08-17-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
'Delik' Deyip Geçmeyin!
'Delik' deyip geçmeyin!
Ülkemizde yaklaşık yılda 10 000 ile 15 000 çocuk doğumsal kalp hastalığı ile doğmaktadır Kalpte görülen bozukluklar küçük bir 'delik' gibi basit problemden kaynaklanabiliyor  
Çocukluk çağında gördüğümüz kalp hastalıklarını doğumsal (Konjenital) ve sonradan görülen (Edinsel) olarak 2 ana grupta toplamaktayız Erişkinlerin aksine çocukluk çağında görülen kalp hastalıklarının büyük bölümünü doğumsal kalp hastalıkları oluşturmaktadır Doğumsal kalp hastası olan çocuklar kalpte yapısal birtakım bozukluklar ile doğarlar Bu yapısal bozukluklar hamileliğin çok erken dönemlerinde, çoğu kez anne henüz hamile olduğunun farkında bile olmadığı dönemde olur
DOWN SENDROMU ETKENDİR
Çoğu kez kalbin normal gelişmesini bozan etkenin ne olduğu bilinmemekle birlikte bazı viral hastalıkların (kızamık, kızamıkçık, kabakulak, soğuk algınlığı etkeni olan bazı mikroplar gibi) rol oynadıkları gösterilmiştir Ayrıca kalıtım (genler yolu ile) ve kromozom anomalileri de (down sendromu olan çocuklarda kalp hastalığı riski yüzde 50'dir) doğuştan kalp hastalığı oluşması riskini arttıran faktörler arasında sayılmaktadır Yine hamilelik sırasında, özellikle ilk 3 ayda kullanılan bazı ilaçların (sara ve sinir hastalıkları tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar) ve alkolün kalp gelişiminde bozukluklara neden olduğu bildirilmiştir Kalpte görülen bu yapısal bozuklukların önem derecesi, odacıklar arasında küçük bir "delik" gibi basit bir problemden, kalbin bir ya da birkaç odacığının veya kapakçığının oluşmaması gibi çok daha karmaşık ve ağır hastalıklara kadar değişebilmektedir
OLASILIK 1000 DOĞUMDA 8'DİR
Her anne adayı için doğumsal kalp hastalığı olan bir çocuk doğurma olasılığı, 1000 doğumda 8'dir Buna göre ülkemizde yaklaşık olarak yılda 10 000 ile 15 000 çocuk doğumsal kalp hastalığı ile doğmaktadır Bu sayının yaklaşık yarısını 1 yaşından önce cerrahi müdahale gerektiren önemli hastalıklar oluşturmaktadır Eğer anne-babanın doğumsal kalp hastalığı olan bir çocuğu varsa sonraki çocuklarda risk normalin yaklaşık 2 katı kadar artmaktadır
Anne karnında tedavi edilmiyor
* Anne veya babasında doğuştan kalp hastalığı olan çocuklarda aynı hastalığın görülme ihtimali sanıldığı kadar yüksek olmamakla birlikte, normal çocuklara göre kat kat yüksektir Bu risk doğumsal kalp hastalığının türüne göre değişmekte olup 20 kata çıkabilmektedir Genellikle annede doğuştan kalp hastalığı olması babada olmasına göre çocukta bu hastalığın görülme ihtimalini daha fazla arttırır Bu nedenle böyle ailelerin çocukları normal görülseler bile bebeklik döneminde bir çocuk kardiyolojisi uzmanına göstermeleri tavsiye edilir Günümüzde bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından uygulanan "Fetal Ekokardiografi" yöntemi ile riskli gebeliklerde, gebeliğin 16 ile 20 haftaları arasında bebeğin kalbinin incelenmesi ve major kalp anomalilerinin belirlenmesi mümkün olmaktadır Ancak henüz anne karnında herhangi bir tedavi söz konusu değildir
Ne zaman anlaşılır?
Önemli doğumsal kalp hastalığı olan çocuklar genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç ay içerisinde kendilerini belli ederler Kimi bebeklerde ise morarma (dudak, dil ve tırnak diplerinde) ilk belirtidir Diğer bir grup kalp hastalığında ise sık nefes alma, nefes alma güçlüğü, iyi beslenememe, kilo alamama ya da kilo kaybı ve aşırı terleme ilk belirtiler olabilir
SİNSİ OLABİLİR
Çok ciddi olmayan kimi rahatsızlıklarda ise çoğu zaman çocuğun herhangi bir şikayeti yoktur Bu tip rahatsızlıklar daha çok rutin muayeneler sırasında kalpte "üfürüm" duyulması sonucu yapılan tetkiklerde ortaya çıkar Üfürüm kalp atışları arasında duyulan ek bir ses anlamındadır Kalp doktoru tarafından yapılacak muayene ve tetkikler sonrasında üfürümün herhangi bir hastalığın habercisi olup olmadığı ortaya çıkacaktır Çocuklarda duyulan "üfürümler"in yarıdan fazlası "normal" ya da "masum üfürümler" olarak adlandırılır Ancak bunların bir kısmı dışarıdan herhangi bir belirti vermeyen sinsi bir kalp rahatsızlığının habercisi olabilmektedir Kesin tanı için özellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda ekokardiografik inceleme yapılması önerilmektedir
|
|
|