fiziksel fonksiyon, sosyal fonksiyon, fiziksel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları, emosyonel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları, mental sağlık, enerji/vitalite, ağrı ve genel sağlık algısı) ölçümünü sağlamaktadır Araştırmaya katılan hastaların %40’ının 44 ve üstü yaş grubunda, %64 4’ünün kadın, %47 1’inin üniversite mezunu, %43 5’inin 2-5 yıldır bu hastalığa sahip olduğu saptandı Hastaların en fazla oranda (%62 4) hapşırma ve burun tıkanıklığı şikayetlerine sahip olduğu saptandı Hastaların en fazla oranda %61 2’sinin hastalığına yönelik düzenli uyguladığı bir tedavinin olmadığı, %88 2’sinin ise bu bilgiyi sağlık personelinden aldığı belirlendi Hastaların yaşam kalitesi alt ölçeklerinden aldıkları toplam puanlar incelendiğinde; en yüksek ortalamanın (75 11-24 76) “fiziksel fonksiyon” alt ölçeğinde, en düşük ortalamanın (51 35-23 48) “vitalite” (hastaların kendilerini yorgun ve bitkin hissetmeleri) alt ölçeğinde olduğu saptandı Alerjik rinitli hastalardaki burun tıkanıklığı ve akıntı, iyi ve kaliteli bir burun solunumunu engelleyebilir Bu durum da bazı hastalarda oksijensiz kalmaya neden olabilir Çalışmamızdaki bireylerin kendilerini yorgun ve bitkin, halsiz hissetmelerinin nedeni bu mekanizma ile açıklanabilir Bunun yanında, bu bireylerde oldukça sık görülen belirtilerden olan burun akıntısı, hapşırma, burun kaşıntısı hastaların sosyal ilişkilerinde kısıtlamalara da yol açabilir
Yine çalışmamızda, bireylerin cinsiyet durumuna göre “sosyal fonksiyon” alt ölçeği puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur Dolayısıyla çalışmamızda, kadınların yaşam kalitesinin özellikle sosyal alanda erkeklere kıyasla anlamlı ölçüde bozulduğu saptanmıştır Çalışmada, hastaların hastalığına yönelik düzenli tedavi alma durumuna göre, yaşam kalitesi alt ölçek puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark saptanmamış olup, hastalık süresi ile sadece “vitalite” alt ölçeği puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur Nitekim, hastalık süresi arttıkça (10 yıl ve üzeri) bireylerin yaşam kalitesi daha fazla bozulmaktadır Çalışma kapsamına alınan hastaların tümü en az bir semptom deneyimlediğini belirtmiştir Sonuç olarak, alerjik rinitli hastaların kendilerini yorgun ve bitkin hissetmeleri (vitalite) yaşam kalitelerini olumsuz etkilerken, fiziksel fonksiyonlarında sorun olmaması yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilemiştir”
Sağlık Dergisi’nin sorularını cevapladı
Ege üniversitesi hemşirelik yüksekokulu Araş Gör Yurdanur DEMİR, Sağlık dergisi muhabirinin sorularını ise şu şekilde cevaplandırdı:
Allerjisi olan hastalarda ne gibi sorunlar göze çarpıyor?
Alerjik rinit; burunda kaşıntı, hapşırma, burun tıkanıklığı ve burun akıntısı gibi sık görülen yakınmalar yanında damakta, kulakta, boğazda kaşıntı, baş ağrısı, halsizlik, kulaklarda tıkanıklık, kronik öksürük, orta kulakta basınç problemleri gibi yakınmalara neden olabilir
Bu hastalık neye bağlı olarak ortaya çıkıyor?
Allerjik rinit en sık görülen allerjik hastalıktır ve tüm populasyonun %10-20’sini etkilediği düşünülmektedir Allerjik rinitin genetik özellikler, yoğun kent yaşamı ve bunun beraberinde getirdiği çevresel maruziyetlerin artması sonucunda toplumda giderek artan sıklıkta görülmektedir Allerjik hastalıkların oluşmasını kolaylaştırma sebepler arasında ilk sırayı atopi olmaktadır Atopi; insanın doğuştan çevresinde bulunan allerjenlere karşı kolay tepki gösterme yeteneğinin olmasıdır Atopi; genellikle ailevi özellik gösterir Bunun yanında, evlilik, menapozal gibi bir takım dönemlerde belirtilerde artış olabilir Tozlar, polenler, hayvan döküntüleri, ev tozları, yumurta, çilek, fındık, balık gibi yiyecekler, karabiber, tütün, duman, mazot gibi irritan maddeler de neden olmaktadır
Nasıl tedavi edilir?
Tedavinin en önemli aşaması hasta eğitimidir Zaman ayırıp hasta ile tedavi beklentileri, yakınmaların yoğunluğuna göre tedavide ne gibi değişiklerin yapılacağı, ilaç kullanma teknikleri ve ilaçların olası yan etkilerinin tartışılması hastaların tedaviye uyumunu arttırmaktadır Bunun yanında bireylerin allerjen maddeden uzak durmaları çok önemlidir Ve tabiî ki ilaç tedavisi de kullanılmaktadır
Yaptığınız araştırmanın bir sonucu olarak, bu hastalık kişinin yaşam kalitesini düşürdüğü için özellikle ev ve iş yaşamında nelere dikkat edilmeli?
Araştırmayı 85 kronik hasta üzerinde yaptık Bu kişilerin ev ve iş yaşamları daha farklı planlanabilir İşverenin çalışan kişinin sağlığını koruması gerektiği düşünülürse, sağlıklı bir ortamda çalışmanın ne kadar büyük önem taşıdığı sonucu ortaya çıkıyor Bunun yanında ev ortamında da bazı konulara dikkat etmek gerekmektedir Özetle hastaların çiçek tozları oluşturan kaynaklardan uzak durmaları (polen mevsiminde pikniğe ve açık havaya çıkmaktan sakınılması gibi), evde veya arabada kapı ve pencerelerin polen mevsimi boyunca kapalı tutulması, çim biçmek gibi aktivitelerden sakınılması, gerekirse maske takılması ve tüm bunlara karşın kapalı ortamda (evde veya arabada) yakınmaları fazla olanlarda hava temizleyicilerin kullanılması önerilebilir
|